Bölüm 53: Ian'ın Performansı (3)

avatar
3063 4

Taming Master - Bölüm 53: Ian'ın Performansı (3)


 

Çeviri: Black3113 Düzenleme: Kharsmi

 

- Ah, bu  nedir ? Acaba Çağırıcı sınıfı inanılmaz gizli bir sınıf olarak kabul ediliyor olabilir mi?

 

-Gerçekten inanılmaz bir savaş gücü! Özellikle kırmızı yeleli olan dev kurt,  üç saldırıda 1 numaralı Kara Büyücü Himenes'i imha etti!

 

Sessizlik içinde, ilk önce kendilerini toplayanlar yayın yapan yorumcular olmuştu ve sesleri açıkça çınladı.

 

Ve sonra, seyirciler de gürültücü olmaya başladı.

 

"Ne oluyor be? O kurdu nerede yakalayabilirim? Arena'yı izlemeyi bırakmalıyım.  O kurt hakkında bilgi lazım bana!”

 

İzleyicilerin bir kısmı herşeyi bırakıp gidip  Kızıl  Yeleli Kurt'u bulmak istiyordu diğer kısmının da çoktan Ly'nin inanılmaz Saldırı Gücü tarafından kalpleri çalınmıştı.

Ç.N: Boşuna uğraşmayın bizim Ly, sadece kalamarlar tarafından bulunabiliyor. Siz yetersizsiniz!

 

“Bu Çağırıcı, muhtemelen Çeviklik konusunda uzman bir Familiar’ı ele geçirmiş olmalı, doğru değil mi? Hareketlerini gördün mü? Şakaya gelir yanı yoktu.”

 

“Dalga geçmiyorum, benim seviyem biraz düşük, ama yine de benden daha süratli hareket ediyor ve ben bir Suikastçıyım.”

 

Bu esnada, Ian'ın  bilgilerini ve  gösterdiği hareketleri analiz eden insanlar da vardı.

 

Ancak, maçı izlemiş olan her insanın ortak bir düşüncesi vardı.

 

‘Bugünkü  Çağırıcı, inanılmaz derecede küçümsendi! ’

 

Çağırıcılar, Suikastçiler ve Kara Büyücülere  kıyasla hafife alındı ve küçük bir yeni sınıf olarak tanındı.

 

Ancak, bir numaralı Kara Büyücü gözlerinin önündeki bu bilinmeyen Çağırıcı tarafından fırlatılıp atılmıştı.

 

Herkes şoktayken, Ian arenadan acelesiz bir ifadeyle ayrıldı.

 

İşin doğrusu Ian da eşit şekilde  afallamıştı.

 

‘'Bu da neydi böyle? Onun bir numaralı  Kara Büyücü  olduğunu söylemediler  mi? Neden bu kadar zayıftı?”

 

Ly'nin önleyici saldırısıyla yeterince büyük bir darbe verebileceğini düşünmüştü ama devam eden saldırılarla bir anda ortadan kalkacağını asla hayal etmemişti.

 

‘’Ve Ly'nin çevikliği çok yüksek ama Himenes bu saldırılardan en azından birini savuşturabilecek kapasitede gibi  görünmüştü…”

 

Ian’ın bakış açısından,  Himenes’in kontrol yeteneği korkunçtu.

 

Diğer  yandan, arenadan fırlatılan  Himenes yumruğunu sıkarken  titriyordu.

 

‘… Ah… Dikkatsiz davrandım, çünkü bir Çağırıcıydı. Lanet olsun.'

 

O, ne yapacağını bilmediği bir durumda, bir şey yapma şansı bile elde edemeden arenadan elendiği için hayal kırıklığına uğramıştı.

 

‘Bilek boğumunda silah gibi bir şeyler vardı ve ben de onun başlangıç ​​seviyesinde olduğunu düşündüm…. ’

 

Bu günlerde, normal Çağırıcılar uzun mesafeli saldırıların rahatça yapılmasına izin veren silahları tercih ediyorlardı. Bunlar yaylı tüfekler ve büyü asalarıydı.

 

Sahiplenmeyi kullanıp savaşma güçlerini artırmış olsalar bile, favorisi yakın dövüş olan neredeyse hiçbir Çağırıcı  yoktu.

 

‘’Çağırıcılar, loncanın içinde  tam olarak ne yapıyorlar?’’

Ç.N:  Sevgili Himenes Kalamar türü çağırıcıları loncada bulamazsın. Normal çağırıcılar ise işte böyle: https://www.youtube.com/watch?v=-o6GnbQm47M  

 

Doğrusu,  Himenes'in Çağırıcılar’ı küçük görmesinin  en büyük nedeni, birkaç gün önce yüksek seviyeli bir Çağırıcı’ya karşı kolayca kazanmış olduğu deneme maçıydı.

 

Onun loncasına ait olan Çağırıcı, 43.seviye civarlarındaydı. Himenes aralarında oldukça büyük bir seviye farkı olduğunu düşünmüştü, böylece  Çağırıcı sınıfının pvp'de inanılmaz derecede zayıf olduğunu varsaymıştı.

Ç.N: pvp kısaca açılımı ‘’player versus player ‘’. Oyuncuya karşı oyuncu demek.

 

‘’… Ha… İlk ön turda elenmek… ”

 

Yayında, Kara Büyücüler için ipuçları verdiği için inanılmaz utanıyordu.

 

‘‘Euh, eğer bu kadar dikkatsiz olmasaydım, kesinlikle kazanırdım!”

 

Ancak, tüm bunların sonunda yine de Ian'dan daha zayıf  olduğunu düşünmüyordu.

 

O, basitçe elendiğine inanıyordu, çünkü  dikkatsizdi ve kurdun saldırılarının hepsi şans eseri kritik vurmuştu.

 

Ancak, Himenes'in nasıl düşündüğü önemli değildi, maç bitmişti ve bunu değiştirmenin hiçbir bir yolu yoktu.

 

Yüzünü arenadan gizleyerek, tıpkı bir kimsesiz gibi arenayı arka taraftan terk etti.

 

Resmi Kailan topluluğu, bir kez daha kaos içindeydi.

 

Bunun nedeni, sabahleyin yayılmış olan bir Çağırıcı savaş videosuydu.

 

Topluluğun savaş videoları bülten  panosunda sabah saat 10: 00'da yayınlanan 3 dakikalık savaş videosu, bugünün en iyi videosu olarak yalnızca beş saat içinde hit olmuştu.

Ç.N:  Hit olmak, çok tutulmak demek

 

Yorum sayısı çoktan bini geçmişti.

 

SummoneroftheWind :  Lanet olsun, o kurt da neydi öyle? İlk defa böyle bir canavar görüyorum . O’nu nerede yakalayabileceğimi söyleyebilecek biri var mı?

 

syw1203:  Hey sen yukardaki arkadaş, buralara gelmeden önce en üstteki yorumları dikkatlice okumalısın. Şu anda, çoğunluğun görüşüne göre videodaki çağırıcı, bu canavarı Çağırıcı Kulesi’nde yaptığı yoğun araştırmalar sonucunda elde etmiş gibi görünüyor  ya da  Kurt'un evrimi için çok fazla çalışmış gibi görünüyor.

 

Sharmir:  Fakat, şu anda evrimde başarılı olmuş biri nasıl var olabilir?  Bence bir tür gizli görevde ödül olarak  bu canavarı kazandı. Bu daha yüksek bir ihtimal.

 

DescendantofMyuran: Sharmir ile aynı fikirdeyim. Familiarların  evrimleşebildikleri yeni ortaya çıktı ve kimse evrim için gerekli şartları bilmiyor, bu yüzden birisinin zaten evrimleşmiş olması hiçbir bir anlam ifade etmiyor.

Ç.N:  Sadece kalamar ırkı, evrime giden yolu bulabilir. Yaşasın kalamarlar!

 

ShadowWarrior: Ben Suikastçi sınıfındanım ama Çağırıcılar size  bir sorum var. Sahiplenmeyi kullandığınızda çevikliğiniz bu kadar çok mu yükseliyor?

 

kka0707:  Bu videodaki Çağırıcı en azından 40. seviyelerin sonlarında gibi  görünüyor ve aynı zamanda sahip olduğu Familiarın seviyesi, sahibinden 10 seviye yüksek gibi. Daha önce orta seviye ustalık düzeyinde birini gördüm ancak bu kişi sahip olduğu Familiarın istatistiklerinin yaklaşık % 45'ini kullanabiliyorduAma sahiplenme ile o kadar çok çevikliğe sahip olmak için, 60. seviyelerde yırtıcı bir canavara sahip olmalı.

 

Yorum penceresi, her türlü spekülasyonla coşmuş durumdaydı.

 

Ian'ın, hiçbir yeteneği olmadığı ve bir sınıf görevinden özel bir Familiar elde ettiğini söyleyen yorumlar da vardı. Gerçekten çok çeşitli hipotezler vardı.

 

Ve Çağırıcı sınıfının bülten panosuna, savaş videoları yorum penceresine kıyasla çok daha fazla tıklanmıştı.

 

Php0931:  Ian, eğer olur da sınıf bülten panosuna bakarsan, lütfen bir  yorum bırak!

 

SummonersaretheBest:  Kızıl yeleli kurdu  nerede bulabileceğimi, lütfen bana birisi söylesin, beynim iflas etti artık.

 

Lullang: Ian'ın kullandığı yıldırım tipi yetenek, Anlık Çoğalma becerisi ya da ona benzer bir şeydi, değil mi? Daha önce lonca binasında bu yetenekle ilgili bilgileri okumuştum!

 

Ve  videolar yüklenmeye devam ettikçe Ian’a karşı olan patlayıcı ilgi gittikçe ateşleniyordu.

 

Sahnedeki biri, Ian ’ın ön eleme turlarının videolarını çekip anında yüklüyordu.

 

Bu videolar Kara Büyücü Himenes'e karşı savaştığı zamanki kadar etkileyici değildi, fakat onlar farklı bir nedenden ötürü sıcak bir meseleydi.

 

Ön elemelerde Ian’ın rakibinin kim olduğunun hiçbir önemi yoktu, çünkü hiçbiri Ly ile yüzleşememişti.

 

Kullanıcıların Ly'e olan ilgisi çarçabuk artmış ve ünlü olmak isteyen(?) Ian  şöhret basamaklarını yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı..

 

*********

 

Lucia ve Hines çaylak ligi ön eleme maçları yayınlanırken, kısa bir mola vermişlerdi ve sohbet ediyorlardı.

 

“Hines, bu çaylak liginin gerçekten en iyisi olduğunu düşünmüyor musun? Özellikle de Çağırıcı Ian ve Suikastçi Limlong, bence gerçekten inanılmazlar. ”

 

Lucia’nın sözleriyle, Hines başını salladı.

 

“Ben de öyle düşünüyorum. Bu iki kullanıcı bazı özel metodlar kullanarak kendilerini geliştirmiş gibi görünüyorlar.”

 

"Doğru. Karakterleri özel görünüyordu ve kontrol seviyeleri inanılmazdı. ”

 

Su şişesini kaldırıp susuzluğunu dindiren Hines yavaşça konuşmaya devam etti.

 

“Fakat Lucia, bir süredir beni rahatsız eden bir şey var.”

 

“Haa? Rahatsız olmakla neyi kastediyorsun?”

 

Hines, sanki konuşurken bir şey düşünüyormuş gibi, hafifçe kaşlarını çattı.

 

“Şu çağırıcı! Ian.”

 

"Evet."

 

“Sanırım onunla bir yerde karşılaştım.”

 

Bu sözler üzerine Lucia gözlerini hafifçe yuvarladı.

 

“Haa? Gerçekten mi? Onu nerede gördün?"

 

“O kırmızı kurdu kesinlikle bir yerlerde gördüğümü hissediyorum…”

 

Düşüncelerinin içinde kaybolan Hines sonunda ellerini çırptı.

 

"Ah, doğru ya. Şimdi hatırladım!"

 

Lucia,  Hines'in bir sonraki sözlerini meraklı bir ifadeyle bekledi.

 

“Bir süre önce bir arkadaşıma yardım etmek için büyücünün misafiriyle birlikte Abysmal Adasına gittim, Orada hayalet gemiye, dev bir kırmızı kurtla binen bir Çağırıcı vardı ve kuşkusuz ki o kişi Ian’dı!”

 

Hines konuştukça daha fazla emin oldu.

 

‘’Doğru, eminim ki o. Muhtemelen maçta kullandığı Buz Golem'ini, Abysmal Adasında yakaladı.’’

 

Sırtında taşıdığı garip kaplumbağanın  kimliğini bilmiyordu, ancak Buz Golemiyle aradaki bağlantıyı kurmuş ve tahmininin doğru olduğundan iyice emin olmuştu.

 

“Ooh, anlıyorum.”

 

Konuşurken Lucia'nın çok harika bir ifadesi vardı.

 

Doğrusu, Hines Ian’la tanışmış değildi ve sadece onu görmüş olmak o kadar da yaygara yapacak bir durum değildi.

 

O bunun rahatlatıcı olduğunu düşündü.

 

Böyle düşünmesinin nedeni Lucia'nın Ian ile gizli bir sözleşme yapmayı planlamasıydı.

 

Hines'in lan ile tanışması durumunda, işteki performansını arttırmak için bir şansı kaybetmiş olacaktı

 

‘’Arena programı bittiğinde, ona yaklaşmalıyım.”

 

En son görüşmeye çalıştığı üst seviye Çağırıcı “Loren”, Hines'le tanıştığı için, Loren'i ona kaybetmişti, bu yüzden bu kez Ian'ı kaybetmeyi planlamıyordu.

 

Fakat, Hines'in de kendi gizli planı vardı.

Ç.N: Çakalların dansı :D

 

‘’Tekneye onunla birlikte gelen bir kullanıcı olduğumu söylersem ona biraz daha kolay bir şekilde yaklaşabilirim.”

 

Ian ile bir kontrat yaparsa alacağı ikramiyeyi düşününce sevincinden parıldayan Hines, bir sonraki maçı yayınlamak için ayağa kalkarken sırıttı.

 

*************

 

“Huehue, Huehuehuet.”

 

Birbiri ardına mükemmel skorlarla 5 maç kazanan Ian, ön elemeleri erkenden geçti ve kibirli bir ifadeyle  maçları stadyumun bir köşesinden izledi.

 

Ön eleme turlarından sonra onu tanıyan pek çok insan vardı ama kimse Ian'ı rahatsız etmedi.

 

Bunun sebebi, Ian'ın oturduğu yerin bekleme odası olmasıydı, sadece ön elemeden geçen insanlar buraya gelebilirdi.

 

Çünkü, Ian gibi zafere doğru yola çıkan Limlong bile listelenen maçlarından sadece dördünü bitirmişti, sadece Ian bekleme odasında oturuyordu.

 

“Kazanmama engel olabilecek kapasitede hiç kimse yok, hohohohoohhohoho.”

 

Normalde kendi oyun becerilerine karşı çok güçlü bir özgüveni vardı, ama ön elemelerde kendine layık bir rakiple karşılaşmadığı için başını daha da yüksek tutuyordu.

Ç.N: İndir başını kalamar fazla kibir iyi değildir.

 

Görünüşe göre, 100.000 Şöhret ve lv 50 tam set Çağırıcı itemleri yakında bana ait olacak. Üstüne üstlük, hepsi kahraman seviyesinde olacak.

 

Çaylak liginin birincilik ödülünü aldıktan sonra, seviye bilemeye doğru kolay bir yolculuğun kapıları onun için açılacaktı.

 

Hayal ederken mutlu hislerle dolup taşıyordu.

 

Ian, pis pis  sırıtırken ve mutlu bir şekilde kendini hayal ederken çaylak liginin ilk turları sona erdi ve son olarak arena bekleme odasında 64 kişi kaldı.

 

Önceden birbirleriyle tanışmış gibi görünen birkaç kullanıcı birbirleriyle sessizce sohbet ediyordu, geri kalanlarsa gergin ifadelerle maç listesinin ortaya çıkmasını bekliyordu.

 

‘’Arena hızlı ilerledi, 50 maç aynı anda devam etse bile… Tahmin edilenden daha az kullanıcı mı katıldı? Yoksa bu çaylak ligi olduğu için mi? Her şey yolunda giderse, tüm maçları bir günde bitirebiliriz.”

 

Tıpkı Ian'ın düşündüğü gibi, çaylak ligine çok az kişinin katıldığını düşünüp  hata yapanlar vardı, ama arenada bir yenilgi ile bile sizi ortadan kaldıran acımasız bir sistem olduğu için, kullanıcılar beklenenden daha hızlı bir şekilde elendi.

 

‘’Benim için daha iyi. Muhtemelen yarından itibaren tekrar avlanmaya başlayabilirim.’’

 

Ian, beklentisine göre 2-3 gün boyunca hiç seviye atlamadan arenada kalmak zorundaydı ve bu can sıkıcıydı, o yüzden bu  ilerletilmiş programdan çok hoşlandı.

 

Ian bunları düşünürken, arena'nın programı inanılmaz derecede hızlı ilerliyordu.

 

Maçların listesi kısa bir süre  sonra ortaya çıktı, 64 maçın tümü listelendi.

 

Ve Ian , önündeki rakibine baktı.

 

‘’Huh, bu Nişancının neyi var böyle?  Sanki onu bir yerlerde görmüşüm gibi hissediyorum… ”

 

Rakibi kendisine öldürme niyeti ile gözlerini dikmişti.

 

Ve Ian, kısa süre sonra onun kim olduğunu hatırlayabildi.

 

“Ahh… burda kimler varmış Goblin kamp bölgesindeki Başrahip  PK serserisi!”

Ç.N:    PK –player kill-oyuncu katili demek

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr