Çevirmen: RmLover

Editör: Mariposa 

Dört metre boyunda insansı bir robot, Xuan'ın sözlerinin ardından yanında belirdi. Robot karanlıkta duruyordu. Gözleri yandı ve vücudunda çok hafif bir ışık parladı.

Robot ağır bir adım attı ve yaklaşık on metre sıçradı. Bir dönüşüm geçirmeye başladığında vücudu geriye doğru eğilmişti. Bir saniye içerisinde robot, aerodinamik bir gövdeye sahip olan jete dönüştü.

Jetten gelen heyecan çığlıklarını duyabiliyorlardı. Jetin arkasından iki adet elektrik akımı patladı. Uçak silah test merkezine doğru hızla ilerledi. Yüz metreye ulaştığında kanatlardan birkaç mini füze fırlattı. Füzeler dış duvarları bombalamıştı. Patlamalar sonucunda beton kısım havaya uçmuştu. Jetten bir çığlık daha geldi. Yere doğru inerken tekrar ters döndü ve yürüyen bir şekle büründü.

“Bu jetten ziyade bir uzay mekiği. Esnekliği, elektrik sisteminin hızı ve Qi'nin dönüşümünden elde edilen genişletilmiş enerji, onu bir BB kademeye veya hatta A Kademe bir robota eşdeğer hale getiriyor. Ancak bir sınırlama da var. Sınırlı cephanesi ancak bunun gibi küçük bir savaşı kaldırabilir. Dragonshard'ın eklenmesiyle birlikte, enerjisi tükenmeden önce bizim yüksek teknoloji kozumuz.” Xuan patlamaları izlerken diğerlerine söyledi.

Çin takımının geri kalanı olanı biteni uzaktan izledi. Robot, üç modu arasında özgürce geçiş yaptı ve ateş gücünü boşalttı. Merkezin dış kısmı alevler içerisinde kalmıştı. Ortaya çıkan birkaç Gatling topu da büyük bir yıkıma yol açmıştı.

Robot daha sonra insansı bir şekle dönüştü. Üç metrelik bir testere çıkartıp çelik duvarı kesmeye başladı. Robot duvarda büyük bir delik açarken etrafa kıvılcımlar saçılıyordu. Sonra içeriye birkaç füze fırlattı.

Kampa ve WangXia merkeze doğru koştu. Xuan, YinKong, ChengXiao ve Heng onları takip etti. Zero ve Lan ise yerinde kaldı.

“Gando ve Zero, siz yerinizde kalıp savunun. Gelen tüm jetleri veya helikopterleri indirin. Gando savaş moduna geçip havada gezin. Herhangi bir bombardıman uçağını veya füzeyi vur. Zero, sen ona ateş desteği ver. Diğer herkes plana bağlı kalsın.” Xuan kolunu kıpırdattı ve iki Gauss tabancası aşağıya doğru kaydı.

Aynı zamanda, insanlar ile canavarlar arasında bir savaş, araştırma tesisinde patlak verdi.

Tesisdeki her lobi güvenlik görevlileriyle doluydu. Silah test merkezinden de destek ekipleri gelmişti. Bu korumaların hepsi tehlikeli madde kıyafetleri gibi zırhlar giyiyor ve askeri düzeyde silahlar taşıyordu. Anubis savaşçıları sonunda açılan ateşler ile durdurulmuştu. Ancak, bu zamana kadar birkaç yüz koruma, bu canavarların kılıçlarıyla öldürülmüştü. Onlarla merkez lobi arasında yalnızca iki lobi daha vardı.

Bir koruma lideri, koridordaki kalın kum tabakasına doğru baktı ve bir cihaza doğru konuştu. “Hedefler temizlendi. İkinci ekip tetikte.”

“Tetikte kalın. Canavarları merkez lobinin dışında tutmalısınız!” Güvenlik odasında bulunan siyah takım elbiseli birkaç adam benzer mesajlar aldı. Canavarlar kuma gömülmüştü. Öldürdükleri canavarların sayısı binin üzerindeydi ama birkaç yüz kayıp da vermişlerdi.

"G virüsü taşıyıcısı nerede? Neden onu bulamıyorum?” Canavarların durdurulduğunu duyunca rahatlamışlardı, ancak adamlardan biri aniden bağırdı. Diğerleri hemen kameraları çevirmeye başladı. Ancak, Zheng'i hiçbir yerde göremediler. Görünürden kaybolmuştu.

Adamlar lobiden bir gürültü geldiğinde hemen iletişim cihazlarını çıkardılar. Zheng havalandırma kanalından sürünerek çıkmıştı. Ardından korumaların arasına düştü. Kaplanın Ruhunu tam bir daire şeklinde etrafa savurdu. Yüzden fazla koruma, cesetleri yarıya bölünürken şaşkınlıkla olanı biteni izledi. Ağır bir kan kokusu, Zheng'in etrafındaki on metrelik yarıçaptaki alanı sardı.

Lobide toplam iki yüz koruma vardı. Zheng en kalabalık olan noktaya indi. Korumaların cesetleri birbirinden ayrılıyorken, geri kalanlar hala yerinde duruyordu.

Zheng sıçradı ve bir korumanın kafasına bastı. Korumanın cesedi yere düşmeden önce tekrar ileriye doğru sıçradı. Vücudu ikiye bölünen korumalar çaresizlik içerisinde çığlık attılar.. Cesetlerinin sadece yarısının kaldığını fark ettiler ama silahları hala ellerindeydi. Tetiği umutsuzca çektiler.

Zheng kılıcını yukarıdan aşağıya doğru savurdu, önündeki on metrelik bir alanı kesti. On koruma daha ölmüştü. Hafif bıçak ayrıca zeminde bir çatlak oluşturmuştu. Daha sonra korumalar daha tepki bile veremeden onlara doğru yüklendi.

Gözetim odasındaki adamlar içlerinde bir ürperti hissettiler. Tam donanımlı iki yüz koruma, otuz saniyeden kısa bir sürede öldürülmüştü. Ölümleri vahşet doluydu, çünkü vücutlarının üst kısmı hala yerde inliyordu. Kan kaybının onları öldürmesi birkaç dakika sürdü.

Zheng'in savaş gücü daha da korkunçtu. İki yüz korumayı öldürdükten sonra bile zarar görmemişti. Umbrella Şirketi böyle bir gücü daha önceden bilseydi, ona aynı şekilde davranmazdı. En azından yeterli savunma olmadan tesiste kalmasına izin vermezlerdi.

Zheng kan gölünün içerisinde bulunan iletişim cihazını aldı ve söyledi. "Boynunuzu iyice temizleyin ve beni bekleyin. Hepiniz ölmek zorundasınız!” Daha sonra cihazı eliyle parçaladı.

Güvenlik odasında bulunan bir adam bağırdı. “Tesisi daha fazla yok etme! Alt kısımda evrimleşmiş Lickerlar donmuş vaziyette duruyor! Hey!”

Başka bir adam omzunu okşadı. “Başka yolumuz yok. Bırak Nemesis onunla dövüşsün. Onu yalnızca on dakika oyalaması gerek. Kendini yok etmeyi aktifleştir. Mini nükleer bomba, tesisi ve evrimleşmiş Lickerları yok edebilir. Biz helikopterlerle buradan ayrılacağız.”

“Ayrılacak mıyız? Nereye? Bu tesiste çok önemli malzemeler var. Şirketin neredeyse tüm gelişmiş Lickerları burada. Canlı çıksak bile, evrimleşmiş Licker'lar yok edilirse şirket bizi öldürür. Nereye gidebiliriz?” Adam bağırdı. Gözleri kıpkırmızıydı.

“Sadece tesisin kendi kendini yok etmesini etkinleştir. Çatıya çıkıp helikopterlere bineceğiz. Bir silahla ölmek, Lickerların pençeleriyle ölmekten iyidir.”

Zheng, gücünün Şirketin yöneticilerini dehşete düşürdüğünün farkında değildi. Merkezi lobiye doğru ilerlerken tesisi yok etmeye devam etti. Anubis ordusunun bir kez daha çağırmayı düşündü ama zaten bir yüzükteki tüm kan enerjisini tüketmişti. Ani Yıkım'ı kullanmaya devam etmek istiyorsa onları çağıramazdı. Silah test merkezinden gelen desteği orada olduğu için hedefine ulaşmış gibi görünüyordu. Orduyu tekrar çağırmanın pek bir anlamı yoktu.

Zheng kendi kendine mırıldandı ve daha sonra lobiye doğru koşmaya devam etti. Tam koridoru dönerken birkaç mini füze ona isabet etti. Bu dört füze son derece hızlıydı. Zheng daha tepki bile gösteremeden patladılar.