Bölüm 45:Ian'ın Başarısı(4)

avatar
3547 6

Taming Master - Bölüm 45:Ian'ın Başarısı(4)


Taming Master Bölüm 45:Ian'ın Başarısı(4)

Çeviren:Devilsparadise

 

Herz:Jinsung,50 seviye olan Çağırıcı sen misin yoksa?

Mesaj en yakın arkadaşı Herz'den gelmişti.

Ian Çağırıcı komitesinde o kadar kolay silinip atılmanın bilinmeyen(?) hüznünü hissetti.

'Beklediğim gibi,Yoohyun beni tanıyan tek kişi.'

Ancak mesaj ikonu hala yanıp sönüyordu.

'Hah?Başka bir mesaj daha mı var?'

Ve mesajarı tekrardan kontrol edereken Harin'den gelmiş olan mesajı gördü.

Harin:Ian,naber nasılsın?Ne ara 50 seviye oldun?!Ian jjang!*

(Ç.N:Korecede en iyi,iyiyinin de iyisi anlamına gelen argo kelime)

Herz'in soru mesajına göre Harin'in mesajı özgüvenle doluydu,güvenilirliği daha yüksekti.

Aslında Harin'in kendine bu kadar güvenmesinin sebebi birlikte Goblin Kamp Alanı Görevi'ni yaparlarken Ian'ın kendisinden daha yüksek seviyeli olduğunu anlamasıydı.

Diğer yandan,Ian çok etkilenmişti.

Hatta gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

'Ah...Harin ne kadar da iyi biri.'

Harin'in gözündeki imajı aşçılığı ve bu mesajtan sonra oyuncu öldürmekten hoşlanan manyak kızdan çıkmış olumlu yönde değişmişti.

'Ona ödevinde yardım etmeliyim.'
Artık bunu bir zaman kaybı olarak görmüyordu.

Ardından cevap yazdı.

Ian:50 seviye oldum ve vurdum kafayı yattım.Oyuna da şimdi girdim.

Hemen cevap gelmediğine göre Harin çevrimiçi değildi.Başarılarından bahsedip egosunu tatmin etmek isteyen Ian'ın canı sıkıldı.

'Yoohyun çevrimiçi midir acaba?'
Herz'e mesaj attı.

Ian:Evet,benim.Dün 50 seviye oldum ve uyudum.Daha yeni uyandım.

Herz çevrimiçiydi anında cevap geldi.

Herz:Vaay...Fişek gibisin dostum.

Konuşma devam etti.

Ian:Buu sormak için mi mesaj attın? Herz:Evet...Bir de söylemem gereken bir şey daha vardı. Ian:Bir şey mi?Hele de bakalım. Herz.Kısa süre önce,birliğimiz kuzey kıtasında bir üs kurdu.

Ian haberi alınca sevinçten havalara uçtu.

Çünkü bir birlik için üs inşa etmenin ne kadar önemli olduğunu biliyordu.

Ian:Oha,cidden mi?Nerede? Herz:Crupia Karlı Dağı'nın kuzeydoğusunda 6 saatlik bir mesafede,Lokor Arazisi denilen bir yerde. Ian:Büyüklüğü ne kadar?İyi bir yer kaptınız mı bari? Herz:Ever,bayağı büyük ve mekan da iyi.

Ian'ı morali yerine gelmişti.

Hiç beklentisi olmadan 500 Wonluk bilet alıp da 50,000 Wonluk bir ikramiye kazanmış kadar mutluydu.

Dürüst olmak gerekirse Ian Lotus birliğininbu keşif süresince doğru düzgün bir üs bulmasını beklemiyordu.

Çünkü birincisi birliklerin kuzey keşfine katılmasının ne kadar zor olduğunu biliyordu ve ikincisi Lotus birliği %5'lik dilimde olmasına rağmen ilk 10'daki büyük birliklerin yanında devede kulak kalıyordu.

Ian:Harika haber.Kuzey keşfine gideceğinizi duymuştum ama iyi bir üs almanızı beklemiyordum.Helal olsun iyi iş çıkarmışsınız. Herz:Sanırım şans bizim yanımızdaydı.

Ve Ian Herz'in mesaj atmasının asıl nedenini anladı.

Ian:Üssü temizlemeye el atmam için mi benimle bağlantı kurdun? Herz:Leb demeden leblebiyi anladın.Aynen öyle.Ama şimdi değil,canavarların seviyesi oldukça yüksek.Nereden baksan en az 70 seviye varlar.Hatta 100 seviyeye yakın olanlar bile var. Ian:O zaman ancak 70 seviye olunca yardıma gelebilirim. Herz:Evet bence de. Ian:Söyleyecek başka bir şeyin kalmadı,değil mi?

Ian tam kalkıp avlanmaya gidecekken beklemediği bir mesaj geldi.

Herz:Ah doğru ya neredeyse unutuyordum. Ian:Ha?Neyi? Herz:Bir haftalığına seviye atlamayı bıraksan diyorum. Ian:Af buyur?

Ian gibi birine bir hafta seviye atlamamasını söylemek anlamsızdı.

Ancak Herz yazmaya devam ettikçe Ian elinde olmadan sinirlenmişti.

Herz:İmparatorluk Turnuvası'nın açılmasına sadece bir hafta kaldı.Neden 50 seviyede kalıp uzman bir çaylak olarak meydana çıkmıyorsun?

Ian'ın gözleri fal taşı gibi açıldı.

'Harbiden,ben niye düşünmedim bunu?Karakterini sıfırlamamış Herz bile düşünüyor...'

Herz yakın bir zamanda Kroban'ın çaylak liginde turnuyava katılıp 50,00 Nam puanı kazandığını duymuştu.Başka da bir sebebi yoktu.

Ve de bu haberi alınca aklına gelen ilk kişi Ian olmuştu bu yüzden onu da bilgilendirmişti.

Kaimon ve Luspel İmparatorlukları'nın Turnuvası her ayın ilk günü açılırdı.

Turnuva geçen ay Kaimon'daydı.Bu ay da Luspel İmparatorluğu'nun sırasıydı.

Arena açıldığı zaman isteyen her kullanıcı başvurabiliyordu ve en güçlü otuz iki oyuncu ön elemeleri geçtikten sonra şampiyon olmak için savaşıyorlardı.

Finallere kadar olan süreçte,katılımcılar yüksek miktarda Nam puanı ve sıralamalarına göre güçlü itemler kazanabilirlerdi.Bu yüzden kendini güçlü sanan briçok kullanıcı her ay arenada kendini denerdi.

Ve her iki arena da aynnı zamanda açılırdı.

Biri her oyuncunun başvurabileceği karma lig diğeri ise sadece 50 seviye altındaki kullanıcıların katılabileceği çaylak  ligiydi.

Herz Ian'a bir hafta 50 seviyede kalıp çaylak ligine katılmasını öneriyordu.

Ian:Ah,evet doğru ya turnuva.Nasıl oldu da aklımdan çıktı?

Bir hafta boyunca seviye atlayamayacak olmak onun için büyük bir işkenceydi,yüzünden düşen bin parçaydı.

Bunun için de kendini suçluyordu.

'Eninde sonunda böyle olacaksa ben 50 seviye olmak için niye bu kadar yırtınıp günde sadece bir iki saat uyudum lan o zaman?'

Önceden bu kadar ileriyi düşünemediği için kafasını duvarlara vurmak istiyordu.

Herz:Olan olmuş neyse ne.Hem 1Ağustos'tan önce 50 seviye olman imkansız gibi bir şeydi.Ben bile bu kadar çabuk seviye atlayacağını düşünmemiştim.

Herz sözlerinde sonuna kadar haklıydı.,

Kailan'a güncelleme gelip de Jinsung'un sınıfını Çağırıcı olarak değiştirdiği gün takvimler 20 Haziran'ı gösteriyordu.

Ian'ın bir ay gibi kısa bir zaman zarfında 50 seviye olup da 1 Ağustos'ta açılacak arenayı beklemek zorunda kalacağını nereden bilebilirdi ki?

Aslında Ian sıfırlarken arenanın açılacağını da hesaba katmıştı.

Ama açılmadan bir hafta önce 50 seviye olacağı aklının ucundan bile geçmemişti.

Ian:Of anam of...Bir hafta da biraz zaman kaybı sanki,ama 50 seviye gibi altın bir çağda katılmazsam da enayilik olur,değil mi? Herz:Cevabını bildiğin sorular sorma.Gidip ilk 8'e girsen bile 10,000 Nam puanı ve sınıfınla bağlantılı Kahraman-seviye kolye kazanırsın.10,000 Nam puanı kasmak için kaç milyon tane görev yapman gerektiğini biliyorsun.Hele bir haftada imkanı yok yapılamaz.

Ian bu gerçeği bal gibi de biliyordu.

Sadece bir fırt depresyondaydı,o kadar.

Ian:Evet evet.Bir haftam bok yoluna gitse de seviye atlamayıp başka şeylerle uğraşacağım. Herz:Pekala,Allah yardımcın olsun.

Herz ile konuşmasını bitiren Ian damarlarındaki gücü hissetti.

Köftesini yedikten sonra o fark etmeden dizine tırmanan Bukbuk'a bakıp iç çekti.

"Bukbuk."

Buuuk-?

"Gelecek hafta ne yapacağız?"

Bukbuk-?

Cevap yoktu.

"Aklımda elçilik görevini yapmak var,onu aradan çıkaralım."

Ayağa kalkıp silkindi ve ağır ağır yola koyuldu.

Dünyanın yükü omuzlarına binmiş gibiydi.

*** *** ***

Kısa süre sonra Myuran'a ulaştı.

Görevde gelişme kaydedebilmek için imparatorluk sarayına gitmesi gerekiyordu ama önce  Çağrıcı Kulesi'ni görmek istedi.

'Başarılarımı görmeden şurdan şuraya adımımı atmam.'
Flinor Kulesi'ne doğru ilerledi.

Meydana girer girmez kule hemen gözüne çarptı.

"Böyle görünce daha bir gururlandım."

Çağırıcı Kulesi önceden inşa edilmiş kulelerin arasında ahenkle yükseliyordu.

Yakında diğer sınıflardaki kullanıcılar 50 sevie olunca diğer iki kule de inşa edilirdi.Ama şu anda o bütün ihtişamıyla parlıyordu.

Kulenin girişinde her iki yanda duran bronz ejderha heykelleri tam da Ian'ın tarzındaydı.

'Vay,çok beğendim.Bolca boş vaktim var,hazır gelmişken içeri bir gireyim bakayım.'
Seviye atlamayı düşünmemeye çalışıyordu,bir süreliğine avlanmayı da bırakmmıştı.Karakterini sıfırladığından beri kafası ilk kez bu kadar rahattı.

Lala-

Kendi kendine mırıldanıp duruyordu.

Kulenin girişinde sınıf görevlerini almak için gelip giden birçok kullanıcı vardı.

'Görev yapacaksan elbette en iyisi gelip kuleden seviye görevi almak.'

Ancak Ian'ın görev penceresi Oakley'den aldığı kule görevi ve elçilik göreviyle doluydu.Bir de kuleden görev almaya hiç niyeti yoktu.

İki görevi de tamamlayınca kuleden görev almayı da aklının bir köşesine yazdı.

'Yapısı Çağırıcı Kulesi'ni andırıyor.'

Sıfırlamadan önce milyonlarca kez girip çıktığı Okçu Kulesi'ni düşünüyordıı,kendi kendine mırıldandı.

'O zaman büyük ihtimalle dördüncü katta item takas odası vardır değil mi?'

Ian'ın aradığı yer,İtem Takas Odası,kuleye yaptıın katkı puanlarını itemlerle veya yetenek kitaplarıyla değiştirebileceğin bir yerdi.

Kule Ian sayesinde inşa edildiği için en büyük katkı onundu tabii ki de.

'Yaklaşık 5 bin katkı puanım olduğu için doğru düzgün bir şeyle takas edebilirim...'
Sıfırlamadan önce Okçu Kulesi'nde biriktirdiği 10 bin puana kıyasla 5 bin inanılmaz bir rakamdı.

'Biraz daha puan biriktirip seviyemde yükselince kullansam daha iyi olur...Ama iyi bir yetenek kitabını gözüme kestirirsem hemen takas yaparım.'

Ne kadar yüksek seviyeli oluesa o kadar yüksek dereceli itemler alabilirdi.Henüz 50 seviyeyken değişim yapmak pek de iyi bir seçenek olmayabilirdi.

Ancak konu kitaplara geldiğinde iş değişirdi.

Çünkü iyi bir kitap bulursa uzmanlığını en kısa sürede geliştirmek için alması gerekirdi.

'İşte burada.Tam da tahmin ettiğim gibi.Aynı yerde.'
İtem takas odasını bulan Ian kalbi hızla çarparken içeri girdi.

Elinde 10,000 Won ile ilk kez oyuncakçıya giden bir çocuk gibi heyecanlıydı.

Standın önüne gelince NPC gülümsedi ve sordu.

"İtem değişim odası.Size nasıl yardımcı olabilirim?"

(Ç.N:Öncelikle bölümü okuduğunuz için teşekkürlerimi sunar,okul adı altındaki eğitim(?) ve acı yuvamızda hepimiz için hayırlı bir dönem dilerim.^^)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44299 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr