Bölüm 13-Yeni beden

avatar
1504 6

Tembel Hükümdar - Bölüm 13-Yeni beden






*Tak tak tak


Kapının tıklanmasından sonra arkasından bir kadının sesi duyuldu,''Efendim, yemekler hazırlandı ve majesteleri sizi yemek masasında bekliyor.''


Shun hafif bir sesle,''Tamam.'' dedi.


Hizmetçi gittikten sonra Shun, Sily'nin kafasını okşarken kulaklarına doğru konuştu,''Uyan prenses, yemek vakti geldi...''


Sily hafifçe kendine geldi ve gözlerini yavaşça açtı. Yüzünün hemen yanında Shun'un yüzü olduğunu fark edince hafif bir şok çığlığı atarak geriye doğru sıçradı. Normalde, yatağın genişliği sayesinde geriye sıçramanın her hangi bir zararı olmazdı. Fakat...


Dong!


Sily geriye doğru fırlayarak kafasını duvara çarpıp yere düştü! Kafasının acısından dolayı hala ne olduğunun farkında değildi. Fakat kısa süre sonra az önce oluşan olaydan ötürü şaşırmış ve merak ederek ellerine doğru bakmıştı, fakat dahada şaşırtıcı olan birşey görmüştü! 


Kendi elleri genç bir kızın olmasına rağmen yinede yaşadığı zorlu hayat yüzünden ellerinde epey kalıcı kir ve yaralanmalar vardı. Fakat şu anki elleri yeşimden yapılmış ve zarif, güzel bir leydinin eliydi!


Şaşkınlığında kollarına, ayaklarına baktı ve sonra odanın bir tarafında duran aynaya doğru koşturup kendisine baktı ve tekrar şok olmaktan kendini alamadı. 


Aynada gördüğü kırmızı dantelli ve sevimli kıyafetiyle 1.55 boylarında ve yeşim gibi cildiyle peri kadar güzel bir kızdı! 


Kahverengi ve düz saçları arkasından düz bir şekilde iniyordu ve parıl parıl parıldıyorlardı.


Sily, aynadaki kişinin kendi olduğunu anlayamamış bir şekilde önce aynaya dokundu, sonra elini yüzüne getirdi ve yüzünü okşadı. Bir süre aynadaki şekle bakarak kendini kontrol ettikten sonra sonunda bu peri gibi kızın kendi olduğuna ikna olmuştu, fakat hala bu mucize dönüşümün nasıl olduğunu anlayamamıştı!


Bunu düşündüğü anda aklına bir anda Shun geldi ve kafasını çevirip Shun'a baktı. Shun gülümsedi ve şaşkınlıkla kendisine bakan Sily'e bakarak konuştu,''Aslında pek önemli birşey değil, sadece vücudunda biriken kirleri enerjiyle temizledim, meridyenlerine ve kaslarına enerjimi ekleyip, sıkıştırıp daha sağlam ve güçlü bir vücut oluşturmak için kullandım. Yani şu anki fiziğin tam olarak bir geliştiricinin fiziği, yani hiç birşey yapmadan sadece enerjiyi geliştirmeye odaklansan bile yeteri kadar vakitle bu dünyanın zirvesine çıkabilirsin... Ne yazık, az daha iyi bir fizikle doğsaydın sana özel bir fizik yaratabilirdim ve bu sayede sadece bu dünya değil daha üstün dünyalarda bile zirveye oynayabilirdin...'',Son sözleri söylerken üzgünmüş gibi uzun bir iç çekmişti.


Sily, söylediklerinden bazılarını anlamamıştı, fakat anladığı en iyi şey, Shun'un vücudunu arındırıp dahada güçlendirmesiydi. Sadece arındırarak ortalama görünen kendisi gibi bir dilencinin bile bir anda peri gibi görünmesini sağlayabilir miydi? Gerçekten tanrı mıydı?!!?


Her ne kadar şok olmuş olsada Sily aklı başında bir kızdı ve kısa sürede derin bir nefes alıp sakinleşmeye başladı. Sonra hafifçe yüzü kızararak Shun'a baktı ve''Teşekkür ederim.''dedi.


Shun yataktan ayağa kalktı ve elini sallayarak,''Önemli değil, benim için sadece bir kaç dakikalık bir işlemdi.'' dedikten sonra kapıya doğru yürümeye başladı...


Sily suskun kalmıştı. Sadece bir kaç dakikada ortalama bir güzellikten, bu dünyada bile gerçek bir güzellik olarak anılabilecek bir periye dönüşmüştü! Üstelik uyurken bunu fark etmemişti bile...


Shun'un çoktan kapıya vardığını fark ettiğinde orada boş boş duruyordu. Hemen peşinden koşarak onu yakaladı ve yanında yürümeye başlarken sordu,''Nereye gidiyoruz?''


''Ah, söylemeyi unuttum değil mi? Yemeği hazırlamışlar, seni o yüzden uyandırmıştım.''


''Ah...'' Aslında uyumadan önce bile açken şimdi aç olmadığını yeni fark etmişti. Belkide bu Shun'un vücudunu enerjiyle doldurup yenilemesinin bir etkisidir?


Biraz yürükten sonra geniş bir koridora çıktılar ve o koridorda bekleyen bir kadın hizmetçi bulunuyordu. Shun ve Sily'nin geldiğini görünce belden eğilerek selam verdi ve konuştu,''Lütfen beni takip edin.''


Sonra önden yürümeye başlayarak Shun ve Sily'e yemek salonuna kadar eşlik etti. Kısa süre yürüdükten sonra çift kanatlı geniş bir kapının önünde durdular. 2 zırhlı muhafız kapının yan tarafında duruyordu, hizmetçiyi ve arkasından gelen 2 liyi görünce hemen kapıyı açtılar ve hizmetçi yana çekilerek eliyle içeriyi gösterdi,''Lütfen.''


Shun yürümeye başladı, Sily yanında yürümesine rağmen biraz gergin hissediyordu. Sonuçta, daha 1 gün olmadan sokakta hayatı için yemek bile bulamayan bir dilenciden, kralla aynı masada oturup yemek yiyebilecek bir kıza dönüştü. Nasıl gergin olmasın ki?

YN:Yanında tanrı var a q 


Kapıdan geçince geniş bir salona geldiler. Salonun tam ortasında büyük bir yemek masası, üstünde çeşit çeşit yemekler bulunuyordu. Masanın arka tarafında Kral oturuyordu. Onun sağında ve solunda 1. kraliçe ve veliaht prens otururken, diğer prensler, prensesler ve cariyeler kendi sıralarına göre dağılmışlardı. Masada şu an prenses ve prenslerle birlikte tam olarak 25 kişi bulunuyordu! 


'Her kral bu kadar azgınmı ?',Shun düşünmeden edemedi. Her ne kadar harem novellerini okumuş olsada gerçekte görmekle okuyup hayalini kurmak epey farklıydı.


Masanın diğer tarafında sadece 2 sandalye bulunuyordu. Tam ortaya Shun otururken yanına Sily oturdu. 


Bu sırada Sily içeri girdiğinde odadaki herkes şaşkın kaldı, özellikle erkekler. Kral bile arada sırada bu güzel kıza bakmadan edemiyordu, fakat Shun'un yanında olduğu için herhangi bir şey düşünmeye cesaret bile edemiyordu.


Prensesler, kraliçe ve cariyeler bile şaşkınlık ve kıskançlıkla Silynin cildine bakıyorlardı. Kral sonunda dayanamayıp sordu,''Efendi Shun, bu..?'' Silye bakıp sormuştu.


Shun şaşırmış bir şekilde kralın baktığı yöne baktı ve soru sorar biçimde söyledi,''Efendim?''


Kral ve diğerleri suskun kalmıştı. Kral hafifçe öksürdü ve devam etti,''Öhö, şey, kim bu güzel genç bayan?''


Shun şaşkın bir şekilde krala baktı ve sordu,''Tanımıyormusun?'' epey şaşkın görünüyordu.


Kral öfkeden delirmek üzereydi. 'Tanısam neden sorayım ki?! Üstelik, böyle güzel bir genç bayanı önceden tanımış olsam rüyalarıma bile girer, nasıl unutabilirim ki??!', Böyle düşünse bile bir süre düşünmeden edemedi, fakat yinede aklına her hangi bir figür gelemedi. Fakat kısa süre sonra aklına Shun'un yanında gezen zayıf kız geldi, fakat kafasını onaylamama anlamında sallayarak düşündü,'imkansız'. O ortalama görüşlü ve zayıf kızın bu önündeki peri gibi güzelle alakası bile yoktu! 'Fakat, şimdi düşününce... Bu ziyafeti sadece o kız için hazırlatmamışmıydı?'


Bunu düşününce gözlerini Sily'e çevirdi ve dikkatlice incelemeye başladı. Kısa süre sonra kıyafetini fark etti ve gözleri şokla açıldı. Bağırmadan edemedi,''Sensin?!''


Bağırışı yüzünden Shun hariç herkes şaşırmıştı. Bu arada, Shun çoktan Sily ve kendi önüne bir tabak çekmiş, 2 et parçasını tabaklarına koymuştu ve yemeye başlamıştı.


Bağırmasından şaşıranlar soru sorar biçimde Krala bakıyordu. Kral hala şaşkın gözleriyle Sily'e bakıyordu. 'Bu imkansız! Daha yarım saat önce gördüm, kendisi sadece çelimsiz ve ortalama görünümlü, elleri yara içinde ve cildide kötü geçiminden dolayı iyi değildi. Fakat! Daha yarım saat oldu, nasıl böyle bir mucize değişim geçirmiş olabilir?!'


Bunları düşündükten sonra gözleri direk Shun'a düştü. 'O yapmış olmalı! Sadece o böyle saçma bir mucizeyi yerine getirebilecek biri!'


Ona şaşkın bir biçimde bakanlara dikkat etmeden Shun'a nazikçe sordu,''Efendi Shun, bu genç bayan Sily, tanımadığım için özür dilerim. Bu kadar kısa sürede bu denli değişmesini beklemiyordum...''


Etraftakiler bunu duyunca şaşırmışlardı. Sily ismini daha önce duymamışlardı, fakat bu peri gibi güzelliğin ismi olmalıydı. Fakat kısa süre düşündükten sonra bazılarının aklına bu tanrı gibi adamın yanında gezen çelimsiz kız geldi!


Bunu düşündükleri gibi kısık ve titrek sesle söylediler,''İmkansız!''


Özellikle prensesler, cariyeler ve kraliçe bunu anladıktan sonra şaşkın ve ateşli bakışlarıyla Sily'i incelemeye başladı. Eğer bu sırları öğrenirlerse, gelecekleri çok daha iyi olabilirdi! Sonuçta, hangi kız veya kadın güzel olmak istemez ki?


Sily, üzerine düşen ateşli bakışlara daha fazla dayanamıyordu, bu sırada Shun konuştu,''Yeterli, Sily yemek yiyemiyor.'' Bu sözcükler bir anda yemek masasındaki diğer herkesi rüyalarından uyandırmış gibi hissettirdi.'Doğru, şu anda bu masada bizimle birlikte bir tanrı oturuyor!'

Bununla birlikte tekrar Sily'i rahatsız edecek birşey yapmaya cesaret edemediler ve yavaşça yemeklerini yemeye başladılar.




 











Saat gecenin dördü şimdi yatıp yarın 12 de tekrar işe gidecem o yüzden tekrar yapıp hataların olup olmadığını kontrol edemedim varsa sori şimdiden .d 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr