Bölüm 4-En Güçlü!

avatar
1679 9

Tembel Hükümdar - Bölüm 4-En Güçlü!





Bu sırada, Shun hala otlarda baygın vaziyetteyken kazandığı bir ünvan sayesinde, dünyada yer yerinden oynuyordu!


'En Güçlü!' Ünvanını kazandın! 


Gerçek tanrı senin statülerinin yaşayan diğer her şeyin statüsünden daha fazla olduğunu fark etti ve seni 'En Güçlü!' Ünvanıyla ödüllendirdi! 


Bu bilgiyi sistemde olan herkesle paylaşmak istermisin? 

(evet/hayır)

1 dakika içinde cevap vermezseniz, sistem otomatik olarak 'evet'i seçecektir!

60-59-58-57... 4-3-2-1-0! 1 dakika içinde cevap vermediğiniz için sistem otomatik olarak 'evet'i seçti! Kazandığınız ünvan sisteme dahil olan tüm varlıklara duyurulacaktır..!


Bu konuşmalardan sonra sisteme dahil olan herkesin, elfler, orklar, insanlar, ejderhalar, hayvanların bile aklında bir kaç yazı belirdi...


'En Güçlü!' Ünvanının yeni sahibi ortaya çıktı!...


Bu sözlerden sonra, çeşitli krallıklar ve bazı devasa imparatorluklar, çeşitli ırklar ve diğerleri, tamamen sessizliğe gömüldü. Fakat bu sadece bir kaç saniye sürmüştü! 


''Ne olursa olsun, yeni en güçlü kişiyi bulmanızı istiyorum! Kaç kişyi feda ettiğiniz önemli değil! O kişiyi derhal bulup bana getirin!''


Büyük, ihtişamlı bir odanın içerisinde, düzenli sakalı olan, arkaya doğru taranmış hafif uzun saçlara sahip, yakışıklı, orta yaşlı bir adam altından yapılmış haşmetli bir tahtta oturmaktaydı. Tamamen bir asil gibiydi! Fakat bu asil yüzünde değişik bir gülümseme vardı ki, tüm yakışıklılığı bu gülümseme yüzünden resmen yok olmuştu...


Bu sırada bazı değişik ülkelerin krallıklarında da bu tarz olaylar yaşanıyordu! Hepsinin sözleri neredeyse aynıydı,' O kişiyi bulun ve getirin!'.


Bu sırada, normal krallıkların saraylarının haşmetini binlere katlayan yüzlerce metre uzunluktaki altın bir sarayın geniş salonunda bir grup insan toplanmıştı.


Salonun tam ortasında altın-kırmızı bir taht vardı ve o tahtta oturan dünyayı sarsacak güzellikte bir kadın...


''Majesteleri, kahin yeteneği olan aziz büyücümüz sayesinde yeni 'En Güçlü!' kişiyi bulabiliriz! İzin verin onu aramaya başlayalım.''


Tahtın karşısında, sol tarafta duran orta yaşlı bir adam konuşmuştu. 


Tahtta oturan kadın bir süre düşündü. Sağında ve solunda duran, asil auraları yayan diğer insanlar da beklenti içerisinde kadına bakıyorlardı. Kadın bir süre daha düşündü ve cevap verdi,


''Pekala! Fakat onu bulursanız sakın zorla ikna etmeye çalışmayın! Önceki sefer ne olduğunu hatırlıyorsunuz...'' dedikten sonra önünde duran asillere bakmıştı.


Asiller bu sözlerden sonra hafifçe titremeden edemedi. Korkmuşlardı, çünkü geçmişi hatırlamışlardı...


Önceden, aynı şekilde en güçlü ünvanını alan başka birisi daha olmuştu ve aynı şekilde de onu imparatorluklarına katmak için arayıp bulmuşlardı. Fakat o kişi bu teklifi reddetmişti. 


Asillerde teklifi tekrar tekrar düşünmelerini söylemişlerdi ve tekrar kabul etmeyince bu sefer biraz tehditkar bir şekilde teklif etmişlerdi! Fakat bunun hayatlarının en büyük hatası olacağını nerden bilebilirlerdi ki...


O kişinin bir ejderha olacağı akıllarına bile gelmemişti!


O gün, sinirlenen ejderha gelip imparatorluk sarayına epey saldırıda bulunmuştu ve o zaman yaşanan olaylar imparatorluk sarayındakileri epey etkilemişti. Ejderha istese onları öldürebilirdi, fakat yapmamıştı. Bunun nedenini bilmeselerde, onları öldürmedikleri için sadece rahat bir nefes alabilirlerdi...


Bu düşüncelerden sonra asiller bir kez daha ürpermiş ve sonra tahttaki kadına eğilip selam vermiş, ardından dönüp salonun geniş kapısından dışarı çıkmışlardı.


Asillerin dışarı çıktığını gören kadın derin bir nefes vermeden edemedi.


''Ohh, lanet olsun, ne yapacağım ben bunlarla! Eğer önceki sefer ejderhaya bir hazine vermeseydim muhtemelen aldığımız hasar artacaktı ve şehirde bulunan bir çok insan can verecekti! Umarım bir daha aynı hatayı yapmazlar...''


Ejderhaya verdiği hazineyi düşünürken hala içi acıyordu, fakat yapacak birşey yoktu. İmparatorluk şehrindeki insanların hayatlarını düşünmek zorundaydı, sonuçta imparatoriçe kendisiydi!


Bu düşünceler kafasındayken birden arkasından bir ses duyuldu,''Anne.''


İmparatoriçe bu sesi duyduktan sonra kafasındaki herşeyi boşaltmış ve tahtın arka tarafından gelen kızına gülümsemeyle bakmıştı.'Elbette, en çokta kızım için!' diye düşündü.


''Shio. Ne oldu, neden buradasın?''endişeyle kızına bakıyordu, sanki dünyadaki en değerli varlık oymuşçasına.


''Eeh, şey... ş-şu en güçlü kişi için bir şey soracaktım...''


Kızının titremeye başladığını fark eden imparatoriçe ona hafifçe sarılmış ve sakinleştirici ses tonuyla konuşmaya başlamıştı,


''Sakin ol, bu sefer önceki gibi olmayacak. Merak etme...''


İmparatoriçe, kızının neden bu kadar korktuğunu biliyordu. Önceki en güçlü olayında, ejderhanın bu saraya saldırdığı zaman en çok etkilenen kişi kızı olmuştu! O zaman ejderhayı göndermek için hazineyi vermesinin asıl sebebide buydu.


Aien bu sözlerden sonra rahatlamış olacak ki titremesi hafifçe durmuştu, fakat annesinin sarılmasından hala ayrılmamıştı, sanki burası ona huzur veriyor gibiydi...


.................


Bu sırada, dağlarla çevrili çorak bir alanda bir kız duruyordu. Beline kadar uzanan açık mavi saçı ve açık mavi gözleri vardı. Yüzü öyle güzeldi ki gay olan kişiler bile ilk görüşte tercihlerini değiştirip bu kıza aşık olabilirdi! 


O anda aklında bazı yazılar belirmişti;

'En Güçlü!' Ünvanı elinden alındı! 

Dünyada senden daha güçlü birisi ortaya çıktı ve senden ünvanını aldı!

Eğer yeteneklerine güveniyorsan ve 'En Güçlü!' ünvanını geri istiyorsan 'O' kişiyi bul ve yen!...


Kafasındaki yazıları okuyunca güzel yüzünde şok olmanın ifadesi belirdi fakat kısa sürede bu şok yerini mutlu bir gülümsemeye bıraktı. Eğer bu gülümsemeyi herhangi bir şeytan görse şeytanlıktan tövbe eder meleklik için tanrıya başvururdu!


''Hehe, sonunda benden güçlü biri var! Belki bu seferki doğru kişidir...'' Yüzünde umut eden bir ifadeyle yürüyerek yoluna devam etti.


....................


Bu sırada herşeyden habersiz olan Shun, dünyayı nasıl bir karmaşaya soktuğunu bilmeden yattığı otlardan yavaşça uyanmaya başlamıştı...


''...Eh?''


Uyandıktan sonra söylediği ilk kelime buydu. Çünkü etrafında duran ağaçlar normal büyüklükte değildi, normal ağaçlardan en az 10 kat daha uzun ve geniştiler!


Etrafa şaşkınca bakarken yavaşça ayağa kalktı ve bayılmadan önce ne olduğunu düşündü.


Önce ormana girdikten sonra tamamen karanlık bir alana gelmişti ve önünü bile göremiyordu, ondan sonra gözünde ansızın parlak bir ışık belirmişti... ve o zaman kafasında garip sözler belirmişti! Testi geçen bilmem kaçıncı kişi felan demişti.


Bunları gözleri kapalı bir şekilde düşünürken aklında birden değişik birşey belirdi!


İsim; Shun Lester

Yaş;17

Ünvanlar; 'Hermes', 'Herkül', 'Savaş tanrısı tarafından kutsanmış', 'Büyü tanrıçası tarafından kutsanmış', 'En Güçlü!'.

Güç;8.597.293

Hız;6.217.957

Dayanıklılık;10.972.772

Enerji;9.625.861

Zeka;2.618.829

Ekipmanlar; Basit kıyafet, basit çanta.(Etkileri; yok.)


''...Eeeeh?''


Bu rakamları gördükten sonra bir an boş boş kalakalmıştı ve şaşkınlıkla garip bir ses çıkarmıştı. Fakat bir kaç saniye sonra kendine geldi ve kendi kendine söylendi,


''Anladım. Demek artık başka bir dünyadayım... Novellerde bu tarz olaylar çok fazla oluyordu, fakat benim de başıma geleceğini hiç düşünmemiştim!''


Bu sözlerden sonra statüsüne bakmadan edemedi ve birşeyi fark etti.


''Zekam neden bu kadar az?''


Statüsündeki herşey en az 6 milyondu fakat zekası neden 2 milyon? 


Eğer bunu bu dünyadaki başka birine söylemiş olsaydı kafalarını dağlara taşlara vura vura ölmek isterlerdi! Çünkü bu dünyada sadece 1 zeka yükseltebilmek için canlarını verebilecek insanlar vardı!


Tabii ki Shun bunları bilmiyordu o yüzden neden zekasının düşük olduğunu düşüne düşüne uzun ağaçlarla kaplı, güneş ışığının vurduğu ve nerdeyse her yerin yeşil olduğu bu yerde yavaş yavaş yürümeye başlamıştı. 


Fakat heyecanına hakim olamıyordu, sonuçta novellerde okuduğu şeylerin gerçekte kendisine olması onu heyecandan delirtiyordu! 


Sonunda yürüyüşünü biraz hızlandırdı fakat aniden bir şeyi fark etti, boyu kısalmıştı! 


Ellerine ve vücuduna bakmadan edemedi. Baktıkça dahada şok oluyordu, çünkü vücudunun önceki halinden eser yoktu!


Önceki vücudu 2 metreyi aşmıştı ve tamamen kaslı bir vücudu vardı, fakat şu anki vücudu 1.80 boylarında normal kaslara sahip bir vücudu vardı! (Normal kaslar derken, iri yarı değil fakat genede epey kaslı.)


Normalde bu tarz değişiklikleri hemen fark ederdi, çünkü vücudunun tüm noktalarını kontrol edebilmeyi öğrenmişti! Bu da babasıyla yaptığı antrenmanlar sonucu olmuştu. 


Bunun nedenini düşünürken aklına birden aldığı kutsamalar geldi.


Birazcık düşündü ve aklında birden yazılar belirdi;


'Savaş Tanrısının Kutsaması'; Özellikler, güç artışı, hız artışı, kas sıkışması.


Kas sıkışması, işte bu! Vücudunun bu kadar küçülmesinin sebebi buydu!


Fakat bu beden küçülme olayı aniden geliştiği için onu biraz şaşırtsada mutsuz etmedi, hatta dahada mutlu oldu! 


Çünkü normal insanlara göre büyük olan bedeni her zaman ona sıkıntı çıkarıyordu! Ne zaman şehirde gezmeye çıksa sanki canavar görmüşçesine onu parmakla göstermeleri sinirlerini bozuyordu!


Bu sırada vücuduna alışmaya çalışırken birden içinde başka bir güç hissetti. Bu güç... sanki içinde akan sıcak bir su akıntısı varmış gibi hissettiriyordu.


Bunun 'enerji' adlı şey olması gerektiğini hissetti. Bu dünyanın temeli!


Bu gücü kontrol etmeye çalıştı. Eline biraz enerji yollamaya çalıştı, tıpkı kanını koluna yönlendirmeye çalıştıği gibi... fakat enerjiyi yönlendirmeye başladığı gibi elinin etrafındaki alan bükülmeye başlamıştı!


Shun bunu fark edince şok oldu ve enerjiyi kontrol etmeyi anında bıraktı. Hafifçe korkmadan edemedi, enerjinin gücü bu kadar fazlamıydı!?


Bu gücü kullanmaya başlamadan önce biraz alıştırma yapması gerekiyordu!


Kafasında bu düşüncelerle bir süre daha bu ormanda kalıp gelişmiş fiziksel gücünü dengelemeye ve enerjiyi kontrol etmeyi öğrenmeye karar verdi.


.....................


Evet bu bölümüde zar zor yazdım .s zamanım yok fakat ginede eve geldim ve yazmadan gitmiyeyim dedim ve geç kaldım .s neyse artık yapacak birşey yok. Bu arada bir kaç beğeni bırakın yav :D fark ettimde ilk bölümde ve 2. bölümde daha fazla beğeni vardı fakat 3. bölümde beğeni 2 ye düşmüş :( beğeni ve yorum arttıkça bölüm atma isteğide artıyor :D neyse ben kaçıyorum muhtemelen yarın babamın çıkışı olacak olmazsa ondan sonraki gün eve gelecem ve artık rahat rahat novel yazabileceğim, hadi ben kaçtım.





 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr