Bölüm 14: Oryantasyon

avatar
6660 23

The Dark King - Bölüm 14: Oryantasyon


 

 

Çeviri: Çıngıraklı Düzenleme: Sapphire

 

***************************

 

"Ben sizin eğitmeniniz değilim, ancak birilerinin önümde ağlamasında nefret ederim."

 

Genç adam sert bir sesle "Yurttaki odana dön. Orada istediğin kadar ağlayabilirsin." dedi.

 

Kız çocuğunun yüzü solmuştu, başka bir şey daha söylemekten korkuyordu. Minnie yumruklarını sıktı ve kıyafetlerini sıkıcı tuttu. Göz yaşlarını geri tutmak için başını önüne eğdi.

 

Genç adam çocuklara bir kez daha baktı. Onları azarlamak için çok tembeldi. Karşı tarafa yürüyüp bir çekmeceden anahtarlık aldı. Salondan çıkarken "Benimle gelin." dedi.

 

Dudian, genç adama yetişmek için hızlıca peşinden gitti. Diğer çocuklar da sırt çantalarını alıp genç adam ve Dudian'i takip etti.

 

Ormanlıktan geçtikten sonra, yıkık dökük bir kulübenin önüne geldiler. Genç adam kapıyı açtı ve "Burası, boş yataklardan birini seçin ve hazır olun çünkü yarın sabah özel eğitiminiz başlayacak." dedi. Sözlerini bitirdikten sonra,genç adam anahtarlığı Dudian'e attı ve direk oradan ayrıldı.

 

Dudian üç anahtarı da yakaladı. Tahta kulübeye baktı ve hafiften kaşlarını çattı. Kulübe muhtemelen onlar için özellikle yapılmıştı. Etraftaki göz alıcı ve benzersiz binalarla karşılaştırılamazdı bile. Kulübenin standartları kenar mahalleninkinden bile düşüktü.

 

"Bize böyle mi davranacaklar?"

 

Dudian özel eğitimin yarın başlamayacağını biliyordu. Kulübeye vardıkları andan itibaren başlamıştı.

 

Kulübenin içinde üç oda vardı. Üçü de birbirine tıpatıp benziyordu. Her odada dört yatak vardı. Yataklarda hasırlar ve üstünde siyah lekeler olan tahtalar vardı. Çabucak bütün yatakları gözden geçirdi ve en temiz olanını seçti. Çantasını yatağa koydu ve dışarı çıkıp çırpma yaprakları ve büyük otlar toplamak için önce diğerlerinin yataklarını seçmelerini bekledi. Bu sırada diğer çocuklarda kulübeye girdi. Gördükleri manzara karşısında şaşırmışlardı. Erkekler için bile kışlada yaşamak dayanılmazdı. Minnie çöktü ve ağlamaya başladı. Yerleşim bölgesinde büyüyen çocuklar daha önce böylezor şartlarda yaşamamışlardı. Zamanını harcamak yerine Dudian, diğer iki anahtarı çocuklara verdi. Dışarıya,  kurumuş çırpma yapraklarını toplamaya gitti. Sonra, kışlaya yatağını temizlemek için geri döndü. Böyle bir şey olacağını önceden bilseydi yanında şilte getirirdi.

 

Diğer çocuklar, Dudian'in bütün temizleme sürecini izlediler. Kendilerini acındırmayı bıraktıktan sonra her biri yataklarını seçmeye başladılar. Çocuklardan biri dişlerini sıktı ve diğer çocuklara "Şimdilik idare edin, ileride kesinlikle her şey daha iyi olacak!" dedi. Umutsuz zamanlarda insanlar hep kendilerine cesaret verecek şeylere inanmışlardı.

 

Saatler geçtikçe duruma ve ortama alışmaya başlamışlardı.

 

Büyük çocuklardan biri Dudian'in odasına gitti. Dudian hakkında biraz meraklıydı.

 

"Benim adım Mason, senin adın ne?"

 

"Dudian."

 

"Pislikten korkmuyor gibisin."

 

Çocuk açık sözlüydü.

 

Dudian "Yatağın üstünde yosun gibi şeyler var." diye cevap verdi.

 

Mason "O da ne?" diye sordu.

 

"....Hiç bir şey."

 

Mason başka ne diyeceğini bilmediğinden kafasını kaşıdı. Yatağın tahtasında hafiften küflü yerler olduğunu marketti. Dudian'in bunu nasıl hallettiğini hatırladı. Hemen, yatağı silmek için dışarı yeşil ot toplamaya çıktı, ama yatakta çokfazla küf vardı. Ne kadar siyah noktaları ovalasa da çıkmıyordu, hala siyahtılar.

 

Dudian ona baktı ve "Güneşin altında kurutmalıyız." dedi.

 

Mason bir anlığına şaşırmıştı ve sonra kabul etti.

 

Mason diğer çocukları da çağırıp "Yatakları dışarı güneşin altına koyup kurutursak çürümezler." dedi.

 

Hemen harekete geçtiler.

 

Mason Dudian'e baktı ve "Sen de yatağını kurutmak istemiyor musun?" dedi.

 

"Tek başıma taşıyamam."

 

Mason hemen "O zaman ben yardım edeyim." diye cevap verdi.

 

Dudian kişiliği yüzünden direk olarak birinden yardım istemezdi. Yine de "Teşekkürler." diye cevap verdi. Mason'ın yardımıyla yatakları kulübenin dışına çıkardılar. Çok geçmeden, memur üniformasında bir genç daha bir grup çocuğu getirdi.

 

Memur dışarıdaki yataklara baktı ve hafiften kaşlarını çattı ama hiç bir şey demedi. Az önce gelen memur gibi oda bir kaç odanın kapısını açtı, çocuklara yataklarını seçmelerini söyledikten sonra anahtarları bırakıp gitti.

 

Çocuklar merakla Dudian, Mason ve diğerlerine baktı ve sonra tek tek yataklarını seçtiler.

 

...

 

...

 

"Çocukların kalacakları yerler hazır mı?"

 

Dasha pencereye geldi. İpekten beyaz eldivenler giyiyor ve metalden bir boru tutuyordu. Eğer Dudian burada olsaydı, şüphesiz ki bunun eski nesil bir teleskop olduğunu anında anlardı. Gözüne getirip tahta kulübelerin dışındaki durumu gözlemlemeye başladı.

 

"Her şey istediğiniz gibi. Yerleşim yerinin çevresi değişmedi. Yakında su desteğini keseceğiz."

 

Tobu saygılı bir şekilde "Çok geçmeden acılara ve zorluklara alışacaklarına inanıyorum. Bu yüzden bu sefer daha fazla 'Toplayıcı' yetiştireceğimizden eminim!" diye ekledi.

 

Dasha hafifçe başını salladı. Aniden bir grup çocuğun, yataklarını kulübenin içerisinden dışarıya taşıdığını gördü. Çocukların böyle bir şey yapacağını beklemediğinden bir anlığına şaşırmıştı. Daha sonra, eski nesil teleskobu bıraktı ve "Bu çocukları iyice adam etmelisin. Mezun olabilen çocukların sayısı yıl geçtikçe azalıyor. Düzenli sayıda toplayıcı sağlamak için eğitim metotlarını ve taktikleri geliştirmeliyiz. Ayrıca, akıl sağlıkları yeterince iyi değilse onları hemen elemeyi unutma." dedi.

 

Tobu başını eğdi ve "Evet!" dedi.

 

...

 

...

 

Akşam olduğunda çocuklar yatakları odalarına götürmek için birbirlerine yardım ettiler.

 

Mason çantasından bir yatak takımı çıkardı ve onu şiltenin üzerine serdi. Çocuklardan bazılara ona kıskançlıkla baktı.Mason onlara güldü ve tedbir aldığı için rahatça uzandı.

 

Dudian kıyafetlerini değiştirdi ve uzandı. Süper bilgisayardan aldığı bilgileri tekrarlamak için gözlerini kapattı.

 

Farkında olmadan uyumuştu. Sabah dışarıdan garip seslerle saat 5'te uyandı. Dudian ve diğer çocuklar kalktı ve bu kulakları tırmalayan sesin nereden geldiğine bakmak için toplandılar. Bir metre boyunda kuş gibi boynu eğri bir yaratık gördüler. O kadar keskin bir ses çıkarıyordu ki neredeyse kulak zarlarını parçalayacaktı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr