Bölüm 30: Ian’ın Planı (2)

avatar
3309 2

Taming Master - Bölüm 30: Ian’ın Planı (2)


 

Çeviren:Devilsparadise

Düzenleyen:Cqnn

 

 

"Ne yapacağım ben bunu? Kışın sıcak su torbası niyetine mi kullanacağım?" 

 

Hiç çaba harcamadan elde ettiği itemlerden biriydi ama ne işe yaradığını bilmiyordu. 

 

İtem bilgisini açtığında tek yazan şeyin ’bilinmeyen’ olduğunu gördü, açık arttırmada da ona benzeyen bir item bulamadı. 

 

Atmak istedi ama şüpheleri vardı, bu yüzden sandığına koydu. 

 

İtemlerle işi biten lan Harin’i çağırdı. 

 

"Benim işim tamamdır. Haydi gidelim de görevi tamamladığımızı bildirelim." 

 

Alışverişini önceden bitiren ve onu bekleyen Harin Ian’ın sesiyle irkildi. 

 

"Peki!" 

 

Görevi tamamlamak için kanun tanımaz lider Lapierre’nin yanına gittiler. 

 

"Oh, Ian gelmene sevindim. Hugo sergilediğin performanstan bahsetti. Tam da senden beklenildiği gibi güvenimi boşa çıkarmadın." 

 

Lapierre ile el sıkışırken, sistem mesajları belirdi. 

 

 

Görevi tamamladınız. Göreve en çok katkıyı yaptınız. Net sıralama:SS  56,700 altın kazandınız.  1,743,200 Tecrübe Puanı kazandınız.  Seviye atladınız. Artık 32 seviyesiniz.  Seviye atladınız. Artık 33 seviyesiniz.  Seviye atladınız. Artık 34 seviyesiniz. 

 

 

Göreve yaptığı inanılmaz katkı sayesinde yığınla Tecrübe Puanı kazanmıştı. Üstüne üstlük, altınlarda cabasıydı. 

 

"Heheheh" 

 

Ağzı kulaklarına varıyordu. 

 

Zaten 45 seviye olan Harin, 46 seviye olmuştu. Kazandıkları tecrübe Puanları da başka bir farklılıktı. 

 

"Tebrikler!" 

 

"Ian,sen seviye atlamadın mı?" 

 

Ian kaç seviye olduğunu Harin’e söylememişti. Çünkü Harin, Ian ile hemen hemen aynı seviyede olduklarını sanıyordu. Muhtemelen sınıfının Çağırıcılık olduğunu öğrendiğinde seviyesinin düşük olduğunu düşünmüştür, nasıl savaştığını gördüğünde daha yüksek bir seviyede olduğu düşüncesine kapılmıştır. 

 

"Ben de seviye atladım." 

 

Bunu açıklamanın çok zor olduğunu düşünerek öylesine bir cevap vermiş ve Lapierre ile konuşmaya devam etmişti. Çünkü alması gereken bir ödül daha vardı. 

 

"Ama şef…" 

 

"Sorun ne?" 

 

"Kamp alanından dönerken Goblin Başrahibi ile karşılaştım." 

 

Konuşurken çantasından Goblin Başrahibi’nin başlığını çıkardı ve Lapierre’e uzattı. 

 

Başlığı gören Lapierre’nin gözleri fal taşı gibi açıldı. 

 

"Aman Yarabbi! Baş rahibi öldürmüşsün!" 

 

"Aynen" 

 

"Vay be, dostum sen bi harikasın!" 

 

Sözlerini bitirdiği sırada, görevin tamamlandığını bildiren bir başka sistem mesajı daha belirdi. 

 

 

Görevi tamamladınız. Net sıralama: B+  674.000 Tecrübe Puanı kazandınız.  Seviye atladınız. Artık 35 seviyesiniz. 

 

 

Şefi öldürmek çok zaman aldığı için ancak B+’lık bir derece yapabilmişti. Ancak seviye görev için oldukça düşük kalan lan yine de seviye atlamıştı. Lan’ın mutluluktan ağzı kulaklarına varırken, Lapierre sözlerine devam etti. 

 

"Beni şaşırtıyorsun. Bu görevi keşfetmeni ve şefi öldürmeni beklemezdim açıkçası. Kanun tanımazlar aylardır onu bulmak için yırtınıyorlardı. Cidden nasıl bulabildin?" 

 

Keyfi yerine gelen Ian alçakgönüllü bir şekilde cevap verdi. 

 

"Şanslıydım" 

 

"Doğruyu söylemiyorsun" 

 

Lapierre çantasından bir şey çıkarıp lan’a uzattı. 

 

Lusper İmparatorluğu Paralı Asker Dönşme Teklifi alındı 

 

Ian zaten Baş rahip görevini tamamladığında Lapierre’in bu teklifi sunacağını biliyordu. 

 

"Myuran’a gitmem gerekirse, Paralı Asker Dönüşümü’nün ardından Askeri Kartı almam gerekecek" 

 

Kailon Sanal Gerçekliği’de beş büyük kıta vardı. 

 

Kullanıcıların en aktif olduğu 'Colonar Kıtasıve güncellemeyle gelen 'Malakar Kıtası'. Kıta yeni açılmış olmasına rağmen %10'u bile gelişmemişti ve bu iki kıta arasındaki mesafe hayli fazlaydı. 

 

Ian'ın aktif olduğu kıta ise tabii ki Colonar Kıtası'ydı. 

 

Colonar'da iki büyük imparatorluk vardı. 

 

Bir tanesi Luspel İmparatorluğu idi ve başkenti kuruluşundan sonra adını alan devasa şehir Myuran'dı. 

 

"50 seviyeden önce Myuran'a gitmemi gerektirecek bir sebep olmasa da..." 

 

Teklifi alan ve çantasına atan Ian Lapierre ile el sıkıştı. 

 

"Eğer bu teklifi alırsan, Luspel İmparatorluğu'nun askeri olabilirsin. Sende de harika nitelikler gördüğüm için, bu teklifi sunuyorum, git asker ol kendini sağlama al." 

 

Ian başını salladı ve cevapladı. 

 

"Teşekkürler, Şef. Asker olup işimi garantiye alacağım." 

 

"İşte böyle. Umarım Luspel İmparatorluğu'nda kamu düzenini sağlamak için sıkı çalışmaya devam edersin." 

 

Takım arkadaşı oldukları için Harin de aynı ödülü almıştı. Ian'ın aksine görevi ilk kez aldığı için teklif hakkında merakı vardı. 

 

"Ian bu Teklif denen şey de ne? Ne olduğunu biliyor musun?" 

 

"Evet. Eğer Myuran'daki askeriye birliğine bununla gidersen bir askere dönüşebilirsin." 

 

"Peki... bu dönüşümün faydası ne?" 

 

"Savaşma gücüne bağlı olarak, yeteneğinle orantılı bir Askerlik Kartı alırsın. Eğer kartın varsaNPC'lerden görev almak kolaylaşır ve Askeriye birliğinden iyi görevler alabilirsin." 

 

Harin'in gözleri parladı. 

 

"Vaov, iyi bir şeymiş bu. Ama bir süre Aşçılık yapacağım için..." 

 

"Aşçılık?" 

 

"Evet, Şef sınıfının ana görevinde takılıp kaldığım için aşçılık yeteneklerimi geliştirmeyi planlıyorum." 

 

Ian bir kez daha onun önceliğinin aşçılık olduğunu hissetti ve içten içe hayranlık duydu. 

 

"Tek bildiğim Harin'in aşçılık yeteneğinin Kailan'ın en iyileri arasında olduğu." 

 

Ian'ın böyle düşünmesinin en büyük nedeni Harin'in verdiği yemekle kısa süreliğine de olsa Ly'ın istatistiklerinde yaşanan artıştı. 

 

"O güne kadar ömrümde yemek yiyince büyü kazanıldığını duymamıştım." 

 

O an Harin'in aşçılıktaki uzmanlığını merak etti. 

 

"Harin, Şef sınıfındaki uzmanlığının ne olduğunu sorabilir miyim?" 

 

Ian biraz kişisel bir soru sorduğu için çekinmişti ama Harin hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek cevapladı. 

 

"Tabii. Senden gizlemek için bir sebebim yok sonuçta. Güncel uzmanlığım, bi bakalım..." 

 

Sözlerine devam etmeden önce bilgi penceresini açıp kontrol etti. 

 

"Yüksek sıralamda seviye 1. Çok çalışmalıyım böylece daha yüksek seviyeli yetenekler elde edebilirim." 

 

"Vaaayy..." 

 

Yeteneklerinin yüksek seviyede olduğunu önceden de biliyordu ama uzmanlığını kesin olarak öğrenmek bir kez daha şok etti. 

 

Ian'ın bildiği kadarıyla, en popüler üretici sınıflarından biri olan Demircilikte en yüksek uzmanlığı olan kişininki Yüksek sıralamada seviye 3'tü. 

 

Şeflik daha az bilinen bir sınıf olduğu için, Harin'in yüksek derecelerde olması iyi bir şeydi. 

 

Ian'ın NPC'lerle yakınlığını arttırmak için kullandığı ve her zaman işe yarayan yağcılık yeteneği devreye girmişti. 

 

"Seni sonuna kadar destekliyorum Harin. Üretici sınıflarda uzmanlığı arttırmanın çok zor olduğunu söylüyorlar. Sen harikasın! Bir dahaki sefere yardıma ihtiyacın olursa, söylemen yeter." 

 

Ian'ın bu sözleriyle, Harin'in yüzü aydınlandı. 

 

"Teşekkürler. Ama verdiğin bu sözleri tutman gerek!" 

 

Ian bir anlığına afalladı. 

 

"Yanlış bir şey mi dedim yoksa..." 

 

Harin'i sürekli yardım isteyip bir baş belası olmasından korkmuştu. 

 

Ancak, onun mutluluğuyla kısa süre sonra Ian da neşelendi. 

 

"Elbette." 

 

Bu sözleri söyler söylemez bir sistem mesajı belirdi. 

 

'Harin' sizi arkadaş listesine eklemek istiyor. 

 

Tabii ki de kabul etti. 

 

''O zaman sonra görüşmek üzere. Çok fazla oynadım şimdi çıkmam gerek.'' 

 

Ian ve Harin Goblin Kamp Alanı görevine başlayalı neredeyse 8 saat geçmişti. Ian gibi zirvedeki oyuncular için çok bir zaman değildi ama normal konumdaki bir oyuncu için uzun sayılabilecek bir süreydi. 

 

"Tamam, görüşürüz!" 

 

Ancak tam gitmek üzereyken aniden bir şeyi hatırlayan Harin çantasını karıştırdı. 

 

"Ian, bu senin için bir hediye." 

 

Harin ellerinde iki tane yemek kabı vardı. 

 

"Bu ne ki?" 

 

"Seni beklerken yaptığım yemekler." 

 

Beklemekten sıkılan Harin'in aşçılık yeteneklerini kullanarak hemencecik yaptığı bir yemekti. Çok harika sayılmazdı ama Harin'in yüzü 'yaptığım' derken kızarmıştı. 

 

"Ya Ian garip bulursa?" 

 

Göz ucuyla Ian'a bakarken al al olan yanaklarını sakladı. Ancak Ian'ın gözleri sadece üstünde dumanı tüten yemekleri görüyordu. 

 

Yüzüne can geldi. 

 

"Tıpkı düşündüğüm gibi, Harin bir melek..." 

 

"Üstteki biftekler senin için. Ly da alttaki et toplarını sevecektir. Onlardan sık sık verirsek Ly'ın hoşuna gider diye düşündüm." 

 

"Peki, acıkınca yeriz." 

 

Ian'ın sözlerine karşılık Harin kafasını iki yana salladı. 

 

"Hayır, acıktığınızda değil savaşmadan önce yiyin. Büyülü onlar." 

 

Ian mahcup bir şekilde gülümsedi. 

 

"Ha...tamam." 

 

Harin de güldü. 

 

"Çok yüksek istatistikler değil ama göz ardı edilemeyecek kadar düşük de değil." 

 

Bu kadarı Ian için yeterliydi. Goblin Kamp Alanı görevini yaparken 200 canın ne büyük kıymeti olduğunu anlamıştı. 

 

"Eline sağlık. Afiyetle yiyeceğiz." 

 

"Senin bana ettiğin yardımların yanında hiçbir şey bu." 

 

Birkaç kelime daha ettikten sonra Harin oturumu kapattı. Ve yalnız kalan Ian saate baktı. 

 

''Uyumaya gitmeden önce hala 5 saatim var. Eğer tahmin ettiğimden daha hızlı seviye atlarsam en azından doğru düzgün bir akşam yemeği yiyebilirim, değil mi?" 

 

Goblin Kamp Alanı Görevi tekrarlanabilen bir görevdi. Görevi her aldığında konum değişiyordu ama görevin içeriği yine aynıydı. 

 

Aslında Ian görevi iki defa yaparsa iki gün içinde 35 eviye olabileceğini hesaplamıştı. 

 

Ama yaptığı katkı ve gizli görev sayesinde bir günde hedefine ulaşabildiği için içi rahattı. 

 

"Bayağı zaman oldu, tavuk sipariş edeyim de yiyeyim." 

 

Bugün çok talihli olduğu için kendini tavukla ödüllendiriyormuş gibi hissetti. 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44337 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr