Bölüm 261: Vedalaşma

avatar
9565 6

Tales of Demons & Gods - Bölüm 261: Vedalaşma


Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen:Asile

 

Bir ay daha hızlı bir şekilde geçmişti. Nie Li ve arkadaşları ailelerine veda ettikten sonra Cehennem Bölgesi’ne doğru yola koyuldular.

 

Ye Zong'un ölümünü hala üzerlerinden atamamışlardı.

 

Her ne kadar kaotik bir ortamda yaşasa da sevdiği birini kaybettiği zaman insan ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

 

Nie Li'nin aklına bir fikir gelmişti. Minik Dünya’da en gizemli güç Uzay ve Zaman Yasası’ydı ve en gizemli kişi de Uzay ve Zamanın Ruhani Tanrısı olmalıydı. Sadece o, zamanı kontrol ederek bir insanın kaderini değiştirebilme gücüne sahipti. Belki Uzay ve Zaman Ruhani Tanrısı’nı bulabilirlerse Ye Zong'u kurtarabilme şansları olabilirdi.

 

Önceki hayatında bile Nie Li, Uzay Zaman Ruhani Tanrısı hakkında sadece bir kaç dedikodu duymuştu. En gizemli tanrılardan birisiydi. Nie Li, Uzay Zaman Ruhani Tanrısı’nın savaş gücünün çok fazla olmadığını duymuştu, bunun sebebi ise zamanın akışını değiştirmeye çalıştığı her seferde ödediği bedel çok ağır oluyormuş.

 

Ölüm Bölgesi’nin Dokuzuncu Katmanında.

 

Nie Li ve diğerleri burada toplanmışlardı, Cehennemin Efendisi’nin içinde bulunduğu yedi kişilik uzman grubu da buradalardı.

 

Nie Li'nin soğuk bakışları etrafı tarıyordu, Şeytan Lordu’nu arıyordu. Şeytan Lordu kendisini gösterdiği anda Nie Li hiç tereddüt etmeden onu öldürecekti.

 

Fakat Şeytan Lordu kendisini göstermemişti.

 

Cehennem Efendisi Nie Li'ye baktığı zaman onun niyetinin ne olduğunu anlamıştı. Nie Li’yi uyarmak için yanına geldi ve "Nie Li, senin birisini öldürmek için hazırda beklediğini hissedebiliyorum. Fakat sana hatırlatmam gereken bir şey var, öğrencim olsan bile seni korumam. Eğer öldürmek istediğin kişiyi öldürürsen onun ustası da seni anında öldürür. Aynı durum benim içinde geçerli, eğer birisi seni öldürürse bende anında onu öldürürüm." dedi.

 

Ustasının söylediklerini duyduğu zaman Nie Li yumruğunu sıktı ve "Usta, karşı taraf benim ailemi öldürse bile ona karşı harekete geçemem mi?" diye sordu.

 

Cehennemin Efendisi, bakışları Nie Li'nin üzerindeyken kısa bir süreliğine sessizce düşündükten sonra "Burada yapamazsın. Eğer zaman geçmesine rağmen birbirinize karşı olan kininiz dinmezse Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne gittiğin zaman harekete geçmeni önerebilirim. Bir de Ejderha Kalıntıları Bölgesi’nde güçlendikten sonra harekete geçmeni öneririm. Gücün onun ustasının gücünden fazla olursa seni kimse durdurmaya çalışmaz." dedi.

 

Ustasının demek istediği çok fazla güçlen ki karşında Şeytan Lordu’nun ustası bile duramasın. Nie Li nefretini biraz bastırdıktan sonra "Tavsiyenizi dinleyeceğim, Usta." dedi.

 

Nie Li'nin sözlerini duyan Cehennemin Efendisi övgü dolu bir ses tonuyla "Sabırsız olmak gelecekteki gücünün azalmasına sebep olur. Eğer öfkeni bastırıp gelişmeye devam edersen gelecekte çok faza güçleneceğini söyleyebilirim." dedi.

 

Nie Li'nin çok fazla öfkelendiğini fark eden Xiao Yu yavaşça yanlarına geldi ve "Sonuçta intikam soğuk yenen bir yemektir." dedi.

 

Xiao Yu'nun söylediklerini duyduğu zaman Nie Li başını onaylama anlamında salladı. Ye Zong'un ölümü çok çabuk üstesinden gelebileceği bir konu değildi. Duan Jian'ın yanına yürüdü ve kulağına "Duan Jian, Şeytan Lordu ile aynı ustaya sahipsin. Dikkatli ol, Şeytan Lordu sana karşı bir göt verenlik planlıyor olabilir." dedi.

 

Duan Jian başını onaylama anlamında salladı ve "Efendim endişelenmenize gerek yok. Ben onun rahatça vakit geçirmesine izin  vermeyeceğim. Eğer elime onu öldürmek için bir şans geçerse onu öldüreceğime emin olabilirsiniz." dedi.

 

"Sen sahip olduğun güçle onu öldürmeyi başaramazsın. Ona karşı dikkatli ol ve kendini koru." dedi Nie Li. Duan Jian çok istikrarlı bir kişiliğe sahipti ve fiziksel gücünden dolayı ona kolay kolay bir şey olacağını düşünmüyordu Nie Li.

 

"Emredersiniz." dedi Duan Jian.

 

Nie Li, Ye Ziyun'a bakmaya başladı. Kalbine yine bir acı saplandı. Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne gittiği zaman onu daha fazla koruyamayacaktı. Fakat Nie Li, Ye Ziyun'u çok iyi tanıyordu. Ye Ziyun oldukça güçlü bir kişiliğe sahipti ve bu durumun üstesinden gelebilirdi.

 

Ayrıca Nie Li, Ye Ziyun'a Ye Zong'un canlandırılmasının imkansız olmadığını söyledi. Bundan dolayı Ye Ziyun'un babasını yeniden hayata döndürmek için çok sıkı çalışacağını biliyordu.

 

Önceki hayatında olanları hatırladı. Ye Ziyun, babası ve dedesi öldükten sonra klanına Aziz Kurucu Dağları’nı atlatabilmeleri için liderlik etmişti. Ve asla umutsuzluğa kapılmamıştı. Öyle bir durumun bile üstesinden gelmeyi başarmıştı. Çöl Sarayı’na ulaşana kadar Nie Li'nin pes etmemesini sağlayan kişide Ye Ziyun'du.

 

Nie Li, Ye Ziyun'a baktı ve "Ziyun, Ejderha Kalıntıları Bölgesine girdiğiniz zaman kendinize dikkat edin." dedi.

 

"En." dedi Ye Ziyun.

 

Nie Li, Ye Ziyun'a sarıldı. Kısa bir süre sonra birbirlerinden kopacaklardı. Fakat kendi gelecekleri ve arkadaşlarının gelecekleri için çok sıkı çalışmak zorundalardı.

 

Nie Li'nin sıcaklığını hissettiği zaman Ye Ziyun ona sıkıca sarıldı. Nie Li'ye olan sevgisi olmasaydı anılarda kaybolurdu. Nie Li ona çok çalışması için bir hedef vermişti. Çok çalışıp güçlenecekti ve babasını geri getirecekti.

 

Ye Ziyun, Nie Li'nin hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu kabullenmişti artık. Şu anda Nie Li onun nişanlısıydı. Bu konu hakkında düşünmeye başladığı zaman mutlu oluyordu. Biraz daha büyükten sonra üzerinde bir gelinlik olduğunu hayal ediyordu ve Nie Li ile birlikte sonsuza kadar mutlu bir şekilde yaşamayı diliyordu.

 

Gitme zamanı yaklaştıkça ayrılmaya karşı daha da isteksiz oluyordu.

 

Zaman geldiğinde Dokuzuncu Katmanın üstünde dev bir girdap ortaya çıktı. Kimse, bu girdabın, kendilerini nereye götüreceğini ve nelerle karşılaşmalarına sebep olacağını bilmiyordu.

 

Girdabı fark ettikleri zaman Cehennemin Efendisi, Ling Yun, Tian Hun ve geri kalan dört uzman girdaba doğru bakmaya başladı. Gözlerinden boşluğun içini görebilmelerine olanak sağlayan ilahı ışıklar yayılmaya başladı.

 

Bir anda gümüş renginde cüppe giyen uzman "Evvet, Minik Dünya’nın kapısı Değişmeyen Tarikat'ın yakınlarına açıldı. Bizim gitme zamanımız geldi." dedi.

 

Bu gümüş renkte cüppe giyen uzman Wei Nan ve Zhu Xiangjun'un ustasıydı.

 

Wei Nan ve Zhu Xiangjun, Nie Li ve diğerlerine bakarak "Nie Li, Du Ze görünüşe göre ilk biz ayrılıyoruz. Kendinize dikkat edin!" dediler.

 

"Siz de." dedi Nie Li.

 

Du Ze, Lu Piao ve diğerleri de onlara veda etti.

 

Gümüş renginde cüppesi olan uzman sağ elini salladı ve Wei Nan, Zhu Xiangjun ve bir tane de Yarı Tanrı Seviyesindeki bir gençle birlikte girdaba doğru uçmaya başladı.

 

Bir kaç dakika sonra.

 

"Kapı şimdi de İlahi İşaret Tarikatı’na yakın bir yere açıldı. Bizim gitme zamanımız geldi kızlar." dedi Ling Yun gülümseyerek. Ling Yun, Ye Ziyun ve Nie Li'nin ne kadar üzgün olduklarını gördüğü zaman bir iç çekti. Genç olmak güzel bir şeydi. Çok uzun süre yaşarsan insan duygularını kaybediyordu.

 

Xiao Ning'er sessizce Nie Li'nin yanında duruyordu. Gözlerinin yaşlarla dolmasından dolayı etrafı net bir şekilde göremiyordu. Önünde gülümseyerek durmakta olan bu genç kendisini tedavi eden kişiydi. Nie Li, kendisini istemediği bir hayatı yaşamaktan kurtarmıştı.

 

Ye Ziyun, Xiao Ning'er'i cesaretlendirir gibi bakıyordu.

 

"Ning'er, oraya gittiğin zaman kendine çok dikkat et." dedi Nie Li, Xiao Ning'er'in güzel yüzüne bakarak. Bu saf kız bir gün göz kamaştırıcı bir şekilde parlayacaktı!

 

Nie Li'nin sözlerini duyduktan sonra Xiao Ning'er daha fazla kendisine hakim olamadı ve ileri doğru bir adım attı. Nie Li'ye sarıldı. Her ne kadar Nie Li ve Ye Ziyun nişanlanmış olsalar da, sevgisinin Ye Ziyun'un sevgisinden az olduğunu düşünmüyordu. Bu anda kalbindeki duyguları daha fazla bastıramamıştı.

 

"Ning'er..." Nie Li ne yapacağını şaşırmış bir halde olduğu yerde dikilmeye başladı. Xiao Ning'er'in kendisine karşı hissettiği şeylerin nasıl farkına varmamış olabilirdi ki?

 

Xiao Ning'er şu anda Nie Li'nin kollarının arasındaydı. Bir kaç saniye sonra Nie Li'ye "Nie Li, hiçbir şey söylemene gerek yok. Anlıyorum. Bir süre önce ben uzun bir rüya daha gördüm. Çok çirkin bir kız haline dönüşmüştüm. Ne kadar sürdüğünü bilmediğim bir savaşın içerisindeydim. Ta ki seninle tanışana kadar. Bana yaşamak için bir anlam verdin. O andan sonra hayatımı sana adadım ve seninle birlikte savaşırken can verdim. Bunların bir rüyadan ibaret olduğunu bilsem de bana çizilen yolun bu olduğuna inanıyorum. Nie Li kendine iyi bak. Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne gittiğim zaman güçlenmek için çok çalışacağım." dedi.

 

Konuşmasını bitirdiği zaman Nie Li'nin yanından ayrıldı. Gözyaşlarını sildikten sonra Ye Ziyun'un yanına doğru yürüdü.

 

Xiao Ning'er'in söylediklerini duyduğu zaman Nie Li donup kalmıştı. Zihni allak bullak olmuştu. Önceki hayatından anılar gözünde canlanmaya başladı.

 

Önceki hayatında Nie Li, Ye Ziyun öldükten sonra bir kadınla daha tanışmıştı. Ejderha Kalıntıları Bölgesi’nde zirveye çıkmış maskeli bir kadınla tanışmıştı. Bu kadının geçmişini bilmemesine rağmen kadın onu bir bakışta tanımayı başarmıştı. Başlangıçta Nie Li bu kadına karşı mesafeli davranıyordu. Fakat kadın, hayatını bir kaç kere kurtarmıştı. Ye Ziyun'dan sonra Nie Li'nin başka bir kadına aynı duyguları beslemesi imkansızdı. Fakat Nie Li karşısına çıkan bu kadını kabul etti ve uzun bir süre onunla birlikte yaşadı. Daha sonra bu kadın savaş esnasında onu korumak için hayatını feda etmişti.

 

Nie Li her zaman bu durumdan dolayı pişmanlık içerisindeydi. Sonuçta ikisi uzun bir süre yaşamıştı ve bu kadını gerçekten sevmişti. Ölümden geri döndükten sonra Nie Li ara sıra bu kadını hatırlıyordu. Fakat sürekli yüzünde maske olduğundan dolayı bu kadının görünüşün nasıl olduğunu bilmiyordu. Nie Li, adının Xiao Ning olduğunu biliyordu.

 

Bu hayatında Nie Li, Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne gittiği zaman Xiao Ning'i bulmak istiyordu. Önceki hayatında yaptığı hatayı telafi etmek istiyordu.

 

Fakat Xiao Ning'er'in bu rüyası da neydi? Ning'er kara Şeytan Ormanı’ndan sağ çıkıp Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne mi gitmişti? Veya Xiao Ning'in anıları Xiao Ning'er'in anılarıyla mı karışmıştı?

 

"Xiao Ning'er, Xiao Ning..." diye mırıldanmaya başladı Nie Li. İlk karşılaştıkları zaman kendisini bir bakışta tanımasına şaşırmamak gerek! Daha sonra Xiao Ning hiç tereddüt etmeden ve sorgulamadan Nie Li'ye yardım etmeye başlamıştı.

 

Fakat Nie Li önceki hayatında, Xiao Ning'in hiç Xiao Ning'er olabileceğini düşünmemişti. Bunun sebebi de Xiao Ning'er'i çocukken tanıyordu ve üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra hatırlaması çok zordu.

 

Xiao Ning bir keresinde yüzünün kara bir ormanda parçalandığını söylemişti. Ruhu da sonsuza kadar bir lanetlenmişti. Karanlık Orman’ın içinde Ejderha Kalıntılar Bölgesi’ndeki bütün uzmanları bile korkutabilecek bir şey saklıydı.

 

Kara Şeytan Ormanı’nın içindeki sır neydi? Xiao Ning'er oradan nasıl sağ çıkmayı başarmıştı ve daha da önemlisi nasıl Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne girmeyi başarmıştı. Önceki hayatında karşılaştığı lanet neydi?






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr