Bölüm 299: Dar Bir Yolda Yüz Yüze

avatar
11769 30

Tales of Demons & Gods - Bölüm 299: Dar Bir Yolda Yüz Yüze


Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

İlahi Tüyler Tarikatın’da, birçok büyük oluşum bulunmaktaydı ve bu oluşumlar kendi arasında şiddetli bir şekilde kapışıyorlardı. Yüz yıl sonra tarikat tamamen parçalanacaktı. Nie Li'nin hedeflediği şey ise bu yüz yıl içerisinde Tarikat Efendisi olmayı başarmak ve tarikat üzerinde büyük bir otorite kurmaktı. İlahi Tüyler Tarikatı’nı tekrar yükselişe geçirmenin tek yolunun bu olduğunu düşünüyordu.

 

İlahi Tüyler Tarikatını kontrol altına almak, Nie Li'nin Bilge İmparatorla savaşabilmek için yapmayı planladığı ilk hedefti.

 

Bu geziyi bitirdikten sonra çok hızlı bir şekilde Göksel Kader Alemine girmek zorundaydı. Bu bir gelişimci için en önemli adımdı.

 

Nie Li, zikzaklı yolda yürürken yolun karşısında bir kızın yürüdüğünü fark etti. Kız, Nie Li'yi gördüğü zaman adımlarını yavaşlatmıştı.

 

Bu patika, ustasının yaşadığı vadiye giden tek yoldu. Bu patikanın tek kullanım amacı vardı, o da ustasının yaşadığı vadiye gitmek için kullanılmaktı.

 

Nie Li kafasını kaldırdı ve şaşırmış bir ifadeyle karşısındaki kıza bakmaya başladı. Nie Li, Long Yuyin'le burada karşılaşmayı hiç beklemiyordu. Acaba Long Yuyin, ustasının yanına mı gidiyordu? Sonuçta Ustası ve Long Yuyin aynı ustanın öğrencileriydiler.

 

Long Yuyin'de Nie Li ile burada karşılamayı hiç beklemiyormuş gibi duruyordu. Nie Li'yi gördüğü zaman sanki birisi kalbini ele geçirmiş gibi hissetmişti. Elleriyle ne yapacağını bilmeyecek bir haldeydi. Ona yaklaşmalı mıydı, yoksa onu selamlamalı mıydı? Normalde Long Yuyin biriyle karşılaştığı zaman duygusuz bir ifadeyle yanından geçip giden birisiydi. Fakat Nie Li tarafından ezici bir şekilde yenildikten sonra kişiliği biraz değişmişti.

 

Nie Li ile karşılaşınca neden bu kadar gerildiğine anlam veremiyordu. Bu davranış biçimi kendisine hiç uygun bir davranış biçimi değildi.

 

Bu dar patikada ikisinden başka kimse bulunmuyordu.

 

Şu anda Long Yuyin ne yapacağını bilmediği bir durumun içindeydi.

 

Nie Li olduğu yerde durdu ve "Neden buradasın?" diye sordu.

 

Önceki hayatından tanıdığı Long Yuyin hala Nie Li'nin sinirlenmesine sebep olsa da ustasının sözlerini de yerine getirmeye çalışıyordu. Geçmiş ve gelecekteki bütün intikamların çözümü kendisinden geçiyordu.

 

Şu anki Long Yuyin her ne kadar kibirli ve zalim olsa da önceki hayatındaki Long Yuyin'le kıyaslanınca dönüşü olmayan bir zalimliğe de sahip değildi.

 

Bu hayatında, Long Yuyin'i intikam hissinden vazgeçirebilecek bir güce sahipti.

 

Long Yuyin titrek bir şekilde "Ben.. ben birini görmeye gidiyordum." dedi.

 

Nie Li'nin kafası biraz karışmıştı. Karşısında duran bu yüzü kızarmış kız da kimdi acaba? Long Yuyin'e hiç benzemiyordu. Gerçekten Long Yuyin'i önceki hayatındaki gibi zalim birisi olmaktan engelleyebilir miydi acaba?

 

İkili aralarına biraz mesafe bırakmış bir şekilde ayakta boş boş duruyordu. Nie Li aralarındaki mesafenin fazla olduğunu düşündüğü için Long Yuyin'e doğru bir adım attı.

 

Long Yuyin bu adıma karşılık anında tepki verip bir adım geri çekilerek "Ne yapmaya çalışıyorsun?" dedi. Sesi titriyordu.

 

Nie Li'nin daha önce yapmış olduğu şeyleri hatırlayınca biraz gerilmişti. Ona tekrar saldırmayacaktı değil mi? Tam burada birde! Burada sadece ikisi vardı ve Long Yuyin'de onu yenebilecek güçte değildi. Her ne kadar fiziksel gücü çok fazla olsa da Nie Li'ye karşı bir işe yaramıyordu. Onunla yüz yüze geldiği zaman Long Yuyin mücadele etme isteğine sahip olmuyordu.

 

Nie Li biraz sersemlemişti. Long Yuyin ne zamandan beri bu kadar çekingen bir insan olmuştu?

 

Nie Li olduğu yerde durdu, durumu biraz komik buluyordu. "Endişelenme! Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’nün içindeyken sana herhangi bir şey yapamam." dedi. Nie Li, ustasının sözlerini dinlemeyi kabul etmişti. Fakat şu anda yüz yüze gelince bu nefreti gidermek için nereden başlayacağını bilememişti.

 

Nie Li kalbinde Long Yuyin'e karşı hala öfkeliydi. Fakat bu öfkenin bu hayatında yaşadıklarıyla bir alakası yoktu. Bundan dolayı ustasını dinleyip ona karşı olan öfkesini bastırmaya karar vermişti.

 

Nie Li, Long Yuyin'le önceki kapışmalarından sonra Long Yuyin'in bu kadar ürkek bir hale geldiğini görünce çok şaşırmıştı. Onun bildiği Long Yuyin ile karşısında duran Long Yuyin arasında dağlar kadar fark vardı. Nie Li kafasında bir olay örgüsü oluşturdu. Önceki hayatında Long Yuyin, olağanüstü yeteneklere sahip birisiydi ve herkes sürekli olarak onu pohpohluyordu. Yavaş yavaş bu pohpohlamalar onun kişiliğini değiştirdi ve çok zalim bir insana dönüştü. Zaman geçtikçe güçlenmeye devam etti ve güçlendikçe sahip olduğu kibir de arttı. Hiçbir şeye değer veremez bir hale büründü ve en sonunda da ustasını öldürmeye kadar gitti.

 

Fakat bu hayatında Long Yuyin hala küçük bir kızdı. Kişiliğini değiştirmek hala ihtimaller arasındaydı.

 

Nie Li'ye yenildikten sonra biraz değişmişti. Gücünde herhangi bir azalma olmamıştı fakat kibri biraz da olsa azalmıştı.

 

Her ne kadar kibrinde azalma olsa da Long Yuyin'in bu hali sadece Nie Li'ye karşıydı. Long Yuyin'in bu ürkekliği diğer öğrenciler karşısında farklı bir hal alacaktı.

 

Önceki hayatında Long Yuyin hiç bu türde bir eğitim almamış gibiydi. Bundan dolayı o kadar zalim birisi olmuştu.

 

Gerilmiş Long Yuyin'e bakarken Nie Li garip bir şekilde gülümsemeye başlamıştı. 'Sorunun kaynağını buldum. Seni önceki hayatından tamamen farklı biri haline getireceğim!!'

 

Nie Li, Long Yuyin'le arasında bir adım mesafe kalıncaya kadar ilerledi. Aralarında bu kadar az bir mesafe kaldığı zaman Nie Li düşüncelere daldı. Önceden Long Yuyin'e karşı olan öfkesi gözünü kör ediyordu. Ustasının söylediklerinden sonra hareketleri üzerinde biraz da olsa düşünme fırsatı bulmuştu. Gerçekte tek çözüm 'dişe diş' değildi. Bu durumdan yararlanabilirdi. Rakibi hala küçük bir kız çocuğu olduğundan dolayı onun kişiliğini değiştirebilecek güce sahip olabilirdi. Bu yöntem daha zekice bir yöntem olmaz mıydı?

 

Bazı insanlar küçüklüğünden beri kana susamış bir kişiliğe sahip olurlardı. Bu insanlar büyüdüğü zaman kesinlikle zalim olurlardı. Bu tür insanların düşüncesini değiştiremezsin. Fakat Long Yuyin bu türde bir insan değildi. Her ne kadar kibirli birisi olsa da içinde kötü değildi. Onun tek ihtiyacı olan doğru şekilde eğitilmekti.

 

Nie Li'nin kendisine doğru attığı her adımda Long Yuyin'in bedenindeki her bir kıl dikleşmeye başladı. Nie Li'nin karşısında büyük bir baskı altındaymış gibi hissediyordu kendisini.

 

Eğer karşısında başka birisi olsaydı Long Yuyin bu kadar gerilmezdi. Rakibi kendisinden katbekat güçlü olsa dahi, ailesinin gücünden dolayı, rakibinden korkmazdı. Bundan dolayı hiç kimse ona zarar vermeye yeltenemiyordu. Fakat bu durum Nie Li karşısında bir işe yaramıyordu. Nie Li, kendisini azarlayan hatta kırbaçlayan ilk ve tek kişiydi. Daha sonra ise fiziksel güç konusunda da onu yenebilen ilk kişiydi. Tüm bunlara rağmen Long Yuyin Nie Li ile savaşmaya devam etmek istiyordu. Ailesinin gücünü kullanarak onu baskı altına almak istemiyordu.

 

O, ailesinin gücü olursa Nie Li'nin gözünde bir hiçten başka bir şey değildi.

 

Nie Li ondan biraz uzun olsa da, Long Yuyin'e göre karşısında bir dağ duruyor gibiydi. Nefes almakta bile zorlanıyordu.

 

Long Yuyin’in kalbi deliler gibi atıyordu. Nefes alırken göğsünün yukarı aşağı hareket edişi çok belirgindi. Nie Li'nin keskin bakışları karşısında istemsizce iki elini göğsünün üzerine getirdi ve titreyen bir sesle "Sen... ne yapmaya çalışıyorsun?" dedi.

 

Long Yuyin'in oldukça güzel bir kız olduğunu söylemek yanlış olmazdı. Nie Li'nin ustasıyla kıyaslanınca ikisinin de kendilerine özgü bir havası vardı. İkisi de tanrıça seviyesindeki bir güzelliğe sahiplerdi. Şu anda Long Yuyin, bedenine tam oturan bir kıyafet giyiyordu ve bu kıyafet onun kıvrımlı bedenini oldukça belirgin bir hale getirmişti.

 

Nie Li, Long Yuyin'in bu davranışı karşısında oldukça eğleniyordu. Bu kız çok fazla narsistti. Nie Li'nin onun iffetine bir hareket yapacağını mı düşünüyordu? Nie Li daha önce zalim kadınların içlerinde güçsüz birer kız çocuğundan başka bir şey olmadıklarını duymuştu. Bu bedenin içinde aslında zayıf birisi vardı. Long Yuyin'in sadece annesi tarafından eğitildiğini ve sonrasında evlendiğini duymuştu. Bu kadar kaba ve kibirli davranmasının sebebi ona yakın birisinin olmaması mıydı acaba?

 

Belki Long Yuyin'in tek sıkıntısı yalnız olmaktı. Onun kibirli görünüşü belki de sadece bir maskeden ibaretti.

 

Bu şekilde düşünmeye başladığı zaman Nie Li'nin Long Yuyin'e karşı olan öfkesi yavaş yavaş azalmaya başlamıştı. Korkmuş bir tavşan gibi davranan Long Yuyin'i izledikçe Nie Li gülümsemeye başlamıştı. Bu hayatta 'kötü adam' olmak oldukça eğlenceliydi.

 

Nie Li, Long Yuyin'in omuzlarına dokundu ve "Long Yuyin, Ying Yueru benim ustamdır. Aranızda nasıl bir husumetin olduğunu bilmiyorum ama onun oldukça nazik bir insan olduğunu da bilmeni istiyorum. O kesinlikle birisini incitecek harekette bulunacak bir kişiliğe sahip değildir. Ona karşı olan öfkeni bastırmayı düşünmeni istiyorum. Belki bir yerlerde yanlış anladığın bir şeyler vardır." dedi.

 

Nie Li omzuna dokunduğu zaman Long Yuyin’in bedenindeki bütün kaslar gerilmişti. Düşünemeyecek bir derecede gergindi. Burası kimsenin olmadığı ıssız bir yerdi. Acaba Nie Li onun gitmesine izin verecek miydi?

 

Long Yuyin, Ying Yueru'yu düşünecek halde değildi. Onun, Nie Li'ye karşı tepki olarak verdiği tek kelime "Oh!" olmuştu.

 

Nie Li şaşırmış bir ifadeyle Long Yuyin'e bakıyordu. Neden bugün Long Yuyin bu kadar kolaydı? Parmakları kendisini sıkmasından dolayı bembeyaz bir hale gelmişti. Yüzü kızarmıştı. Nie Li bu durum karşısında eğlenmeye bile başlamıştı. Şu anda kötü bir niyeti olsa dahi Long Yuyin ona karşı herhangi bir şey yapacak halde değildi.

 

Belki de şu anda karşısında duran Long Yuyin, asıl Long Yuyin'di.

 

Önceki hayatında tanıdığı Long Yuyin ile bu hayatında tanıdığı Long Yuyin arasında dağlar kadar fark vardı. Nie Li bu durumu biraz eğlenceli bulmuştu. Fakat Nie Li, Long Yuyin'in bu halini görünce daha fazla ileri gitmedi.

 

Nie Li tekrar Long Yuyin'e baktı ve "Geri dön ve dediklerimi düşün. Eğer herhangi bir sıkıntı olduğunu düşünürsen gel ve benimle konuş." dedi.

 

Nie Li içinden gülmeye başlamıştı. Ne kadar da yumuşak bir koyun! Fakat Long Yuyin'in üstüne daha fazla gitmek istemiyordu. Long Yuyin'in söylediklerini düşünmesi lazımdı. Long Yuyin'in verdiği karara göre Nie Li, ona olan öfkesini bastıracaktı.

 

Nie Li, Long Yuyin'in yanında geçip bir iki adım atmıştı ki Long Yuyin bir anda "Bekle!" dedi. Sadece bu tek kelimeyi söyleyebilmek için sahip olduğu tüm kuvveti kullanmış gibi hissediyordu.

 

Nie Li arkasını döndü ve "Sorun nedir?" dedi.

 

"Sen bana, 'Benden ne kadar uzakta olursan o kadar iyi olur.' demiştin." dedi. Sesi cümlenin sonuna gelince sanki bir sinek vızıltısına dönüşmüştü.

 

Yine de Nie Li onun ne dediğini oldukça iyi anlamıştı. Gülümseyerek "Sana olan öfkemin sebebini sana daha önce açıklamış olsam bile anlamazdın. Ustamın bana söylediği bir takım şeylerden sonra sana olan öfkemi bastırmaya karar verdim. Aynı şekilde seninde ustama karşı olan öfkeni bastırmanı istiyorum. Belki ustama olan öfkeni bastırırsan arkadaş olabiliriz...." dedi.

 

"Üç gün sonraki derste cevabının ne olduğunu öğrenmek isterim." dedi Nie Li ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.

 

Long Yuyin, Nie Li'nin gidişini izlerken ne düşüneceğini bilemiyordu. Neden Nie Li kendisinden nefret ediyordu ki? Ying Yueru yüzünden mi? Ying Yueru onun nasıl ustası olabilirdi? Long Yuyin'in düşünceleri birbirine girmişti. Kasılmış bedeni Nie Li uzaklaştıkça gevşemeye başlamıştı. Bedeni sanki tüm enerjisini harcamış gibi zayıf bir hale bürünmüştü.

 

Nie Li ile basit bir şekilde karşılaşmışlardı fakat Long Yuyin'e göre çok şiddetli bir savaştan çıkmıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44261 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr