Çeviren: HasıRwara

Düzenleyen: Ratel

Jie’nin yarattığı oda çok büyüktü. O, diğer üçünü merdivene doğru yöneltti. Onların önünde futbol sahası kadar büyük bir alan vardı. Onlar buna hayran kaldılar. Jie, gururla dedi.” Oda değiştirilebileceğini bilmiyordum, ancak onun farkına vardıktan sonra, değiştirmek istediğin yere odaklanman ve hayal etmen gerekiyor. Tanrı, sahip olduğun kusurları da değiştirecektir. Tıpkı bu antreman sahası gibi. “

Bu antreman alanı birkaç bölgeye ayrıldı. Bir hedef uygulama alanı, uzun mesafe koşu alanı, engelli koşu parkuru ve yakın dövüş platformu olarak.

“Bugünden başlayarak, her gün saat 08.00 – 12.00, 13.00 – 18.00 ve 19.00 – 24.00 arası buradayız. Durmadan antreman yapacağız. Sadece birkaç günlük antreman ile vücudumuzda herhangi bir gelişme olmayacaktır.Bu yüzden atış ve yakın dövüş ile başlayacağız. Ayrıca koşup limitinizi/sınırınızı test etmeniz gerekecek. Limitinizi bildikten sonra filmlerde hayatta kalmaya bir adım daha yaklaşırsın.Her neyse, yapmamız gereken çok eğitim var. “

Jie herkese her eğitim alanının amaçlarını açıkladı. Uzun mesafe koşu ve engelli koşunun amacı açıktı. Yakın dövüş gerekliydi, atış kabiliyeti bilimkurgu filmlerinde önemli bir faktördü. Herkes onun planlarını kabul etti.

Zheng sordu.“Peki ya silahlar? Onlarla antreman yapmak için gidip takas mı yapalım? Yoksa bizde senin desert eagle’ni kullanabiliyor muyuz? “

“Ben size odanızın içindeyken istediğiniz herşeyi yaratabileceğinizi söylememiş miydim? Sadece bu şeylerin çoğunu odadan çıkartamazsınız. Git ve o depoya bir göz at. Tabancalarla ilgili bir yayın yapan bir dergiyi puan karşılığında aldıktan sonra dergideki açıklamalara göre onları yarattım. Ayrıca bilimkurgu silahlarının gücünü de test edebilirsiniz. Pahalı olsalar bile, yeterli puanı topladığınızda muhtemelen içlerinden birini alabilirsiniz. “

Xiaoyi bağırdı ve ardından hedef pratik alanına doğru koştu. Lan iç çekti. “Muhtemelen bu odada büyülü silahlar yaratamazsın, değil mi?”

Jie başıyla onayladı. “Hayır. Bir süre boyunca denedim ama onları yaratamadım. Tanrı muhtemelen buna bir engel koymuştur.”

Lan alnına dokundu. “En zor filmler muhtemelen doğaüstü filmleri. Tanrı, zorluklarını artırmak için bu türden silahlara aşina olmamıza izin vermezdi. Her neyse, yeterli puanı toplayabilirsem, muhtemelen sadece bir bilimkurgu silahı alıp geri kalanını sihirli silahlara harcayacağım. Bu da benim planım. “

Zheng ve Jie başıyla onayladı. Özellikle1500 Puanını bu tür silahlara harcayan Zheng biliyordu ki puanlarını boşa harçamamıştı.

Öğleden sonra geriye kalan zamanda Jie, onlara silahları nasıl kullanacaklarını öğretti. Elbette, bilimkurgu silahlarını eğlence amaçlı test etmenin yanında, normal silahlara odaklanıyorlardı, özellikle de onların atış hassasiyetlerine. Lan ve Xiaoyi bütün zamanlarını hedef pratik alanında geçirdi.

Jie, Zheng’i dövüş platformuna götürdü. Jie silahı için yalnızca 100 puan harcadı ve geri kalanıyla kendisini güçlendirdi. Muhtemelen gerçek dünyada da ordudaydı.

Yakın dövüşte Zheng’den çok daha deneyimliydi. Onun Zheng’i yere yıkması az bir zamanını aldı.

Jie başını iki yana salladı. “Yeterli değil. Senin hızın ve gücün orada ancak sakin tutamazsın. Attığın yumruklar kontrol etmeye çalışmadığında çok daha güçlü. İlk günde hızını ve gücünü nasıl kontrol edebileceğinizi öğren. Ardından yeteneklerini kullanmayı öğrenmelisin. Bir sonraki film için sana güveniyoruz bilesin. “

Zheng başıyla onayladı.Kesinlikle gücünü kontrol edemediğini ve Qi’sini merak ettiğinin farkına vardı. Romanların tarif ettiği kadar büyüleyici miydi? Jie’den aldığı yumruklar, normal birisini kplaylıkla yere serebilirdi, ancak onun için sadece başlangıçta acı vericiydi, sonra vücudunda hareket eden sıcak bir his hissetti ve ağrı yok olmuştu.

Dördü Jie’nin odasında akşam yemeği yedi. Sonra Zheng, Lori’yi geri götürdü. Dönüş yolunda, hala antremanı düşünüyordu.

O, Qi’nin işlevini anladı. Ağrı azaltmaktan başka, vücuduna yayıldığında, hızı ve gücünü ikiye katlıyordu. Jie’yi dövüşürken tek yendiği zaman buydu. Jie bu tür bir güce karşı hiçbir şey yapamadı.

Fakat sonrasında on dakika boyunca zorlukla hareket edebildi. Zheng, bu gücünü sadece tehlike içindeyken kullanabilecek gibi görünüyordu.

Zheng hala kan enerjisini nasıl kullanacağını bulamamıştı. Qi ile aynı seviyede olduğundan, çok zayıf olmamalıydı.

“Ahem!”

Bu ses Zheng’i düşüncelerinden uyandırdı. Lori kırmızı bir yüzle önünde duruyordu. Ona kızgın görünüyordu. “Benimle yürüyorsun ve aklın başka yerlerde. Bu iki kadını gördüğünde başka güzel bir kadın yaratmadığına pişman mı oldun? Ben daha sadece bir gencim, olgun kadınlar daha çekici, sen de böyle düşünüyorsun değil mi? “

Zheng onun ellerini tuttu ve gülümsedi. “Öğleden sonraki antremanı düşünüyorum. Bilmek istersen sana her şeyi anlatacağım. Kendine güven. Biliyorsun, okuldayken senle sevgili olmaya çalışan yaklaşık yüz eleman vardı. Ve biliyorsun ki ben hep seni sevdim, başkasını nasıl düşünebilirim? “

Lori bir süre ona baktı, sonra gülümsedi. “O zaman sen benim olmadığım yıllarda yaptıklarından bana bahsetsene biraz. Bana herşeyi anlatacağını söylemiştin değil mi?”

Zheng irkildi sonra ona zoraki bir gülümseme verdi.