Cilt 19: Bölüm 6-1

avatar
774 13

Terror Infinite - Cilt 19: Bölüm 6-1


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa





Bu dünya otoriter bir dünyaydı. Gerçek, zaman içinde hiç değişmedi.

 

 

Her zaman halkın iyiliği için bağırdık, adalet için. Yine de, gerçek farklılaştı. Dünya 21. yüzyılda otoriter bir durumda kaldı. Bu tür şeyler insan hala insan olduğu sürece değişmezdi. Hangi çağ, hangi medeniyet olursa olsun.

 

 

"Dediğim gibi, iki soru şu; Tanrı 1'e rakip olma gücüne sahip miyiz ve Buda'nın diğer parçalarını toplamalı mıyız?" dedi Zheng. "Buda çeşitli parçalara ayrıldıysa, kaç parçaya ayrıldığını tespit etmeliyiz, hangi grupların ele geçirdiğini öğrenmeli ve 7 gün içinde bütün parçaları elimize geçirmeliyiz. Jonathan mezardan üç ay önce çıktığını söyledi. Diğer gruplar bu süre içinde mezara girmiş olabilir. Üstelik, Sarı Sarıklılar onun peşinde olduğu için mezar tehlikeden uzak olabilir. Diğer gruplar mezara girdikten sonra Buda'nın geri kalanını kesinlikle cebe indirirlerdi. Sonuçta anti-yerçekimi özelliği var."

 

 

Zheng saçlarını kıvırdı ve nefes verdi. "Bundan sonra iki gruba ayrılacağız. Sarı Sarıklılar zaman geçtikçe sadece daha da güçleniyor. Bu yüzden ben Buda ile kalacağım. Jonathan, Imhotep, Anck-Su-Namun, TengYi, LiuYu ve YanWei, benimle mezara geleceksiniz. Gerisi burada beklemede kalsın. Buda'nın ayrıldığını doğruladıktan sonra, diğer parçalarını elde etmenin bir yolunu bulmalısınız. Ne düşünüyorsun, Xuan?"

 

 

YanWei birden, "Hayır. Ben diğer takımla gitmek istiyorum!"

 

 

Zheng kaşlarını çattı. Heng ve kadının arasındaki anlaşmazlığı biliyordu. Suç Heng'indi ve kimsenin bu işe karışmaya hakkı yoktu. Ancak, işin ucunda takımın silinmesi varken durum kötüydü. YanWei ve Heng'in aynı grupta olmasına izin veremezdi. İlk grubun karşılaşacağı tek tehlike Sarı Sarıklılar'dı. Zheng, onları korumak ve diğer gruba yük olmamaları için bu gruba güçsüz olanları koymuştu.

 

 

Bir saniye kadar düşündü ve "Bir bonus görevin içindeyiz. Kişisel duygularınızı göreve karıştırmayın. Herkesin hayatı buna bağlı."

 

 

YanWei soğuk bir kahkaha attı. "Ben zaten yaşamak istemiyorum. Diğerlerinin hayatı neden umrumda olsun ki? Ya beni öldürürsün ya da diğer grupla gitmeme izin verirsin."

 

 

Heng kadının sözlerinden dolayı korktu. Arkasından tuttu ve o debelenirken panik içinde konuştu. "Sadece öfkeden gözü dönmüş durumda. Bir şey yapmayacağını garanti edebilirim. Güvenin bana, takıma herhangi bir sıkıntı çıkarmayacak Zheng, Xuan. Sıkıntıya neden olacak güce sahip değil zaten. Yani onu potansiyel bir sorun olarak görmeyin."

 

 

Zheng, Xuan'a baktı ve sonra Heng'e, "Aptal olma. Senden şüphe duymayacağım. Durumunu biliyorum bu yüzden nereye gideceğine sen karar vereceksin. İlgili gruba eşlik eden tehlikeyi bilmelisin."

 

 

Heng ,Zheng'in uzlaşmacı olduğunu görünce tereddüt etti. Bunca zaman sonra hangi grubun daha tehlikeli olduğunu görebiliyordu. Zheng'in grubu o ve Imhotep sayesinde neredeyse hiç tehlikeli değildi. İkinci grup tekrar bölünmek zorunda kalabilirdi ki bu tehlike seviyelerini arttırırdı. YanWei'nin ilk grupta olmasını gerçekten istiyordu.

 

 

YanWei, "Seni çok iyi tanıyorum. Güvenliğimi bahane ederek ilk grupta kalmamı istiyorsun. Ben artık hayatımı bile umursamıyorum. Başka bir şeyi neden umursayayım?"

 

 

Heng iç çekti. YanWei'nin takımı tehdit edecek salakça bir şey yapmasından korkuyordu. Zheng onun için görmezden gelirdi ama öte yandan Xuan...

 

 

"O zaman... Bırak ikinci grupla gelsin. Ben onu korurum. Hayatımız pahasına bile olsa gruba yük olmayacağız!" Heng yüksek sesle konuştu.

 

 

 

 

Zheng de iç çekti. Yanına gidip Heng'in omzuna dokundu. "Sadece hayatın tehlikede olsa bile zorlandığını bize söylememenden korkuyorum. Bizim kim olduğumuzu sanıyorsun? Potansiyel sıkıntılardan kurtulmak için yoldaşlarını öldürecek insanlar mı? Kararı sana bırakıyorum. Sadece şunu aklında tut... Çin Takımı asla hiçbir yoldaşını terk etmez."

 

 

Heng, Zheng'e minnetle baktı ve ardından Xuan'a döndü. Xuan'ın tavrı Zheng'inkinden daha endişeliydi. Heng, YanWei'nin bu filmde yanlışlıkla bazı tuzaklar altında ölebileceğinden gerçekten korkuyordu. Sonsuza dek işkence içinde boğulurdu.

 

 

Xuan haritayı Zheng'e verdikten sonra birkaç gümüş plaka çıkardı. "Bu şeyler büyük bir yarıçap içindeki sinyalleri algılayabilir. Plakalar iletişim kurmak için ruh enerjisi tüketir. Ancak, bizim için enerji tüketimi normal olanın beş katıdır. Bir ay yetecek kadar enerji depoladım. Önemli bir şey olmadıkça kullanmayın. Grup 2 için her kişiye birer tane gerekecek, bu nedenle Grup 1 sadece iki parça alıyor."

 

 

Xuan takıma bakarken durdu. "Durum bu. Aynı zamanda uyuyan üyelerle de ilgileneceksiniz. Ve bu..." Taktığı gözlükle aynı görünen bir gözlük çıkardı. Merceklerinin de bir numarası yoktu.

 

 

Zheng gözlüğü aldı ve "Bu gözlüğü takmamı mı istiyorsun? Ne için? Yoksa Çin Takımı'nın sembolü mü yapmak istiyorsun bunu?"

 

 

Zheng takımdaki herkesin aynı gözlüğü taktığı, birbirine gudubet suratla baktığı ve mantıklı sözler söylediği görüntü karşısında tüyleri ürperdi.

 

 

Belli ki Xuan'ın Zheng'in ne düşündüğü hakkında hiçbir fikri yoktu, devam etti. "Senin için değil. Yeterince güvenli olduğunu hissettiğinde, bunu YinKong'a tak ve bu iki elektrodu şakağına tak. Bu kadar basit."

 

 

"Ne demek bu kadar basit!?" Zheng bağırdı. "Kesinlikle bir tuzak var! Senin o gudubet suratın yüzünden konuşmayacağımı düşünme sakın. Sana bir tuzak varsa bana önceden haber ver demekten dilimde tüy bitti. Beni her seferinde aptal gibi gösterme. Sana söylüyorum! Çevir şu kafanı!"

 

 

Xuan çoktan takımın gerisine dönmüştü. "Şu andan itibaren Grup 2'deyiz. Buda kafasının güvenliği, uyuyan üyeler ve Buda'nın gerisini ele geçirdikten sonra mezar bizi ilgilendirmiyor. Yapmanız gereken komutlarımı uygulamak. Size ölmeyi bile söylesem, ölmek zorundasınız."

 

 

(Neden bu uyarı şey gibi hissettiriyor... Yapmak zorunda kalırsa gerçekten de bizi öldürtecekmiş gibi?) Bu düşünce herkesin yüzünden okunuyordu, Zero dışında. Fakat kimse söylemeye cesaret edemedi. Heng sadece Xuan YanWei'ye karşı hala bir şey planlıyorsa diye sessizce arka planda kalmayı diledi. Xuan'ın dikkatini çekmek istemiyordu.

 

 

"Şimdi... Şanghay'a geri dönelim."

 

 









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44323 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr