Cilt 18: Bölüm 7-2

avatar
862 13

Terror Infinite - Cilt 18: Bölüm 7-2


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa





Zheng ferahlatıcı banyodan müthiş zevk alıyordu. Son 10 gün boyunca bir an bile dinlenmemişti. Bir kere, anormal bir şey olursa diye etrafa karşı sürekli tetikte olmak zorundaydı. Ve de Qi'si, Kan Enerjisi ve rafine Qi'si ile antrenmana devam etti. Sekiz bayrağı oturma odasında sekiz bölgeye yerleştirdi. Yan, uykusuzluktan bitkin düşmüştü. Bu banyo zihnini ve bedenini rahatlatmak için bir fırsattı.

 

 

(Gelecek hamlelerimizi iyi düşünmeliyiz. Herkes bir rüyadaysa nasıl uyanabiliriz? Xuan bana söylemeden kendi başına bir şeyler planlıyor. Umarım her zaman yaptığı gibi bir mucize daha yaratır ve takımımızı bu tehlikeli dünyadan çıkarır... HongLu ne söylemeye çalışıyordu? Kabusun kökeni. İnsanı fiziksel olarak uyandırmanın dışında bir rüyadan uyanmanın başka yolu var mı?)

 

 

Zheng asla zeki bir tip olmamıştı. En iyi ihtimalle Kampa ve Zero'yla aynı seviyedeydi. Belki üçüncü aşamada biraz daha yüksekti ama yine de Xuan ve HongLu'dan çok çok uzaktı. Kendilerini kuşatan koşullar tuhaftı. Xuan sessizliğini korudu. HongLu'nun sözleri de sessizlik sayılırdı zaten. Zheng'in kendini düşünmeye zorlaması gerekiyordu. Fakat, cevabı düşünecek kapasitesi yoktu. Son çare, üçüncü aşamaya girdi ve HongLu'nun düşünce tarzını simüle etti. Durum kafasında daha iyi netleşti. Olabilecek şeylerin küçük bir kısmını görebiliyordu fakat hala çözemediği parçalar vardı.

 

 

(HongLu'nun demeye çalıştığı şeyi çözemedim ama onun rüyada olduğumuzu söyleyen görüşünü takip edersek, bu dünyadaki güç seviyeleri bir standart etrafında kurulu. Bu standart nedir? Bir başka kilit soru ise... Zamanla ilgili.)

 

 

Zheng saçlarını sıkıp düşünmeye devam etti.

 

 

(Zaman gerçek dünyayla uyumlu olarak akmıyor. Gerçeklikte çoktan 20 gün geçmiş olabilir veya belki sadece birkaç dakika. Dünya üçe ayrılırsa, güvenli rüya ve çaresiz rüyadaki zaman aynı oranı paylaşmayabilir. Aksi takdirde, kız pencereden düştüğü zaman hemen arkasından koştuğum için onu kaybetmemem gerekirdi.

 

 

Bir dakika. O kız. Adı neydi onun?)

 

 

Zheng soğuk terler döktü. Küvetten çıktı ve odanın içinde bir yukarı bir aşağı yürüdü. Vücudunu bir ateş yakıyormuş gibi huzursuzlandı.

 

 

(Bu nasıl mümkün olabilir? Kızın adını nasıl unutabilirim? Nasıl göründüğünü de unutuyorum.)

 

 

Zheng'in üzerine bir korku çöktü. Durum zaten başlı başına sarsıcıydı ve şimdi de hafızasında boşluklar keşfetmişti. Bu akıl almaz gelişme gözleriyle görebileceği herhangi bir düşmandan daha korkutucuydu. HongLu'nun kendisine söylediği şeyi hala hatırlıyordu. Takımdaki herkes bir kişiyi unuttuğu saniye, o kişi ölürdü. Çünkü artık yoktur.

 

 

Zheng birkaç derin nefes aldı ve ardından saçlarını yıkayan Zero'ya döndü. "Zero! Kaybolan kızı hala hatırlıyor musun? Adı neydi? Dış görünüşü nasıldı?"

 

 

Zero çabucak saçını durulayıp gözlerini açtı, kafası karışmış görünüyordu. "Hangi kaybolan kız? Kim?"

 

 

Zheng kendini sakinleştirdi ve, "Kaybolduğunu söyleyip durduğum kız. Herkes kimse kaybolmadı dedi ama ben inatla birinin kaybolduğu konusunda ısrar ettim. O kızdan bahsettim. Adı ne onun?"

 

 

Zero biraz düşündü ve kafasını salladı. "Hayır. Kimsenin kaybolduğundan söz etmedin. Yani kimden bahsettiğini bilmiyorum. Takımda 12 kişi var. 9 kıdemli ve 3 çaylak. Hiçbirimiz kaybolmadı."

 

 

"12 kişi mi?" Zheng hemen odayı aradı ve bağırdı, "13 kişi var! Hayır, 15 kişi! Nasıl 12 oldu? Xuan, Kampa, WangXia... HongLu nerede?"

 

 

Zero, Zheng'e tuhaf bir bakış attı ve, "Çok yorgunsun. Kaç gündür uyumadın. Duştan sonra iyice dinlen. Gece ben nöbet tutarım. Takımımızda HongLu diye biri yok."

 

 

 

 

"Yok mu? İmkansız!" Zheng panikledi ve kelimelerle kendini ifade edemedi. Kaybolan herkesin üyelerin geri kalanı tarafından unutulduğu açıktı. Bu kişileri hatırlayabilen tek kişi kendisiydi fakat onun hafızası da zamanla siliniyordu. Çaresizlik korkusu kalbine yayılıyordu.

 

 

(Sakin! Sakin! O kızı tamamen unutmuş gibiyim. Heng ve HongLu'yu hala hatırlayabiliyorum. 15 kişi vardı ve şimdi sadece 12... Heng ve HongLu'yu bir kağıda yazmalıyım. İsimlerini ve varlıklarını asla unutmayacağım! HongLu'nun dediği doğruysa bütün takım onları unutunca ölecekler. Ölmelerine izin veremem!)

 

 

Zheng soyunma odasına girdi, hala üçüncü aşamadaydı. Kendini bir havluyla kurularken, çok hafif bir yanık plastik kokusu aldı. Biraz daha kokladı ve sonra bu kokuyu takip etti. Demin çıktığı banyodan geliyordu. Zheng kapıyı açtı. Aynı banyo vardı. Xuan ve diğer erkekler hala oradaydı. Oda son derece normal görünüyordu.

 

 

(Bir yanılsama mıydı? Koku hiç yoktan belirdi... Freddy miydi?)

 

 

Orijinal filmde, Freddy yanarak ölüyordu. Koku Freddy'nin güvenli rüyaya girdiği anlamına gelebilirdi.

 

 

"Öyle mi? Sonraki hedef benim. Ne güzel plan. Beni öldür ve takımın kalanı asla Heng'i, HongLu'yu ve kızı, beni hatırlamasın. Hepimiz unutulalım... Gel! Gel öldür beni! Adamsan karşıma çıkarsın!" Zheng öfkeyle bağırdı.

 

 

Takım arkadaşlarının bir bir kaybolduğuna tanık olurken Freddy ile yüzyüze savaşmak çaresizliğin yanında hiçbir şeydi. Bilinmeyen ve görünmeyen düşmanlar en ölümcül olanlardı!

 

 

Kaderden kaçış yoktu. Zheng düşünüp durmayı bıraktı. Üstünü giyindi ve ilk kata koştu. Kızlar şaşkın biçimde ona bakıyorlardı. Zheng masadan bir kalem ve birkaç sayfa kağıt aldı. Heng ve HongLu'nun isimlerini yazdı. Sonra bir saniye düşündü ve kendi dahil kalan bütün 12 kişinin ismini yazdı.

 

 

Kızlar yanına geldi. Lan sordu, "Bu ne? Ve Heng ile HongLu da kim?"

 

 

"Çin Takımı'nın üyeleri." Zheng cevap verdi. "Hepsi Çin Takımı'nın üyeleri. Bu iki kişi kayboldu. Ne olursa olsun, kalan 12 kişiyi unutmayın. Kaybolanları unutmayın. Lütfen."

 

 

Kızlar ne olduğunu bilmiyordu. Heng ve HongLu'yla ilgili hatıralarını unutmuşlardı. Yine de, Zheng o kadar ciddi konuştu ki, başlarını salladılar.

 

 

Herkes üçüncü kattan indi. Zheng takıma kağıttaki isimlerini imzalattı. Herkes imzaladıktan sonra, "Bu Çin Takımı'ndaki herkes. Onları hatırlayın. Bir kişi bile sağ olarak dönebilirse, buradaki her ismi hatırlasın!"

 

 

Zheng'in içten ifadesini görünce, takım kendilerinden şüphe etmeye başladı. Bu insanlar gerçekten kaybolmuş ve onlar kendi takım arkadaşlarını unutmuşlar mıydı?

 

 

"19 günümüz kaldı. 12 kişi var. Aramızdan kaç kişi Tanrı'nın boyutuna geri dönmeyi başaracak bilmiyorum."

 











Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr