Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

Kutsal Kırmızı Ruh avluyu terk ettikten sonra öğrenciler ayağa kalktı.

Mavi elbiseli kız Nie Li ve Lu Piao'nun yanına doğru ilerlemeye başladı.

Bakışları Nie Li'ye kitlendi ve "Sizler Minik Dünya’dan gelen öğrenciler misiniz?" dedi.

Nie Li kafasını onaylama anlamında salladı ve "Evet." dedi.

Long Yuyin'e bakarken Nie Li 'Bu kız kim? Neden bana çok tanıdık biriymiş gibi geliyor? Acaba önceki hayatımda tanıştığım biri mi?' diye düşündü.

"Demek siz ikiniz Sekizinci ve Beşinci Seviye Cennet Ruhani Kökü’ne sahip olan dahilersiniz ha?" dedi.

"Az önce Jin Yan'ın size yapmış olduğu davete katılmayı düşünmüyor gibisiniz. Hepimizin sizi davet etmesini mi bekliyorsunuz?" dedi. Bu kızın görünüşünde herhangi bir sıkıntı olmamasına rağmen kendilerine yüksekten bakmasından dolayı Lu Piao biraz sinirlenmişti.

Daha sonra mavi elbiseli kız Lu Piao'ya baktı ve "Yeteneğiniz oldukça iyi olsa da bu yetenekle benim Ejderha Mührü Aileme davet edilmezsiniz. Yetenek, gelişimi belli bir dereceye kadar etkiler. Benim Ejderha Mührü Ailem, yeteneksiz bir insanı bile bir dahiye dönüştürebilecek kapasiteye sahiptir." dedi.

Bu sözleri Lu Piao'yu daha da fazla germişti.

Nie Li'nin bakışları önünde duran kıza kilitlenmişti. Nie Li bir anda sinirlenmişti. Önünde duran bu kız demek Ejderha Mührü Ailesi’nden biriydi.

Ejderha Mührü Ailesi, İlahi Tüyler Tarikatı’nda önemli bir konumdaydı. İlahi Tüyler Tarikatı’na mensup olan üç büyük aileden bir tanesiydiler. Önceki hayatında Nie Li, Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne geldiği zaman kendisine yol gösteren bir öğretmen bulmuştu. Fakat Nie Li'nin öğretmeni Ejderha Mührü Ailesi’ne mensup bir uzman tarafından öldürülmüştü, bundan dolayı Nie Li'nin Ejderha Mührü Ailesi’ne karşı bir kini vardı.

Yine de önceki hayatında öğretmenini kaybetmiş olsa da bu hayatında öğretmeni hala hayattaydı. Ve Nie Li kesinlikle öğretmeninin ölmesini engelleyecekti.

Mavi elbiseli kız Lu Piao'ya bir kere daha bakmadı. Gözlerini Nie Li'ye çevirdi ve gülümseyerek "Ruhani Ateş eğitimi sırasında ilgimi çekmeyi başardın. Umarım beni hayal kırıklığına uğratmazsın." dedi.

Sözlerini bitirdikten sonra arkasını döndü ve yürümeye başladı. Avlunun çıkışına doğru gitti ve sonra gözden kayboldu.

Lu Piao, Nie Li'ye baktı ve meraklı bir şekilde "Nie Li, bu kız ne demek istedi şimdi? Seninle ilgilendiğini söyledi. Bu kız seni yatağa atmak mı istiyor acaba?" dedi.

Lu Piao'nun dediklerini duyduğu zaman Nie Li, Lu Piao'ya garip bir şekilde baktı. Bu çocuğun kafasının içi boş olabilir mi acaba?

Lu Piao konuşmasını bitirmişti ki yanlarına yakışıklı bir genç geldi. "Long Yuyin'in ilgisini çekmişe benziyorsunuz fakat ona çokta cana yakın davranmayın. Siz onun sizinle arkadaş olmaya mı çalıştığını düşünüyorsunuz? Onun nasıl bir soğuk kişiliğe sahip olduğunu bilmiyor musunuz yoksa?" dedi.

"Soğuk kişilik mi?" dedi Lu Piao sanki bir şeyler anlamış gibiydi. "Demek bu yüzden o kadar garip bir şekilde bize bakıyordu."

"Siz daha önce hiç Long Yuyin'in adını duymadınız mı? Tsk, tsk, Minik Dünya’dan gelenler gerçekten de bu bölgeyle ilgili az şey biliyorlarmış. Long Yuyin, Ejderha Mührü Ailesi’nin güçlü dahilerinden birisidir, söylentilere göre Ejderha Soyu Kanı’na sahipmiş. Onun bedeni İkinci Seviye Silahların bile zarar veremeyeceği kadar serttir. İki yıl önce biriyle nişanlanmıştı fakat nişanlısını bir turnuva sırasında sakatladı. Normal birisi değil yani." ve başını iki yana sallayarak iç çekti. "Long Yuyin'in nişanlısı da güçlü bir aileye mensuptu. Fakat kimse sebebini bilmese de çocuk hiçbir şey yapmadı. Bu kız tam bir terminatördür. Onu sinirlendirmezseniz sizin için daha iyi olur." dedi.

Gencin söylediklerini duyduğu zaman Lu Piao biraz büzülmüştü.

Az önceki kız Long Yuyin miydi? Nie Li'nin gözlerinde aniden öfke belirdi. Önceki hayatında öğretmenini öldüren kişi Long Yuyin'den başkası değildi.

Önceki hayatında Nie Li, Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne geldiği zaman Long Yuyin genç bir kadın gibi gözüküyordu, yüz yıldan daha fazla yaşamasına rağmen. O zamanlar Long Yuyin, Üçüncü Seviye Dövüş Atası Alemine ulaşmayı başarmıştı.

Nie Li bu kızı bir yerden tanıdığını biliyordu. Nie Li önceki hayatında Long Yuyin'i son derece zalim bir insan olarak hatırlıyordu. Tek başına İlahi Tüyler Tarikatı’nı parçalamıştı.

O zamanlar Long Yuyin genç bir kadın gibi gözüküyordu şu anda ise küçük bir kız çocuğuydu. Nie Li bundan dolayı onu tanımakta başarısız olmuştu.

Önceki hayatından edindiği kinden dolayı Nie Li Ejderha Mührü Ailesi’nden nefret ediyordu.

Lu Piao yanına gelen gençten biraz hoşlanmıştı. Bundan dolayı ona bakarak "Senin adın ne?" dedi.

Genç gülümseyerek "Beni Efendi Bei diye çağırabilirsin." dedi.

"Efendi Bei mi?" dedi Lu Piao. Bu çocuk çok narsistti, kendisine 'Efendi' olarak hitap edilmesini istiyordu. Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne geldikten sonra Lu Piao daha uslu bir insan olmuştu. Eğer bu çocuğun arkası sağlamsa ona karşı atarlanmak pekte iyi sonuçlanmayabilirdi. Bundan dolayı Lu Piao çocuğa baktı ve "Kardeş Bei, bizi uyardığınız için teşekkürler." dedi.

Nie Li "Efendi Bei" kelimesini duyduğu zaman eskiyi hatırladı. İlahi Tüyler Tarikatı’nda aylak aylak dolaşan birisi vardı. Onun gücü Long Yuyin'den daha az değildi. Herkes ona Efendi Bei diye hatip ediyordu ve Gu Klan’nın ileride patriği olacak kişiydi.

Long Yuyin, Ejderha Soyu Kanı’na sahip olduğu için bu kadar güçlenmişti. Fakat Efendi Bei'nin güçlenmesinin sebebi kılıca karşı olan sezgileriydi.

"Ben ikinizin ismini zaten biliyorum, Nie Li ve Lu Piao." dedi Efendi Bei gülümseyerek.

"Gerçekten de biliyormuşsun." dedi Lu Piao çok şaşırmış bir şekildi.

Gu Bei gülümsedi. "Elbette biliyorum. Sonuçta sizler Batı Bölgesi’nde oldukça tanınan dahilersiniz. İlahi Tüyler Tarikatı, Cennet Ruhani Kökü’ne sahip dahilere nereden geldiklerine bakılmaksızın iyi davranan bir tarikattır. Bir de siz ikinizin kökleri Sekizinci ve Beşinci Seviye Cennet Ruhani Kökü! Siz ikinizin peşinde ne kadar fazla klan var tahmin bile edemezsiniz." dedi.

Nie Li zaten işlerin bu yönde ilerleyeceğini tahmin ediyordu. Eğer herhangi bir oluşuma katılmazlarsa güvende olacaklarını biliyordu. Sonuçta Gökyüzü Ruhu Enstitüsü dahilerini çok iyi koruyordu. Üstüne bir de kimse ileride çok güçlü olabilecek birisini sinirlendirmek istemezdi.

"Peki ya sen?" dedi Lu Piao temkinli bir şekilde Gu Bei'ye bakarak.

Gu Bei omuz silkti ve "Ben mi? Haha, benim ilgim Long Yuyin'e karşı. Ve Long Yuyin'de sizinle ilgileniyormuş gibi gözüküyor. Bundan dolayı nasıl bir insan olduğunuzu merak ettiğimden geldim." dedi.

Bu tam da Efendi Bei'nin tarzında bir hareketti. Güzel bir kız gördüğü zaman onun peşinde aylak aylak dolaşmaya başlıyordu.

"Demek Long Yuyin'le ilgileniyorsun!" dedi Lu Piao.

Lu Piao, Gu Bei'nin bacak arasına bakmaya başladı. 'Taşaklarının ezileceğinden endişelenmiyor mu acaba? Long Yuyin daha önce nişanlısını saklatmış birisi. Gu Bei mazoşist mi acaba?' diye düşündü.

"Hey, hey hey, nereye baktığını sanıyorsun sen?" dedi Gu Bei ve devam etti "Long Yuyin'le ilgilendiğim doğru ama mazoşist olduğumdan dolayı ilgilenmiyorum."

"Mazoşist olmadığından emin misin?" dedi Lu Piao.

"Elbette eminim! Sence de Long Yuyin gibi kızları fethetmek daha heyecanlı değil mi?" dedi gülerek Gu Bei  ve devam etti, "Benim en çok sevdiğim insan tipidir. Aslında bu tür insanlar benim kalbimi ateşler içinde bırakıyor."

Gu Bei'nin söylediklerini duyduğu zaman Lu Piao gülümsemeye başladı ve elini Gu Bei'nin omzuna attıktan sonra "Gerçekten böyle mi düşünüyon? Biliyor musun, bu konu hakkında konuşmak benim de hoşuma gider." dedi.

"Demek sende böyle düşünüyon!" dedi Gu Bei gülerek. Sanki en yakın arkadaşını bulmuş gibi seviniyordu. "Kardeş Lu, daha önce tanışmamış olmamız ne kadar kötü!" dedi.

Nie Li bu ikisinin birbirlerinin aynısı olduğunu fark edince gülmeye başladı. Lu Piao ve Gu Bei'nin tıpatıp aynı olmalarını beklemiyordu. Etrafına bakınmaya başladı. Etrafındaki bir çok öğrencinin kendilerine bakarak kısık sesle konuştuklarını fark etti. Bunlardan birisi de Küçük Cennet Bölgesi’nden gelen Wang Yang'dı. Wang Yang yanında beş öğrenciyle birlikte oturuyordu.

Nie Li, Lu Piao ve Gu Bei'ye baktı ve "Burası muhabbet edilecek iyi bir yer değil. Başka bir yere gidelim." dedi.

Gu Bei'de bir şeyler hissetmişti. Gülümseyerek "Tamam." dedi.

Üçlü birlikte avludan dışarı çıktı.

"Onlar Gu Bei ile çıktılar. Toplamda beş yer var. Long Yuyin, Jin Yan ve Gu Bei'nin üç yeri alacağından eminim. Bu durumda Sekizinci ve Beşinci Seviye Cennet Ruhani Kökü’ne sahip olan elemanlar bizim rakiplerimiz oluyor. Şimdi onlar Gu Bei'nin safına geçtiler ki onlarla uğraşması daha da zor bir hale geldi." dedi öğrencilerden birisi.

Bu altı kişilik grubun en güçlüsü Beşinci Seviye Cennet Ruhani Kökü’ne sahipti. Karşılıklı yarar sağlamak adına bu altı kişi bir grup oluşturmuştu ve liderleri ise Han Jing'di.

Her sene Doğu Bölgesi’ne gitmek için sadece beş kişilik bir yer açılıyordu. Ve yarış çoktan başlamıştı. Doğu Bölgesi’ne girmek için bunlar ellerinden gelen her şeyi yaparak Nie Li ve Lu Piao'nun güçlenmesine engel olacaklardı. Eğer Nie Li ve Lu Piao Doğu Bölgesi’ne girmeye hak kazanırlarsa onların bir sene daha beklemekten başka çareleri yoktu. Bu onların kabul edebileceği bir durum değildi.

Her ne kadar Nie Li ve Lu Piao, Sekizinci ve Beşinci Cennet Ruhani Kökü’ne sahip olsalar da temelleri zayıftı. Bundan dolayı bu ikisiyle uğraşmak Long Yuyin, Jin Yan ve Gu Bei ile uğraşmaktan daha kolaydı. Onlar bu üçlüye karşı herhangi bir harekette bulunmak istemiyorlardı.

"Gelişimlerini artırmak istiyorlarsa kesinlikle eğitim alanlarına gitmek zorunda kalacaklardır. Onlar Gu Bei'den ayrıldıkları zaman harekete geçeceğiz." dedi Wang Yang.

Han Jing kaşlarını çattı ve "Doğru. Bu üç gün içerisinde onlar kesinlikle eğitim alanına gideceklerdir. Tek sıkıntı toplamda üç tane eğitim alanı var ve onların hangisine gideceğini bilmiyoruz." dedi.

"Ben onların hangi eğitim alanına gideceklerini bir şekilde öğrenmeye çalışacağım. Öğrendiğim zaman size haber veririm." dedi Wang Yang. Genç Efendi Hua Ling'in adamları kesinlikle Nie Li ve Lu Piao'yu izleyeceklerdir diye düşünüyordu.