Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa

 ChengXiao, TengYi ve LiuYu sonunda Kampa ve YinKong kaybolunda tuhaflığı hissettiler. Bu üyeleri hatırlamıyorlardı. İstemsiz bir histi. Çin Takımı sadece birkaç kişiden mi oluşuyordu? Bir çaylak dışında, takımda aslında sadece dört kişi mi vardı?

Rüyanın kuralları bir insana olan anıları silebilmesi bakımından da tuhaftı. Herkes pek çok filmden geçmişti. Bağları çok derinleşmişti. Fakat yine de yoldaşlarını unuttular. Zheng bunu her düşündüğünde kalbine bir buz saplanıyordu.

Bu tuhaflığı fark etmek üyelerde şüphe yarattı. Fakat anılarına baktıklarında, diğer üyeleri hatırlayamadılar. Elm Sokağı Kabusu'ndan önceki filmlerde bile izleri yoktu.

"Gerçekten başka üyeler var mıydı? Ve kayboldukları zaman onları unuttuk mu?" ChengXiao karakterine ters ciddi bir tonda sordu.

Zheng başını salladı. ''Evet. Çoğu üye bu noktada kayboldu. Geriye sadece biz kaldık. Siz isimlerini bile hatırlayamıyorsunuz. Onları hala hatırlayan tek kişi benim."

ChengXiao kafasını kaşıdı. "Fakat anılarımda diğer kişiler yok. Bazı özelliklerinden bahsetsen? Onları hatırlamamıza yardımcı olurdu."

Kampa ve YinKong gittikten sonraki ikinci gündü. Zheng ikisini aramaktan vazgeçip filmin ilerlemesini bekledi. Bu rüya dünyasını bitirecek son adımı düşünüyordu. ChengXiao sonunda yakalandıkları tuhaf histen dolayı ona sormaya geldi.

Zheng bir an düşündü. "Ah. Zero adında bir adam var. Sakin ve güvenilir bir keskin nişancı."

"Hatırlamıyorum."

"Ve Kampa adında biri. O topçumuz."

"Hatırlamıyorum."

"Ah. Ve YinKong isminde bir kız. 16 yaşında. Harika bir vücudu var. Sen ona her zaman..."

"Büyük göğüslü bebek surat!"

ChengXiao'nun gözleri parladı. Elleri iğrenç bir şekilde havayı sıktı. Gözleri bu kadar uyanık görünmese, Zheng onun bir rüyaya, bir erotik rüyaya düştüğüne inanırdı.

Zheng başını salladı. "Yani onu hatırlıyorsun? Tuhaf."

"Hatırlamıyorum." ChengXiao cevapladı. "Ama 16 yaşında harika vücuda sahip biri en yüksek derecedir. Büyük göğüslü bebek surat kibar bir tabirdir. Yalnızca öyle kızlar böyle bir tabire değer!"

(Bu tabirde neden bir kibarlık göremiyorum? Bir sapığın sezgisi rüyanın sınırını mı bozdu?)

Zheng gülse mi ağlasa mı bilemedi. Rüyayı nasıl sona erdireceğini çözemediği için stresliydi fakat ChengXiao modunu yükseltti. Galiba bir sapık asla değişmiyordu. Değişeceğini kim bilebilirdi ki? Zor olacaktı. ChengXiao'nun kendisi bu davranıştan kurtulmaya karar vermedikçe, tek çare...

Zheng bu anda donakaldı. ChengXiao'ya inanılmaz bir ifadeyle baktı. Tamamen şok olmuş gibiydi.

ChengXiao da Zheng'in tepkisinden dolayı şoka girdi. Bir şey oldu zannedip ayağa fırladı. Etrafı taradı fakat anormal bir şey bulamadı.

"Lütfen. Daha yaratıcı şakalar yap. Artık çocuk değiliz," dedi.

Zheng şaşkınlığını yatıştırdı ve kafasını salladı. “Hayır. Seni korkutmaya çalışmıyordum. Sonunda HongLu'nun ne demek istediğini anladım. S*ktir. Bu filmin gerçekten de bir çözümü yok. Tanrı ne düşünüyor bilmiyorum. Bu filmin daha derin bir anlamı olabilir mi?"

ChengXiao, "HongLu kim? Bir kız ismi gibi gelmiyor."

Zheng tekrar hafifçe kafasını salladı ve ciddi bir tonla, "Her neyse, son anahtarı bulduğuma göre, bu sorumluluğu taşımalıyım. ChengXiao, Freddy sana saldırırsa kalbin kendine sadık kalsın. Rüyaya kapılıp gitme. Anladın mı?”

ChengXiao bir duraksamadan sonra güldü. "Beni merak etme. İradem demir kadar sağlamdır. Bu dünyada beni kim yumuşatabilir? Ve eğer yaparsa... Haha."

(Lütfen. Bu kadar yanlış ifade yeter. Ama gerçekten de, kalbindeki boşluk ve onunla başa çıkma yöntemi muhtemelen onu çaresiz rüyaya en son girecek insan yapıyor. Çaresizliği nasıl heceleyeceğini bile biliyor mu?) Zheng kötü niyetle düşündü.

Çin Takımı'dan geriye sadece beş kişi kalmıştı. Fakat yapılması gereken şeyler devam edecekti, yemek yemek ve geceyi atlatmak gibi.

Zheng bu noktada çırpınmanın bir anlamı olmadığını düşündü. Sadece yapbozu çözmesi ve bu dünyayı doğru yöntemle terk etmesi gerekiyordu. Şimdilik, takımın gerisine yardım edemiyordu.

Zheng yemekten sonra odasına döndü. Yatağa oturup dikkatini tek bir noktaya toplayarak meditasyon yaptı.

(Freddy bilincimi temel alarak bu dünyayı kurduysa, o zaman Qi'yi, Kan Enerjisi'ni, rafine Qi'yi, bayrakları ve hatta yaratıcı yeteneklerimi bile kullanabilmem gerekir. Bu bu zamana kadar doğruydu. Ancak, kaba kuvvet bu film için çözüm değil yani bu güçler durumumuza pek yardımcı olmuyor.

Durum oldukça basit. Benim arzum takımın hayatta kalması. Bu nedenle benim için en ağır darbe onların yok olması. Lori ve klonum da savunmamı kırabilir. Zihnim temel oduğu için, Freddy de bütün üyeleri öldürmeden bana saldırmayacak. Rüya dünyası ben ve diğerleri uyanmadan çökecek.

Beni seçti çünkü üyeleri ben canlandırdım yani onların geçmişlerini ve zayıflıklarını biliyorum. Bu, diğerleri kaybolurken çaylakların neden gözlerimin önünde öldüğünü açıklıyor. Orijinal filmde Freddy'nin yalnızca normal insan güçleri vardı. Zihnimdeki bütün kişiler ondan çok daha güçlü. TengYi bile onu teke tekte indirebilirdi. Bu yüzden bizi çaresiz rüyaya sürüklemek için kalplerimizdeki boşluklara bel bağlamak zorunda. Öte yandan çaylaklar onun için birer tehdit değildi, bu yüzden o ekstra adıma ihtiyaç duymadı ve beni onların cesetleriyle baş başa bıraktı. Ne şerefsiz ama.)

Zheng üçüncü aşamadaydı. İç çekti. Son brkaç gündür üçüncü aşamada saatlerce kalmak ona hafif bir baş ağrısı vermişti. Ancak, HongLu'nun simülasyonu az bir oranda arttı. Filmin amacı gibi bazı cevaplar netleşti.

Kalp Şeytanı kişinin gelişiminin önündeki en büyük engeldi. Kişi kalp şeytanı yüzünden hüzünlü hissedebilir ve savaşma arzusunu kaybedebilirdi. Kalp Şeytanı Zheng başlangıç dördüncü aşama ile onu ölüme götürebilecek orta dördüncü aşama arasındaki yolda olduğunu fark etti.

Bu film Tanrı'nın kalbi test etmesi için bir düzenlemeydi. Kalp şeytanının üstesinden gelirse, klonuna rakip olacak gücün bulunduğu  orta dördüncü aşamaya geçecekti. Başarısız olursa, şimdiye kadar büyüyen tüm takımla beraber ölecekti.

(Kalbimdeki boşluğun üstesinden gelmediğim için, sadece HongLu'nun tavsiyesini dinleyebilirim. Son adım... Kabusu ortadan kaldırmanın tek yolu... Rüya gören kişiyi öldürmek ya da kişinin kendisini öldürmesini sağlamak. Kastettiğin şey bu mu, HongLu? Önce Freddy'i, ardından kendimi öldürmemi istiyorsun.)