Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa

"Enerji dönüşümü, hah…”

Gezegenimizde ve uzayda sonsuz miktarda enerji vardır. Bilimimiz, çeşitli enerji türleri için bir açıklama sağlayacak kadar ilerledi. Kinetik enerji, elektromanyetik radyasyon, foton enerjisi. Uzay her şeyden yoksun görünüyordu ama gizli olan şey, en azından mevcut teknoloji seviyemizle erişemediğimiz enerjiydi. Henüz evreni kontrol eden büyük miktardaki enerjiden yararlanamadık.

Zheng her zaman Qi'sinin ve Kan Enerjisinin hava ve uzay enerjisini emdiğini hissetmişti. Başka türlü insan vücudu sadece gıda ile nasıl bu kadar büyük miktarda enerji üretebilirdi? Emilen enerji, tekniğin türüne ve kişinin vücuduna bağlı olarak değişir. Onun Qi'si eskiden seyreltilmişti ama şimdi yoğundu. Kan Enerjisi de güçlendikçe giderek daha çürütücü hale geldi. Sonuç olarak, Qi ve Kan Enerjisi farklı niteliklerin enerjileriydi. Bu, Zheng'in şimdi sahip olduğu şeyi elde etmesini sağlayan Patlama'yı ve Yıkım'ı üreten zıt niteliklerinden kaynaklanıyordu.

Zheng, Tek Yüzük'ü elinde tutarken düşündü. Dürüst olmak gerekirse, yüzüğün kullanımından pek emin değildi. Açıklama o kadar yararlı olmadı. Enerji dönüşümü. Peki ya enerji başka bir forma dönüştürüldüyse? Artık Patlama ve Yıkım kullanmak istemediği sürece, Qi veya Kan Enerjisini aynı enerji biçimine dönüştürmeyecekti.

Xuan küçümseyerek ona baktı. Dudak büktü. "Düşüncelerin saf. Düşünebildiğin tek şey bu mu? Kendi enerjin mi?”

Zheng merakla sordu: "Kendimin dışında mı? Bir Yıkım bombası oluşturmak için bütün Qi'yi ve Kan Enerjisi'ni yüzüğe odaklamak gibi mi? Ya da başka bir şey mi? Hiçbir şey söylemezsen nasıl bilebilirim?”

"Enerji arıtımı gibi. Aynı zamanda bir dönüşüm şeklidir.” Xuan fanatizmle Tek Yüzük'e baktı. "Size Wuxia ve Xianxia hikayelerini ve Çin efsanelerini kullanarak bir karşılaştırma vermek gerekirse, Kişi Qi'sini eğitirse ve onu kristal forma dönüştürürse Jindan'a ulaşır. Bu tür bir yöntemin kendi kendine patlamaya neden olması muhtemeldir. Ancak, Qi ve Kan Enerjinizi rafine etmek için kullanabilirsiniz. Artık yüzüğe sahip olduğunuz sürece yüksek katmanlı Qi ve Kan Enerjisi değiş tokuşu yapmak zorunda değilsiniz. Enerjinizi rafine edebilir, sonra bunları vücudunuzda veya yüzüklerde saklayabilirsiniz. Bu en basit yöntemdir…”

 Xuan'ın gözlerindeki fanatizmi görmek Zheng'i biraz korkuttu. "Ve? Başka?”

"Bir enerji yoğunlaştırıcısı olarak!” Fanatizm bu sefer gerçekten kendini gösteriyordu. “Lazer silahından veya lazer topundan gelen enerjiyi konsantre edin, sonra serbest bırakmadan önce enerjiyi yüzüğe yoğunlaştırın. Bu güç... Bu yüzüğü, kendi süper silahımızı yaratmak için yoğunlaştırıcı olarak kullanmalıyız. Adına Sihirli Top diyelim, sihirli bir yüzükten oluşturulmuş bir top. Bir daha ki sefere birisi bizi Kıta Osilatörü gibi bir şeyle tehdit ettiğinde, sadece bir atışla başa çıkabiliriz.”

(Hala Adam'ı öldürememekten rahatsız gibi görünüyordu.) Takımın geri kalanı benzer düşünceler içinde birbirilerine baktı. Xuan'ın onları yakalamasından ve gelecek planlarında onlara tuzak kurmasından korkarak başlarını indirdiler.

"Yanlış değilsin ama.. Ha? ChengXiao, sorduğum için kusura bakma. Elindeki sekiz küçük bayrak neden bu kadar tanıdık geliyor?” Zheng, ChengXiao'nun normalden daha sessiz olduğunu ve elinde sekiz küçük kırmızı bayrak tuttuğunu gördüğünde Xuan'ı sakinleştirmeye çalışıyordu.

ChengXiao,  "Haha. Xiuzhen denen adamın güçlü olduğunu söylememiş miydin? Bir veya iki item düşürdüyse güzel olur diye düşündüm. Bu sekiz yanmış bayrak dışında hiçbir şey bulamadım. Onların iyi bir şey olduğunu düşündüm ama sadece normal bayraklar. Gerçi baya ağır.”

Konuşurken, Zheng bayrakları ondan aldı. Bayraklar yumuşaktı. Malzemesi ne bez ne de pamuktu. Maddenin yoğunluğu plastik görünüyordu. Ancak, kimse  mor aleve karşı koyan bir plastikten sihirli bir item üretmezdi.

Zheng uzunca bir süre inceledi, sonra iç çekti. ''Evet. Bunlar Luo Yinglong'un özel saldırısını kullandığında attığı bayraklar. Xiuzhen olanlarda gerçekten ölümsüzlerdeki (xian) teknikler var. Görünüşte dayanıksız olan bu bayraklar hareketimi sınırlayabilir. Yıkım'la bile onlardan kurtulamazdım. Değiş tokuş etmek zorunda kalsan bu yeteneğin ne kadar pahalı olacağını merak ediyorum... Eh, benim Patlama'm ve Yıkım'ım bu açıdan iyi.”

Xuan rahat bir şekilde,  "Efsane diyor ki... Qi belli bir dereceye kadar sıvılaştığında, Xiuzhen enerjisine dönüşür.” dedi.

Zheng başka bir kelime etmeden yüzüğü yakaladı. Bağdaş pozisyonunda oturdu ve hareket etmeyi bıraktı.

Kendi yeteneklerinden rahatsız oldu. Dördüncü aşamayı açan diğer herkes zarif görünüyordu. Yetenekleri şık ve güçlüydü. Onun Yıkım'ı da güçlüydü, ancak bu güç kendi kendini yok etmek üzerine inşa edilmişti. Ne zaman birine karşı kullansa, o kişi ne kadar güçlü ya da zayıf olursa olsun, sonunda kanla kaplı ve bazen çıplak olacaktı. Kendini diğerleriyle karşılaştırdığında, gerçekten daha şık bir yetenek istedi. En azından Yıkım'ı kullandıktan sonra daha iyi görünen bir şey.

Zheng kılını kıpırdatmadan orada oturdu. Siyah parıltı aniden yüzüğün içinde canlandı. Yumuşak beyaz bir parıltı yüzüğü sardı. Yüzük, Zheng'in avucundan yüzüğün içine süzülen yumuşak beyaz bir ışık eşliğinde elinde havaya yükseldi. Daha sonra ışık sicimleri yüzükten yayıldı ve vücuduna girdi. Sahne sersemleticiydi. Zheng aslında miraca çıkıyormuş gibi görünüyordu.

Ancak Xuan, Chengxiao'nun arkasına geçti. Lan ve YinKong diğer kızları arkada topladı. ChengXiao şaşkın görünürken Zheng'i çevreleyen beyaz ışık parladı ve ardından patladı! Işık sicimleri vücudunun dışında toplandı ve patladı. En yakın olan ChengXiao havaya uçtu ve yere düştü. Ayağa kalktığında ön dişlerinden birinin olmadığını fark etti.

Zheng de acınası görünüyordu. Vücudu yaralarla kaplıydı. İki eli de yoktu. Hala otururken bağırdı. "Tanrım! Bana tam bir şifa ver!”

"Bekle. Benim de tam bir iyileşmeye ihtiyacım var!”

İki ışık indi ve sonra kayboldu. Zheng tekrar Qi'sini toplamaya cesaret edemezdi. Tek Yüzük'ü Xuan'a attı ve  “Lanet olsun bu bir şaka mı? Bu teknik sadece düşmanlarını seninle beraber cehenneme sürüklemek için... Bayrakları kontrol etmek için iyi mi? Xuan, araştırma verilerini almam için beni kandırdın mı?” dedi.

”Bu nasıl olabilir... " Xuan sert bir bakışla cevap verdi. "Ben öyle bir insan mıyım?"

(Şüphesiz...) Zheng ve birkaç kişi kendi kendilerine düşündüler. Ama kimse bunu dışından söylemeye cesaret edemedi. Bir sonraki test konusu olmaktan korkuyorlardı.

Xuan ne düşündüklerini biliyor gibiydi. Önemsemedi ve yüzüğü Zheng'e geri attı. "Dördüncü aşaman nerede? Azizlerin neden beşinci aşama olduğunu biliyor musun? Bunun nedeni enerji manipülasyonu, enerji ve kütlenin denklik yasası. Bir insan, enerjiyi istediği zaman manipüle edebildiğinde, canlıların sınırını aşar. Beşinci aşamanın başlangıcı olan dördüncü aşama, sonsuz küçük kontrol sadece manipülasyonun girişidir. Yapman gereken şey pratik ve daha fazla pratik. Enerjiyi yoğunlaştır. Büyük miktarda enerjiyi başarılı bir şekilde yoğunlaşana kadar patlama alanını azalt. Bayrakları kontrol etmede başarısız olsan bile, yoğunlaştırılmış enerjiden böyle bir saldırının gücü çabalamaya değer!”

Zheng şikayet etmeyi bıraktı ve ciddi şekilde başını salladı. Elbette Xuan'ın tavsiyesinin onun için iyi olduğunu söyleyebilirdi. Bu tavsiye eğitimin özüydü. Eğer güçlenmeye devam etmek istiyorsa gerçekten çaba sarf etmek zorundaydı. Sonsuz küçük kontrol ve dördüncü aşama klonlarıyla başa çıkmak için onun sermayesiydi.

“Bu öncelikli mevcut durumdu. Bir sonraki soru, bir sonrakinde kimi canlandırmayı planlıyorsun?” Xuan tekrar Zheng'e döndü.

Zheng Tek Yüzük'ü Na Yüzüğü'nün içine koydu ve  "Qi TengYi ve Xiao HongLu. Bu ikisi olmak zorunda. Eski dil sistemleri hakkında geniş bir bilgiye sahip birisi, gelecekteki filmlerde bonus misyonları aramada çok yardımcı olacaktır. Ve sonra Ming YanWei'yi de canlandırmalıyız. Heng sen birçok ödül ve puan elde ettin değil mi? Eğer yeteri kadar yoksa yardım edebilirim…”

Heng bunu duyana kadar sessizce yan tarafta duruyordu. Vücudu titredi, sonra ellerini sıktı. “Hayır. Şu an için gerek yok. Onu korumak için ben yeterince güçlü olana kadar bekleyin... Sonra onu kendim canlandıracağım. Bu yüzden lütfen bana biraz zaman ver."

Zheng iç çekti. Heng'in omzuna vurdu. ''Evet. Daha da güçlen. Hepimiz birlikte güçlenelim. Hayatta kalalım. Kendimizi koruyalım. Bizim için önemli olan şeyleri koruyalım... Bu gece güzelce dinlenin. Yarın Mumya'ya gideceğiz ve yoldaşlarımızı dirilteceğiz.”