Cilt 6: Bölüm 4-2

avatar
3458 9

Terror Infinite - Cilt 6: Bölüm 4-2


 

Çeviren: HasıRwara

Düzenleyen: Ratel

 

"Burada indikten sonra çöldeki pazar yerine doğru gideceğiz. Eğer her şey yolunda giderse, ihtiyaçlarımızı ve develeri oradan satın alacağız. Hamunaptra'ya birkaç gün içinde ulaşacağız." O'connell bir kum tepsisi çıkardı ve takip edecekleri yolu kumum üzerine çizdi.

 

Onlar kabinde kahvaltı yapıyorlardı fakat dün oluşturdukları tehditlerden dolayı, mürettebat beraber yeme davetlerini reddetmişti. Herkes bu reddedilmeyi umursamadan yemeye başladı.

 

"Müttefiklerimiz nerede?" Diye sordu Honglu.

 

Ardeth Bay (siyah elbiseli adam) bir an için duraksadı sonra kumun üzerine bir çizgi çizdi. "Pazar yeri ve Hamunaptra arasında. Çöl çok büyük olduğu için, biz sadece ortada bekleyebilir ve sonra adamlarımı, düşmanlarımızı aramak için gönderebilirim. Yapabileceğimizin en iyisi bu."

 

Honglu onaylarcasına kafasını salladı. Zheng bir süre kum tepsi üzerinde çalıştı ve dedi."Karar verildi. Hala birkaç günümüz var. Herkes iyice dinlensin, yakın zamanda hayatımız için savaşmamız gerekecek... Bu sefer kaçmayacağız. Sadece bir taraf yaşayabilir. O'connell, pazar alanından silah ve mühimmat alabilir miyiz? Mermiler normal olsa bile işimizi görür."

 

 Ardeth, "Pazar yerinde adamlarımız ve küçük bir depomuz var. Orada birkaç silah olmalı,  sizin sahip olduklarınız kadar güçlü olmasa da, yeterli sayıda mühimmat olmalı." diye cevapladı.

 

Zheng güldü. "Bu yeterince iyi. Normal mermiler, normal mumyaları öldürebilir... Tamam, sorusu olan? Müttefiklerimizle buluştuktan sonra, Zero Hintli kadını öldürmek için kendi başına gidecek. Honglu, Liang,Heng ve Zhuiyu büyük gruba katılacak. Bu kadar çok insanın koruması altında çok tehlikede olmamalılar. Jie,Lan, Yinkong, O'Connel, Evelyn,Jonathan ve bana gelince, yedimiz Amun-Ra'nın kitabını herkesten önce almak için Hamunaptra'ya doğru devam edeceğiz. Sonra Imhotep'in ölümsüzlüğünü alacağız ve Hint takımının kalanını öldüreceğiz."

 

 Ardeth aniden dedi."Peki ben?" 

 

"Tabi ki halkınla kalacaksın. Hamunaptra içindeki savaşın ikinizle bir ilgisi yok. Soruna biz sebep olduk bu yüzden sorumluluğu biz alacağız. İmhotep'in mumyalarını durdurmak ve Hint takımından muhtemel bir yada iki kişiyi öldürmeniz bile çok büyük bir yardım."

 

"Firavun korumalarının soyundan olan ben, savaştan nasıl kaçınabilirim? Imhotep'i yok etmek asıl olarak bizim sorumluluğumuz! Tanrı bile savaşa katılmamızı önleyemez! Ben de Hamunaptra grubunda olmalıyım."

 

Zheng iç geçirdi. "O zaman sekizimiz Hamunaptra'ya gidiyoruz. Müze müdürü genç değil, bu yüzden büyük grup ile kalmalı."

 

Müze müdürü ağzını açsa da bir an düşündükten sonra hiçbir şey söylemedi.  Zhuiyu aniden O'Connell'a sordu " Eğer nehirde ilerlemeye devam edersek, bu gemi nereye gidiyor? Okyanusa mı?"

 

O'Connell yanıtladı. "Evet, bu nehiri geçip okyanusa doğru ilerleyecek. Bu gemideki kargoları, okyanusu geçebilecek yolcu gemilerine aktarıp okyanusa açılacaklardır."

 

Zhıiyu güldü. "Buna ne dersiniz? Bizim nasılsa size yardımımız dokunmayacak, bu yüzden biz çaylaklar gemiyle beraber okyanusa açılalım. Eğer biz savaşta ölürsek, bu sizin için daha fazla yük demek. Hindistan takımının okyanusa doğru gittiğimizi anlayıp bizi kovalayacaklarına inanmıyorum. Mutlak bir emniyet içinde olacağız ve bizim için endişelenmeyeceksiniz."

 

Zheng Honglu'ya sordu. "Ne diyorsun? Bence kötü bir fikir değil. Zaten takıma çok fazla yardım sunamazlar. Eğer kavgayı kaybedersek, orada olsalar da olmasalar da önemli değil."

 

Honglu saçlarını çevirdi sonra gülümsedi. "Onların kendilerinin seçmesine izin verelim. İsterseniz okyanusa doğru yola çıkabilirsiniz. Ama ben büyük grup ile beraber kalmak isteyeceğinizi umuyorum. Heng, seçimin nedir?"

 

Heng bir an için duraksadı ve sonra dedi."Ben de grup ile kalmak istiyorum... Hoho,  binlerce atlının bir savaşta taarruz ettiği zaman nasıl göründüğünü her zaman görmek istemişimdir. İyi bir zaman olmamasına rağmen, bu fırsatı yine de kaçırmak istemiyorum."

 

Zhuiyu hızla Liang'a döndü ve ona masumane bir bakış attı. Liang cevabını vermeden önce bir an gözlerini ondan ayıramadı."Öyleyse, yelken açmayı seçiyorum. İkimiz okyanusa yelken açacağız. Bu şekilde birbirimize göz kulakta olabiliriz."

 

Zheng onaylarcasına başını salladı. "Öyleyse karar verildi. Size biraz normal mermi, iki tüfek, hemostaz spreyi ve biraz bandaj vereceğim. Fakat iletişim cihazı vermeyeceğim. Ayrıldığımız an kendi başınızasınız. Birdenbire iki puan kaybettiğimiz konusunda bilgilendirmek istemiyorum. Tamam mı?"

 

Honglu güldü ve dedi."Onları bir iletişim cihazı verin. İkisi birden bir tane kullanabilir ve onların durumunu her an bilebiliriz, ya da bizim ne yaptığımızı bilmelerini sağlayabiliriz. Hindistan takımının ellerine geçmeleri hakkında endişelenmemize gerek yok zaten, bu yüzden onlara bir tane vermek iyi... Doğru, yol masrafları için paraya da ihtiyaçları var. Onlara birkaç altın çubuk ver."

 

Zhuiyu ve Liang onaylarcasına başlarını salladı. Rahatlamış görünüyorlardu, ancak Honglu'nun gülümsemesini fark etmemişlerdi.

 

Grup, kahvaltıdan sonra sahile yanaşmaya karar verdi. Zhuiyu ve Liang gemide kaldılar ve nehirde yola çıktılar.

 

10 dakika ilerledikten sonra, Honglu iletişim cihazına baktığı an aniden dedi. "Plan değişikliği. Yem hazırlandı."

 

Herkes kafası karışmış  bir şekilde ona baktı. Zheng "Ne yemi?" diye sordu.

 

Honglu cihazı ona verdi."Onlar.. Yola çıkan ikisi. Şu  anda Hindistan takımındaki o psişik kadının kontrolü altında olmalılar."

 

Zheng cihaza baktı. Noktalardan biri yavaşladığında, diğerleri de ekranın yanında toplandılar. "Neden böyle diyorsun? Sorun ne?"

 

"Yavaşladılar. Daha doğrusu, 2 dakika önce durdular ve sonra yavaş hareket etmeye başladılar, bizim gemide olduğumuz zamandan daha da yavaş... Eğer tahminim doğruysa, İnsanları uzaktan kontrol edebilen Hindistan takımındaki kadın onları işaretledi. Çevremizdeki tuhaf korumadan çıktıkları anda, kadın onları hissedebilirdi ve kontrol altına aldı."

 

Zheng bir an düşündü. "Fakat hala hayattalar."

 

Honglu güldü. "Onların anılırından bizim planlarımızı öğrenecekte o yüzden. Eğer onları hemen öldürürse biz şüpheleneceğiz ve planlarımızı değiştireceğiz. Bu iki insan güçsüz olduğu için, biz ölene kadar onları hayatta bırakabilirler."

 

Geminin yavaşlamasına bakarsak, Zihin kontrolünün menzilinin bir limiti var. Gemiyi yavaşlattı böylece gidebilir ve ikisini de Hamunaptra'ya getirebilir. Sonra bizi orada bekleyecek ve pusuya düşürecekler... Eğer bu kadar mesafe gider ve yine de bizden önce Hamunaptra'ya ulaşırlarsa.... Tek ulaşım aracı orijinal plandaki uçaktır.

 

------

 

Aynı zamanda, Kahire'nin girişi. "Bu onların planı, Lider. Bu ikisiyle ne yapalım? Gemiyi buraya geri mi getirelim?"

 

Hintli kadının arkasında Shiva ve Imhotep vardı. Shiva kafasını hayır şeklinde salladı."Düşük hızda ilerletmeye devam et... Menzilden çıkmalarına ne kadar var? "

 

"Bu hızda 6 saat."

 

Shiva onaylarcasına başını salladı. "Öyleyse gemi bu hızını korusun. Arot ve Lamu çoktan hava alanını bulmak için ayrıldılar. Bir kere uçağa sahip olduk mu, menzilimizden çıksalar bile onları hızlıca kovalayabiliriz. Yüce rahip Imhotep, tıpkı gördüğünüz gibi,  biz sizi durdurmaya çalışan takımın düşmanlarıyız. Düşmanının düşmanı dostundur.  Biz Anck-su-Namunun yeniden canlandırmanda sana yardım edeceğiz fakat diğer takımı yenmek için yardımına ihtiyacımız var. Ordun Hamunaptra'ya gitmeye devam edebilir mi? On binlerce süvarinin olduğunu öğrendikten sonra, ordun onları durdurabilecek  ve Anck-su-Namun'u yeniden canlandırmak için bize vakit kazandıracak tek güç."

 

Imhotep onaylarcasına başını sallayarak eski Mısırca birşeyler söyledi. Sonra döndü ve bağırdı. Arkasındaki caddede duran mumyalarda bağırmaya başladı...

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44237 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr