Bölüm 19: Tehlike

avatar
6246 21

The Dark King - Bölüm 19: Tehlike


 

Çeviren: Çıngıraklı Düzenleyen: Sapphire

 

*************************************

 

Mason ve diğer iki çocuk toplandılar ve hemen Dudian'e yetişmeye çalıştılar.

 

Dudian'in küçük takımı haricinde, iki veya üç tane daha orta büyüklükte gruplar vardı. Geri kalan çocuklar tereddüt ediyordu. Sanki sürü psikolojisine uyuyormuş gibi, çoğu tek bir büyük takım kurmuştu.

 

300'den fazla kişi koloniler gibi takım kurdu ve gitgide çölde dağıldılar.

 

"Neden biz bu tarafa gidiyoruz? Yüzümüzü güneşe verdik gidiyoruz!" Mason güneş ışınlarını engellemek için eliyle yüzünü kapattı. Daha bir saat geçmemişti ama şimdiden sıcaktan hiç durmaksızın terliyorlardı.

 

Kahverengi saçlı bir çocuk "Sanki güneşle aynı taraya gidiyoruz gibi." dedi. İsmi Sham'di. Mason ve Dudian'le odayı paylaşan dört çocuktan biriydi. Sıkıcı bir kişiliği vardı ama çalışkan bir çocuktu. Tıpkı Dudian gibi o da yatağını birleştirenlerdendi.

 

"Rekabetten kaçınmak istesek bile bu tarafa gelmemeliydik!" dedi Mason.

 

Dudian fısıldayarak "Çölde sıcaklık ve iklim değişiklikleri çok sert olur. Şu anda "Kara Ölüm" mevsimindeyiz ve sıcaklık bu mevsimde olabileceği en yüksek noktaya çıkar. Ama akşamüstü sıcaklık "Kara Kar" mevsimindeki sıcaklıkla aynı sıcaklığa düşecek. Bu yüzden olabildiğince batıya gitmeliyiz. Akşam orası en ılık yer olacak." dedi.

 

Dudian'in ciddi bir şekilde açıkladığını üçü de görmüştü. Mason için için "Eğer doğuya gitseydik güneşten ve sıcaklıktan kaçınırdık, su kaynağı bulamasak bile zarardan çok yarar görürdük. Gece olan değişimse nasıl oluyorda sıcaklığın düşeceğini biliyorsun? Ayaklarım yanıyor; resmen ateş içindeler! Kahrolası sıcaklık nasıl düşecek?" dedi.

 

Sham ve diğer Zach ismindeki çocuk da merak etmişti. Şu an çok sıcaktı gece nasıl soğuk olabilirdi ki?

 

"Hava kararınca anlarsın." Dudian kumdaki ısı alıp vermeyi onlara anlatmamıştı. Bu tür bir bilgi kampta öğretilmediğinden şüphelere yol açardı. Ayrıca, endotermik soğutmayı açıklamaya çalışsa bile anlamazlardı.

 

"Bulunacak su kesin var, dikkat etmemiz gereken tek şey kesinlikle hastalıktan kaçınmak!" Dudian ciddi bir şekilde Mason, Zach ve Sham'i uyardı.

 

Zach, Sham ve Mason, Dudian'in suyla ilgili sözlerindeki kendine güveni duyunca biraz da olsa şaşırmışlardı. Yine de onu sorguya çekmemişlerdi ama merak etmişlerdi, her yerin kum olduğu bu çölde nasıl su bulacaklardı? Bu kendine güven ve kesinlik nereden geliyordu?

 

Çok geçmeden Dudian'in takımı diğer takımları göremez hale gelmişti. Görebildikleri tek şey her yeri kaplayan çöldeki sonsuz kumdu. İstemeseler de bunu görünce gerilmişlerdi. Takım arkadaşları olarak yapabilecekleri tek şey Dudian'in kararına inanıp devam etmekti. Kamptayken onları hiç yüzüstü bırakmamıştı, bu seferde çöldeyken doğru kararı vereceğiniumuyorlardı.

 

"Çöldeyken nasıl su bulabileceğimizi öğrettikleri ilk anı hala hatırlıyor musunuz?" Dudian durdu ve etrafına baktı.

 

"Ben hatırlıyorum, önce gölgeli bir kum bulup sonra su bulana kadar kazacaktık." dedi Mason.

 

Dudian elini kaldırdı ve ön tarafı işaret etti. Kumdan bir tepe vardı. İşaret ettiği tarafa güneş gelmiyordu. Güneş doğudan yükseldiği zaman bile o tarafı aydınlatmıyordu. Güneş sadece öğle vakti kısa bir süreliğine yansıyordu. "Oraya gidelim." İleriye doğru adım atıp önden gitmeye başladı. Tepeye ulaştıklarında, Dudian kuma dokundu. Çok soğuktu.

 

Mason, Zach ve Sham bunu görünce sevinmişlerdi. Kazmak için hemen çömeldiler.

 

Dudian elini salladı ve "Önce elinize bez sarın ki taşlar elinizi kesmesin." bir bez parçasını yırttı ve elinin etrafına sardıktan sonra çömelip kazmaya başladı.

 

Mason güldü ve "Bunları düşündüğün için şanslıyız." dedi.

 

Üçü de bir parça kıyafet yırtıp ellerini sardılar ve kazmaya başladılar.

 

Üç aylık dayanıklılık eğitimi dördününde fiziksel güçlerini büyük bir ölçüde arttırdığı dikkate alınmalıydı. Kızgın güneşin altında yedi sekiz kilometre yürümüşlerdi ama hala kazacak kadar güçleri vardı. Ancak, bu bir tür bahisti. Çünkü kazdıktan sonra su bulamazlarsa, başka bir yeri kazacak kadar güçleri olmazdı.

 

Bu yüzden Dudian bile gergindi. Özellikle, yarım metre derinliğe indikleri halde hala yumuşak kuma dokunduklarından.

 

"Hadi burada bırakalım! Sonraki yere geçmeliyiz." Dudian kararlı bir şekilde durdu. Eğer bu durumda yumuşak kuma dokunmasalardı üç dört metre kazsalar bile su bulamama olasılığı yüksekti. "Bu kadar uğraştık, neden şimdi pes ediyoruz?" dedi Mason.

 

Dudian iç karartıcı bir yüz ifadesiyle "Bahis oynayıp kazanmayı umamayız. Benim takip edin gidelim." diye cevap verdi. Konuşmasını bittikten sonra arkasını dönüp yüremeye başladı.

 

Mason ve Zach şüphe doluydu. Buradan ayrılmak istemiyorlardı. Sham ayağa kalktı ve "Gidelim, Dean'in dediği doğru. Şu anda risk alamayız." dedi. Sonra Dudian'e yetişmek için koşmaya başladı.

 

Mason ve Zach iç çekti, kumun gitmesi için ellerini dizlerinde çırptılar.

 

Tanrı, bir kapıyı kapadığında bir diğerini açmadı aksine bir köpek saldı*. Aniden Zach çığlık attı, yarım metre zıplayıp Dudian'e doğru koştu.

*Sanırım bir deyim.

 

Dudian ve Sham, Mason ve Zach'e doğru döndü. Aniden iki metre uzunluğunda bir yılanın kumdan dışarı doğru çıktığını gördüler. Derisi kahverengimsiydi, pullarıysa güneşin altında parlıyordu. Hepsi vücutlarının birden soğuduğunu hissetti.

 

"Koş!" uyanan ilk kişi Dudian'di. Yüksek bir sesle bağırdı, arkasını döndü ve kaçtı.

 

Takımın geri kalanı yetişmeye çalıştılar.

 

Mason panik yaptı ve ayağa takıldı. Plop diye ses geldi ve kuma yapıştı.

 

Dudian en önde koşuyordu ama sesi duyunca arkasına bakmadan duramadı. Mason'ı yerde gördü, onunla yılan arasında on metreden biraz daha fazla mesafe vardı. Yılan kumun üzerinde kıvrılarak ilerliyordu. Riskli bir durumdu, arkasını döndü ve Mason'a doğru koştu.

 

Sham ve Zach bir anlığına şaşırmıştı. Onlar da Mason'ın düşüşünü görmüştü. Yılanın kıvrılan bedenini görünce yüzleri çirkinleşmiş ve tereddüt etmişlerdi.

 

O sırada Dudian, Mason'ın önüne geldi kolunu kaptı ve "Ayağa kalk!" diye gürledi.

 

Mason ayağa kalkmayı başardı ve arkasına baktı. Yılanla arasında iki veya üç metre vardı. Eğer zıplasa üstüne sıçrayabilirdi. Mason çok korkmuştu, hemen geriye çekildi.

 

Aniden yılan, Mason'a doğru sıçradı, ağzını açıp iki keskin dişini gösterdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44238 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr