Cilt 19: Bölüm 2-3

avatar
808 13

Terror Infinite - Cilt 19: Bölüm 2-3


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa




Xuan ülkücü bir genç değildi fakat planladığı şey daha kötüydü. Bu gençler sadece memnuniyetsizliklerini dile getirirlerdi. Ülkelerinin talihsiz geçmişleri için üzülürlerdi ve karşılığında şiddetsel bir şey yapmak isterlerdi. Ancak, bu insanlar hiçbir zaman konuşmaktan ilerisini yapmazlardı. Xuan farklıydı. Bir dakika önce Zheng'e bu dünyayı etkilemenin sonucu üzerine ders verirken, şimdi tarihini çok daha kötü bir niyet için değiştirmek istiyordu.

 

 

Takım sessizce kendi içlerinde düşündü fakat Xuan zaten pek çok kez bu tarz şeyler yapmıştı. Takım için kabul edilemez değildi. Ayrıca, Zheng geri döndüğü için, üyelerin çoğu sorunu onun üzerine yıktı.

 

 

“Hayır! Sana katılmıyorum!" Zheng bağırdı. Tükürüğü Xuan'ın yüzüne geldi.

 

 

Xuan suratını sildi ve alaycı bir şekilde ona baktı. "Bulduğum en iyi plan bu. Veriyi herhangi bir hazırlık olmadan Çin'e verirsen, onu koruyacak güçleri olmayacaktır. Bu nedenle, bütün dünyanın dikkatini çekecek bir kıvılcım çakmak gerek. Senin tek gerekçen sadece Mısır'ı fırtınaya sokmak istememen."

 

 

"Mısır'ı değil!" Zheng bağırdı. "Onlar bizim yoldaşlarımız. O insanlar bizim için kaç kere savaştı. Bağlarımız ölüm kalım denemeleri üzerine kurulu. Birbirimize sırtımızı dayadık! Yoldaşlarını nasıl bu kadar kolay terk edebilirsin?"

 

 

Xuan elini salladı. "Onları terk etmeyi planlamıyorum. Planım Mısır'ı onarmak ve güçlerini yeniden inşa etmek açısından en uygun olanı. Verdiğim silahlar bu çağda merdivenin en tepesinde duruyor."

 

 

Zheng, Xuan'a dik dik baktı ve ciddi bir tonla, "Ne söylersen söyle sana katılmayacağım. Benim için yoldaşlar kazanmaktan daha önemlidir. Bir uzlaşmaya varalım. Planına devam edeceğiz ve Mısır başarısız olursa savaşa müdahale edeceğim. O noktada kontrolümüz dışında bir şey olursa, hepimiz seni suçlayacağız." Zheng grubun önüne geçti.

 

 

(Büyümüş, hem zihin hem de güç açısından.)

 

 

Mısır bir savaşa gireceğinden dolayı uyuyan üyeleri orada bırakmak artık güvenli değildi. Kısa bir tartışmadan sonra, takım onları Çin'e getirmeye karar verdi. Çin'deki durum da kaotikti, özellikle Japon istilası devam ederken. Ancak, takımın onları koruyacak gücü vardı. Mısır'da bu üyeleri kaybedecek olurlarsa pişman olurlardı.

 

 

Jonathan'ın mektubuna ve mektupla gelen küçük taş parçasına gelince.

 

 

"Kurtar beni, Zheng! Şu an gelmezsen öleceğim! Bu sefer gerçekten benim hatam değil. Ben sadece Çinliler ve yabancı silah tüccarları arasında bir ajan olarak davrandım. Yanlışlıkla bunun içine düşeceğimi kim bilebilirdi? Gelip beni kurtarman lazım!"

 

 

"Bu anlamsız mesajı boşver. Ben Imhotep. Gerçekten yardımına ihtiyacımız olabilir. Sana ayrıntılı bir hesap vereceğim. Jonathan silah ticareti için Yan Xishan'la işbirliği yapmayı planladı. Yan Xishan gerekli parayı toplamak için eski mezarları kazdı. Bu süreçte, bir yer altı mağarasında gömülü Qin hanedanlığından kalma  bir mezar keşfetti. Qin Shi Huang'ın mezarın içine Yaşam İksiri'ni koyduğu söyleniyordu. Burası önemli değil. Önemli olan kısım, Doğulu Azizler tarafından yaratılan bir Tanrı'nın mezarın içine mühürlenmesi. Bu Tanrı ABD'de karşılaştığımız Vampir canavarla aynı seviyede... Yok yok, daha da güçlü olmalı.

 

 

Jonathan kazıdan sağ kurtulan tek kişiydi. Tanrı uyandı fakat mezardan çıkamadı. Jonathan'ın peşinden gitmek için özel araçlar kullanıyor çünkü mezara ayak basan herkesi öldürmek zorunda. Ek olarak, Tanrı yüzen taşlardan yapılmış bir Buda kafası arıyor. Buda kafası mührünü çözmenin anahtarı. Jonathan büyük tehlikede. Mısır'ın gizemlerini kullanarak kaçmasına yardım ettim ama o Tanrı benden çok daha güçlü. Fazla zamanı kalmadı.

 

 

Ordular ve casuslar da bizim peşimizde çünkü mezarın içinde olanlarla ilgileniyorlar. Buda kafasını istiyor gibiler ve geleceğin mezarın içinde yattığına inanıyorlar. Pek çok kişinin gözü üzerimizde. Şanghay'dayız, Çin'den ayrılmak için bir gemi arıyoruz. Malesef, birileri bizi ele vermiş olabilir. Bu mektup biz kaçarken yazıldı. Her neyse, en kısa sürede Şanghay'a gel. Vardığında gazeteye bir ilan ver, 'Mısır'dan eski dostlar' yaz."

 

 

 

 

WangXia hemen, "Bu Tanrı bizim bildiğimiz tanrılardan mı? Xiuzhen'den (Yetiştiricilik) yükselip uçanlardan? O zaman mezarda Yetiştiricilik kılavuzları olmalı!"

 

 

ChengXiao da heyecanlandı. "Çiftler için tasarlanmış Yetiştiricilik kılavuzları olduğunu duymuştum. Burada var mı merak ettim... Acele edelim. Siz ne düşünüyorsunuz?"

 

 

Herkes heyecanlı görünüyordu çünkü Yetiştiricilik kılavuzları Tanrı'yla yapılan takas itemlerinin en yüksek seviyeli olanları arasındaydı. Bu filmden bir tane elde edebilseler ve Çin’in gücünü zirveye taşısalar, beklenmedik bir servet olurdu.

 

 

Xuan mektuba bakıyordu ve takım Yetiştiricilik'ten bahsedene dek kendini kaybetmiş gibiydi. "Bu yüzen yaratığın bir Xian mı yoksa Tanrı mı olduğunu düşünüyorsunuz?"

 

 

Takımın gerisi şaşırdı. Zheng sordu, "Fark ne?"

 

 

"Eğer bir Xian'sa, o zaman dağlarda yaşayan, Çin'in yetiştiricileri olan kişileri ifade eder. Bir Tanrı'ysa, o zaman Azizlerin savaş için yarattığı yaratıkları ifade eder. Elimizdeki mevcut bilgi, Azizlerin üç bölgeye ayrılmış olduğu; batı, doğu ve Amerika. Batılı Azizler biyolojik silahlar yarattı; Melek(ler) ve Şeytan(lar). Amerikalı Azizler Vampir Maskeleri'ni yarattı ve Doğulu Azizler ise Tanrı yaratığı/yaratıkları yarattı.

 

 

Beşinci aşama Azizlerle aynı seviyeye kadar güç kazanma yöntemi yaratan başka bir grup insan vardı. Bu yöntem Yetiştiricilik'ti ve Yetiştiricilik'i kullanan kişiler de Xian olarak adlandırıldı. Ardından bilinmeyen bir savaş çıktı. Xian'ın ve Azizlerin soyu neredeyse tükendi ve Tanrı(lar) ortaya çıktı. Çin mitolojilerine göre, Tanrılar ilk önce Tanrıların Töreni'nden sonra ortaya çıktılar. Yani Xian Tanrılardan farklıdır. Bence Tanrılar, insan ruhuna sahip biyolojik silahlardır. Amerika'daki Vampir canavarı gibi düşünebilirsiniz."

 

 

Zheng diğer üyelerle göz göze geldi ve "Bu görev hakkında ne diyorsunuz? Bu yolculuk o kadar tehlikeli mi olacak?"

 

 

"Tehlikesine ben karar vermiyorum. Bunu yapan sensin. Gücün nasıl? Kalp şeytanını ortadan kaldırdıktan ve orta-dördüncü aşamaya adım attıktan sonra ne kadar büyüdün? Bu Tanrı'ya rakip olabilir misin?" Xuan, Zheng'e baktı.

 

 

Zheng çenesini okşadı ve "Gücüm... Hangi seviyede olduğunu bilmiyorum. Sanırım klonumu yenemesem bile Zhao ZhuiKong ile savaşabilirim. Muhtemelen ondan daha güçlüyüm. Orta- dördüncü aşama öncekinden neredeyse tamamen farklı bir konsept. Üçüncü aşama ve daha düşüğü silahsız bir adamsa erken-dördüncü aşama cephanesiz silahı olan bir adamdır, yani sadece silahı fiziksel olarak kullanarak savaşabilirsin ve orta-dördüncü aşamaya girdiğindeyse silahın cephane kazanır. Bütün gücümle savaşırsam, Alman ya da İngiliz ordusunu bir saat içinde silebileceğime eminim!"

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44248 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr