Cilt 18: Bölüm 8-1

avatar
925 10

Terror Infinite - Cilt 18: Bölüm 8-1


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa




Çin Takımı'nda artı 9 kıdemli ve 3 çaylak vardı, fakat kaybolan 3 kişiyi hatırlayan tek kişi Zheng'di. Bu yükü tek başına taşımak zorundaydı. Ruhsal durumu gittikçe gerildi, neredeyse delirmenin eşiğindeydi.

 

 

Takım Zheng'deki anormalliği fark etti. Belli ki kaygı içine düşmüştü. O kendi kendini delitmeden önce bu aşamada Freddy'nin ortaya çımasına bile gerek yoktu. Dahası, saldırının nerede geleceğini kimse bilmiyordu. Yaklaşmakta olan görünmez tehlike de takımın geri kalanının üzerine çöküyordu. Kaygı üzerlerine yayıldı.

 

 

(Bunun devam etmesine izin veremeyiz. Kaygı hepimizin zihninde boşluklar açacak. Bu aşama Freddy'nin saldırmasına gerek bile kalmayacak.)

 

 

18 gün geçti. Heng, HongLu ve unutulan kız hala ortadan kaybolan tek üç kişiydi. Akşam yemeğinden sonra, Zheng takıma, "Çok fazla endişelenmeyin. Yalnızca 12 günümüz kaldı. Bu 12 günü atlatır atlatmaz geri döneceğiz."

 

 

Açıkçası bunlar sadece avuntu cümleleriydi. Zheng bile kendi söylediğine inanmadı. Bu kendini avutma ya da kendini kandırma mı sayılıyordu? Rahat bir nefes verdi. Takımın geri kalanı başlarını salladı. Her neyse, zaman 30 gün sınırına yaklaşıyordu ve takımda hala 12 kişi vardı. Sadece biraz daha dikkatli olmalı ve en azından bir silinmeyle bitmemeliydi.

 

 

(Ama, bu rüya dünyasından gerçekten ayrılabilir miyiz? Rüyada zaman dünyadakiyle aynı hızda akmaz. Belki bu 18 gün yalnızca 18 saniyedir. HongLu, bana ne anlatmaya çalışıyordun? Kabusun kökeni nedir? Kabustan çıkmak için diğer yöntemler neler? Ne?)

 

 

Takım yemekten sonra oturma odasına geri döndü. Gruplar halinde oturup sohbet ettiler ya da dinlendiler. Sadece Xuan ve Zheng kendi başlarına sessizce duruyorlardı. Xuan bir fincan kahve yudumlarken bir roman okuyordu. Bu onun karakteriydi.

 

 

Zheng üçüncü aşamayı sürdürürken başı dönüyordu. Filme girdiklerinden beri olan her şeyi hatırlarken takıma göz gezdirdi. Adı unutulan kız dışında aslında her şeyi hatırlıyordu. Heng ve HongLu anıları asla soluklaşmamıştı. Uzun zamandır yanyana savaştıkları için olabilirdi.

 

 

(Bu dünyaya rüyada girdiysek, o zaman bariyer açıklanamaz. Bariyerin içinde olmak Tanrı'nın boyutunda olmakla aynı. Yani hazırlık aşamasındayken uyanıktık. Görevler ve 4 çaylağın gerçek olması lazım!

 

 

İkinci nokta bu kadar aniden bir rüyanın içine düşmüş olamayız. Bütün takımı aynı rüyanın içine sokmak için, şehre giderken... Olmuş olmalı. Tanrı o zaman zorluğu değiştirdi. Arabaların içinde bu yüzden uyuyakaldık. Jie'nin takımıyla Elm Sokağı Kabusu'nu deneyimlerken söylediği şeyi hatırlıyorum, kasabadan kaçmaya çalışmışlardı ama şoför Freddy'e dönüşüp önceki Çin Takımı'nı silmişti. Soru şu ki, o noktada lider olmak için nasıl onay aldı?)

 

 

Zheng başını iki yana salladı. Bir saç teli kopardı, masanın üstüne koydu, düşüncelerini gözden geçirdi.

 

 

(Kafam çorba oldu. Hipotezi yeniden yapılandırayım. Jie, Tanrı'dan onay almak için bir şey yaptı. Ancak, bu şey yalnızca onayı elde etti. Filmi tamamlamadı ve Freddy'i öldürmedi. Sanırım görevin yarısını tamamladı.

 

 

Bu bilgiyi kullanarak, HongLu'nun söylediği şeyi açıklayabilirim. Birincisi, kabusun kökeni diye bir şey var. Bu şey kabusun oluşmasını sağlıyor. İkincisi, uyanmamız için, kökeni ortadan kaldırmak zorundayız. Ancak, kabus momentum nedeniyle bu noktada başka bir forma dönüşmeye devam edecek. Nasıl uyanabiliriz? Kişiyi fiziksel olarak uyandırmaktan başka hangi yol var?)

 

 

Zheng kafasını şiddetle salladı. Uzun süredir üçüncü aşamada kaldığı için biraz başı dönüyor ve ağrıyordu. Bu baş ağrısına tahammül edip bir başka saç teli kopardı. Saçı masaya koydu.

 

 

(Bu iki nokta gerçekliğe dönüp dönemeyeceğimizle doğrudan bağlantılı. Sonra zaman meselesi var. Zaman gerçeklikle aynı hızda akmıyorsa, 30 gün beklemek çabamızı heba eder. Freddy neden bizi bekletiyor? Bizi kaygıya sürükleyip zihinlerimizde boşluk açmak için mi?

 

 

Son soru... Eğer sorumlu olağandışı bir şeyse, çok anormal davranıyor.)

 

 

 

 

Zheng başka bir saç teli koparma isteğini bastıramadı. Fakat aniden saat vurdu. Oturma odasındaki tıbbi tarzda büyükbaba saati çaldı. Saat gece yarısı 12'ye gelmişti. Saat geç olduğu için Çin Takımı üyeleri uyumaya gidiyordu.

 

 

2 çaylak kız kalkıp Lan ile kısık sesle konuştular. Lan kafasını salladı ve onlarla beraber koridora yürüdü.

 

 

Zheng nereye gittiklerine baktı. Tuvalete giden yöndü. Sonra gözlerini kapatıp soruları üzerine düşünmeye devam etti. Diğer kişilere daha fazla dikkat etmek için fazla endişeliydi. Kızlar Lan'e oldukları için herhangi bir sorunla karşılaşmamalılardı.

 

 

(Kabusun kökeni buysa, bunu yapmak çok mu aşırıya kaçar? Dahası... Ters bir şey var. Bir şey mi oldu? Bu huzursuzluk hissi...)

 

 

Zheng düşünceleri arasında kritik noktaya ulaştığında kalbi küt küt atıyordu. Sanki hisleri arasında bir şey parlamıştı. İçinde korkunç bir his yükseldi. Hemen tuvalet yönüne doğru koştu. Daha önce de aynı hissi yaşamıştı, ilk kız kaybolduğu zaman. Bir şey oluyor olmalı!

 

 

Takımın geri kalanı Zheng'in yerinden fırlayıp tuvalete doğru koşmaya başladığını gördü. Zheng bağırdı, "Savaş için hazırlanın! Xuan, Zero ve Kampa'yı alıp ikinci kata çık ve yolu kesmeye hazırlan! Diğer herkes beni takip etsin!" Köşede kayboldu.

 

 

Tuvalete giden yol uzun değildi. Zheng neredeyse anında ulaştı. Kapıyı hiç düşünmeden tekmeleyip açtı. Lan tam da pantolonunu çekiyordu. Çömelirken çığlık attı. Suratı kızardı.

 

 

Zheng sorunu fark etti. Diğer erkekler onu bu aşamada görebilirlerdi. Fakat o hızından dolayı doğru düzgün bir şey göremedi. Hemen kapıyı kapatıp sordu, "Lan! Diğer ikisi nerede? Nereye gittiler?"

 

 

Lan panikliyordu. Kafasını eğip, "Çabuk git buradan! Kimden bahsediyorsun? Burada bir tek ben varım."

 

 

Zheng böyle olacağını biliyordu. İki kız kaybolmuştu. Fakat, bu tehlike hissi hala devam ediyordu. Tuvaletin penceresine koşup dışarı baktı. Üç kişi evden uzaklaşıyordu. Ortadaki bir adam figürüydü.

 

 

Zheng bağırdı, "Pantolonunu hızlı giy!"

 

 

Kaplan Ruhu'nu çıkarıp pencereye savurdu. Duvar ve cam parçalandı. Yukarıdan aniden yüksek bir patlama sesi duyulduğunda Zheng Ani Yıkım'ı aktifleştirdi. Gauss Keskin Nişancı Tüfeği'ydi.

 










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr