Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa

Zheng cevap vermekte gecikmedi. Sesi duyduğu an Jonathan'a doğru koştu. Zheng dün ve gece gardını indirmemişti çünkü bu grup arasındaki güç dağılımı ağır bir şekilde çarpıktı. Tüm dünyadaki en güçlü oyuncular arasındaydı, fakat TengYi bir savaşçı değildi, LiuYu hala bir çaylaktı ve gerisinin zaten bilinci kapalıydı. Bu grupta savaşma yeteneğine sahip iki kişi kendisi ve Imhotep'ti.

Jonathan öyle inanılmaz hızlı koştu ki uluslararası atletizm yarışmasında olsaydı altın madalyayı kolayca kazanabilirdi. Ancak, Sarı Sarıklılar daha hızlıydı. Sadece birkaç adım koşmuşken, yukarıdan kocaman bir el yere vurdu. Hangi mucize gelirse gelsin, bu vuruş onu yerle bir ederdi.

Dong! Hayatı sona ermeden bir salise önce arkasından bir ses yankılandı. Zheng Ani Yıkım'da Soru'yu kullandı ve bu saldırıyı engelledi.

Sarı Sarıklılar'ın gelişi fazla beklenmedikti, bir kerede yeterince Qi ve Kan Enerjisi aktifleştirmedi. Kullanılabilir Qi'nin ve Enerji'nin çoğu Ani Yıkım tarafından tüketilmişti, bu yüzden sonunda el ile çarpıştığında, çoğunlukla vücudunun gücünü kullanıyordu. Kaplan Ruhu'nu tutan eli uyuşmuştu ve yaralıydı. Birkaç metre geriye savruldu.

(Güçleri %50 oranında arttı. Bu Sarı Sarıklılar canavar tipine evriliyor. Güçleri her bir dirilişle artıyor... Bu, onları yaratma yolunu öğrenirsek takım savaşlarında yenilmez olacağımız anlamına mı geliyor?)

Zheng hazırlıksız yakalandığı için savrulmadan dolayı kendinden geçti. Bu süreç içinde hala üçüncü aşamadaydı. Düşünceleri bulanıklaşırken Qi ve Kan Enerjisi vücudunda hızlanmaya başladı. Yere bastı ve tekrar Sarı Sarıklılar'a koştu. Bu sefer koca ele yakalanmadı. Kaplan Ruhu savruldu. Dumanımsı ışın kılıcı koca bedeni parçalara ayırdı. Zheng, Soru'yu kullanmak için tekrar Ani Yıkım'a girdi ve başka bir Sarı Sarıklı'nın yanında belirdi. Bir sonraki saniye, bıçağı savruldu.

"İyi görünmüyor." Zheng ciddi bir ses tonuyla konuştu.

Tüm kavga 20 saniyeden daha az sürdü. Sarı Sarıklılar devasaydı ve muazzam bir yıkıcı güce sahiplerdi. Ancak, hiçbiri Zheng'in ezici gücü altında tek vuruştan daha fazlasını yapamadı. Işın kılıcı Sarı Sarıklılar'ı kolayca bıçakladı ve grubun geri kalanı dövüşün ne kadar kolay gittiğini görünce rahatladı. Bu yüzden Zheng'in sözlerini duyunca kafaları karışmış halde baktılar.

Zheng, "Onları Şanghay'da en son yok ettiğimden bu yana yirmi saatten biraz fazla bir süre geçti. Önceki dirilişleri muhtemelen bundan daha uzun sürmüştür, değil mi?"

Jonathan, "Ah, evet. En az birkaç gün daha uzundu."

Zheng başını salladı ve saçlarını savurdu. "Eminim ki dirilişlerinin uzunluğu ve büyümeleri onları yok eden son kişiyle alakalı. Yani bu kişi ne kadar güçlü olursa dirilişleri o kadar kısa sürüyor ve daha da güçleniyorlar. Düşmanlara uyum sağlayan bir akıllı sistem gibiler... Güçlerini daha şimdi test ettim. Yaklaşık %50 daha güçlüler. Bu örüntü devam ederse, gelecek 6 gün en zorlu müsabakamız olacak!"

Sarı Sarıklılar sınır tanımadan büyümeye devam ettikçe sonunda Zheng'i geçecekti. Dahası, öldürülemiyorlardı.

(Bu imkansız. Bu dünyada mutlak bir güç yok ki. Güç ne kadar büyükse o kadar çok kısıtlaması vardır. Bu diriliş ve büyüme sınırsızsa Sarı Sarıklılar en güçlü silah olurdu. Ve Azizler ile Yetiştiriciler yok olmazlardı. Sarı Sarıklılar'ın bir açığı olmalı. Sadece bu açığı bulmam gerek.)

Zheng düşünürken, TengYi birden oturdu "Hala uyanık mısın?" dedi.

Zheng güldü, "Sen uyanık değil misin? Hoho. Bir şeyler düşünüyorum. N'oldu?"

TengYi cebinden bir kağıt parçası çıkarmadan önce bir an tereddüt etti. "Senin Yüzüklerin Efendisi'nden getirdiğin belgeleri çevirmede Xuan'a yardım ediyorum. İçimde bu bonus görev hakkında kötü bir his var. Bahsettiği Tanrı düşündüğümüzden daha güçlü olabilir."

Zheng şaşırdı. ''Neden böyle söylüyorsun? Bir şey mi keşfettin?"

TengYi başını salladı. "Çevirdiğimiz belgelerdeki Tanrı kelimesi bir özel isim. Tanrılar Xian adı verilen Yetiştiriciler tarafından geliştirilmiş silahlardır. Bilinci olarak bir insanın veya Xian'ın ruhunu alır ve genetik olarak tasarlanmış bir vücuda sahiptir. Enerjisi Ruh Gücü'nden gelir. Tanrı Azizler ve Yetiştiriciler arasındaki savaşın ortasında geliştirilen en büyük silah... Evangelion animesini izlemiş miydin?"

"Ha?" Zheng saçlarıyla oynarken konuştu. ''Evet. İzledim."

TengYi devam etti, "Xuan bu çeviriye ulaştıktan sonra boyuttaki Tanrı'nın yapım süreciyle ilgili bir hipotez oluşturdu. Bizim Tanrımızın Azizler ile Xian ruhlarının birleşimi olduğunu söylüyor. Takas sistemindeki bütün geliştirmeler, genetikler ve kılavuzlar bir zamanlar insanlara aitti. Belki onları önceki oyuncular yarattı, ya da belki de bilgiyi Tanrı'nın yaratıcıları girdi. Eğer görevde adı geçen Tanrı bir biyolojik silahsa takas sisteminden değiştirilebiliyor olmalı. Doğrusu, Xuan onu buldu."

Zheng küçük dilini yuttu. "Tanrı olduğu sonucuna vardığı takas... O şey olamaz değil mi?"

''Evet. S sınıfı bir ödül gerektiriyor, Eva birimleri. En pahalı Test Tipi dışındaki bütün birimler sistemde var. Xuan onların Xian'ların geliştirdiği Tanrılar olduğuna inanıyor."

Zheng alnından bir saç teli çekti ve "Doğru hatırladığına emin misin? Bu Xuan'ın hipotezi mi yoksa belgelerin çevirisi mi?"

TengYi, "Eva'nın Tanrı'nın bir başka ismi olduğu sonucuna Xuan vardı. Gerisi belgelerden."

"Anladım." Zheng derin bir nefes verdi. "Eğer Tanrılar Yetiştiriciler'in geliştirdiği nihai silahlarsa, son Tanrılara ulaşmadan önce ilk örneklere sahip olmalılar ya da Tanrıların gelişimine yol açacak bir şeye. Sarı Sarıklılar muhtemelen denekler, ya da bir anlamda, tamamlanmış Tanrılar. Sanırım bu görevi oluşturan Yetiştiriciler'in niyetini anlıyorum. Tanrı'nın gücüne adım adım uyum sağlamamızı istiyorlar. Sarı Sarıklılar bu yüzden Buda kafası olan kişiye saldırıyor. Yani Gökyüzü Kulesi'ne girdiğimizde, hazırlıksız olduğumuz için öldürülmeyeceğiz. Ancak, Batılı Azizler Sarı Sarıklılar'ı diriltebilmek ve büyütebilmek için onları süresiz olarak değiştirdi ya da en azından belli bir noktaya kadar."

TengYi iç çekti. “Dikkatli ol. İçimde kötü bir his var, tıpkı bu dünyaya girmeden önce hissettiğim gibi. Girdiğim son mezar bana aynı hissi vermişti ve sonra talihsiz olaylar oldu."

Zheng yavaşça güldü ve omzunu okşadı. ''Endişelenme. Düşündüğünden çok daha güçlüyüm. Sizi koruyabilirim. Ama haklısın. Tanrı çok güçlüyse ve Sarı Sarıklılar aynı anda saldırırsa tehlikede olabilirsin... Gidip YinKong'u uyandıralım. Xuan bana işe yarar bir item verdi." Gözlüğü yüzükten çıkardı, Xuan'ın YinKong'a takmasını istediği bir itemdi.

"Xuan'ın itemlerinin tehlikeli olduğunu hissediyorum ama... Hadi işlevini deneyelim. Haha." Zheng, YinKong'a bakarken güldü.