Bölüm 28: Yargı

avatar
6447 22

The Dark King - Bölüm 28: Yargı


 

Çeviren: Çıngıraklı Düzenleyen: Cqnn

 

******************************************

 

Kris ödülün son derece cazip olduğunu söylese de kendi açığa çıkarmayacak kadar kendindeydi. Işık Şövalyesi tarafından simyagerin odasında ne tür izlerin kurtarıldığından emin değildi. İzleri yok etmek için ateş kullanmıştı ama patlamanın izleri yok edilemezdi. Eğer çapraz sorguya alınırsa kaçınılmaz bir şekilde açıklar verirdi.

 

Ayrıca, pantalonunun içinde simya notları saklamıştı bu yüzden aramaya tabi tutulduğu anda sonuçlar korkunç olurdu. Sadece Işık Şövalyesinden uzakta kalmak istiyordu. Ne kadar uzak, o kadar iyi!

 

"Şövalyelik şansı, ah... ..." Dudian'in içi acımıştı, ama güvenliği hakkında daha mantıklı olmak için kendini sıktı.

 

"Dean, çok güzel..." Zach'in yüzün tamamen heyecanla kaplıydı. Tam öne çıkıp konuşacaktı ki Dudian'in sert bakışını gördü bu yüzden durdu.

 

Mason, Zach ve Sham hazırlıksız yakalanmışlardı ve bir anlığına şaşırmışlardı. Birkaç ay beraber geçirince ve on günlük hayatta kalma sınavından sonra birbirlerinin davranışlarını yürekten anlamışlardı. Tek bir bakışla, Dudian'in gözlerinin arkasında ki anlamı anlayabiliyorlardı. Dudian'in böyle altın bir fırsatı nasıl olurda kaçırdığını merak etmeden duramıyorlardı. Altın sembol, bir sivilin ulaşabileceği en yüksek nokta Dudian'in ayaklarının altındaydı ve onun sadece tek bir adım atması gerekiyordu.

 

Bu sayısız kişinin hayaliydi, ah!

 

Ama Dudian'in bakışları altında durdular. Üçü de hiçbir şey söylemedi. Şaşırmış ve kafaları karışmış olmalarına rağmen Dudian'in kararına saygı duyuyorlardı. Dudian'i kararını değiştirmeye ikna edemeyeceklerini biliyorlardı, bu yüzden onu durdurmak istemediler.

 

Kris sessizlik içinde ki kalabalığa baktı. Hiç kimse cevap vermedi. Hafifçe kaşlarını çattı, o sırada aniden bir ses duyuldu, "Ben, Ben" gergin görünen kısa bir çocuk ellerini birleştirmiş şekilde kalabalıktan ileri çıktı.

 

Kris ona uzunca bakınca rahatlamıştı, gülümsedi ve "Tebrikler, eğitmen tarafından ödüllendirileceksin ve hanene kayıt edilecek. Şimdi Işık Şövalyesinin, şeytanı nasıl cezalandıracağını görelim." dedi.

 

Konuşması bitince, koca siyah arabadan bir kişi yavaşça dışarı çıktı. Vücudu gümüş beyaz zırhla kaplıydı. Yakışıklı bir görünüme sahip genç bir adamdı. Uzundu. Çoğu izleyici için tanrısal bir cazibesi vardı.

 

Tüm çocukların yüzünde heyecanlı bir ifade vardı. Soylulara karşın siviller yardımsever Işık Şövalyelerini daha da yüksekte tutuyor ve seviyorlardı.

 

Dudian genç Işık Şövalyesine baktı. Ne yapacaktı? Dudian'in yaptıklarını üstlenen çocuğu ödüllendirecek miydi? İçinde biraz pişmanlık hissetmişti. Eğer her şeyin bu kadar kolay bir şekilde geçeceğini bilse ne olursa olsun ileri çıkardı. Fazla düşündüğü için kendini suçlamadan duramıyordu.

 

İçten içe iç çekti ama bu şansı kaçırdığını biliyordu. Sadece aklının bir köşesine itebilirdi. Ne olursa olsun tedbirli davranma iyiydi, ödül içinse... Başını iki yana salladı ve aklındaki fikirleri bir yana koydu. Sonra, genç bir Işık Şövalyesi Tobu'yu geçti ve tam simyagerin önünde durdu. Yüzünde bir gülümsemeyle kılıcını çekti. Güneş kılıçta yansıyordu. "Ben, Melk, Baba'nın adına, şimdi bu şeytanın kaderini belirleyeceğim!"

// EN: Daha önce dediydim Baba = Tanrı

 

"Işık eninde sonunda tüm karanlığı kovacak!"

 

Dedi. O sırada eliyle kılıcını simyagerin kafasına doğru savurdu.

 

Simyager'in kafası anında uçmuştu. Boynundan kan fışkırdı, bedeni yere düştü. Simyagerin kafası birkaç kez yuvarlandıktan sonra durdu. Kan kuma akmaya devam etti.

 

Bu kanlı sahne karşısında birçok çocuk korkmuştu ve korkudan bir adım geri attılar. Ama çok geçmeden korku yerini heyecana bıraktı. Melk'in son söylediği sözü bağırarak taklit ettiler, "Işık eninde sonunda tüm karanlığı kovacak!"

 

Birbiri ardına, kelimeler çölde yankılandı.

 

Dudian garipsenmek istememişti bu yüzden o da yavaşça kelimeleri bağırarak onları takip etti. Ama içinde çığlık attı, "Hiçbiriniz kuma dökülen kanı görmediniz mi, her birimiz gibi kırmızı akıyordu!"

 

Bu dünyada, tutukluların halka açık bir şekilde idam edilmesi sıra dışı değildi. Büyük sıç işleyen suçlu mahkumları izlemek için sayısızca seyirci gelirdi. Belki de bu monoton dünyada, bir çeşit eğlence kaynağıydı.

 

Çok geçmeden Melk adındaki adam kılıcını sildi, arkasını döndü ve gitti.

 

Kris ve Tobu, Dudian ve diğer çocukları siyah arabalara bindirip özel Toplayıcı eğitim kampına doğru eşlik etti.

 

Yatak odalarına dönünce herkes yaşamaya alıştıkları paramparça ve eski püskü odalarının ne kadarda değerli ve güvenli olduğunu hissetmişti.

 

...

 

...

 

"Bu sefer sekiz simyagerin yakalandığını duydum." Dasha yumuşak bir sandalyede oturuyordu, gülümsedi ve devam etti, "Bunu başarıyı bile kıskandım. Büyük bir iş başardın. Bu grubun özel eğitimi bittikten sonra, Avcı Okuluna terfi edileceğine inanıyorum. Oraya gidip şu 'canavarlar' grubunu disiplin etme zamanı, sıkı düzenine bu gruptan daha çok ihtiyaçları olabilir."

 

Tobu alaycı bir şekilde dedi, "Aslan'ın payı bana ait değil. İki yıldız simyageri öldüren Mel ailesinin genç dahisiydi!"

 

"Mel ailesi yeniden canlanıyor gibi gözüküyor, ah..." Dasha'nın dudaklarında bir gülümseye ortaya çıktı ve "Başka bir çocuğun üç yıldız bir simyagerin pençlerinden kaçtığını duydum ve o simyager sonunda ölü olarak bulunmuş." dedi.

 

Tobu cevap verdi, "Işık Şövalyesinin görüşüne göre patlamanın şiddeti yüzünden onu öldüren dört yıldızlı bir simyager olmalıymış."

 

Dasha'nın gözleri kısıldı ve sonra "Dört yıldızlı bir simyagerin hareketlerini tespit edeli uzun bir zaman oldu. Çölde bir tane olsa bile, tahminime göre sen ve şu Işık Şövalyeleri dahil, hiçbir simyager geriye canlı dönmezdi!" dedi.

 

Tobu derin bir nefes aldı ve sonra dedi ki, "Bir daha böyle bir şey olursa, bana önceden haber vermeni istiyorum. Karanlıkta kalmak istemiyorum."

 

"Yoruldum." Dasha cevap verdi ve daha fazla konuşmaktan kaçınmak için esnedi.

 

Tobu hafifçe gülümsedi. Sadece konuşmadan saygılı bir şekilde çekilebilirdi.

 

...

 

...

 

"Büyük duvar takvimi. Yıl 291. Yağmurlu mevsim."

 

"Deney hazır. İnsan bedeninin yapısını tamamen kavradım. Bugün kendi bedenimle deney yapacağım. Çok geçmeden ben, Rosyard'ın adı, Simyager Salonunda ölümsüz olarak kazınacak. Ayrıca yeni Yaratıcı ben olucam...."

 

Dudian etrafta kimse yokken gizlice simya notlarını çalıştı. Bu kendi bedenini arıtan ve üstünde deney yapan simyager her şeyi kayıt etmişti. Aceleyle yazıldığından Dudian, ara sıra yazının titrediğini ve simyagerin ne kadar heyecanlı olduğunu fark edebiliyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44236 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr