Bölüm 18: Çöl

avatar
6424 21

The Dark King - Bölüm 18: Çöl


 

Çeviri: Çıngıraklı Düzenleme: Sapphire

 

************************************************

 

"10 gün boyunca hayatta kalmak?" Çocukların hepsinin kafası karışmıştı. Tobu "kolay" demişti, ama üç ay boyunca onunla geçirdikleri zamanın ardından normal kelimesinin gerçeğinden uzak olduğunu çoktan anlamışlardı. Hepsi değerlendirmenin kağıt üzerinde olacağını sanıyordu ama hangi konudan sınav olacaklarını bilmediklerinden endişelenmişlerdi. Hiç kimse sınavın pratikte olacağını beklememişti.

 

Tabii ki de on gün hayatta kalmak için, "yemek arama" sınıfının dört dersinin de bütün detaylarını tamamen anlamış olmak zorundaydın.

 

Çok geçmeden, bazı hesaplamalar yapılmıştı.

 

Eğer su varsa, vücudun aç kalabileceği gün sayısı yedi ila on beş gün arasındaydı. Eğer kişinin iradesi kuvvetliyse, yemek olmadan bir ay yaşayabilirdi. Bu yüzden, çocukların sadece su kaynağı bulması lazımdı. Sınavı geçmek için bir umut vardı!

 

Eğer kişi küçük bir miktar yiyecek bulacak kadar şanslıysa, hiç bir sorun olmadan on gün yaşayabilirdi! Bu düşünce bir çok çocuğun kendilerini güvenlerini büyük bir ölçüde arttırmıştı.

 

Dudian hafiften kaşlarını çattı. Bu durum konusunda pek olumlu değildi. Eğer Tobu'nun tarzını biliyorsa, Tobu asla bu kadar kolay bir değerlendirme yapmazdı.

 

"Çocuklar, benimle gelin." O sırada Tobu'nun yanında duran Kris konuştu, "Bu ablanız sizi eğlenceli bir yere götürecek. Seveceğinizi garanti ederim."

 

Bazı büyük çocukların gözleri dediğini duyunca parladı.

 

"Sıraya geçin." Kris güldü ve onları götürdü.

 

Kris, yan-yana yürürken uzun bir takım olan çocuklara yol gösterdi. Okul sahasına geldiler. Sahanın yanında onlarca siyah at arabası vardı. Tek bir araba yedi veya sekiz yetişkini taşımaya yeterdi, çocuklarsa 10 11 tanesi muhtemelen içeri sığardı.

 

"Arabalara binin." Kris güldü.

 

Dudian onu evinden almaya gelen gencin arabalardan birinin sürücü koltuğunda oturduğunu gördü.

 

"Dean, buraya gel." Mason, Dudian'i çağırdı.

 

Dudian arabaya binmeden önce etrafa baktı. Mason bir yana, arabada Dudian'le aynı odada kalan diğer iki çocuk da vardı. Mason, onları sınavda beraber çalışmaya ve birbirlerinin arkasına kollamaya ikna etmişti. Tabi ki de, aynı odada kalanlar en çok güvenebileceğin kişilerdi. "Lanet olsun, perdeleri dikmişler." Mason perdeyi çekip dışarı bakmaya çalıştı.

 

Dudian'in içinde kötü bir his vardı. Bu sınavın olacağı yer yoksa... büyük duvarın dışı mıydı?

 

...

 

...

 

Dudian gözlerini kapattı, araba 20 dakika önce okul sahasını terk ettiğinden beri sessizce her şeyi dinliyor ve hesaplıyordu. Başlangıçta, yoldan geçenlerin seslerini duyabiliyordu ama gittikçe sesler kesilmeye başladı. Bir süre sonra Dudian, atların kişneme ve tekerleğin çatırtı sesleri dışında hiç bir şey duymuyordu.

 

Bu sessizlik yarım saat daha sürmüştü. Araba gittikçe yavaşlamış ve sonunda tamamen durmuştu.

 

Dudian yavaşça gözlerini açtı. "Yirmi sekiz dönüş, üç kısa duruş. Gidilen yol okulun batı tarafı olmalı..."

 

Aklında tüm detayları tek tek tekrarladı. Araba çok hızlı hareket ediyordu bu yüzden sola veya sağa döndüğü çok belliydi. Eğer Kris, Dudian'in şu anda ne düşündüğünü bilse, kesinlikle şaşırırdı. Onun yaptığını yapmak pek zor değildi. Eğer yeterli ilgi gösterilirse buradaki her çocuk bunu yapabilirdi. Ama, çocuklar arabaya bindiğinden beri pencerelerin engellenmesi ayrıca elenme korkusu onlara psikolojik baskı yapması için özel olarak tasarlanmıştı.

 

Çocuklar korku ve endişeyle doluydular bu yüzden Dudian gibi küçük detaylara hiç kimse dikkat etmemişti. Bu onun ne kadar sakin olduğunu göstergesiydi.

 

Bu en önemli şeydi. Soğukkanlılık.

 

Arabanın kapısı açıldı. Amaç çocukları onları kontrol etmek değildi, sonunda istedikleri yere ulaşmalarıydı.

 

Çocuklar arabalardan hemen aşağıya indiler, önlerindeki on gün boyunca kalacakları yeri merak ediyorlardı.

 

Geldikleri yer bir... çöldü!

 

Kum gördükleri her yeri kaplıyordu. On gün çölde hayatta kalmak?

 

Çocukların hepsi kan kusmak istedi.

 

Dudian sonsuz kavucu sıcaklıktaki çölü görmek için arabadan aşağıya zıpladı. Elinde olmadan derin bir iç çekti. Şüphesiz ki eğer Tobu "kolay" dediyse, o kadar "kolay" olamazdı.

 

"Çocuklar!" Kris yüzünde çekici bir gülümsemeyle herkesin dikkatini çekmek için ellerini çırptı. "Önümüzde ki on gün boyunca burada olacaksınız. Eğer daha fazla dayanamazsanız, sadece yere "X" sembolü çizin, biri sizi gelip kurtarır. Tabi ki de, kurtarılırsanız bu elendiniz demektir. Yani, bu da demek oluyor ki özel eğitimin ücreti ailenize kalacak. Ortalama ne kadar olduğunu bildiğinize inanıyorum. Eğer evlerinizi mahvetmek istemiyorsanız, hayatta kalmak için gerekeni yapın!"

 

Bir anlığına durdu, bir kaç kez göz kırptı ve "Hepinize iyi şanslar diliyorum. Bu arada, bu ilk sınavınız ve en basit olanı." dedi. Sonra, neredeyse üç metre boyundaki kara atına zıplamak için arkasını döndü. Dudian daha önce bu cinste at görmüştü. Fernando'nun kullandığının aynısıydı.

 

Tabii ki de, bu Kris'in Avcı kimliğini temsil ediyordu!

 

Dudian, Kris'in atını kamçılayıp gitmesini gözlerini kısarak izledi. Geri kalan arabalarda aynı tarafa dönüp,  düzenlerini koruyarak ayrıldı. Gitgide yok oldular.

 

Şu anda, bu koca çölde 300'den biraz daha fazla çocuk vardı.

 

"Bu.... nasıl hayatta kalacağımız mı?"

 

"Bu resmen cinayet!"

 

"Bu kadar kolay olmayacağını biliyordum... ..."

 

Çocukların kızgınları arabaları arkasına alan Kris'eydi.

 

"Beyler ve bayanlar!" fiziksel olarak güçlü olan, uzun boylu bir çocuk yüksek bir sesle bağırdı, "Birlik olmalıyız! İlk olarak su bulmalıyız. Eğer bir su kaynağı bulursak hayatta kalabiliriz. Birlikten güç doğar!"

 

Konuşmasını duyan diğer çocuklar karşı çıkmamıştı. Bazıları onu dinlerken diğerleri on gün boyunca nasıl hayatta kalacaklarını düşünmeye başlamışlardı. Önceki üç ay boyunca öğrendikleri bilgileri gözden geçirmeye başlamışlardı. Herkes, Tobu'dan tavsiye almamayı öğrenmişti çünkü ağızlarıyla sorduklarında Tobu onlara sadece yumruklarıyla cevap veriyordu. Asıl olay böyle kritik durumlarda tek başlarına düşünebilen kişiler yetiştirmekti.

 

Mason Dudian'e "Dean, gel onlarla gidelim," diye önerdi. İlk günden beri Mason ve odadaki diğer çocuklar ne yapacakları hakkında Dudian'e danışırlardı. Odalarında, en karizmatik kişi Mason olmasına rağmen şüphesiz ki, en prestijli kişi Dudian'di.

 

"Hayır, dördümüz kalıp bir takım kuracağız." Dudian reddeder gibi başını salladı.

 

Mason şaşırmıştı. "Neden?"

 

Diğer iki çocuğun da kafası karışmıştı. Eğer birleşirlerse güçlerinin artacağı kaçınılmaz bir gerçekti. Dersin ana fikri, zorlu ortamlarda, birleşirseniz hayatta kalma şansınız artar, olsa bile hemen Dudian'i sorgulamadılar.

 

"Su bulmak kolay. Ama çölde olduğumuzu unutmayın, ne orman ne de bataklık. Kolaylıkla su bulsak bile çok az olur. Ve o da, sadece bazılarına yeterdi ve bu dediğin birliktelik su eşit dağıtılmayacağından dolayı anında bozulucak." Dudian direk olarak cevap verdi.

 

Mason ve diğer iki çocuk anlayınca hemen uyandılar.

 

"Gidelim, çoktan fazladan zaman harcadık." Dudian etrafa baktı, gidecek bir yön buldu ve oradan ayrıldı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44337 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr