Cilt 18: Bölüm 7-1

avatar
812 11

Terror Infinite - Cilt 18: Bölüm 7-1


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa





Takım 10 gündür bu evde yaşıyordu. Bu süre zarfında hiçbir şey olmadı. Herkes günlerini her zamanki gibi geçirdi. Kızlar bazen kestirmek için birlikte ikinci kata çıktılar. Çoğu zaman, takım Zheng'in komutuyla oturma oturma odasında kaldı fakat insanlar sabırsızlanmaya başlıyordu.

 

 

10. günün akşamı oldu. Zheng diğerlerine, "Biliyorum. Biliyorum. 10 gündür duş almamaktan hepimiz leş gibi kokuyoruz. Kızların biri görünce burunlarını tıkamalarına şaşmamalı."

 

 

Kampa rahat bir şekilde cevap verdi, "Sorun değil. Duş almayalı yalnızca 10 gün oldu. En önemli savaşlar sırasında iki hafta boyunca yüzümü yıkamadan durmuşluğum var. 10 huzurlu gün diğer her şeyden değerlidir."

 

 

"Doğru söylüyorsun." Zheng kafasını iki yana sallayıp konuştu, "Sadece yapış yapış ve rahatsız hissettiriyor. Tamam. Bu kadar boş muhabbet yeter. Banyo üçüncü katta ve dokuzumuzun sığacağı büyüklükte. Yemekten sonra banyo yapalım. İtirazı olan?"

 

 

Kampa pek umursamadı. Zero ve diğerleri başlarını salladı. Xuan elinde bir çikolata parçasıyla sessizce kitap okuyordu. Diğerlerinin ne konuştuğuyla pek ilgilenmiyor gibiydi.

 

 

Zheng iç çekti. Xuan filme girdiklerinden beri ona ne bir tavsiye vermişti ne de planını açıklamıştı. Ancak, bunun Xuan'ın planlarından biri olup olmadığından emin olamıyordu. Belki de Xuan'ın planı çoktandır işliyordu. Zheng'in ihtiyacı olan şey film bitene kadar bu şekilde devam etmekti.

 

 

"Off... Böyle günlerin bir sonu yok mu?" Zheng başını iki yana salladı. Pencereden karanlık sokağa baktı.

 

 

Herkes 10 günün ardından banyo yapınca oldukça mutlu görünüyordu. HongLu küvette yüzüp suyla oynayarak bir çocuk gibi davranmıştı. Banyo dört yatak odası büyüklüğündeydi. Belli ki evin önceki sahibi tarafından seçilmişti. Banyoda duşa kabinler, bir sauna ve bir de jakuzi vardı.

 

 

"Güçlü kalın. 11 gün geçti bile. Hedefimize ulaşmamıza 19 gün daha var." Zheng insanlar neşeliyken söyledi. Saçlarını yıkadı ve banyodan oldukça memnun görünüyordu.

 

 

HongLu yanında yüzüyordu. "Bugünlerde anormal bir şeye rastladın mı?"

 

 

Zheng saçlarını duruladıktan sonra sordu, "Neden sordun? Ters bir şey mi fark ettin?"

 

 

HongLu kafasını salladı. “Hayır. O yüzden soruyorum. Ben yalnızca 13 üyemiz olduğunu biliyorum. Bu süre boyunca birini kaybettik mi? Kaç kişiydik? Bilen tek kişi sensin. Başka kime soracağım?"

 

 

Zheng kafasını salladı. "Hayır. Bu 10 gün gerçekten huzurluydu. MoLi ve Heng'den sonra kimse kaybolmadı. Bu huzur devam etse iyi olurdu. Gerçi Heng... Ama yine de yaşamaya devam etmeliyiz. Sadece bu huzurla devam edelim."

 

 

HongLu buruk bir şekilde gülümsedi. "Nasıl bu kadar kolay olabilir? Neden bilmiyorum ama özel yeteneğim hala bir şekilde bu rüyada çalışıyor."

 

 

Zheng şaşkınlıkla sordu, "Özel yeteneğin mi? Ne tür bir yetenek?"

 

 

HongLu kafasını işaret etti. "Ölmekte olan insanlardan yayılan ölüm havasını görebildiğimi hala hatırlıyor musun? Bundan bahsetmememin nedeni mantıklı bir düşünür olmam. Böyle belirsiz bilgileri katarsam düşünme sürecim kendiyle çelişir. Tüm bu zaman boyunca bu yeteneği elimden geldiğince dışladım. Ama ölüm havası bedenlerimizin büyük bir kısmını örtüyor. Senin, benim, herkesin üzerinde. Her an ölecekmişiz gibi hissediyorum."

 

 

 

 

Bu gerçekten korkunç olabilirdi. Zheng buruk bir gülümsemeyle cevap verdi. İç çekmekten başka nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Küvete yürüdü ve kendini suya batırdı.

 

 

(Ne yapmalıyım? Çıkarımımın yalnızca %30 doğruluk payı var. Ama bulabildiğim tek şey bu. Başka bir ihtimal düşünemiyorum. Yine de, denemenin bedeli çok büyük olabilir. Dahası, yanlış çıkarsa, kesinlikle siliniriz. Artık sana kaldı, Zheng.)

 

 

HongLu kafasını salladı. Alnından bir saç teli çekti. Saçları yağlı olduğu için yıkamak için duşlara doğru gitti. Duşun yanında sadece yetişkin şampuanı vardı. Getirdiği çocuk şampuanı hiçbir yerde yoktu.

 

 

"Soyunma odasında mı bıraktım?” HongLu mırıldandı. Çıplak bir şekilde çıktı. Soyunma odasında şampuanı ararken, bir kadına ait boğuk bir çığlık sesi duydu. Bununla birlikte yanmakta olan bir şeyin çatırtı sesi geliyordu.

 

 

HongLu'nun vücudu titredi. Şampuanı kesinlikle banyoya götürdüğünü hatırladı. Yine de, içeride yoktu ve düşüncesizce dışarı çıkmıştı. Normalde ne kadar dikkatli olduğuna bakılınca bu mümkün olamazdı. Tek ihtimal zihninin bulanıklaşmasıydı. Yani Freddy onu hedeflemişti.

 

 

"Demek şimdiki hedef benim. Merak ediyorum. Ruhumdaki deliğin bu kadar büyük olması yüzünden mi yoksa doğru 'anahtarı' bulamadığım için mi? Bu anahtarı tamamlar tamamlamaz, senin büyünü bozacağım... Hayır. Bu muhtemelen seni öldürür." HongLu soğuk bir şekilde gülümsedi.

 

 

Banyonun kapısını açtı. Beklediği gibi kapının arkasında banyo yoktu. Yukarı çıkan bir dizi merdiven vardı. Yukarıdan bir sıcaklık dalgası geliyordu.

 

 

"Ruhumdaki delik..." HongLu saçını çekti. "Ruhumdaki deliği bulamadım. Yani hala güvenli rüyada mıyım? Üzerimde hangi numaraları kullanacağını hayal edebiliyorum... İğrenç. Dürüst olmak gerekirse, bu merdivenleri tekrar çıkmak bile istemiyorum. Gerçek dünyaya döndükten sonra bu tarz evleri yıkmayı planlıyordum."

 

 

HongLu elleriyle bir işaret yapıp bir büyü mırıldandı. Önünde bir tazı belirdi. Tazının önüne oturdu ve merdivenleri işaret etti. Tazı yukarı koştu.

 

 

"Ruh, ya da bilincimiz görecelidir." HongLu soğuk bir gülümsemeyle söyledi. "Bu bir filmmiş gibi oturup da ekranı izleyemezsin. Biz seni ve sen de bizi görebilirsin. Kurduğun bu sahneden ben ayrılmazsam, sen ayrılacaksın. Bu dünyada hiçbir şey mükemmel değil, güç bile."

 

 

(Zheng. Bu sana yardım edebileceğim son şey. Ruhumda bir delik belirdi ve onun için aynı. Sana söylediğim şeyi hatırla... Hayatlarımız senin elinde. Bizi unutma. Tekrar... Eğer tekrar ölürsek canlanamayacağız.)

 

 

HongLu'nun arkasını dönmeden durumu karşılamasına rağmen, içten içe titriyordu. Gözyaşları gözlerini doldurdu, sanki her an patlayacaklarmış gibiydi. Havaya doğru konuşmaya devam etti ve tazının yukarı çıkmasını kontrol etti. Çok geçmeden ateş önündeki zemini eritti ve arkasındaki zemine yayıldı.

 

 

(Gerçekten. Eğer Zheng birazcık daha zeki olsaydı, doğru şeyi yanlış zamanda ve yanlış yerde söylemek zorunda kalmazdım. Zheng! Başarısız olursan, bir hayalete dönüşsem bile peşini bırakmam!)

 

 

HongLu'nun yanaklarından gözyaşları süzüldü. Tazının önüne doğru geldi. Buz Işını'nı kullanarak bir yol çizdi ve yanmış bir kapıya geldi. HongLu kapıyı açarken sessizce ağladı. Tamamen yanmış bir iskelet gördü. İskelet diri diri yanan bir insanmışcasına bir kadın sesiyle acı içinde inledi.

 

 

HongLu haykırdı. Odadan makasımsı bir eldiven giyen bir el uzandı ve HongLu'yu içeri çekti. Pat! Yanmış kapı kapandı.

 









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr