Bölüm 305: Gökyüzü Alevi Tarikatı'ndaki Ye Klanı

avatar
11473 29

Tales of Demons & Gods - Bölüm 305: Gökyüzü Alevi Tarikatı'ndaki Ye Klanı


Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

 

Ye Xuan neden olduğunu bilmediği bir şekilde Xiao Ning'er'in gülümsemesini gördüğü zaman kalbi çok hızlı bir şekilde atmaya başlamıştı.

 

Nie Li de Xiao Ning'er'i ve Xiao Xue'yu görmüştü. Xiao Ning'er büyüdükçe daha da güzelleşmiş gibiydi.

 

Xiao Ning'er, Nie Li'ye doğru yürürken üç adımlık mesafeyi sadece iki adımda ilerliyordu.

 

"Ning'er!" dedi Nie Li içten bir şekilde gülümseyerek. Son görüşmelerinin üzerinden oldukça uzun bir zaman geçmişti ve Nie Li onu oldukça özlemişti.

 

Xiao Ning'er gözyaşlarına boğulmuştu. Aniden hızlandı ve Nie Li'ye sarıldı. Onun kokusunu içine çektiği gibi huzurlu ve güvendeymiş gibi hissetmeye başladı.

 

Nie Li bu hareket karşısında şaşırmıştı fakat hızlı bir şekilde kendisine geldi. Daha sonra Xiao Ning'er'in sırtına vurmaya başladı. Endişeli bir ses tonuyla "İlahi İşaret Tarikatı’nda herhangi biri size karşı zorbalık yaptı mı? Eğer yaptıysa bana söyleyin onu bu yaptığına pişman edeyim!" dedi.

 

"Hayır." dedi Xiao Ning'er gözyaşlarını eliyle sildi ve kafasını yukarı kaldırdı. İlahi İşaret Tarikatı’nda bulunduğu zamanlarda sık sık Nie Li'yi düşünüyordu. Şu anda Nie Li hemen önünde duruyordu ve bundan dolayı da çok mutlu olmuştu. "Siz burada neler yapıyorsunuz?" dedi.

 

"İyiyiz. Bir sıkıntı yok." dedi Nie Li gülümseyerek. Yaşadıklarının iyi mi kötü mu olduğunu bilmiyordu. İki hayat yaşamış birisine göre şu ana kadar yaşadıkları onun hiç canını sıkmayı başaramamıştı.

 

Xiao Ning'er beyaz kıyafet içerisinde çok çekici duruyordu. Odada bulunan herkes onun bu güzelliğinden bir şekilde etkilenmişti.

 

Nie Li ve Xiao Ning'er sanki odada sadece ikisi varmış gibi sohbet ediyorlardı. Onlar odadaki herkesin dikkatini üzerlerine çektiklerinden bihaberlerdi.

 

"O çocukta kim?"

 

"Bilmiyor musun? Yeni gelenler arasında en göze batan kişi. Long Yuyin'i bile sakinleştirmeyi başaran tek kişi!"

 

"Demek bu çocuk, o çocuk!"

 

Buluşmanın başından bu zamana kadar Ning'er bir çok kişinin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Onların yaklaşmaya cesaret edemediği bir Tanrıça konumundaydı. Fakat şu anda Ning'er'in çoktan bir sevgilisi olduğu ortaya çıkmıştı. Ve bu kişi Nie Li idi.

 

Salondaki herkesin yüzünde garip bir ifade oluşmuştu.

 

Long Yuyin biraz uzakta oturduğu yerden Ning'er'i izliyordu. Oi Ning'er'in kendisinden daha güzel birisi olduğunu kabul etmişti. Nie Li'nin nesi oluyordu acaba? Long Yuyin sebebini bilmediği bir şekilde sinirlenmişti elindeki şarap dolu kadehi tek hamlede kafasına dikti.

 

Li Xingyun ise bu sahne karşısında sadece gülümsemişti. Nie Li ile kendi oluşumunu güçlendirmek için bir çok kere alışveriş yapmıştı. Nie Li ile olan bu ticarete zaman geçtikçe daha fazla önem vermeye başlamıştı. Nie Li'nin sahip olduğu yetenekle yanında birkaç tane güzel bulundurması onun için hiç de garip bir durum değildi.

 

Murong Yu, Ning'er'in sevgilisinin gerçekten de Nie Li olduğunu gördüğünde sinirlenmişti. Nie Li ile burada karşılaşmayı beklemiyordu. Böyle bir etkilikte Nie Li'ye ters bir şeyler yapamazdı. Ning'er'in Minik Dünya’dan geldiğini duyduğu zaman bir şeylerin olacağını düşünüyordu ama Nie Li'nin gerçekten de onun sevdiği kişi olduğunu görünce yine de şaşırmıştı.

 

Ye Xiuan, Ning'er'in Nie Li'yi kucakladığını gördüğü zaman acı bir şekilde gülümsedi. Ning'er'in kendisine ikinci kez bakmamasına artık şaşırmıyordu. Onun kalbinin çoktan bir başkasına ait olduğu ortaya çıkmıştı.

 

Murong Yu, Ye Xuan'a bakarak gülümsedi ve "Kıdemli Kardeş Ye Xuan, görünüşe göre Ning'er'in bir sevgilisi varmış." dedi.

 

Ye Xuan iç çekerek "Durum buysa, unutmaktan başka çarem yok gibi." dedi. Her ne kadar Ning'er'den etkilenmiş olsa da onu tapacak kadar da sevmiyordu sonuçta. Çoktan kalbinde başka birisi olduğunu öğrendiğine göre geri adım atmasından başka çaresi kalmamıştı.

 

Murong Yu gülümseyerek "Kardeş Ye Xuan, oldukça kötümser yaklaşıyorsun bu duruma. Nie Li hala Göksel Kader Alemine girmeyi başaramamış birisidir. Üstüne herhangi bir arka plana da sahip değil. Onun yaptığı tek şey etrafta dolaşıp naif kızları kandırmaktır. Kardeş Ye Xuan böyle bir kişi karşısında geri çekilmeyi düşünmüyordur inşallah?" dedi.

 

Murong Yu'nun sözleri Ye Xuan'ın ilgisini çekmiş gibiydi. "Ne? O hala Göksel Kader Alemine giremedi mi? Ning'er gibi bir dahi ona nasıl gönlünü kaptırmayı başardı acaba?"

 

Bu Nie Li denen eleman açıkça Ning'er'den faydalanmaya çalışıyordu!

 

Nie Li etraftaki öğrencilerin ona garip ifadelerle baktığını sezmişti fakat bu bakışlar onun umurunda bile olmamıştı. Nie Li'ye göre ona bu şekilde bakanların hepsi birer sıradan önemsiz insanlardı.

 

Nie Li bakışlarını yan tarafa çevirdi ve Xiao Xue'nun çoktan Lu Piao'yu azarlamaya başladığını fark etti. Bu sahne karşısında gülümsemişti. Çifte kumrular sonunda buluşmuştu!

 

Nie Li, Gu Bei'yi göstererek "Bu benim arkadaşım Gu Bei." dedi.

 

"Tanıştığımıza memnun oldum, Yenge!" dedi Gu Bei gülerek.

 

Xiao Ning'er'in Gu Bei'nin yenge demesi karşısında yüzü kızarmıştı. Kafasını kaldırdı ve Nie Li'ye kaçamak bir bakış attı. Ama Gu Bei'yi de düzeltmeden "Ben de tanıştığımıza memnun oldum." dedi.

 

Gu Bei gördüklerini hemen analiz etmişti. Galiba Ning'er'e 'yenge' diyerek doğru olanı yapmış gibiydi.

 

Nie Li ve diğerleri odada biraz yürüdükten sonra boş bir masa buldu ve oturdu.

 

Nie Li, Ning'er'e bakarak kısık bir ses tonuyla "Ziyun gelmedi mi?" diye sordu.

 

"Şu anda İlahi İşaret Tarikatı’nın gizli eğitim sahasında gelişim yapıyor. Buraya gelmeden önce onunla iletişime geçemedim." dedi.

 

"Hmm" dedi Nie Li. Uzaklara bakarak İlahi İşaret Tarikatı’nın bu gizli eğitim sahasının nasıl bir yer olduğunu düşünmeye başladı.

 

Aniden Li Xingyun yanlarına geldi ve "Buraya oturabilir miyim?" dedi.

 

"Elbette!" dedi Nie Li gülümseyerek.

 

Gu Bei ve Li Xingyun birbirlerini selamladı. Her ne kadar Gu Bei ve Li Xingyun birbirlerinin adını daha önce duymuş olsalar da nadiren birbirlerini görüyorlardı. Bu Nie Li aracılığıyla yaptıkları ilk görüşme olacaktı.

 

Ye Xuan ve Murong Yu'da masada bulunan iki boş sandalyeyi göstererek "Biz de oturabilir miyiz?" diye sordular.

 

Xioa Ning'er, Ye Xuan'ın da masaya oturmak istediğini görünce kaşlarını çatmıştı. Buraya gelirken Ye Xuan kendisiyle konuşmaya çalışmıştı ama Ning'er ona çok yüz vermemişti. Onun niyetinin ne olduğunu biliyordu. Ama kendisine karşı kibar ve nazik davrandığından dolayı Ning'er ona kaba bir şekilde karşılık vermek de istemiyordu. Ning'er'in endişelendiği tek konu Ye Xuan'ın buraya oturmak istemesini Nie Li'nin yanlış anlayıp anlamayacağıydı.

 

"Orası benim yerim." dedi Xiao Xue ve hızlı bir şekilde Ning'er'in yanına oturdu.

 

Xiao Ning'er, Xiao Xue'ya minnettar bir ifadeyle bakmaya başladı. Xiao Xue'da Ning'er'e gülümseyerek karşılık verdi. Ning'er'in kalbinden geçenleri en iyi anlayan kişi Xiao Xue idi.

 

"Peki o zaman. Bende buraya otururum." dedi Ye Xuan. Murong Yu ile birlikte farklı bir yere oturdu.

 

Bu sırada Gu Bei tam Nie Li'nin yanına oturacakken bir anda Long Yuyin önüne geçti ve Nie Li'nin yanına oturdu. Gu Bei bir anlığına neye uğradığını şaşırdı, daha sonra gülümseyerek farklı bir yere oturdu. Long Yuyin'le uğraşmanın oldukça gereksiz olacağını düşünüyordu.

 

Tüm alanda üç tarikatın öğrencileri kendi aralarında dövüş sanatları hakkında birbirleriyle muhabbet ediyordu. Doğal olarak bir kaç kere sıkıntı da çıkmıştı. Nie Li ve grubu oturduktan sonra orada bulunan öğrenciler onlara bakmayı bırakmıştı.

 

Xiao Ning'er, Long Yuyin'e bakarak onun kim olduğunu düşünmeye başladı.

 

Ye Xuan kadehini kaldırdı ve gayet güzel bir şekilde "Bugünkü ziyafette üç tarikatın önemli kişilerinin birbirleriyle konuşması ne kadar güzel. Bu sayede ilerde dış dünyada karşılaşırsak birbirimize dostane tavırlar sergileyebiliriz. Ben, Ye Xuan, hepinizin şerefine içiyorum. Bundan sonra burada bulunan herkes benim arkadaşımdır." dedi.

 

Fakat burada bulunan öğrenciler bir anlığına Ye Xuan'a baktı ve daha sonra kendi aralarında muhabbetlerine devam etti. Kimse ona fazla aldırış etmemişti.

 

Nie Li'nin masasındakiler de Ye Xuan'ı çok fazla aldırış etmemişlerdi. Nie Li Ning'er'le olan konuşmasını hiç bölmemişti. Ye Xuan'a selam bile vermemişti.

 

Xiao Xue ve Lu Piao ise tamamen başka bir dünyadalardı şu anda...

 

Murong Yu ise garip bir ifadeyle gülümsüyordu. Gülüyor muydu başka bir şey mi yapıyordu belli değildi. Ye Xuan ile Nie Li'yi birbirlerine düşürmek istiyordu. Kadehini Nie Li'ye doğru kaldırdı ve "Önceden İğrenç Harabeler’de iken küçük kardeş Nie Li senin kim olduğunu bilmiyordum. Bugün o günkü davranışlarım adına senden özür dilerim. Aramızda herhangi bir sorunun olmamasını temenni ederim." dedi.

 

Nie Li, Murong Yu'nun dediklerini duyduğu zaman kaşlarını çatmıştı. Nie Li, İğrenç Harabeler’de olanlar hakkında ilk inisiyatifi Murong Yu'nun almasını beklemiyordu. Bu nasıl bir özürdü ayrıca? Nie Li'yi kışkırtmaya çalıştığı her halinden belliydi.

 

Lu Piao ve Gu Bei'nin de ifadeleri bir anda ciddi bir hal almıştı. İğrenç Harabeler’de olan biteni onlarda biliyordu.

 

Fakat Nie Li sakinliğini hiç bozmamıştı. Kendisinin bu kadar kolay bir şekilde sinirlendirilmesine nasıl izin verirdi ki? "Kıdemli Kardeş Murong Yu şaka yapıyor olmalı! Beş Kader Ruhuna sahip birisi olarak siz bana sadece ufak bir ders verdiniz. İğrenç Harabeler’de bir kere daha karşılaşmak dileğiyle!" Nie Li İğrenç Harabeler’e bir sonraki girişinde kesinlikle Murong Yu'ya meydan okuyacaktı.

 

Murong Yu ise soğuk bir şekilde gülümsemeye başladı ve "Elbette! İstediğin zaman." dedi.

 

Bu sırada Li Xingyun araya girdi ve "Murong Yu bana defalarca meydan okumana rağmen beni yenmeyi hiç başaramadın. Sana her seferinde çok nazik davrandım. Yoksa şimdiye kadar kaç kere sakatlanırdın Allah bilir. Son seferde olanları hatırlıyor musun? Sana benden uzak durmanı söylemiştim. Görünüşe göre hafızan çokta iyi değilmiş. Ya da fazla cesaretlisin!" dedi.

 

Murong Yu bir anlığına sessizleşti. Nie Li bu senenin en iyi çaylağıydı. Murong Yu bir önceki senenin en iyisiydi. Li Xingyun ise ondan önceki senenin en iyisiydi. Murong Yu çok kere Li Xingyun'a meydan okumuştu fakat hiçbirinde kazanamamıştı. Murong Yu, Nie Li'yi kışkırtmak istiyordu fakat Li Xingyun'un önünde buna daha fazla devam edemeyeceğini anlamıştı.

 

Ye Xuan ise gülümseyerek "Siz Kardeş Xingyun olmalısınız. Ben sizin adınızı babamdan birkaç kere duymuştum. Benim Ye Klan’ım ile Kül Alevi Ailesi uzun zamandır arkadaşlar." dedi.

 

Li Xingyun Ye Xuan'ı duyduktan sonra susmuştu. Demek burada Ye Klanı’ndan birisi vardı. Gökyüzü Alevi Tarikatı’nda Ye Klanı yüzde altmışlık bir güce sahipti.

 

Li Xingyun ellerini masanın üzerine koydu ve "Size nasıl hitap etmeliyim?" dedi.

 

"Ye Xuan." dedi Ye Xuan gururlu bir şekilde.

 

Li Xingyun durumu gayet iyi anlamıştı. Ye Klanı hakkında birkaç bilgiye sahipti. Ye Xuan ana soydan gelen biriydi ve Xingyun statü konusunda onunla yarışamazdı. Şu anda İlahi Tüyler Tarikatı’nda olduğu için ondan korkmasa da onu baskı altına alamayacağını da biliyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr