Bölüm 3-Canavar Değil (2)

avatar
1595 8

Tembel Hükümdar - Bölüm 3-Canavar Değil (2)




Tam öğle vaktiydi. Çorak, kumlarla kaplı alanda iki figürün ellerindeki mızraklar gözle görülemeyecek bir hızda çarpışarak etrafa yüksek tınlama sesleri çıkartıyordu. 


Ding! Ding ding ding! Dingg!


''Yeter!''


Bunu söyleyen kişi uzun sakalları ve iri yarı vücuduyla barbar Ordon du. 


Bunu söyledikten sonra karşısındaki iri yarı adam saldırmayı kesti ve sanki hiç zorlanmamış gibi Ordon'a bakmaya başladı. Bu kişinin 2 metreyi geçmiş boyu ve geniş yapılı bir bedeni vardı. Kısa kahverengi saçları, iri yarı vücuduyla hiç uyuşmayan hafif tatlı bir suratı vardı. Bu kişi Shun idi. Gözleri öncesinin aksine görenleri sakinleştiren değil, korkutan vahşi bir aura yayıyordu!


Eğitime başlayalı neredeyse 8 yıl geçmişti ve Shun'un 18 yaşına girmesine çok az kalmıştı. Yaptığı antrenmanlar ve babasıyla yaptığı mızrak eğitimi sayesinde vücudu öyle hızlı büyümüştü ki kendisi, hatta babası bile şok geçirmişti!


Vücudu geliştikten sonra bir kaç araştırma yapmış ve kendi yaşında bu kadar büyük vücuda sahip kimsenin olmadığına emin olmuştu. Doğrusu anormal olan tek şey vücudu değildi, kavrama yeteneği bile canavarların arasındaki canavarlardan katlarca yüksekti!


Bunu ona babası söylemişti. Neden diye sorduğundaysa, ''Evlat, benim kaç yaşımda olduğumu biliyor musun?''


''Muhtemelen... 40?''


Ordon bunu duyunca hafifçe gülümsemiş ve ''1000 yaşımdan sonra saymayı bıraktım.'' demişti.


Shun bunu duyunca şok olmuş, fakat bir an sonra babasının şaka yaptığını sanarak gülmüş ve gerçek yaşını sormuştu. Fakat babası ciddi bir şekilde gerçekten yaşının 1000'i aştığını söylediğinde şoktan bir süre beyni durmuş, sonra ise babasını soru yağmuruna tutmuştu.


Nasıl bu kadar yaşadın? Ölümsüzmüsün!? Bende o kadar yaşayabilir miyim??


Tarzı sorular sorarken Ordon hepsini tek tek cevaplamıştı. Dediğine göre ölümsüz değildi, fakat ona yakın bir şeydi. İleride ne demek istediğini daha iyi anlayacağımı söylemişti, o yüzden daha fazla irdelemeyi kestim ve babamın konuşmasını bekledim.


''Hoo. Sana neden canavarları aşan canavar dediğimi anladın mı? Ben sayamadığım yıllar boyunca yaşadım, en iyi olduğum şey mızrağımdı! Beni mızraklı dövüşte yenebilen hiç kimse olmamıştı. Fakat sen... sadece 4 yıl benimle eğitim yaptın ve benim tüm tekniklerimi kavrayıp üstüne kendini dahada geliştirip beni yenmeyi başardın! Üstelik sadece teknik açıdan benden iyi değilsin, gücünden anladığım kadarıyla yakın zamanda güç olarakta benden üstün olacaksın! Sence bu mantıklı mı?''


Shun bu sözlerden sonra sessizliğe gömüldü. Babasının dediğine göre gerçek bir dahiydi, üstelik öyle böyle bir dahi değildi! Babasının binlerce yıllık eğitimiyle elde ettiği gücü sadece 7 yılda geçmişti! Bu hiç mantıklı gelmiyordu, fakat bu konuda ne yapabilirdi ki? Kendi dahiliğini mi suçlamalıydı?


Biraz daha düşündükten sonra bu konuyu boş vermeye karar verdi. Sonuçta ne kadar düşünürse düşünsün bu konuda yapacağı bir şey yoktu, değil mi? 


Bunun yerine gelecekte ne tür bir eğitim yapması gerektiğini düşünüyordu. Bir kaç yıl önce, mızrak kullanımı açısından babasını geçmişti. Bu bir kaç yıl içinde babasıyla mızrak çarpıştırabilmesinin sebebi, babasının fiziksel güç olarak hala ondan üstün olmasıydı. Fakat geçen zamanla birlikte bu fiziksel güç farkı azalıyor, mızrak tekniğini dahada geliştiriyordu! Bu yüzden, artık babasıyla ne kadar dövüşürse dövüşsün zorlanmıyordu, babasını çoktan geçmişti! Eğer isteseydi babasını bir kaç hamlede yere serebilirdi, fakat buna eğitim denebilirmiydi?


Ayrıca artık koşu da yapmıyordu. Çünkü artık ne kadar ağırlık taşırsa taşısın, hiç bir şey hissetmiyordu! Bi ara sırtına koca bir kaya yüklemiş ve o şekilde tam bir gün boyunca koşmuştu! Fakat tam bir gün koşmasına rağmen ne bir yorgunluk hissediyordu nede başka birşey. O zaman anlamıştı... artık insanlıktan çıkmıştı.


Ordon, Shun'un derin derin birşeyler düşündüğünü fark etmişti. Ve biraz düşündükten sonra ne düşündüğünü tahmin etmiş, hafifçe gülümseyip konuşmaya başlamıştı,


''Evlat, artık benden bile güçlü oldun. Bu dünyada maalesef benden daha güçlü birini bulamazsın!''


Shun bunu duyunca şok olmadan edemedi. Ne demek senden daha güçlü birini bulamam? Babasının egoist bir insan olmadığını biliyordu... yada belki de biraz egoluydu, fakat en azından kendini dünyanın en güçlü insanı olarak tanıtacak kadar büyük bir kibri ve egosu olamazdı, değil mi!?


''Ne demek istiyorsun?''


''Doğruyu söylemek gerekirse, seni eğitirken ki beklentim 18 yaşına geldiğinde, benim %15 im kadar güçlü olmandı. Fakat sen... neyse.''


Son sözleri hafif bir iç çekişle söylemişti. Kendinde geldikten sonra ciddi bir şekilde Shun'a baktı.


''Evlat, artık zamanı geldi!''


''Hm? Neyin zamanı geldi?''


''Hehe, aslında seni tüm bu zaman boyunca eğitmeyi düşünüyordum, fakat sen tüm kuralları yıkarak bu kadar kısa sürede beni geçmeyi başardın! O yüzden gidip dünyayı gez, en azından ufkunu genişletirsin! Belki de bazı yerel dövüş sanatçılarıyla karşılaşıp tekniklerini görebilir, ilham alabilir ve kendini geliştirebilirsin.''


Shun bu sözlerden sonra düşünmeden edemedi. Aslında gerçekten bu çorak yerde, her gün aynı şeyleri yapmaktan sıkılmıştı. Belki de yeni yerler görmenin zamanı gelmişti! O anda kararını verdi.


''Tamam! Dünyayı gezeceğim!''


Ordon, Shun'un bu kadar hızlı karar vermesini beklemiyordu. Şaşkınlığını üzerinden atıp konuştu,


''Ne zaman?''


''Hemen şimdi!''


................


Shun, eve gelmiş ve dünyayı gezmeye başlamadan önce bir kaç şey hazırlamak istemişti, fakat babası eve gelince onu bir masaya oturtmuştu. Shun ne olduğunu anlamadan Ordon konuştu,


''Evlat, annenin kim olduğunu hiç merak ettin mi?''


''Hayır.''


''Anladım. Tabii ki de- eeh?''


Ordon bu cevap karşısında şaşırmış olacak ki garip bir ses çıkarmıştı. Doğruyu söylemek gerekirse, Shun gerçekten annesinin kim olduğunu umursamıyordu. O bu eğitime başlamadan önce bile akıllı bir çocuktu, okula başladığı zaman diğer çocukların annesinin olduğunu, kendisinin olmadığını görünce babasına soracaktı. Fakat illa bir sebebi vardır diye düşünüp sormaktan vaz geçmişti, ve o zamandan beri annesi hakkında hiç düşünmemişti.


''Merak etmiyor musun? Hiç mi? Biraz bile mi?!''


''Baba!? Ne yapıyorsun? Merak etmiyorum dedim ya!''


Ordon hala şaşkın bir şekilde sorduktan ve cevabını aldıktan sonra derin bir nefes alıp konuştu,


''Aslında senin annen ölü değil veya beni terk edip gitmedi. Şu anda kendisi İmparatoriçe Biu Lester olarak biliniyor.''


''İmparatoriçe?''


Ne demek İmparatoriçe? Annesi ingiltere gibi bir ülkenin lideri falanmıydı acaba?


''Haah. Şu anda onu araştırsan bile bulamazsın, fakat kısa süre sonra ne demek istediğimi anlayacaksın.''


Sonra ne demek istediğimi anlayacaksın... Bu sözü acaba şu ana kadar kaç defa duymuştu? Bu söz artık canını sıkmaya başlamıştı.


''Ne zaman sonra?!''


Ordon hafifçe gülümseyip, 


''Çok kısa... Çok kısa bir süre sonra. Neyse, hadi git bir kaç yiyecek ve çadır topla, yola çıkma zamanın geldi.''


Shun, babası sorusuna cevap vermediği için, içinden küfürler ederek sinirle kalktı ve odasından bir çanta alıp içine bir kaç yiyecek tıkıştırdı. Ordon'da ona bir çadır vermişti.


Shun üstündeki kıyafetleri değiştirdi ve sırtına çantayı alınca tamamen hazır hale geldi. Ordon bir süre Shun'a baktı.


''Hehe, hazır gibisin. Beni takip et!''


Ordon konuştuktan sonra evden çıkmış ve biraz gezindikten sonra ormanlık bir alana doğru gitmeye başlamıştı, Shun da peşinden gidiyordu. Kısa süre sonra ormanlık alanın girişinde durmuşlardı. Ordon, Shun'a baktı ve hafifçe gülümseyip ona sarıldı.


''Bir süre görüşemeyeceğiz evlat.''


Shun, babası ona sarıldığı zaman şaşırmıştı. Fakat o da ona sarıldı ve kısa bir süre sonra ayrıldılar. Ordon ormanı gösterip konuştu,


''Bu yoldan dümdüz gidersen gitmen gereken yere varacaksın.''


''Gitmem gereken yer? Ben her yere gitmeyecekmiydim, gitmem gereken yer mi varmış?''


''Hehe, önceden bende bu yoldan gitmiştim. Şimdi sıra sende.''


Shun, sonunda babasının ne demek istediğini anlamıştı ve sormadan edemedi,


''Sendemi dünyayı gezmeye çıktın? İlk gittiğin yer burasımıydı?''


Ordon kafasını hafifçe salladı. Sonra hala şaşkın bir şekilde kendisine bakmakta olan Shun'un sırtına vurup ormana doğru gitmesi gerektiğini belirtti.


''Hadi! Dünya seni bekliyor!''


Shun artık tereddüt etmedi ve ormana doğru yürümeye başladı. Kısa süre sonra gözden kayboldu. Arkasına bile bakmamıştı!


Ordon bir süre Shun'u izledikten sonra hafifçe gülümsedi.


''Tabii ki, yeni bir dünya!''


Shun çoktan ormana girmişti ve tabii ki Ordon'un dediğini duymamıştı. Orman tamamen karanlıktı, çünkü uzun ağaçları ve büyük yaprakları nedeniyle aşağıya hiç bir ışık gelmiyordu!


Shun ilerlerken zar zor önünü görebiliyordu. Kısa süre yürüdükten sonra gözünü parlak, beyaz bir ışık kapladı.


Gereksinimler sağlandı!


Büyü tanrıçası Jae'nin ''Boyutsal Işınlanma'' Testini başarıyla geçtiniz!


Gerçek dünyaya ışınlanma hakkı kazandınız!


Gerçek dünyaya geçiliyor...


Shun'un aklında anlam veremediği kelimeler belirmeye başladı. Büyü tanrıçası Jae? Boyutsal ışınlanma testi? Gerçek dünya'da nedir!? Biri bana ne olduğunu açıklayabilirmi lütfen!?


Fakat hala bu şekilde düşünürken birden zihni bulanıklaşmaya başladı ve gözünü alan beyaz parlaklık yerini bir karanlığa bıraktı, bayılmıştı.


Gerçek dünyaya geçiş tamamlandı!


Testi geçen 1562. kişi oldunuz! Ödül olarak, rastgele 10 statü puanı ile ödüllendirildiniz!


Savaş tanrısı senin vücudunu görünce şok oldu! Seni gerçek bir savaşçı olduğunu düşünürek seni kutsamaya karar verdi! 

'Savaş Tanrısı'nın Kutsaması'nı Kazandın! Kazandığın özellikleri görmek için 'ekstra' Bölümüne bakabilirsiniz!


Büyü tanrıçası senin muazzam yeteneğini fark etti! Bu yetenek sayesinde gerçek bir büyücü olacağına kanaat getirdi ve seni kutsamaya karar verdi!

'Büyü Tanrıçası'nın Kutsaması'nı Kazandın! Kazandığın özellikleri görmek için 'ekstra' Bölümüne bakabilirsiniz!


Shun'un kafasında değişik yazılar belirip duruyordu ve bedeninin geçirdiği muazzam değişikliklerden habersizdi. Çünkü hala baygın bir şekilde, otların üstünde uyuyordu...








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr