Cilt 17: Bölüm 14-3

avatar
972 10

Terror Infinite - Cilt 17: Bölüm 14-3


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa



Kampa, Heng, WangXia ve YinKong Zero'nun yanında duruyorlardı. HongLu son hidrojen bombası inince Xuan'ın planını anladı. O zaman morali bozuldu fakat bir stratejist olarak disiplini onu ayakta tuttu. Kampa ve YinKong'a savaş için hazırlanmalarını söyledi. Sıcaklık düşer düşmez, patlamanın merkezine, büyük bir savaşın beklendiği doğru ilerleyeceklerdi.

 

 

"İlk kez birine karşı bu kadar çaresiz hissediyorum..." HongLu yerde oturmuş saçlarıyla oynarken diğerlerine söyledi.

 

 

Lan bunu biraz komik buldu. Ona baktı ve  "Onunla ilk kez karşılaşmıyorsun. Ölümcül Deney'de Xuan'a yenildiğin zaman da aynısını hissetmedin mi?" dedi.

 

 

HongLu ciddi bir tonla cevap verdi. "O başka. O zaman bir düşmana karşı kaybettim. Savaşta kayıplar kaçınılmazdır. İnsanların yalnızca tek hayatı olsa da kayıp kayıptır. Fakat o şimdi bizden biri!"

 

 

Lan gülümsedi ve HongLu'nun saçlarını okşadı. Ardından endişeli bakışlarını uzağa çevirdi. “Biz savaş dışı üyeleriz, bu yüzden geri çekildik. ChengXiao bir istisna. Ama geri kalanlar güvende mi?”

 

 

HongLu biraz sıkıntıyla saçlarını düzeltti ve güldü. “Onları hafife alıyorsun. Biz Çin Takımı'yız. Şeytan Takımı bir yana dursun, Tanrı Takımı'nı bile yendik. Kademeli oduğu için gelişmemizi fark etmiyoruz ama biz güçlüyüz! Dikkatle izleyin... Onlara inanın. Yoldaşlarımıza inanın!”

 

 

Zero robotların delikten çıkmalarını izledi. Gauss keskin nişancı tüfeğinin özelliklerini gayet iyi biliyordu. Bu güçlü avantajları ve aynı şekilde büyük dezavantajları olan bir silahtı. En büyük avantaj gücü ve menziliydi. Tüfek, Dünya atmosferinin üst tabakasındaki uydulara ulaşabilirdi. Hedefini tutturduğu sürece, bir parmak bile olsa, merminin taşıdığı güçlü kuvvet bütün kolu koparırdı.

 

 

Aynı zamanda, Gauss keskin nişancı tüfeğinin önemli zayıflıkları vardı, hızı. Hedefle, ateşle, yeniden doldur, hedefle ve ateşle... Bunların her biri 10 saniyeden fazla sürüyordu. Bu süreç normal bir keskin nişancı için yavaş sayılmazdı. Ama oyuncuların durumunda öyle değildi!

 

 

Zero sessizce keskin nişancı tüfeğini tuttu. Radyasyon dolu toz, görüş mesafesini baya azalttı. Ancak Ruh Taraması ve Ruh Bağı Deseptikonların çıktığını görmesini sağladı. Çeşitli uçan araç şekillerinde 300-400 kişi vardı. İlk robot Gauss keskin nişancı tüfeği ile indirildi. Yine de bu, geri kalan Deseptikonları bir saniyeliğine bile durdurmadı. Valkyrie'ye doğru saldırırken, daha doğrusu AllSpark'a doğru saldırırken, hiçbir korkuları yoktu.

 

 

Heng nefes verdi ve cebinden bir enerji taşı çıkardı. Enerji taşını gümüş yaya yerleştirdi. Taş çözüldüğünde, yay dolunay şeklini aldı. Elf kanı tozun içini görmesine izin vermiyordu fakat önünde yüzlerce robot vardı. Ruh Bağı'nın yardımıyla robotlara kilitlendi ve ipi serbest bıraktı. Yüzlerce gümüş ışık dalgası radyasyonlu soluk tozun içine uçtu.

 

 

Bu AOE saldırısı gümüş yayın özel yeteneğiydi. Saldırı çok sayıda canlı organizma için ölümcüldü. Bütün ışık dalgalarından kaçmanın neredeyse hiçbir yolu yoktu. Tabii, Transformerlar canlı organizmalar değillerdi... Onlar çok daha güçlüydüler. Üstelik yaşam biçimleri farklıydı. Canlı bir organizmaya gelecek bir atış ölümcül olmayabilirdi fakat en azından hareketini bir süreliğine devre dışı bırakırdı. Ancak atış, vücutlarının veya enerji sistemlerinin önemli bölümlerini ıskalarsa robotlar için durum öyle olmazdı. Yeteneğin doğurduğu güçlü sahne yalnızca birkaç Deseptikon'u yok etti.

 

 

Zero ikinci bir atış yaptı. Bir robot havada patladı. Fakat bu saldırının uzantısıydı. Yüzlerce robotun Gando'ya olan mesafesi 300 metreden azdı. Uçuşlarının hızıyla, bu yalnızca üç saniyelik bir mesafeydi. Robotlar Valkyrie'ye sürü halinde giderken, o titreyen bedeniyle yeryüzüne tırmandı. AllSpark'ı kaptı ve emin adımlarla takıma doğru koşmaya başladı.

 

 

"Bu... Gerçekliğin ötesindeki hayatta kalma arzusu mu? Robotlar enerjisiz koşabiliyor mu?" Heng, Valkyrie'nin kendilerine koştuğunu görünce gülümsedi. Bir başka enerji atışı kullanıp kullanmamak konusunda tereddüt etti.

 

 

Aynı zamanda, Kampa kükredi ve uzaktan yaylım ateşli RPG ile ateş etti. Ardından bir dizi patlama oldu. Patlamalar Ruh Taraması ve Ruh Bağı yardımıyla Valkyrie'nin arkasındaki alanla sınırlandı, uçan araçları engelledi.

 

 

Malesef, bu Deseptikonlar yeni oluşmuş robotlar değillerdi. Bir süre AllSpark'ın gücü altında kalmışlardı ve bu nedenle uçan araçlara dönüşebiliyorlardı. Hatta bazıları evre kayması zırhına sahipti. Sadece roketler bir an için hareketlerini durdurdu. Deseptikonlar patlama duvarına doğru uçtular. Öndeki ikisi Valkyrie'ye doğru düşerken dönüşmeye başladı.

 

 

Baam! Robotlardan biri dönüşümü sırasında yarı yolda patladı. Diğeri tamamlandı ve 10 metrelik bir robota dönüştü. Yere iner inmez bir eliyle Valkyrie'yi yakalayıp diğeriyle AllSpark'ı ele geçirdi.

 

 

Valkyrie'nin enerjisi tamamen tükenmişti. Koşabilmek zaten bir mucizeydi. Ne kadar yetenekli olursa olsun, Gando'nun yapabileceği hiçbir şey yoktu. En fazla, mücadele ibaresi olarak Valkyrie'nin kollarını ve bacaklarını hareket ettirebilirdi. Zero daha yeni bir tur ateşlemişti. Gando'yu kurtarmaya yetişemezdi.

 

 

(... Kurtarın beni. Lütfen. Birisi gelip beni kurtarsın. Biz yoldaş değil miyiz? Heng, robotun kolunu vur! WangXia, senin bombaların çok güçlü! Ya da başka biri. Lütfen. Gelin beni kurtarın!) Gando'nun kalbi umutsuzluk doldu.

 

 

Deseptikon'un pençesinden kurtulma ümidiyle çaresizce Valkyrie'yi kontrol etti. Fakat bu, Valkyrie'nin hiç enerjisi kalmadığı gerçeğini değiştiremezdi.

 

 

Umutsuzluğun son anında, Gando ekrandan robotun kolunu kesen bir kılıç gördü. Robot, kılıcı engellemek için diğer zırhını kullandı. AllSpark'ı tutan kolu koptu fakat Gando robotun pençesinde kaldı.

 

 

(YinKong... Neden! Neden beni kurtarmadın? Neden sadece AllSpark'ın olduğu kolu kestin? Neden! Neden? Biz yoldaş değil miyiz? SÖYLE BANA! NEDEN!)

 

 

Gando avazı çıktığı kadar bağırdı. Sınırlı görüş alanı nedeniyle, yalnızca YinKong'un diğer kolu kestiğini gördü. Ve sonra Gando arkasını dönemeden robot avcunu sıktı. Ekran karardı. Kabin içe çöktü. Robot, Valkyrie'yi ve onu ezmek istiyordu.

 

 

(Hayır! Ölmek istemiyorum! Yaşamak istiyorum! Biz yoldaş değil miyiz? Neden! Neden... Bunu kabul edemem! Çin Takımı... Bunu kabul edemem…)

 

 

Valkyrie infilak ederken gürültülü bir patlama oldu. Robot avcunu birkaç kez sıktı ve Valkyrie sonunda artık kendini savunmadı. Robotun elinde patladı.

 

 

Herkes şok içinde savaş alanına baktı. Robotun elinde hala alevler vardı. Bütün grubun şoktan kurtulması biraz zaman aldı. Birisi öldü. Xuan canlandığından, Zheng geliştiğinden beri, ölüm kıdemlilerden çok uzakta kalmıştı. Neredeyse unutmuşlardı... Tanrı'nın dünyasında, insanların öldüğü yerde olduklarını!

 

 

“Ah!” Heng bağırdı. Üç ok kaptı ve robotu hedef aldı. Fakat fırlatmadan önce, Gauss keskin nişancı tüfeğinden ses geldi. Bir kurşun yüksek bir patlamayla robotun göğsünü deldi. Aynı zamanda, Excalibur robotu ortadan ikiye doğradı.

 

 

Grubu öfke basmışken, Heng bağırdı. “Dikkat edin! Taramada delikten anormal bir şey çıkıyor... S*ktir! Bu robot hayvan kadar!"

 

 

Delikten bir el uzandı. Boyutu inanılmazdı. Elin büyüklüğü yüz metrenin üzerindeydi.

 

 

"Eğer herhangi bir mekanik nesne bir robota dönüştürülebiliyorsa..." Zihinlerinde tekrar HongLu'nun sesi duyuldu. "O zaman insanların yaptığı en büyük araçlar, savaş gemileri, muhripler ve hatta... Hava taşıtları bile robot olabilir."










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr