Cilt 6: Bölüm 5-2

avatar
3323 10

Terror Infinite - Cilt 6: Bölüm 5-2


 

 

Çeviren: HasıRwara

Düzenleyen: Ratel

 

"O zaman... Hindistan takımını yok etme planımızı başlatalım!" Honglu soğuk bir şekilde gülümsedi.

 

Diğerleri de Honglu'ya eşlik ederek gülümsediler. Hindistan takımının bu kadar erken gelmesini beklememelerine rağmen bu planlarını fazla etkilememişti. Bu plan Hindistan takımını umutsuzluğa itecekti.

 

Onlarla birlikte gelen iki Medjai'den birisi süvarilerin büyük grubuna giderken, diğeri ise yarı hızla onları arkadan takip ediyordu. Eğer bu ikisi zihin kontrolü altında olurlarsa, Hindistan takımı ile yüz yüze savaşmak zorunda kalacaklardı fakat zihin kontrolüne uğramazlarsa, Honglu'nun planı başarılı olacaktı.

 

Büyük gruba giden Medjai, Ardeth'den gelen gizli bir mesajı iletişim cihazı ile birlikte süvarilerin liderine taşıdı. Mesajda Hamunaptra'ya 1000'den fazla adam göndermesini ve mümkün olduğunca çabuk ulaşmasını emretti. Ve bu adamlar ilk silah sesini duyduktan sonra, Hamunaptra'ya doğru taarruz edip, oraya doğru giden tüm grupları kim olurlarsa olsunlar öldürmek zorundalardı!

 

Zero'nun görevi, Hindistan takımından gördüğü ilk kişiye ateş etmekti, bu kişinin ne kadar uzakta olduğu ya da psişik güç kullanıcısı olup olmaması önemli değildi. Kişiyi öldüremese bile ateş etmek zorundaydı çünkü silah sesi, planın başlama işaretiydi.

 

"Plandaki mantık basit.  Düşman hangi yönden gelirlerse gelsinler süvariler tarafından taarruza uğrayacaklar. Bizim planımızı öğrendikten sonra, onlar için en güvenli ulaşım metotu uçak. Eğer Hamunaptra etrafında hiç süvari görmezlerse, ne yapacaklar? Tabiki de iniş yapmak isteyecekler..."

 

"Olabilecek tek sorun, uçaktan indikten sonra beraberinde getirdikleri atlar veya develerle yollarına devam etmeleri... Fakat bu çağdaki uçaklar... bunu yapacak kapasiteye sahip değiller. Öyleyse indikten sonra koşmaları gerekecek. Fakat kim daha hızlı koşar? Atlar mı insanlar mı... Hoho, Görkemli bir şekilde ölecekler!!"

 

Jie ve Lan, Zheng'i mezarlığın dışına taşıdı. Kötü durumda görünüyordu. Birkaç bok böceği vücüduna girmeye çalışıyordu fakat kas yoğunluğunun yüksek olması, onların girmelerini engelledi. Birkaç vuruşla bok böceklerini öldürdüler. Bu sırada Zheng'de kendine geldi.

 

Yinkong ona baktı ve sonra saatine baktı. "+1 puandayız. Zero demin onlardan birini öldürdü. Şimdi sıra süvarilerde. Umarım onların saldırıları, bir şeyler yapabilir."

 

Honglu elmadan bir ısırık aldı ve dedi. " Planı yapan kişi tüm arzularını ve duyularını tamamen ortadan kaldırmadığı sürece mükemmel plan diye bir şey yoktur, planı ben yapsam bile..."

 

"Sadece arzu ve duyulardan yoksun kişiler, seyirci perspektifini kullanabilirler. Eğer olağanüstü bilgelik ve çıkarım yeteneğine de sahipse, o zaman o kişi için herkesin üzerinde duran bir dehaya sahip olduğu söylemek yanlış olmaz. İşte bu insan, mükemmel planı oluşturabilir. Ama maalesef bu dünyada öyle mükemmel bir insan yok. Mükemmellik insanı sadece kendini yok etmeye götürür." [Çn: Var öyle biri dostum var. Daha doğrusu vardı... Xuan özlettin kendini üstat :(]

 

O sözlerini bitirdiğinde, süvarilerin uzaktan geldiğini gördüler. Bunun sadece 1000 kişi olduğunu bilseler de manzara muhteşemdi. Oyuncuların hepsi huzurlu bir dünyadan gelmişti ve  böyle muhteşem bir şeyi görme şansları hiç olmamıştı. Bir an için, herkes nefesini tuttu ve izledi. Süvariler  atların koşusuyla oluşan kum ve toz bulutunun içinde giderek görünmeye başladı. Bu süvarilerin her biri bir silah ve kılıç taşıyordu.

 

Zheng 1000 kişiye baktı ve soğuk bir tonla dedi. "Bizi öldürmek için en iyi şanslarını Kahire'de kaybettiler... Kahretsin, sonunda liderlerini indirebiliriz. Tengyi! Ölümünün intikamını alacağız! "

 

Konuşurlarken, herkes başka bir gürültülü patlama duydu.  Zero tetiği tekrar çekti ve atışı takiben, saatlerindeki sayı sıfıra döndü, bu takımdan birinin öldüğünün işaretiydi!

 

"Bir üye öldü. Çin takımı sıfır puanda. Filmin sonunda negatif puanda kalanların varlığı silinecektir."

 

"Zero!" Diye bağırdı Zheng.

 

Aniden Zero ile ilk tanışmasını hatırladı. Ona verdiği görevleri her zaman tamamlayan ve onu bir çok kere kurtarmış sessiz bir adamdı. Küçük kızla yüzdüğü zamanki yumuşak gülüşünü de gözlerinin önüne geldi..... O gerçek bir yoldaştı!

 

Zheng bağırdığı sırada Zero'nun bulunduğu konuma doğru koştu. Yinkong da onu takip etti. Jie ise şakaklarına ciddi bir baş ağrısı çekiyormuş gibi masaj yapıyordu. Terden sırılsıklam olmuş bir vaziyette yere çömeldi. Ancak hiç kimse bunu farketmedi çünkü herkesin dikkati Zero ve Heng üzerinde yoğunlaşmıştı.

 

Zheng endişeliydi ve tam hızda koştu. On saniye sonra Zero ve Heng'in saklandığı yere sonunda ulaştığında, karşısındaki iki adam kafası karışmış şekilde ona baktı. Zero sakince dedi. "Ben demin Hint kıyafetleri giyen birini vurdum, o kişi muhtemelen Liang ya da Zhuiyu idi.  Hint kıyafetleri giyen iki kadın daha var, ikisi de peçeli. Devam etmeli miyim yada etmemeliyim bilmiyorum."

 

Zheng ona baktı ve sonra omzunu sıvazladı. "Güzel, hala hayattasın! S*ktir et, ölme yeter! Seninle yan yana savaşmaya devam etmek istiyorum, kardeşim."

 

Zero şaşırdı ve sonra Zheng'e doğru bakarak dedi. "Ölene kadar..."

 

----

 

Aynı zamanda, Shiva öfkeden kudurmak üzereydi. Yılan hızla ileri doğru koşarken, yılanın başının üzerinde dikiliyordu.  Yanında duran ve tamamen iyileşmiş gibi görünen Arot kurtadam formundaydı ve Shiva ile kıyaslanacak bir hızda koşuyordu.

 

Shiva bağırmaya devam etti."Shainaia, saldırmaya devam et! Konumlarını öğrenmelisin! O kişi çok büyük ihtimalle bir Rehber. Rehberler diğer takım üyelerine saldıramaz! Konumunu bul ve sonra Lamu, onu öldür!"

 

Arkalarında yerde iki kişi yatıyordu. Biri iki kıvrımlı kılıç kullanan zayıf bir adamdı. Diğeri Hint kadın kıyafetleri giyen Liang'dı. Gözleri genişçe açılmıştı ve yüzü şaşkın bir ifade içindeydi. Yerde koşan dört kişi daha vardı, üç kadın ve bir erkek. Shainaia aniden "Zayıflıyor. O kesinlikle bir Rehber. Tanrı'nın cezasına boyun eğiyor... Neredeyse konumlarını öğrenmek üzereyim, neredeyse... Lamu!" diye bağırdı. Bunu duyan yanındaki adam eline bir iğne aldı.

 

"Ölene kadar..." Cümleyi bitirmeden önce, nişan aldı ve tetiği tekrar çekti. Ancak aynı anda göğsünden kan sıçradı. Etrafındaki herkes Zero’nun, tüfeği ile birlikte yere düşüşünü izledi.

 

Bir iğne göğsünü delmişti. Bu sefer akciğerlerine değil, tam kalbine isabet etti...Fışkıran kan kalbindeki deliği gösteriyordu. İğne yavaşça kendiliğinden dışarı çekildi. İğne kalbi terk ettiği anda kanama arttı.

 

Zheng'in yüzü çarpık bir hal aldı. Aniden Zero'nun göğsündeki iğneye bastırdı, onun dışarı çıkmasını engellemeye çalışıyordu. Çünkü bu iğne Zero'nun göğsünü terkettiği an, onun öleceği andı. Zheng yoldaşını, onunla birlikte ölümüne kadar savaşabilecek kardeşini kaybetmek istemiyordu.

 

Zero gözlerinin önünde ölüyordu... bunun olmasını kesinlikle istemiyordu.

 

Ancak iğneden gelen güç, çok güçlüydü ve dokunduğunda iğneden yayılan elektrik tarafından çarpılarak elleri uyuştu. İğne kendiliğinden çıkıp kaybolduğunda sadece izleyebildi. Şuan elleri Zero'nun kanı ile kaplanmıştı.

 

"Ölene kadar......... Daha fazla seninle beraber yürüyemeyecek gibiyim kardeşim..." Zero gülümsedi ve sonra gözlerini kapadı. Gauss tüfeği yavaşça ellerinden kayıp yere düştü.

 

Zheng ellerindeki kana bakakaldı. Süvarilerin uzaktan gelen bağrışmaları onu duygularından uyandırana kadar bir süre için aklı tamamen boşluktaydı.

 

Öfke ve aşırı öldürme isteği ile bağırmaya başladı. "Hindistan Takımı!! Hepinizi....herbirinizi öldüreceğim, yok edeceğim! Ahhh...."

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr