Çevirmen: RmLover

Editör: Mariposa 

Çin takımının Yüzüklerin Efendisi filmine girmesinin üzerinden tam bir gün geçmişti. Diğer tüm filmlerde olduğu gibi Tanrı onlara bu dünyada da kimlikler verdi. Kimlikleri Gandalf ile daha önce tanışmış maceracılardı. Bu yüzden Hobbiton'a geldiklerinde hobbitler onları karşıladılar.

“Demek farklı dereceye sahip takımlar farklı sayıda film ve zorluk yaşarlar. Ama Afrika takımı Yüzüklerin Efendisi'ne zaten daha önce girmedi mi?” Zheng merakla sordu.

Neos soğuk bir şekilde gülümseyerek söyledi. “Evet, Yüzüklerin Efendisine girdiler, ama bunun benimle bir ilgisi yok.” Bunu söyledikten sonra durdu.

Zheng sonra kendisine tanıdık gelen Snow'a sordu. Snow ise ona olayı açıklamaya başladı.

Yıldız Gemisi Askerleri'nden sonra Afrika takımının gücü çok düşürüldü. Tanrı onları zayıf takım olarak nitelendirdi. Neyse ki, hayatta kalanlar güçlü üyelerdi, özellikle de kendini yaratmış bir yeteneği olan Richard. Yeteneği Tanrı'nın hesaplamasına dahil değildi, bu da onu takımın güç oranından daha güçlü yaptı. Sonrasında girdikleri ilk film Kusursuz Fırtına'ydı. Gereksiz kişileri azaltmak için acemileri öldürdüler, sonra da bonus görev aramaya başladılar. Aslında iki bonus görevle yeterince iyi miktarda puan ve kademe ödülü toplamışlardı.

“İkinci film Mumya'ydı. Yine zayıf olarak nitelendirildik. Bu yüzden filme diğer takımdan çok daha erken girdik. İki kitabı çaldıktan sonra hemen Neos'u canlandırdık. Planını takip ederek Akrep Kral'ın hazinesini aramaya gittik. Sonuç olarak onun dışında takımdaki herkes, Akrep Kral ve diğer takıma karşı olan son savaşta öldü.”

Snow'un ardından Aya konuşmaya başladı. “Neyse ki planı başarılı oldu. Akrep Kral ve diğer takım bizimle birlikte öldü. Bu bonus görevi daha yüksek bir zorluk derecesiyle tamamladık. O üç kat daha fazla puan ve ödül kazandı. Takım savaşındaki puanlar ve ödüller onun, Richard'ı, Snow'u ve beni filmin içerisinde canlandırmasına imkân tanıdı. Ayrıca yeni başlayanlara Rehber olma testini geçti. Bu yüzden artık takımın gerçek lideri o.”

Zheng, sorduğu soruya cevap vermek yerine yaşadıklarını anlatmalarına şaşırmıştı.

Xuan aniden söyledi. “Öyle mi? Yüzüklerin Efendisi filmine giren herkes öldü ve lideriniz tekrar seçildi, yani takımınız yeni bir takım olarak düşünülebilir. Bu durum da önceki dünyalardan hiçbirine geri dönemediğiniz anlamına mı geliyor?”

Neos, Xuan'a iyice baktı. Kutudan bir parça çikolata aldı ve açtı. “Doğru. Daha önce girdiğimiz tüm filmler gitti. Başka bir deyişle, Tanrı bir filmi uygun bir zorluk derecesinde gördüğü sürece her filme tekrar girebiliriz.”

Afrika takımı yeniden dirilmişti. Birkaçı zaten bu dünyaya girmişti ve görevlerle zorluklara aşinaydı. En zayıf ekibin İzlanda takımı ile ittifak kurabilmesinin sebebi de buydu.

“Buraya son gelişimizde, elflerin diyarından girdik. Görevimiz, Balrog'un yaşadığı Moria Madenleri'nden Caradhras'a kadar Kardeşlik'e eşlik etmekti.  Orada Gandalf'ı kurtardık ve negatif puan veren ölümleri önleyen tılsımlarla ödüllendirildik. Diğer görevimiz de Moria'da on gün hayatta kalmaktı, bu yüzden bu dünyanın diğer bölgelerine ulaşamadık. Bu sefer Barad-dûr'a gitmemiz gerekiyor. Bu da demek oluyor ki, üç filmin büyük bir kısmını yaşayacağız.” Aya konuştu.

O sırada çok uzak olmayan küçük bir evin kapısı açıldı. Altmışlı yaşlarında yaşlı bir adam evden çıkmıştı. Gri bir cübbe giymişti ve sivri bir büyücü şapkası vardı. Genç bir hobbit onu takip ediyordu.

“Ama daha yeni geldin Gandalf.” Hobbit söyledi.

Gandalf kısık sesle hobbite bir şey söyledi sonra oyunculara doğru yürüdü.

Oyuncular Bilbo'nun Tek Yüzük'ü Frodo'ya verdiğini ve Gandalf'ın yüzüğünün önemini fark ettiğini biliyordu. Yüzüğün kökenini bulmak için Hobbiton'dan ayrılıyordu. Onlara yaklaşmadan önce Zheng'e bir çanta attı. Zheng çantayı yakaladı ve bir tıkırtı sesi duydu. Çanta altın doluydu.

“Bu kırk üç demir para senin maaşın. Yarın gece ben dönene kadar bu çocuğu koru. Büyü kullanarak en kısa sürede döneceğim. Ancak, yüzüğün kökenini aramak çok zaman alır. Burayı sana emanet edeceğim.” Daha sonra bir ata binip oradan ayrıldı. Hızı tahmin ettiklerinden daha hızlıydı. Birkaç saniye içinde gözden kayboldu.

“Şu sürati gördün mü? Sanki bir filmden çıkmış gibiydi!” Üç takımın içerisindeki birkaç genç bağırdı. Birisi kamera bile getirmişti. Gandalf daha önce görebilecekleri biri değildi.

“Büyü, bu şey büyü. Bu dünyada gerçek bir büyü olduğuna inanamıyorum!”

Bu dünyaya daha önce girmiş olan Afrika takımındaki birkaç kişi dışında, diğer insanların çoğu şaşırdı. Gençler nasıl beleşe büyü öğreneceklerini tartışmaya başladılar ve hatta kutsal emanetler ve yasaklı büyü hakkında hayal kuruyorlardı. Bunların yeni başlayanlar olduğu belliydi.

Veteranlar soğuk bir şekilde gülümsedi. Gandalf büyü kullansa bile şaşırmazlardı. Takım savaşına girmesine izin verilen her takım, Yüzüklerin Efendisi filmindeki insanlardan daha güçlü olurdu. Sınırsız mühimmatlı bir Gauss Gatling silahı bir orduyu yok edebilirdi. Bu yüzden Tanrı teknolojik silahların bu dünyadaki yerlilere karşı etkisini ortadan kaldırıp yerlilerin gücünü arttırdı. Gandalf filmde tasvir edilenden çok daha güçlüydü.

“Şimdi ne yapacağız?” Gungnir diğer iki lidere sordu.

Onlar cevap vermeden önce Aya konuştu. “Film başladı. Geçen sefer film karakterlerinden de görev almıştık. Kardeşlik'e eşlik etmemizi istediler. Sonra Tanrı kısa bir sürenin ardından bildirim gönderdi. Acaba Tanrı yine aynısını yapacak mı?”

Aya'nın sözlerinin ardından zihinlerinde katı bir ses belirdi. “Barad-dûr'a varmadan önce, hayatta kalan Frodo, Gandalf, Aragorn ve Gimli karakterleri için üç takımın her üyesi 1000 puan ile ödüllendirecek. Ölen her karakter için 1000 puan düşülecek. Kurulan İttifak'ın Mordor'un ordularına karşı kazandığı her zafer için üç takımın her üyesine 3000 puan verilecek. Her kayıp için 3000 puan düşülecek. Bu puanlama beş takımın hepsi Barad-dûr'a vardığında sona erer.”

Aya hemen söyledi. ''Evet. İkisi de aynıydı. Geçen sefer karakterlere Moria'ya kadar eşlik etmemiz gerekiyordu. Ama şimdi insanları korumamız gerekiyor ve savaş ne alaka? Geçen sefer savaşla ilgili bir görev yoktu.”

Neos bir parça çikolata yedi ve Xuan kendisinden önce bir şey demeden konuşmak üzereydi. “Bu durum takımların gücünü dağıtmak için yapıldı. Bir takım için bir test yani. Bu krallık muhtemelen sona ermek üzere.”

Neos dahil herkes şok oldu. ''Evet. Eğer çıkarımlarım doğruysa, Şeytan ya da Tanrısal takımından biri beşinci aşamaya ulaşmak üzere.”

Neredeyse herkesin kafası karışmıştı. HaoTian aydınlanmış gibi görünen tek kişiydi.

Zheng sordu: “Ne demek istiyorsun? Bu anlamı bir görevden nasıl çıkardın?”

Neos soğuk bir şekilde gülümsedi. Xuan üstünkörü bir şekilde söyledi. “Gelen bilgi yalnızca görev değil, aynı zamanda beş yönlü takım savaşı olduğunu da gösteriyor. Önceki filmde üç yönlü bir takım savaşıyla karşılaştık ve şimdi daha da büyük bir takım savaşı var. Bu neyi ifade ediyor? Ben söyleyeyim, Tanrı'nın takımlar arasındaki çatışmayı arttırdığı anlamına geliyor. Daha önceki bir analizde Tanrı'nın amacının bizi evrimleştirmek ve öldürmemek olduğunu söylemiştim. Takım savaşlarını arttırmasının tek sebebi birinin beşinci aşamaya ulaşmak üzere olması. Tanrı'nın görevi tamamlanmak üzere. Azizlerden hala uzakta olanlar artık o kadar önemli değil. Bu yüzden zorluğu arttırıyor, ölüm şansımızı arttırıyor ve bizi evrimleşmeye zorluyor.”

Neos dişlerini ısırıp bir parça çikolata daha kırdı. Kimse Neos'un hislerine kulak asmıyordu.

Zheng sordu: “Sanırım ne demek istediğini anladım. Biri beşinci aşamaya ulaştığında gerçek dünyaya mı döneceğiz?”

Xuan soğukkanlı bir şekilde gülümsedi. “Gerçek dünyaya dönmek mi? Hayal kurmayı kes. Tanrı'nın amacı ne bizi öldürmek ne de bizi hayatta tutmak. Onun tek amacı evrim. Savaşla ilgili görevler ile film karakterlerinin korunması bizi farklı yönlere dağıtacak ve böylece bize birden çok cephede savaşmayı öğretecek. Zekanın evrimin bir parçası olduğunu söylemiştim. Böyle bir takım çalışması, bir takım oluşturmanın kilit noktasıdır. Eminim ki birisi beşinci aşamaya ulaştığında...”

“Tanrı bütün takımları bir dünyaya koyacak. Beşinci aşamadaki kişi herhangi bir takıma ait olsun ya da olmasın, sonunda hayatta kalan takım, yaşamaya hak kazanan tek takım olacak!” Neos aniden müdahale etti.