Cilt 11: Bölüm 9-2

avatar
2440 10

Terror Infinite - Cilt 11: Bölüm 9-2


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

''Kararını verdin mi? Hepsini yakacak mısın?'' Xuan bir belgeye bakıyordu.

 

Zheng konuştu. ''Evet, hepsini. Kahretsin zaten keskin nişancı tüfekleri var. Onları öldürmezse modern bir ordu ile karşılaşacağız. Imhotep'in gücü ne boyutlara ulaşmıştır; merak ediyorum.''

 

Xuan başını kaldırmadan cevap verdi. ''Yüzde 70 ihtimalle piramitin içerisinde.Yüzde 20 ihtimalle bizi yakın bir yerden izliyor. %10 ihtimalle de Ölüler Şehri'ne gitti. Sence hangisi bizim için daha faydalı?''

 

Zheng düşünmeden cevap verdi. ''Tabi ki piramitin içinde olması. Bu sayede onun orada icabına bakabiliriz. Aksi halde savaş esnasında ortaya çıkabilir. Neye bakıyorsun?''

 

Xuan başını kaldırdı. ''Mısır mitolojisi hakkında Evelyn'den aldığım bilgiler. Gerçek olabilecek olanları arıyorum. Eğer burası gerçek bir dünyaysa sadece bir hazine olmaması lazım. Belki de diğer hazineler de senin gücünü arttırabilecek aynı görev eşyalarına sahiptir.''

 

Zheng hemen dedi ki: ''Sonuç?''

 

''Hepsinden vazgeçtim.''

 

Gözlüklerini düzeltti ve bardağından bir yudum aldı. ''Ödül oranlarının maliyeti çok düşük. Çünkü bu mitolojik bilgilerin doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Ayrıca zaman, kurşun ve eşya masrafları var. Bir de bizim bilmediğimiz senaryolara aitler. Tehlikenin nereden geleceğini ya da görev eşyalarını nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. %50 başarı şansımız olmadığı sürece bu mitolojik bilgileri düşünmeyeceğim.''

 

Zheng gülmek istedi ama kendisini tuttu. ''O zaman neden bu belgelerin üzerinde bu kadar durdun? Bunlar işe yaramaz değil mi?''

 

''Bunları hem resimli bir şekilde hem de İngilizce olarak yazabilecek Evelyn var. Bunlara hem resimli yazıları incelemek hem de nasıl çevireceğimi anlamak için bakıyorum. Herhangi bir durum için yeni bilgiler edinmemiz gerek.''

 

Zheng başını salladı: ''Doğru, doğru. Anladım. Ee, ormanı nasıl yakacağız? Rüzgar konusunda ne düşünüyorsun?''

 

Xuan bir harita çıkardı. Elle çizilmiş bir haritaydı. ''Sen ormanın içerisinde dolaşıp etrafı incelerken ben etrafta uçtum. Tam benzemiyor olabilir ama bu orman üçgen şeklinde. Bu dört noktada molotof kokteyllerini kullanmamız gerekiyor. Bu molotofları, her yere yüzer metre kare arayla yerleştireceğiz ve onları el bombaları ile patlatacağız. En etkili yöntem bu olacaktır. Rüzgar yönüne bakmaksızın tüm ormanı yakabileceğiz, tabi Tanrı bir sıkıntıya sebep olmazsa.''

 

''Kolay geldi bana ama ne tür sıkıntılardan bahsediyorsun? Bu konu hakkında içimde kötü bir his var.''

 

''Uh, Çok fazla pigme öldürünce Tanrı onları başka bir şeye evrimleştirebilir. Mesela King Kong'a.'' Xuan birden hafifçe güldü. ''Yani bu bir kumar. Bahsi kaybedersek ölürüz. Çünkü pigmeleri öldürmeyi gerektirmeyen, piramite girmenin başka yöntemleri olabilir. Tanrı'nın müdahalesi olursa yüzde 30 ihtimalle öleceğiz.''

 

Zheng, King Kong hakkında pek düşünmedi. Fakat sonra pigmelerin, Gundam animesini gerçekleştirdiğini hayal etti ve başını salladı. ''Neyse, elimizden geleni yapalım. Uh, nasıl güleceğini biliyor musun?''

 

Xuan güldü ve konuştu: ''Evet. Kaslar yukarıya doğru çekiliyor. Ancak ağlamak daha zor. Ağlama ifadesini yapabilsem bile o göz yaşlarını harekete geçirmek zor. Uygun bir cihaz olsa ağlamak da mümkün olurdu.''

 

Zheng Xuan'ın omzuna dokundu ve çadırın dışına çıktı. ''Merak etme. Dördüncü aşamaya ulaşacaksın. Dostum.''

 

''Dostum mu?''

 

Film karakterlerinin yardımıyla akşama doğru molotof kokteyllerini hazırlama işlemlerini bitirdiler. Zheng, Xuan'ın oluşturduğu patlatma aletini kullanarak onları patlattı. Zeplinden aşağıya doğru baktılar ve ormanın dört farklı noktadan yanmaya başladığını gördüler. Kara bulutlar gökyüzüne ulaştı ve sonra alevler ormanın içine doğru yayıldı.

 

''Bu basit bir durum. Ormanın büyüklüğüne bakılırsa yangının piramite ulaşması üç ya da dört gün sürer. Sonra ormanın soğuması için üç ya da dört gün daha gerekir. Yani sekiz gün beklememiz gerekiyor. Ne kadar vaktin kaldı?''

 

Zheng konuştu. ''On Beş gün. Bugün de dahil olmak üzere sekiz günü sayarsak geriye sekiz gün kalacak. Piramite girip Akrep Kral'ı öldürmek için yeterli bir süre.''

 

''O zaman benim planımın olasılığı biraz daha yüksek. Tanrı'nın sana 60 gün süre vermesinin sebebi, senin ormanı yakıp sönmesini beklemen olabilir.''

 

Ardeth yanlarında bir iç çekti. ''Bu orman için talihsiz bir durum. Eğer bunu muhafaza edebilseydik, tüm Mısır...'' Başını salladı.

 

Zheng onun omzuna dokundu ve konuştu:. ''Boşver gitsin. Bu ormanı yakmasak bile kabilen bu pigmelerin icabına bakamayacaktı. Ayrıca Akrep Kral'ı yendikten sonra Anubis'in sihirli gücü olmadan bu orman ortadan kaybolabilir. Bu bize ait bir şey değil, bu yüzden fazla düşünmemek daha iyi.''

 

Ardeth sadece başını salladı ve içini çekti. Çölde yetişen bir adamın, başkalarının hayal bile edemeyeceği bir yeşil çöl arzusu vardı. Bu ormanın asla onlara ait olamayacağını bilmeseydi, Zheng'i durdururdu.

 

Alevler birkaç gün sürdü, arkalarında siyah beyaz küller bırakıp ilerledi. Alevin içine bir adım atsan küllere bulaşırdın. Hala alt kısımda yanan hafif bir ateş vardı. Bu yüzden beklemek zorundalardı. Zheng ve Xuan, Tanrı'dan hiç bildirim almadılar, bu yüzden pigmeleri öldürdükleri için hiç puan alamadılar.

 

Bekledikleri için pek fazla dinlenemediler. Zheng Patlama Tekniği'ni ve Savaş Tekniği'ni durmadan eğitmeye devam etti. Xuan ise mitolojik yazıların bulunduğu belgeleri okuyordu. Evelyn tarihler üzerinde çalıştığı için biraz bu durumdan yakındı.

 

Sekiz gün geçti. Zheng tek başına ormana girdi. Herhangi bir tehlike olmadan birkaç kilometre ilerledikten sonra herkes ormanın iç kısımlarına doğru ilerlemeye karar verdi. Hala biraz alev vardı ve ormanın içerisinde bir duman tabakası mevcuttu. Bu arada piramiti bulamamışlardı.

 

''Ormanın merkezine doğru ilerlemeye devam edin. Piramit orada olmalı.'' Zheng bir karar verdi ve herkesin birkaç yüz metre önünden yürüdü.

 

Yolda ölü hayvanların cesetleriyle karşılaştılar. Ormanın merkezine yaklaştıkça bu hayvan cesetleri azaldı ve yerini pigme cesetleri aldı. Pigmeler sürü halinde ölmüşlerdi. Vücutları dışında tabancaları, keskin nişancı tüfekleri ve bazukaları bile yanmıştı. Ama önemli olan nokta çok fazla pigme olmasıydı. Yolda bile onbinlerce pigme görmüşlerdi. Hepsinde silah olsaydı bu pigmelerin bir ordudan farkı olmayacaktı. Gerilla ordusu kendi evinde savaşıyor olurdu.

 

Yerdeki cesetlere bakınca özellikle Zheng olmak üzere gruptaki herkes tedirginlik hissetti. Eğer düşündükleri zamanda bu pigmeleri öldürmeye çalışsalardı, bu pigmelerin gerçekten Gundam animesinin senaryosunu gerçekleştirme imkanı vardı. Sonra ormanı yakmak bile onların icabına bakmaya yetmezdi. Neyse ki bu olmadı ve Xuan sayesinde güvenle oraya kadar geldiler.

 

Altından yapılmış gibi görünen piramit yavaş yavaş ortaya çıkmıştı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44300 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr