Cilt 17: Bölüm 11-2

avatar
967 10

Terror Infinite - Cilt 17: Bölüm 11-2


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa




"Şu anki durum bu. Bu hidrojen bombası yere girdikten sonra patladı. Hedefi, aşırı derecede zorlu askeri yapıyı yok etmek. Robotların sayılarının yenebileceğimiz noktaya düştüğüne inanıyorum. Üç saat dinlenin. Sıcaklık düştüğünde saldırabiliriz."

 

 

Xuan gökyüzünde metrelerce yüksekliğe çıkmış toza bakarken mırıldandı. Kendisine bir katilin gözleriyle bakan Zheng'i ve tamamen şok halindeki geri kalan üyeleri görmezden geldi. Yüzlerce bin kişilik Amerikan ordusu göz açıp kapayıncaya kadar Dünya'dan silindi.

 

 

"Hayatta kalmak için... Ellerimi kirletebilir miyim?" Zheng bir keresinde kendisine sordu. Cevabı, ellerini kirletip kalbini kirletemeyeceğiydi.

 

 

"Kalbimi kirletebilir miyim... Hayatta kalmak için?"

 

 

İnsan bir kere hayatta kalmak için herhangi bir yola başvurduğunda hala aynı insan olarak kalabilir miydi? Yoldaşlarını terk edip onların ölü bedenlerinin yanında yaşasaydı ya da karşılaştığı o takımlar gibi yeni gelenlerin puanlarını ve ödüllerini gasp etseydi, o noktada hala kendisi olabilir miydi?

 

 

Bu yüzden hayatta kalmak için kalbini kirletemezdi. Kalbi bir kere yoldan saptığında, bir daha aynı kişi olamazdı. Artık kendisi olmayacaksa bunun ölmekten ne farkı kalırdı?

 

 

Yine de değer verdiği insanlar için ellerini kirletebilir miydi?

 

 

Zheng aslında öfkeliydi. Xuan'ı fena bir şekilde dövmek istiyordu. Tipik tuzaklara tahammül edebilirdi. Savaşta bütün ölümleri engellemenin bir yolu yoktu. Ancak, yüz binlerce insan yem olarak kullanılıp sırf bir plan için öldüğünde, kalbini hüzün ve suçluluk kapladı.

 

 

Zheng kendini anlamsız hareketler yapmaktan alıkoydu. Acı hissi olmayan Xuan'ı dövmek işe yaramazdı. Yapabileceği en iyi şey sakinleşmek ve atılacak adımlar üzerine düşünmekti.

 

 

Doğrusu, bu dünyaya girdiğinden beri elleri kan içindeydi. Tıpkı Yıldız Gemisi Askerleri'nde hayatta kalmak için askerleri öldürmesi gibi. Kendine sunduğu bahane o askerlerin ne de olsa ölecek olmasıydı. Yani onun elinden acısız bir ölüm, böcekler tarafından ölmekten daha iyiydi. Fakat şimdi, askerlerin ölümü için hiçbir bahanesi yoktu.

 

 

"Olmuşla ölmüşe çare yok. Problemin özü benim güç eksikliğim. Robotların sayısının üstesinden gelecek kadar güçlü olsaydım, böyle bir plana başvurmak zorunda kalıp yüz binlerce insanı yem yapmazdınız... Yöntemlerinizi kabul edemem fakat lider olarak görevimi yerine getireceğim, takımımı korumak ve takımımın yaşamasını sağlamak için." Zheng'in sesi hüzünlü geliyordu, fakat kararlıydı.

 

 

Xuan gökyüzündeki toza bakmaya devam ederken sessizce başını salladı. Biraz zaman geçince, “Yaklaşık yarım saat içinde girebiliriz,” dedi.

 

 

Zheng “Seni geri alınamayan şeylerden sorumlu tutmayacağım. Ancak, benim ilkelerim var. Eğer bir daha o kadar çok insanı planının içine sürüklersen, seni durduracağım," dedi. Ayağa kalkıp uzağa baktı.

 

 

ABD bitmişti. Kafasının büyük bir kısmını suçluluk duygusu ele geçirmişti fakat Xuan'ın onları o kadar şiddetli bir şekilde vurmasından sonra ABD'nin bittiğini görebiliyordu.

 

 

"Dünya'daki medeniyetler robot felaketinden sonra yüz sene geriye gidecekmiş gibi. Ancak, bazı uluslar ve etnik gruplar için iyi olabilir. Herkes aynı başlangıç çizgisinden başladığında ve aynı zayıf olma utancını taşıdığında, her ulus insanının gayreti ve cesareti zirveye kimin tırmanacağını belirleyecek." Lan arkadan sessizce konuştu.

 

 

Zheng onu almak için aktif olarak çalıştıktan sonra biraz iyileşmiş gibi görünüyordu. Gerçi sesi hala odukça kayıtsızdı.

 

 

Zheng başını salladı. Zamanı hesap ettikten sonra ayağa kalktı. “Şimdi kaleyi pusuya düşüreceğiz. Kalenin yakınında görünürlük çok düşüktür. Bu yüzden Lan ruh taramasını kullanıp her birimize bilgi gönderecek. Zero, kalenin dışında yüksek bir yer bul ve Ruh Bağı'nın yardımıyla keskin nişancılık yap. Hala hayatta olan ve ortaya çıkan robotları öldür. Heng, senin görevin Zero'yu korumak. Yayın dar alanlarda iyi işlemiyor. Tengyi, Lan, Xuan ve ChengXiao burada kalın. Wangxia, Gando ve ben pusuyu kuracağız. Görevimiz yalnızca robotları öldürmek değil, aynı zamanda içeriye dalıp AllSpark'ı ele geçirmek."

 

 

Xuan sözünü kesti. “Seninle geleceğim. Lambda Sürücüsü'nü kullanmada küçük bir ilerlemede bulundum. Dövüş yeteneği açısından senden aşağıda olmasam gerek."

 

 

Zheng, şaşkınlıkla Xuan'a baktı. Doğrudan bir savaşta yer alan hiçir dövüş üyesiyle gerçekten uzlaşmamıştı. Ancak, eğer Xuan bunu dediyse kendine güveniyor olmalıydı. Lambda Sürücüsü güçlüydü ve Tanrı'nın Boyutu'ndaki denemesi geride derin bir etki bırakmıştı. Zheng, Xuan'ı durdurmadı. Kafasını salladı ve ardından patlamanın merkezine koşmaya başladı.

 

 

Patlamanın getirdiği toz yüzlerce metre yukarı yükseldi. Takım patlama bölgesine girdiğinde görüş mesafesi 100 metreden daha aza düşmüştü. Ve radyasyon kaplı tozlar gökyüzünden döküldükçe bu sayı azalmaya devam etti. Sonunda, sadece 10 metreye kadar görebiliyorlardı. Arkadaki her şey gri renkte maskelenmişti. Fakat ruh gücü kullanıcısının varlığı sayesinde bu herhangi büyük bir soruna neden olmadı. Takım ilerledikçe, görüş alanlarına büyük miktarda hurda metaller girdi. Bazı parçaların orijinal şekillerinin ne olduğunu çıkarabiliyorlardı, çoğu metal kol, bacak veya robot parçalarıydı, fakat tek parça bir robot görmediler.

 

 

Toprak dümdüzdü. St. Louis'den geriye kalan yapılar ve Deseptikonlar tarafından inşa edilen metalik yapıların hepsi yok olmuştu. Toprakta çatlaklar vardı ve cam gibi görünüyordu. Sıcaklık toprağı cama çevirmişti. Bu kadar zaman geçmesine rağmen hala yanıyordu.

 

 

"Buradayız." Ruh taraması görüntüleri birkaç bin metre genişliğinde bir çukur gösterdi ve neredeyse bin metre derinliğindeydi. Şaşırtıcı olan toprağın derinliklerindeki yarı saydam aydınlık alandı. Manzara Xuan'ın robotların teknoloji duyarlı bariyerleri olduğu tahminini doğruluyordu. Tek başına hidrojen bombaları üssün çekirdeğini kıramamıştı ve robotları yok etmek bahsedilemezdi bile.

 

 

"Hadi... Gidelim!" Amerikan ordusu hidrojen bombası tarafından öldürülmüştü fakat kalenin dış ve orta kısımları da onların ölümleriyle birlikte tahrip olmuştu. Yalnızca toprağın bin metre altındaki çekirdek alan kalmıştı. Bu noktada olumsuz hislerin onu ele geçirmesine izin vermek ezikçe olurdu. Zheng tekrar ordudan bahsetmedi. Zero ve Heng'den yüksek bir noktaya gitmelerini istedi ve Lan'e birkaç tavsiye verdi. Sonra Uçan Kaykay'a atladı ve diğerlerini aşağıda bıraktı.

 

 

"Hadi gidip savaşalım! Şu an berbat hissediyorum. İçimdeki her şeyi savaşta dökmek istiyorum!” Zheng ordudan bahsetmedi fakat kalbinde yanan bir ateş hissetti. Bir savaş alanı bulup ateşi söndürmek için birkaç bin robot öldürmek istiyordu. Kaplan Ruhu'nu çıkarırken olumsuz aura ateşe eklendi ve içindeki öldürme arzusunu arttırdı.

 

 

Rafine edilmiş Qi Kaplan Ruhu'nu kapladı ve olumsuz aurayı birazcık azalttı. Fakat Zheng aurayı sınırlamaya çalışmamıştı. Şu an içindeki tek şey öldürme arzusu deniziydi. Uçan Kaykay yaklaşık bin metre aşağı uçtu. Bariyere 20 metrelik mesafe kalınca, Zheng kükredi ve bariyere atladı. Kılıç aşağıya savruldu. Soluk bir beyaz kaplan görüntüsü etrafında belirdi. Kılıç bariyeri kesti ve Uçan Kaykay içeriye daldı.

 

 

Diğer üç kişi Zheng'in bağırdığını duydu. "Hayatımızı riske atacağız. Xuan, Uçan Kaykay'ı kaldır. WangXia, her yere plazma bombası yerleştir. Gando, bütün ateş gücünle ortalığı kasıp kavur. Hadi Deseptikonların üssünü yok edelim!"









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44255 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr