Çeviren: HasıRwara

Düzenleyen: Ratel

Ağrı geldi ve hızlı bir şekilde gitti. Yorgunluğun dışında, Zheng’e daha fazla yaralanma getirmedi.

Ağrı kesildikten sonra Jie ve Lan hemen onu yere bıraktı. Bandajı çıkarıp spreyi sıkarak karnındaki deliği bir kez daha kapattılar.

Zheng dikkatle bir şeyleri dinlemeye çalışırken, bandajı hareket ettirmeden yapmalarını sağladı. İş bittikten sonra onlara dedi. “Silah sesleri duydum. Jie, sen de duydun mu? “

Jie bir süre dikkatli bir şekilde dinledi, sonra başıyla onayladı. “Evet, çok zayıf olsa da silah sesi duydum … Bu onların başardıkları, cephanelikteki silahları buldukları anlamına mı geliyor? “

Zheng acı bir şekilde gülümsedi. “Muhtemelen silahları bulmuşlar, ama sanırım bu iki Yaratık ile savaşıyorlar. Aksi takdirde silah sesleri o kadar yoğun gelmezdi . Hala kaç el bombası var? Hepsini bana ver. Lan, çelik çubukları da bana ver. “

Jie acı bir gülümsemeyle avucunu sıktı. “Hiç yok, o zamanlar el bombalarını ben onlara vermiştim. Bu piçler … “

Lan, cebinden iki el bombası çıkardı. O gülerek dedi. “Neyse ki ben bunlara göz kulak oldum … Ne yapmak istiyorsun? Elimizde sadece bunlar kaldı. “

Zheng de yüzüğünden iki el bombası çıkardı. Dişleri ile el bombasının pimini çekti, ardından bir tanesini sol eliyle olabildiğince uzağa fırlattı.

Patlama Jie ve Lan’ın yere düşmesine neden oldu.

“Patlamanın gecikmesi için zamanlayıcıya sahibim şimdi …”

Zheng patlamaya bakmaya devam etti, sonra başını çevirmeden Jie’ye dedi. “Acele et, gömleğinizden bir parça koparıp, bombaları çelik çubuklara bağla. Sıkı olduklarından emin ol! “

Jie gömleğini tek kelime bile etmeden çıkardı. Onu parçaladı ve bombaları bağlamaya başladı. Lan bunu gördükçe iç geçirdi. “Hayatını tekrar riske atmak mı istiyorsun? Yaraların … “

Zheng döndü ve ona gülümsedi. “Sorun değil. Patlama baya gürültülüydü. Muhtemelen hepsini duydular. Diğer ikisini bilmiyorum ama Xuan’ın bilgeliğiyle, o kesinlikle Yaratıkların ilgisini çekecektir. Ben sadece arkadan gizlice girip, saldıracağım. Ve el bombası patlamadan önce çelik çubuğu vücutlarına saplayabildiğim sürece, patlama onlara büyük zararlar verecektir. Bu yüzden için rahat olsun. “

Lan, iç çekti ve başka bir şey söylemedi. El bombalarını bağlarken Jie dedi. “Senin hakkında ben yanlış düşünmüşüm. Zheng, sen savaşta yeteneklisin. Eğitmenimin sözlerini kullanmam gerekirse, sen savaşçı olmak için doğmuşsun. Fiziksel savaş ya da planlama olsun. Durum ne kadar çaresizse, sen o kadar çok potansiyel ortaya çıkarıyorsun. “

Zheng, Jie’den çelik çubukları aldı. Sol eliyle hedeflemeye çalıştı, sonra acı bir şekilde gülümsedi. “Ben savaşçı değilim. Sadece yaşamak için her şeyi yapmak istiyorum. Benim durumumda olan herkes muhtemelen bir şeyler bulacaktır. Benim gibi insanlar bile savaşçı sayılırsa, Xuan ve onlar ne? Süper savaşçılar mı? Yoksa süper dahiler mi? “

“Bunu söyleyemezsin.” Jie güldü, ardından son çelik çubuğu ona verdi. “Onlar gerçek dünyada zaten bu tür işleri yapıyorlardı. Ve ayrıca kendi alanlarının tepesindeydiler. Ya sen? Sen sadece normal bir beyaz yakandın. Geliştirmelerinde şansın olsa da, yavaş yavaş bu savaşlara adapte olurken, hayatını tehlikeye atmaya ve hayatta kalmaya devam ettin…  Bu senin gizli yeteneğin. Sen asla vazgeçmeyen bir savaşçısın!“ [ÇN: Beyaz Yaka: bedensel değil daha çok zihinsel gücüyle, masa başı çalışanlar.]

“Savaşçı, ha?”

“Ben sadece hayatta kalmak istiyorum …”

Mümkün olduğunca çabuk iyileşmesi için Lan, çelik çubukları taşırken Jie, Zheng’i sırtında taşımaya devam etti.

Onlar ilerlerken, Lan mırıldandı. “Neden onları kurtarmak zorundayız? Bu bizi tehlikeye atmaz mı? “

Zheng, Qi’sini yenilemeye devam ederken derin nefes aldı ve dedi. “Aslında hepimiz tehlike altındayız. Yaratıkları yok edemezsek, er ya da geç öleceğiz. Bu yüzden Xuan’ın analiz ve planlama yeteneği, Zero ve Kampa’nın silahları kullanma becerileri, bunlar önemli unsurlar. “

Jie birdenbire sordu: “O zaman neden onlar ile ayrıldın? Birlikte kalsaydık, o zaman tüm savaşları tek başımıza yapmak yerine silah da kazanmış olurduk. Ayrıca Xuan’ın bizden vazgeçeceğini de sanmıyorum.”

Zheng iç geçirdi. “Evet, onlarla birlikte kalsaydık, onun bizden vazgeçebileceğini bende düşünmüyorum. Ve Zero ve Kampa ölmeden önce güvende olacaktık … En azından Jie ve ben güvende olacaktık. Fakat! Sebeplerinden biri de bu zaten.”

“Bir nedeni onun yöntemlerine dayanamamam. Yoldaşlarına, kullanıldıktan sonra atılan parçalar gibi davranması. Diğer nedenim ise, kaderimi başka birinin eline bırakmayacağım. Belki başta güvende olacağız, ancak bir süre sonra ne olacak?”

“Nasıl öleceğimi düşünmek istemiyorum, sadece nasıl yaşayabilirim, bunun hakkında kafa yormak istiyorum. Yoldaşlarım olarak onları desteklemek ve korumak için elimden geleni yapacağım. Buna karşılık yoldaşlarım da, yardıma ihtiyacım olduğunda benden vazgeçmeyecek. Xuan benim gibi düşünmüyor, bu yüzden ayrılmayı seçtim. Bu şekilde onunla aynı seviyede durabilirim.”

“Evet, eğer onun yoldaşlarını gözden çıkardığını düşünürsek, biz onun bilgeliğinden yoldaşları olarak değil… müttefikleri olarak yararlanacağız! İkimiz de bağımsızız ama birbirimizi destekliyoruz. Onunla işbirliği yapmak için düşünebildiğim tek yöntem bu. “

Lan bir an düşündü ve dedi. “Neden müttefiklerden vazgeçmesin/gözden çıkarmasın. Müttefiklik ile yoldaşık arasındaki fark ne?”

Zheng gülümsedi. “En büyük fark, müttefikler bağımsızdır. Birbirimize destek oluruz, fakat bağımsız olarak da savaşabiliriz. Karşı tarafa yük olmayacağız ve karşı tarafın hatalarından sorumlu olmak zorunda değiliz. Yoldaşlar her biri farklı yeteneklere sahip bir grup insan tarafından oluşturulur. Birbirlerini korumak zorundalar. Yoldaşlarını koruma konusunda Xuan’a güvenemiyorum. Bu yüzden onların güçlerinden yararlanabilmek için sadece onların müttefikleri olmayı seçebilirim.”

“Onlardan ayrıldıktan sonra grubumuzun önemini anlamalarını sağlamalıyız. Bu şekilde bizi kullanılabilecek parçalar olarak değil müttefikler olarak kabul edecekler … Daha önce meydana gelen patlamalar, patlamanın gecikmesini ölçmenin yanı sıra aynı zamanda onlara müttefiklerinin burada olduğunu bildirmek içindi! “