Bölüm 294: Anında Kabullenmek

avatar
10919 22

Tales of Demons & Gods - Bölüm 294: Anında Kabullenmek


Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

 

Nie Li'nin gelişim hızı oldukça iyiydi.

 

Önceki hayatında Nie Li, Göksel Kader Alemine girebilmek için bir kaç yüz sene gelişim yapmıştı. Fakat bu hayatında gelişime başladıktan yaklaşık iki yıl sonra Göksel Kader Alemine girdi girecekti.

 

Gelişim seviyesi ne kadar artarsa gelişim hızı o kadar azalıyordu.

 

Fakat şu anda Nie Li hala çok zayıftı, kendi kaderini bile kendisi çizemiyordu.

 

Nie Li içinde bulunduğu durumun aciliyetinden dolayı baskı altındaymış gibi hissediyordu. Çok çalışmak ve yetenekli olmak Ejderha Kalıntıları Bölgesi’nde çokta önemli olmayan iki konuydu. Şu anda çok fazla miktarda gelişimini arttıracak kaynağa ihtiyacı vardı özellikle de Ruh Taşı Özü.

 

Küçük bölgelerden Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne gelen dahiler genellikle burada bulunan güçlü ailelerin yanına girmeye karar veriyorlardı. Herhangi bir ailenin desteği olmadan güçlü olmayı başaran dahi sayısı oldukça azdı. Nie Li'de herhangi bir aileye katılmak istemediği için gelişimini arttırması oldukça zor bir hale gelmişti.

 

Etrafında bulunan ve onu engellemek isteyen öğrencilerin hiçbiri, bu öğrencilere Murong Yu'da dahildi, Nie Li'nin kaynak bulmasını asla engelleyemeyeceklerdi.

 

Ayrıca Hua Ling'in adamlarının güvendiği şey de Nie Li'nin herhangi bir ailenin altına girmemesiydi. Murong Yu'da tam olarak bundan dolayı Nie Li'ye bu kadar kaba davranabilmişti.

 

Murong Yu etrafını dikkatlice taramasına rağmen Nie Li'yi bulamamıştı. Kaşlarını çatmıştı! Acaba Nie Li bazı gizli teknikler kullanarak yerini bir anda değiştirmiş olabilir miydi?

 

Şu anda Hua Ling'in adamları da Nie Li'yi arıyorlardı, az önce Nie Li'ye iftira eden elemanda bunların içindeydi. Fakat onlar da Nie Li'yi bulmakta başarısız olmuşlardı.

 

Nie Li'ye iftira atan eleman gülümseyerek Murong Yu'ya baktı ve "Nie Li denen eleman kaçmış gibi duruyor. Büyük Kardeş Murong, fazla uzaklaşmamıştır, onu hala takip edebiliriz." dedi.

 

Murong Yu gülmekle gülmemek arasındaki bir yüz ifadesiyle Hua Ling'in adamının yanına gitti ve karnına bir yumruk attı. "Evet, Nie Li denen elemanı sevmiyorum fakat bu seni sevdiğim anlamına da gelmiyor. Birilerini kullanmaktan çekinmeyen insanlardan nefret ederim." dedi.

 

Murong Yu'nun yumruğuna maruz kaldığı zaman Hua Ling'in adamı acılar içinde kalmıştı. Murong Yu ona göre baya güçlüydü.

 

"Sen..." Öfkeli bir şekilde Murong Yu'ya bakmaya başladı. Her ne kadar gücü İki Kader Göksel Kader Aleminde olsa da Murong Yu ile arasında dağlar kadar fark vardı.

 

"Bana bu şekilde bakmaya nasıl cüret edebiliyorsun?" dedi Murong Yu ve sağ ayağını kaldırarak yerde iki büklüm olan elemanın kafasına bastırmaya başladı. "Senin kendinden daha güçlü birisi gördüğün zaman ona saygı duymayı öğrenmen gerekiyor. Anladın mı?"

 

"Büyük Kardeş Murong, özür dilerim!" dedi Hua Ling'in adamı.

 

"İşte böyle!" dedi Murong Yu homurdanarak. Daha sonra elemanın Ruh Pullarını topladığı çantaya bakarak "Sen sadece iki bin tane mi Ruh Pulu toplamayı başardın? Çöp!!" dedi. Sözleri bittikten sonra çantayı aldı.

 

Bu isimsiz eleman çok öfkelenmişti fakat elinden bir şey gelmeyeceğinin de farkındaydı. Gülümseyerek Murong Yu'ya baktı ve "Büyük Kardeş, beni utandırıyorsunuz. Evet sadece bu kadar toplayabildim. Ruh Pullarımı size hatamı telafi etmek için özür babında hediye etmek istiyorum." dedi.

 

Murong Yu elemanı dinledikten sonra gülerek ona bir tekme attı ve "Tamam. Köpek gibi üç kere havlarsan seni bırakırım." dedi.

 

Eleman Murong Yu'nun söylediklerini duyduğu zaman ilk başta çok sinirlenmişti fakat Murong Yu ayağıyla daha sert bastırmaya başladı. Bir süre geçtikten sonra eleman daha fazla dayanamadı ve ağzını açarak "Hav, hav, hav." diye bağırdı.

 

Murong Yu gülerek "Oldukça iyi havladın. Neredeyse gerçek bir köpek gibiydin!" dedi.

 

Nie Li her ne kadar boşluk formunda olsa da tüm bu olup biteni görmeyi başarmıştı. Murong Yu, Long Yuyin'in önceki hayatında olduğundan bile daha kötü bir kişiliğe sahipti. Şans Nie Li'nin yanında olmayıp da Nie Li, Murong Yu'dan o darbeyi yeseydi şu anda bu elemandan bile daha kötü bir durumda olabilirdi.

 

Eğer yeterince gücün olmazsa diğerlerinin zorbalığına katlanmak zorunda kalırsın!

 

Nie Li yumruklarını sıkarak yavaşça harabelerin içinden ilerlemeye devam etti. Harabelerin korumasını aldığı zaman boşluk yeteneğini etkisizleştirdi ve hemen ardından İlahi Bulut Savaş Yeteneğini aktif etti. Bir ışık demetine dönüşerek uzaklara doğru ilerlemeye başladı.

 

Bir anlığına da olsa Murong Yu, Nie Li'nin yerini bulmayı başarmıştı. Kaşlarını çatarak "Kim senin bu kadar hızlı kaçabileceğini bilebilirdi ki? Fakat benden bu kadar kolay kaçabileceğini mi sanıyorsun?" dedi.

 

Murong Yu tam harekete geçecekti ki aklına bir anda bir fikir geldi. Kendi kendine gülerek "Madem hayaletleri bu kadar hızlı öldürmeyi başarabiliyorsun, senin biraz daha avlanmana izin vermeye karar verdim. Git ve benim için biraz daha Ruh Pulu topla."

 

Eğer Murong Yu şu anda Nie Li'yi yakalayıp iyi bir dövseydi eline hiçbir şey geçemeyecekti. Bir de Nie Li'nin arkasında birilerinin olup olmadığından tam olarak emin de değildi. Bundan dolayı Nie Li'nin hem avlanmasına izin verecekti hem de onun arkasında birilerinin olup olmadığını araştıracaktı.

 

Nie Li bir kaç yüz mil ilerlemeyi başarmıştı. Murong Yu'nun kendisini kovalamaktan vazgeçtiğini hissettiği zaman kaşlarını çattı. Murong Yu güçlüydü. Eğer Nie Li'yi kovalasaydı, Nie Li ondan kaçmayı başaramazdı. Fakat Nie Li onun tam olarak neyden dolayı vazgeçtiğini biraz düşündükten sonra anlamayı başarmıştı.

 

"Demek benden faydalanmak istiyorsun! Rüyanda görürsün!"

 

Nie Li böyle bir şeye maruz kalmaktansa ölmeyi tercih ederdi. Madem Murong Yu onun topladığı Ruh Pullarını almayı planlıyordu o zaman Nie Li de harabelerden çıkıp giderdi.

 

Nie Li, İğrenç Harabeler’de böyle kötü bir durumla karşılaşmayı hiç beklemiyordu. Görünüşe göre hayalet avlayarak Ruh Taşı elde etmek onun için imkansızdı. Murong Yu haricinde etrafta onu izleyen başkaları da vardı. Nie Li Murong Yu'ya yakalanmadan Ruh Pulları toplasa bile diğerleri tarafından yakalanıp Ruh Pullarını çaldırabilirdi. Murong Yu, Nie Li ile uğraşırken Nanmen Tianhai ve Huang Yu hiç ortaya çıkmamışlardı. Bu ikili muhtemelen harekete geçmeyeceklerdi. Sonuçta Murong Yu, Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’nün kurallarını çiğnememişti.

 

Üstüne bir de Hua Ling'in ve Hu Yong'un adamları da buraya gelmişlerdi. Nie Li'ye İğrenç Harabeler’de rahat yok gibi duruyordu.

 

Acaba Lu Piao ve Xiao Yu nasıllardı? Ama İğrenç Harabeler çok büyük bir mekan olduğundan dolayı onları bulmak hiçte kolay bir mesele değildi. En azından bu ikisinin hayatları tehlikede değildi. Biraz zorluk çekmek çokta kötü değildi. Burada durmanın kendisi için bir zaman kaybı olduğunu düşünen Nie Li direkt olarak çıkışa yöneldi.

 

Nie Li, İğrenç Harabeler’in giriş kapısına giderek dış dünyaya çıktı.

 

İğrenç Harabeler’in çıkışında bir topluluk vardı. Nie Li'nin dışarı çıktığını görünce şaşkın gözlerle ona bakmaya başladılar. Nie Li'nin bu kadar erken çıkmasını hiçbiri beklemiyordu.

 

"Duydunuz mu? Nie Li, İğrenç Harabeler’in içinde hayalet avlarken Murong Yu ile karşılaşmış. Murong Yu onu yenerek topladığı Ruh Pullarına el koymuş."

 

"En azından yeterince zekiymiş. İğrenç Harabeler’de bir şey yapamayacağını anlayınca çıkmayı akıl edebilmiş."

 

"Bu kadar çok insanı sinirlendirirsen olacağı buydu!"

 

"Murong Yu bir önceki senenin dahisidir. Nie Li onu sinirlendirerek büyük bir hata yapmış."

 

Nie Li'nin İğrenç Harabeler’de yaşadığı zor anları duyunca kaç kişinin sevindiğini kimse bilemezdi. Açığa çıkarttığı yetenekten dolayı bir çok öğrenci onun rakip olduğunun farkındaydı. Nie Li'nin Ruh Taşı elde etmesini engelleyerek onun gelişim hızını yavaşlatmak onlar için oldukça iyi bir fırsattı.

 

Aziz Ruh Sahası’nda onu engelleyemezlerdi. Fakat Nie Li'yi, İğrenç Harabeler’de ve Yin Ateşi Çölü’nde engelleyebilirlerdi.

 

Eğer daha fazla Ruh Taşı elde etmek istiyorsa Dış Dünya’ya çıkması lazımdı. Fakat Dış Dünya bu iki test sahasına oranla çok daha fazla tehlikeliydi.

 

Nie Li bu öğrencilerin kendisine olan düşmanlığını sezmeyi başarmıştı ve onların kendisinin Ruh Taşı elde etmesini engellemekten asla vazgeçmeyeceklerini de anlamıştı.

 

Ruh Taşı olmadan gelişim yapamazdı. Üstüne bir de onun gelişimini arttırması için gereken Ruh Taşı miktarı diğerlerine oranla çok daha fazlaydı. Nie Li bir yandan yürürken bir yandan da nasıl daha fazla Ruh Taşı elde edebileceğini düşünüyordu.

 

Şu anki gücü oldukça zayıftı ve bazı yöntemleri de bazı sebeplerden dolayı kullanamıyordu. Birilerini iyileştirerek Ruh Taşı elde etmeyi düşünse de bunun için çok fazla zamanın geçmesi gerekiyordu. Bir diğer problemde yoluna bir başkası da çıkabilirdi.

 

Düşüncelerini kibirli Murong Yu'ya çevirdi. Bir de Şeytan Lordu’nun hiç durmadan güçlenmeye devam ettiği aklına geldi. Çok güçlü olan Bilge İmparator ve gelecekte karşılaşabileceği sıkıntılar...

 

Eğer güçlü olmayı başaramazsa gelecekteki tek sonu ölümdü!

 

Nie Li ciddi bir şekilde düşüncelere dalmıştı. Kabusun İblis Çömleğini düşündü. Buna sahip olduğunu kimseye göstermek istemiyordu fakat Ruh Taşı elde edebileceği diğer tüm yollar engellenmişti. Göksel Kader Alemine ulaşıp dış dünyaya çıksa bile onu engellemeye çalışan çok fazla kişinin varlığını düşünce gerilmişti.

 

Nie Li'nin başka hiçbir çaresi kalmamıştı artık!

 

Kabusun İblis Çömleğini kullanmak istiyorsa kendisine Lu Piao ve Xiao Yu'nun hiçbir yardımı olmazdı. Tek çare Gu Bei idi.

 

Nie Li Gu Bei'nin ablasını tedavi ettiğini düşününce Gu Bei'nin ona yardım etmeyi isteyebileceğini düşünüyordu.

 

Nie Li, Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’nde boş boş dolaştığını fark etmişti. Gölge İblisi ile birleştikten sonra boşluk yeteneğini kullandı. Gu Bei'nin yaşadığı yere doğru harekete geçti.

 

Avludan içeri girdikten sonra Nie Li, Gu Lan'ın bir sandalyede oturup gelişim yapmakta olduğunu fark etti.

 

Üzerinde beyaz bir kıyafet vardı ve bacaklarının üzerinde bir battaniye vardı. Gelişiminde oldukça ciddi bir aşamada olduğundan dolayı etrafında beyaz sisler bulunuyordu. Kıyafeti terden dolayı ıslanmıştı ve göğsünün etrafını sardığı pembe kumaş az çok görülebiliyordu.

 

Gu Lan'ın teni biraz solgundu fakat önceye göre elleri daha da renkli gibiydi.

 

Nie Li, olduğu yerde durdu ve etrafı izlemeye başladı. Gu Bei burada olmadığından dolayı, onun, Gu Lan'ın eğitimini bitirmesini beklemekten başka bir çaresi yoktu.

 

Yaklaşık olarak bir saat geçtikten sonra Gu Lan sonunda gözlerini açmıştı. Nie Li'yi gördüğü zaman gülümsedi ve "Efendim, uzun zamandır burada mıydınız?" dedi.

 

Nie Li ellerini önünde birleştirdi ve "Çokta uzun olmadı. Burası çok güvenli değil gibi, çok kolay bir şekilde içeri sızmayı başardım. Umarım bu kabalığımdan dolayı beni affedebilirsiniz." dedi.

 

Gu Lan gülümseyerek "Uzun zamandır sakat olduğumdan dolayı düşmanlarım artık beni bir rakip olarak görmekten vazgeçti. Fakat beni öldürdükleri zaman çıkacak olan söylentilerden çekindikleri için bu riske girmiyorlar." dedi.

 

Nie Li, Gu Lan'ın tam olarak ne demek istediğini anlamıştı. İstemsizce Gu Lan'a baktığını fark ettiği zaman hemen gözlerini başka tarafa çevirdi. Titrek bir sesle "Acaba Gu Lan Abla’nın sağlığı iyi gidiyor mu?" dedi.

 

Gu Lan kafasını aşağı doğru eğdikten sonra elbisesinin terden dolayı içini gösterdiğini fark etti.  Terleri buharlaştırmak için enerjisini harekete geçirdi. "Endişeleriniz için teşekkür ederim. İlaçları aldıktan sonra kendimi oldukça iyi hissetmeye başladım." dedi.

 

Nie Li kafasını onaylama anlamında sallayarak "En." dedi. Avluda sadece ikisi olduğundan dolayı biraz garip hissetmeye başlamıştı. Gu Bei'nin ne zaman geri döneceğini merak etmeye başladı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr