Bölüm 16: Aptalca Sorular

avatar
6425 19

The Dark King - Bölüm 16: Aptalca Sorular


 

 

Çeviren: Çıngıraklı Düzenleyen: Sapphire

 

********************************

 

Tobu umursamaz bir şekilde "Burada size zorlu koşullarda ve ortamlarda hayatta kalmayı öğreteceğim." diye cevapladı.

 

"Bugün sizin ilk gününüz. Soracağım kolay sorulardan birkaçına cevap verebilenlere ödülüm var."

 

Çocukların gözleri hemen ona odaklandı.

 

"İlk soru."

 

Tobu sakin bir şekilde "Nasıl hayatta kalabiliriz?" diye sordu.

 

Hepsi bir anlığına şaşırmıştı.

 

Nasıl hayatta kalınır?

 

Bunu daha önce hiç düşünmemişlerdi. Genç yaştan beri aileleri tarafından korunuyorlardı. Daha sonraysa hepsi en çok istedikleri koleji seçmeyi planlıyorlardı. Ondan sonra para kazanıp hayatlarına devam edeceklerdi.

 

"Para kazanarak." Bir kız hemen elini kaldırıp cevap verdi.

 

 

Diğer çocuklar hemen derin bir iç çektiler, evet buydu! Tabi ki de hayatta kalmak istiyorsan para kazanmayı öğrenmeliydin.

 

Cevap o kadar kolaydı ama bir kızın bu durumdan faydalanıp ilk cevabı vermesine izin vermişlerdi!

 

Tobu'nun yüzünde hala umursamaz ve hiç de etkilenmemiş bir ifade vardı.

 

"Yanlış!"

 

Başka bir oğlansa denemek için "Çalışmak?" dedi.

 

Tobu ona baktı, "Yanlış! Bu arada herkesin cevap vermek için tek bir şansı var."

 

Bütün çocuklar birbirine baktı.

 

Para kazanmak doğru cevap değil... çalışmak da doğru cevap değil??

 

Beyaz tenli sevecen bir kız kaşlarını çattı ve "Öğretmenim, az önce 'hayatta' dediniz. Hayatta kalmamız gereken bir durum var mı?" dedi.

 

Tobu ona baktı ve "Hayatta kalabileceğin bir durum yok." dedi.

 

Bunu duyunca çocuklar birbirlerine bakmadan duramadılar.

 

Dudian'de hafiften surat asmıştı. Biraz gözlemledikten sonra beyni ateşlenmişti. Cevap çok zor olmamalıydı. hatta kolay bir tane olmalıydı. Elini kaldırdı ve "Yemek yemek!" dedi.

 

Dudian'in dudaklarından kelimeler çıkar çıkmaz çocuklar ona döndü ve şaşırmış bir ifadeyle baktı. Çok geçmeden birer birer 'puchi' sesleri gelmişti. Hepsi yüksek sesle gülüyordu.

 

Yemek yemek?

 

Bundan daha aptalca bir cevap var mıydı?

 

"Doğru!" Tobu yine umursamaz bir şekilde cevapladı.

 

Çocukların hemen ağızları açık kalmış ve hayrete düşmüşlerdi.

 

"..."

 

Çocukların şaşırmış yüz ifadelerine bakan Tobu soğukça gülümsedi ve "En basit cevap. Hiç kimse cevaplayamayacağından ödülü veremeyeceğim diye endişelenmiştim. Sizce insan hayatında su bulamamaktan daha tehlikelisi ne olabilir?" dedi.

 

Bütün çocukların yüzlerinde çirkin bir ifade vardı. Bazıları ikna olmamıştı. ama Tobu'nun az önceki acımasızlığına tanık olduktan sonra hiç biri onu sorgulamaya cüret edememişti.

 

Dudian rahatlamıştı. Diğer çocuklar gibi o da cevabın bu kadar basit olamayacağını düşünmüştü ama yine de oynadığı bahis ona bir ödül kazandırmıştı.

 

"İkinci soru."

 

Tobu "Nasıl yemek yeriz?" diye devam etti.

 

Bütün çocuklar tekrar şaşırmıştı. Bu nasıl bir aptal soru böyle?

 

"Para kazanarak!" Bir ses direk yankılandı. Önceki soruya ilk cevap veren kızın ta kendisiydi. Bu sefer de soruya aynı cevapla yanıtlamaya karar vermişti. Diğer çocuklar hemen kendilerini yere atmak istediler. Lanet olsun, ilk sefer şanslarını kaçırmışlardı ve bu sefer de ilk cevap verme fırsatları aynı kız tarafından çalınmıştı.

 

Tobu "Yanlış!" diye cevap verdi.

 

Küçük kız bir anlığına şaşırmıştı. Nasıl yemeği satın almadan yiyebilirdi ki?

 

Diğer çocuklarda şaşıp kalmışlardı. Ama çok geçmeden, ödül kazanma şanslarını kaçırmayıp soruya cevaplamak için ellerini çabucak kaldırdılar.

 

"Ben biliyorum, ben biliyorum. Çalışarak!"

 

"Ben biliyorum. Annem sayesinde!"

 

"Üst ve alt dişlerimizi çiğnemek için kullanarak!"

 

Son cevap veren çocuk Dudian'in verdiği basit cevabı düşünmüş ve denemek için hemen bu şekilde cevap vermişti.

 

Tobu ona bakmadan duramadı, yüzünde dalga geçer bir ifadeyle "Aranızda yemek çiğnemek için kıçını kullanan biri var mı?" dedi.

 

Oğlan o kadar utanmıştı ki, yüzü kan kırmızısı gibi kızarmıştı.

 

"Bütün cevaplar yanlış, bir grup işe yaramaz şey." dedi Tobu.

 

Dudian herkes yanlış cevap verdiğinden yeniden son cevap veren kişi olmayı beklememişti. Önceki gibi düşünürken düşüncelerinde kaybolmuştu. Böyle bir mantığa göre hayatta kalmanın ilk adımı yemek yemektir. O zaman, yemek yemeden önceki ilk adımsa...

 

"Yemek bulmak!" Dudian bir daha elini kaldırıp cevapladı.

 

Tobu hafifçe ona gözünü dikti ve sonra "Doğru!" dedi.

 

Bütün çocuklar bir kez daha şaşırmıştı.



Bu kadar mı kolaydı?

 

Gerçekten bu kadar kolay mıydı?

 

"İşte son sorunuz." Tobu aldırış etmeden devam etti, "Birisi nasıl yemek bulur?"

 

Bütün çocuklar Dudian'e bakmadan duramadı.

 

Dudian diğer çocukların ona acayip gözlerle odaklandığını gördü. Hayal kırıklığına uğramıştı. Bu sefer cevabı bilmiyordu.

 

Dudian'in sessizleştiğini görünce diğer çocuklar cevap için beyinlerini zorlamaya başlamışlardı. Birer birer cevap vermek için elleri kaldırdılar. Cevaplar öncekilere benzerdi. Özellikle "para kazanarak" demeye devam eden kız. Üçüncü cevabı da para kazanmaktı, görünüşe göre kız düşünme tarzını değiştirmekten vazgeçmeyecekti. Bir sürü cevaptan sonra neredeyse hiç kimse doğru cevabı hala verememişti.

 

Tobu etrafa baktı ve "Sorunun cevabını hiç kimse bilmiyor mu?" dedi.

 

Dudian'in yanında duran bir kaç çocuk, tek cevap vermeyen o olduğundan ona bakmadan duramadılar.

 

Dudian onların bakışlarını farketmişti, hatta Tobu'nun bakışını bile farketmişti. Görünüşe göre Tobu kasten onun cevap vermesi için beklemişti. Ama bu sefer cevabı gerçekten bilmiyordu, diğer çocuklar çoktan onun düşünebileceği cevapları verdiğinden hiç bir cevap düşünememişti.

 

"Görünüşe göre doğru cevabı bilen hiç kimse yok." Tobu, Dudian'in cevap vermeyeceğini anladığında daha fazla beklemedi ve açıklamaya başladı: "Yemek bulmanın ilk yolu yemeği tanımaktır. Bugünün ilk dersi size yiyebileceğiniz yemekleri öğretmek olacak."

 

Dudian şimdi bu üç sorunun niyetini anlamıştı. Dün Mason'la konuşmasından şüphelerini doğrulamıştı. Hiç kimse  "Toplayıcıların" özel eğitimi hakkında hiçbir şey bilmiyordu, hepsi bunun sadece bir muhafız eğitim kampı olduğunu sanıyordu. Ama Dudian, Fernando'yla önceki konuşmasından "Toplayıcıların" büyük duvarın dışarısına kaynaklara bakmak için el değmemiş bölgelere gitmesi gerektiğini biliyordu. Büyük duvarın dışarısında yiyecek ve içecekleri kısıtlı olacağından dışarıda nasıl hayatta kalmasını öğrenmeleri gerekiyordu.

 

Yemeği anlamak ilk dersleriydi!

 

"Öğretmenim benim ödülüm ne?" Dudian, Tobu'nun ödülü söylemediğini görünce dayanamayıp elini kaldırıp sordu.

 

Tobu ona baktı ve "Her doğru cevap için birisi bir kahvaltı hakkı kazanacaktı. Tebrikler, sen iki kahvaltı hakkı kazandın. Bugün kahvaltı saatini geçirdiğimizden, hakkını kullanmak için sadece yarına kadar bekleyebilirsin." dedi.

 

Kahvaltı?

 

Dudian şaşırmıştı. Daha fark etmemişti ama kısacık bir on beş günlük özel eğitim içerisinde, bu iki kahvaltının ne kadar değerli olduğunu anlayacaktı.

 

"Dinlenme zamanı şimdilik bitti, o yüzden sahanın etrafında on tur koşun!" Tobu aniden bağırdı.

 

Bütün çocuklar şaşakaldı, dersleri yeni bitmişti ancak şimdi tekrar koşmak zorundaydılar?



"Verilen zaman yarım saat. Her geç kaldığınız beş dakika için, bir tur eklenecek!" Tobu umursamazca kurallarını açıkladı.

 

"Öğretmenim, yapmayın lü..."

 

Bazı çocuklar dayanamayıp itiraz etmek istemişlerdi ama çok geçmeden Tobu'nun fazladan turlar hakkında şaka yapmadığını anlayınca bütün hızlarıyla koşmaya başladılar.

 

Dudian'in ağzı hafiften seğirmişti. Bu kural onun için tamamen acımasızcaydı. Ama Tobu'nun bunu onların dayanıklıklarını arttırmak için yaptığını az buz tahmin edebiliyordu. Tobu'nun mantığı ve görüşlerine göre çocuklar hayatta kalmayı öğrenirken güç ve kuvvet değil, hız ve dayanıklılık çalışmalıydılar!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr