Cilt 17: Bölüm 11-1

avatar
964 9

Terror Infinite - Cilt 17: Bölüm 11-1


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa



Yuvarlanan atom bombası bulutu birden yüzlerce metre yüksekliğe çıktı. Turuncu bulut ansızın içe doğru çöktü. Rengi hemen sonra beyaza döndü. Küçük bir güneş gibi ışık ve ısı yaydı. Beyaz ateş topu öncekinden daha güçlü bir kuvvetle patladı. Devasa bir beyaz atom bombası bulutu tekrar gökyüzüne yükseldi.

 

 

"Buna güzel mi yoksa korkutucu mu demeliyim?" Zheng güneş gözlüğünü çıkardı. Vücudunun parlak beyaz ışığa güneş gözlüğü olmadan dayanabildiğini fark etti. Biraz göz kamaştırıcıydı fakat katlanılabilirdi. Çıplak gözleriyle doğrudan beyaz alevin içine baktı, bulutun sürekli değişen şekillerinden dolayı gözleri kamaşmıştı.

 

 

Zheng, Xuan'ın demin söylediği şeyden dolayı kötü bir hisse kapılmıştı. Xuan'ın kişiliğine bakıldığında, o gereksiz bir şey yapmazdı veya söylemezdi. Xuan bir şeye atıfta bulunmuyorsa o zaman onu hedefleyen yeni bir tuzak var demekti.

 

 

(Nasıl bakarsam bakayım beni endişelendiriyor. HongLu burada olsaydı iyi olurdu. En azından Xuan'ın ne düşündüğünü anlayabilirdi... Onların tarafta ne oluyor acaba? Üçü güvenli bir şekilde Deseptikonları oyalayabilirler mi? HongLu'nun planı başarılı olabilir mi? Xuan gerçekten fark etmedi mi?) Zheng düşünüp durdu fakat kafası çorba gibi olunca düşünmeyi bıraktı. Dikkatini öndeki eşsiz sahneye verdi. En güçlü nükleer bombalardan çıkan patlama, bir anlamda eşsiz bir manzaraydı.

 

 

İki tane daha kıtalar arası nükleer füze, sonraki saat içinde harabe haldeki St. Louis'i vurdu. Sonsuz atom bombası bulutu, yanan alev ve şok dalgaları burayı beyaz bir cehenneme çevirdi. Parlaklık güneşin parlaklığından daha az sayılmazdı. Bu ışıktan içerideki kaleyi göremiyorlardı. Üç hidrojen bombası gerçekten de aşırı derecede güçlüydü. Mermilerin kuvvetinden dolayı çıkan fırtına taşları yerinden kaldırdı. Takım bir şeylerin arkasına saklanmak zorunda kaldı ve fırtınanın dinmesini bekledi.

 

 

Fırtına zamanla duruldu. Gelen rüzgar hala yoğun bir ısı dalgası taşıyordu. Isı dalgası da durulduğunda, Lan kısık bir sesle konuştu. "Ters bir şeyler var, Zheng. Bir sürü Amerikan askeri ve tanklar patlama merkezinin batısına doğru ilerliyor. Bu askerler bütün bu zaman boyunca orada mı toplanmıştı?"

 

 

"Bir ordu mu?" Zheng şaşırdı. Xuan'a baktı. "Nükleer patlamalar bittiğinde ordunun kaleye saldırmasını sağlamak senin planın mıydı? AllSpark'ı alsalar da alamasalar da bu bizim için iyi bir şey. AllSpark'ı ordudan ele geçirmek daha kolay olur ya da Deseptikon kuvvetlerini yenebilir ve bize yardım edebilirler."

 

 

Xuan başını salladı. "Birincisi, bu benim planım değil. İkincisi, bin tane normal robot bu orduyu silebilir. Hayal ettiğiniz gibi çok sayıda robot öldürmeyecekler. Yani..."

 

 

"Yani?"

 

 

St. Louis'in diğer tarafında, diğer grup Amerikan ordusunun ormana ilerlemesini izliyordu. Askerler biyolojik tehlikelere dayanıklı kıyafetler giyiyorlardı. Tanklar ordunun ortasında gidiyordu. Askeri tanklar ve motosikletler de vardı. Amerikan ordusu bu felakette büyük kayıplar verdi fakat eski askeri araç stokları hala iyi bir orduyu silahlandırabilirdi.

 

 

"Birkaç yüz bin kişilik bir ordunun tek bölgeye saldırması büyük olabilirdi fakat silahlarının güçleri... Özellikle hava desteği olmadan çoğu robotun yalnızca dikkatini çekebilir. Çok miktarda robotu dışarı çıkarmalarına güvenmek olmayacak." HongLu iyi görünmüyordu.

 

 

Kampa başını salladı. "Amerikan ordusu güçlü ancak bu, askerlerinin kalitesine ve en üst düzey ekipman dayanağına bağlı. Ekipman pek çok nesil tarafından reddedildiğinde, güçleri büyük ölçüde etkilenir. İnsanların saldırı dalgaları  robotlara karşı işe yaramaz."

 

 

HongLu başını salladı. ''Evet. Amerikan ordusu tek başına mantıklı bir tercih değil. Onları kaleye kadar takip etmeliyiz. Onlar robotlarla savaşırken birkaç robotu daha oyalayabiliriz.” HongLu ayağa kalktı ve saklandıkları yerden çıkacaktı.

 

 

YinKong aniden onu yakaladı. “Hayır. Amerikan ordusu kaleye girene kadar buradan çıkamayız.”

 

 

HongLu şaşırdı. "Ah? Neden? Arkalarından gizlice gitmekte ne sakınca var?"

 

 

"Xuan bana CD'yi verdiğinde söyledi." YinKong sakince söyledi. "CD'yi alıp Amerikan ordusunun kaleye ilerlemesini ayarlarsanız, bütün ordu kaleye girene kadar sizi onları takip etmekten alıkoymak zorunda kalacağım."

 

 

HongLu'nun kafası bir anlığına durmuştu ve ardından  "Neden Xuan'ın söylediklerini bana önceden söylemedin?" diye sordu.

 

 

YinKong ona iyi bir şekilde baktı. "Xuan'a da senin planını söylemedim. İkinize de yardım etmeyeceğimi söyledim."

 

 

HongLu'nun daha fazla söyleyeceklerini dinleyecek enerjisi yoktu. Çömeldi ve düşünürken alnındaki saçları tuttu.

 

 

(Bu onun Amerikan ordusuna tuzak kuracağımı başından beri bildiği anlamına mı geliyor? Bu güven nereden geliyor? Ve neden YinKong'a orduyu takip etmemi engellettirdi? Aynı durumda ben olsaydım, mekanı üç hidrojen bombası vurduktan, bir sürü normal robot o noktaya kadar yok edildikten sonra Amerikan ordusunun kaleye saldırmasını ayarlayacağımı bilseydim, yapacağım tek şey...) HongLu'nun ifadesi değişti.

 

 

Kafasını birden kaldırıp gökyüzüne baktı. Hiçbir şey yoktu. Yine de panik içindeydi. Baya bir süre sonra, yenilmiş görünerek yere düştü. "Ah! Henüz zamanı gelmedi fakat Amerikan ordusu kaleye ulaştığında son vuruş gerçekleşecek. Lanet olsun. Son adımı tamamlamasına yardım ettim. Tek seferde yüz binlerce insanın ölümü yüzünden ellerine bulaşacak kanın kokusunu alamıyor mu?"

 

 

Kampa ve YinKong kafası karışık görünüyordu. Kampa sordu. “Ne oldu? Planın iyi gitmiyor mu? Ordunun gücünün reddedilmesine rağmen hala birçok robotu zaptedebiliyorlar. Planında bir açık mı var?"

 

 

HongLu biraz depresif bir halde "En büyük açık güçlerinin çok zayıf olması. Robotları yalnızca sınırlı bir süreliğine tutabiliyorlar ve o kadar çok robot yok edemiyorlar. Bir şey yanlış giderse diğer grup iki taraftaki robotlar tarafından tost olacak. Bu olamaz. Xuan ve ben Deseptikonların teknolojiye duyarlı bariyerleri olduğunu düşünmüştük. Hidrojen bombaları bariyeri kırabilir mi? Bombalar çelik kaleyi parçalara ayırdıktan sonra ana savunmayı kırabilir mi? Nükleer bombalar güçlü fakat insanlar bile sığınaklar oluşturdu, çok daha gelişmiş teknolojileri olan uzaylılardan bahsetmiyorum bile. Çok sayıda robotu gerçekten öldürmenin tek yolu, insan ordusuyla savaşmak için savunma sistemlerini açtıklarında onları vurmak," dedi.

 

 

Kampa ve Yinkong'un ifadeleri de değişti. YinKong gibi biri bile oldukça şok olmuş görünüyordu. Ancak bunun Xuan'ın gideceği türden bir yol olduğunu hissettiler. Duyarsız. Ve yalnızca Xuan gibiler böyle planlar yapardı.

 

 

Amerikan ordusu harabe olmuş St. Louis'in içine ilerledi. HongLu'nun grubu şehir merkezinden gelen patlamaları ve silah seslerini duyabiliyordu. Savaş inanılmaz derecede kritikleşti ve on dakika boyunca devam etti. Aniden, başka bir kıtalar arası nükleer füze sanki HongLu'nun demin söylediği şeyi kanıtlamak için gökyüzünü çizdi ve savaş alanının ortasına doğru uçtu. Uçuşu yalnızca birkaç dakika sürdü. Bu füze diğer üçü gibi şehrin yukarısında patlamadı. Direkt toprağa indi ve ardından sağır edici bir patlama gerçekleşti.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr