Cilt 18: Bölüm 12-3

avatar
836 12

Terror Infinite - Cilt 18: Bölüm 12-3


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa





Çaresizlik TengYi'nin içini doldururken kamyon daha da yaklaşıyordu. Fakat, vücudunu kımıldatamıyordu bile. Kamyon üzerinden geçtiğinde sağlam bir parçası kalmayacaktı.

 

 

Kamyon ile TengYi ve LiuYu arasında 70 metre kalmıştı. Gökyüzünden aniden bir plazma düştü ve kamyonu bir elektrik direğine çarptı. TengYi ve LiuYu ne olduğunu idrak edeli henüz bir dakika olmuşken kamyon çoktan sıvılaşmıştı. Direk ortadan kayboldu, arkasında sadece plazma patlamasının yüksek ısısını bıraktı.

 

 

TengYi ve LiuYu gözleri kamaşmış halde ileriye baktılar. Bir sokaktan bir adam çıktı. Elinde insan kafası tutuyordu. İnsan kafası bağırıyordu fakat o sesi duymazdan geldi. TengYi ve LiuYu'ya yaklaşınca, kafayı Freddy'e doğru attı. Sanki tamamen kızartılmış gibi kafadan duman çıkıyordu.

 

 

WangXia soğukkanlı bir tonla, "Kabusundan geri döndüm... Bir insanın kalbiyle daha ne kadar oynayacaksın?!" diye haykırdı.

 

 

Ellerini havada salladığında şeytan enerjisi doldurdu. Yanında kanatlı bombalar belirdi. Bu bombaların her birinde plazma bombası taşıyan küçük eller vardı. Kanatlı bombalar Freddy'i sardı ve o kaçamadan üzerine kapandı. Plazma her yöne boşaldı.

 

 

WangXia son derece öfkeliydi ancak mantığını tamamen kaybetmedi. Kanatlı bombalar Freddy'i kuşatınca, TengYi ile LiuYu'yu alıp kaçtı. Daha birkaç metre koşmuşken bir ısı dalgası onlara doğru uçtu. WangXia 100 metre koşana kadar ısı dalgası onları kovaladı. Saçının yandığını hissedebiliyordu. Üçü, patlamadan geriye kalan 20 metre çapında bir çukura bakmak için arkasını döndü. Freddy yanıp kül olmuştu.

 

 

"İnanılmaz!" TengYi ve LiuYu düşündü. WangXia Çin Takımı'nda ilgi odağı değildi ve neredeyse hiç şov yapmamıştı. Çok azı onun böyle güçleri olduğunu biliyordu. Plazma patlaması Zheng'in gücünden bile çok daha etkileyici görünüyordu ve Freddy'i bir anda yaktı. Onunla burada güvende olurlardı.

 

 

WangXia'nın adımları istikrarını kaybetmeye başladı. 300 metre koştuktan sonra durdu ve nefes nefese kaldı. Aynı zamanda diğer ikisinin kanamasını durdurmak için hemostaz spreyi çıkardı. Bitirdikten sonra, bir maraton koşmuşcasına yere yığıldı. Yorgunluk onu neredeyse bayılacaktı. Ancak, durum bunun olmasına müsaade etmedi. WangXia hemen diğerlerini sordu.

 

 

TengYi bıçaklar kalbine gelmediği için şanslıydı. Hala kan öksürüyordu fakat hayatta kalmayı başardı. WangXia kaybolduktan sonra olanları anlattı.

 

 

"... Heng, Xuan'ı oyaladı benim de LiuYu'yla kaçma fırsatım oldu. Ama Freddy bizi bırakmadı. Söylediğine göre, sahte Xuan hayatta olduğu sürece sonsuz kere canlanabilirmiş. Dahası, Zheng'in kalbindeki boşluk büyüdükçe, onun da gücü ve sayısı büyüyecekmiş. Sahte Xuan da gerçek Xuan'a daha çok yaklaşacakmış. Eğer bu durum devam ederse ondan daha kaç tanesiyle savaşmak zorunda kalacağız bilmiyorum." TengYi iç çekti.

 

 

WangXia bir anlığına duraksadı. "İkiniz saklanacak bir yer arayın. Amaçsızca koşmayın. Ben gidip Heng'i sahte Xuan'ı öldürmesine yardım edeceğim. Gerçek Xuan'ın gücüne ulaşırsa, Lambda Sürücüsü bizi öldürür. Yani o noktaya ulaşmadan önce onu öldürmemiz gerek." WangXia ayağa kalktı.

 

 

"Gitme..." LiuYu WangXia'nın tişörtünden tuttu. "Bizim hayatlarımız da anahtar. Eğer bu bir rüyaysa, birinin dünyada bunu sürdürmek için rüya görüyor olması gerek. Dahası, bizim dışımızda herkes çaresiz rüyaya sürüklendi. Biz ölürsek, güvenli rüyayı sürdürecek kimse kalmayacak ve kimse uyanamayacak!"

 

 

TengYi ve WangXia'nın ikisi birden cevap verdi, "Gerçekten mi?"

 

 

"Büyük ihtimalle." LiuYu WangXia'yı bırakmadı. "Çok kitap okuduğumu söylemiştim. Evde kilitli oduğum için sıkıldığımdan dolayı her türden kitaplar okudum. Birkaçı rüyalar hakkındaydı. Mesela bir rüyayı gerçeklikten ayırt edemediğinde, rüyadaki ölüm gerçek ölüm olacaktır. Bir de düşünmeniz gereken iki şey var, rüyayı gören kişi ve bir mesaj. Sahte Xuan, Freddy ise o zaman mesaj o ve biz de rüya gören kişiyiz. Diğerleri çaresiz rüyaya girdikten sonra TengYi ve ben bu rüyayı devam ettiren tek kişileriz."

 

 

WangXia ve TengYi ona şaşkın bir bakış attı ve her biri onun kollarından birini tutup koştu.

 

 

"Ne söylediğini anlamadım ama Xuan ve HongLu'nun anlamadığımız şeyler konuştukları zamanki haline benziyordun. Yani sana inansak iyi olur." WangXia konuştu. TengYi onaylayarak başını salladı.

 

 

 

 

LiuYu ikisinin neden birden ona inanmayı seçtiğini anlamadı. Ancak, hayatının şimdilik güvende olması iyiydi. Sordu, "TengYi, göğsündeki yara nasıl? Biraz önce baya derin görünüyordu."

 

 

TengYi bu sefer kan çıkarmadan öksürdü. LiuYu'ya acı bir şekilde gülümsedi. "Yakında benim gibi olabilirsin. Tanrı'nın boyutuna döndüğünde, ejderha kanıyla yıkanma fırsatın olacak. Vücudunu normal bir insandan iki kat daha güçlü hale getirecek. İyileşme hızı da manyak yüksek olacak... Gerçi Zheng'inki kadar değil tabi."

 

 

LiuYu onayladı, "Peki ya Heng? O da ejderha kanında yıkandı mı? Xuan'ı yenebilir mi?"

 

 

WangXia ve TengYi sessizce birbirlerine baktı. Bir süre sonra, sonunda WangXia cevap verdi, "Eğer Freddy'nin söylediği gibi sahte Xuan gerçek Xuan'ın gücüne ulaşırsa, içimizden hiçbiri onu yeneceğine güvenemez. Xuan'ın gücü, zekası olmadan bile akıl sır ermez seviyededir. Hayatlarımız senin ellerinde, Heng."

 

 

Heng diğer üçüyle aynı düşünmüyordu. Zar zor hayattaydı, takımın gerisini korumaktan bahsedilemezdi bile.

 

 

Xuan kilitsiz modun ikinci aşamasına girmişti. Hareket hızı, tepki hızı ve gücü, hepsi Heng'i geçiyordu. Kata silahı Heng'e fırsat vermiyordu. Ejderha parçası bariyeri durmadan dalgalanıyordu. Ne ikili ne de üçlü patlayıcı atış Xuan'ın kata silahını geçemedi. Heng gümüş yayın yaylım ateşi tekniğini kullanmayı da denedi fakat Xuan her seferinde atlattı. Çok geçmeden, vurulan tek kişi o oldu.

 

 

(Şimşek Atışı'nın üç dakikaya daha ihtiyacı var. Gücü bu sahte Xuan'ı öldürebilmeli... Umarım. Her zaman sadece zekasını sergiledi. Kimse bir karşılaşmada böyle delicesine güçlü olmasını beklemezdi. Bu gerçekten gerçek Xuan'ın gücü mü? Daha Lambda Sürücüsü'nü bile kullanmadı.)

 

 

Bazen bir kişi yanınızdayken onun ne kadar güçlü olduğunu asla fark etmezdiniz. Ancak, bu farkına varma düşman haline geldiğinde gerçekleşirdi.

 

 

Xuan Heng'i iki bina boyunca kovaladı. Ejderha parçası kolyesi bu noktada neredeyse tükenmişti. Heng bir sokağa girdi ve bir arka kapıdan içeri koştu. Bir barın arkasıydı. Heng doğruca ön kapıya koştu ama kapı açıldığında iki zifiri karanlık namlu onu bekliyordu. Xuan önde duruyordu. Ejderha parçasının yalnızca birkaç atışı daha durduracak enerjisi kalmıştı.

 

 

ChengXiao hayatının aşkının bardan bir adamla birlikte çıktığını görünce hızla barın girişine doğru yöneldi. Bir tekmeyle kapıyı kırdı. Adam ve kadın çok uzaklara gitmişti. Sevdiği kadının yok oluşunu izlerken, bir fahişe başka bir adam tarafından götürülürken yapabileceği hiçbir şey yoktu.

 

 

"Benimle oynama..."

 

 

"Neden dışarı çıktım biliyor musun? Ona fahişe denildiği için mi? Yoksa birinin onu götürdüğünü gördüğüm için mi? Tabii ki hayır lan! Seni öldürmek istediğim için! Ve sana bir gerçeği söylemek için!" ChengXiao bağırdı. "Azgın olduğumu inkar etmiyorum bu yüzden sevdiğim kadın tarafından ihanete uğramayı kaldıramam, ne fiziksel ne de ruhsal olarak! Bu kesinlikle benim en büyük zaafım. Ama...

 

 

Aşk güvenle var olur! Beni yanılsamalarla kandırabileceğini mi sanıyorsun! Ondan şüphe ettirip ona zarar vermemi sağlayabileceğini mi sanıyorsun! Ben aşkıma sonuna kadar inanıyorum!"

 









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44297 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr