Bölüm 109: Kesinlikle Olamaz!!!

avatar
4088 3

Tales of Demons & Gods - Bölüm 109: Kesinlikle Olamaz!!!


 

Çeviri: Nameless Customer

 

Nie Li ne zaman Göksel Kutsal Sınıra girdi?

 

Nie Li, Kurucu Lord Ye Yan'ı Göksel Kutsal Sınırdan mı çıkarmış?

 

Kurucu Lord Ye Yan ruh formundaydı ve Göksel Kutsal Sınırda olduğu sürece ruhu dağılmayacaktı.

 

Ancak Nie Li bir ruh kuklası yaratıp Ye Yan'ı kuklanın içine hapsetmiş olmalıydı. Bu affedilmez bir suçtu. Ancak şaşkınlığa sebep olan şey Ye Yan'ın ruh kuklasına bağlanmasına kendisinin izin verdiğini söylemesiydi.

 

Neler oluyor?

 

Kurucu Lord Ye Yan'ın, ruh kuklasına bağlanmış olsa da Ye Xiu ve Ye Zong'un kalbinde değiştirilemeyecek bir yeri vardı.

 

Ye Zong hafifçe eğildi ve "Ben Ye Zong, Kurucu Lord Ye Yan'a saygı duyuyorum." dedi.

 

Ye Xiu hafifçe eğildi ve "Ben Ye Xiu, Kurucu Lord Ye Yan'a saygı duyuyorum." dedi.

 

Kurucu Lord Ye Yan'ın yeni nesillere rehberliği olmasaydı Şanlı Şehir çoktan düşmüştü. Ye Yan sadece ataları değil aynı zamanda hocalarıydı. Ona karşı nasıl saygısızlık edebilirlerdi.

 

Ye Zong, Nie Li'ye baktı "Saygıdeğer Kurucu Lord eğer Nie Li sizi buna zorladıysa onu şuracıkta hemen öldüreceğim ve sizi kurtaracağım." dedi ve güçlü bir ruh baskısı oluşturdu.

(K.N: Nie Li beni zorladı de. Bir şey deneyeceğim :D )

 

Bununla birlikte Nie Li'nin seviyesi önceki karşılaşmalarına göre baya yükselmişti. Üstelik Şimşek Tanrısının Meteor Kılıcına sahipti olabilecek herhangi bir karşılaşma geçen seferki gibi bitmeyecekti.

 

Ye Yan sakince "Ruhumun bu ruh kuklasına bağlanmasına ben izin verdim. İkinizde beni hala atanız olarak görüyorsanız bugünden itibariyle bana nasıl saygı gösteriyorsanız Nie Li'ye de aynı şekilde saygı gösterin." dedi.

 

Ye Yan, Nie Li ve Ye Zong arasında ki ilişkiyi bilmiyordu. Ancak Nie Li'nin sahip olduğu üstün bilgiden oldukça etkilenmişti . Nie Li onun gözünde artık bir çocuk değil, üst düzey bir uzmandı. Bu nedenle doğal olarak Ye Yan Nie Li'yi korudu.

 

Kurucu Lord Ye Yan'a nasıl saygı gösteriyorsak Nie Li'ye de öyle mi saygı gösterelim? 

 

Bunu duyduktan sonra Ye Zong midesinde sineklerin uçuştuğunu hissetti. Bu berbat rahatız edici his bütün vücuduna yayıldı. Kızını aklını çelip ona sahip olmak isteyen bu piçe saygı mı gösterecekti? Onu parçalarına ayırıp köpeklere yem yapmak yerine ona saygılı mı davranacaktı?

 

Bu kesinlikle olmaz!

 

Bununla birlikte Nie Li'nin arkasında duran kişi Kurucu Lord Ye Yan'dı. Ye Yan Karlı rüzgar ailesinin kurucusuydu ve onların atasıydı. Ye Yan karşı saygısızlık ederlerse atalarının yüzlerine bakamazlardı.

 

Nie Li'nin saygısız bakışlarını gören Ye Zong öfkeden patlamak üzereydi ancak bunu dışarı vuramıyordu.

 

Buraya gelirken Nie Li'yi yaptıklarından dolayı hırpalamaya gelmişti lakin Ye Yan onu koruduğu sürece ona nasıl bir şey yapabilirdi ki?

 

Ye Zong, Nie Li göz attı ve soğukkanlı bir sesle "Saygıdeğer Kurucu Lord ilgilenmem gereken başka işler var o yüzden ayrılmam gerekiyor." dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

 

Nie Li'yi hırpalayamayacaksa niye burada duracaktı ki ? Burada durmak Nie Li'ye onunla alay etmesi için fırsat vermek olurdu.

 

Ye Zong arkasını dönüp yürümeye başlayınca Nie Li gülümsedi ve arkasından "Babacığım bu kadar erken mi ayrılıyorsun? Lütfen dikkatli yürü, sakın düşme." dedi.

(K.N: ............................................................................... oh!!)

 

Ye Zong eşikten geçmek üzereyken Nie Li'nin sözlerini duydu. Ayağı eşiğe takıldı ve neredeyse düşüyordu. Dengesini zar zor toplayabildi. Artık nefes alamayacak duruma gelmişti histeri krizi geçiriyordu. Eğer başına bunların geleceğini bilseydi ilk karşılaşmalarında Nie Li'yi mezara gömmüştü.

 

Ye Zong bir –iki derin nefes aldıktan sonra kendini dışarı attı.

 

Ye Xiu, Nie Li'ye ve Ye Zong'a baktığında gülse mi ağlasa mı bilemedi. Ye Zong, Nie Li tarafından çok çabuk provoke ediliyordu. Bununla birlikte Ye Zong, Nie Li'ye hiç bir şey yapamamıştı.

 

Ye Zong'unda haklı bir öfkesi vardı. İster Lordun konağında isterse Şanlı Şehir'de kimse onun emrine karşı gelemezdi. Onunla çelişmeye kimse cesaret edemezdi. Lord Ye Mo haricinde kimse onu ezemezdi. Ancak Nie Li birden bire ortaya çıkmış ve onu haşaratın üzerine basarmış gibi ezmeye başlamıştı.

 

Ye Xiu bu durumu aslında biraz komik buluyordu. Nie Li için biraz erken olmasına rağmen şu anda Şanlı Şehir de herhangi bir yere ve mevkiye sahip değildi. Ancak Kurucu Lord Ye Yan ona referans oluyordu. Bu yüzden Ye Ziyun için iyi bir eş olabilir.

 

Bununla birlikte kızların evlenmesi konusunda babanın sözü üstüne söz yoktur. Bu konuda Ye Zong haklı bir reaksiyon gösteriyordu. Sonuçta Nie Li oldukça kötü bir izlenim bırakmıştı.

 

Gerçek şu ki Nie Li sadece biraz Ye Zong'a takılıyordu. Nie Li, Ye Ziyun'u karısı olarak seçmiş olsa da eğer Ye Ziyun bunu istemezse sadece onun yanında olmak bile ona yeterdi.

 

Ye Zong'a gelince ….

 

Nie Li uzaktan Ye Zong'u görünce korkudan ayaklarının titremesine engel olamamıştı. Ona saygı duyuyordu. Ye Zong Şanlı Şehir'e birçok katkıda bulunmuştu ve savaşta sonuna kadar savaşmıştı. Ancak bunların yanında iyi bir baba değildi. Bu nedenle onunla biraz takılmaktan kendini alamıyordu. (Ç.N: Heil, mein Ye Ziyun)

 

Ye Xiu konuşmaya hazır olduğunda "Nie Li …."

 

Nie Li'nin yüzü sertleşti ve "Yanlızca bu şartlarım var. Eğer kabul etmezse Onbin İblis Canavarı Düzenini unutun. Benim bu konuda hiçbir kaybım yok. Eğer Ye Xiu beni hala ikna etmek istiyorsan Kurucu Lord Ye Yan ile konuş." dedi.

 

Ye Xiu, Nie Li'yi ikna etmekten umudunu kesip Ye Yan'a yöneldi "Kurucu Lord Ye Yan On Bin İblis Canavarı Düzeninin ne kadar önem…."

 

Ye Yan başını çevirdi ve "Ben On Bin İblis Canavarı Düzeninin nasıl oluşturulacağını bilmiyorum. Bu yüzden bana güvenmeyin." dedi.

 

Ye Xiu bir an dondu ve yüzünde acı bir gülümsemeyle Ye Zong'un peşinden koştu. Ne olursa olsun Ye Zong'u ikna etmek zorundaydı. On Bin İblis Canavarı Düzeni Şanlı Şehir için çok önemliydi.

 

Ye Zong çok öfkelenmişti. Yolda yürürken iki ağacı kökünden sökmüş bir kenara fırlatmıştı.

 

Ye Xiu daha önce Ye Zong'u bu kadar öfkeli görmemişti.

 

Arkasından "Lord Ye Zong …." diye seslendi.

 

Ye Zong öfkeyle kükredi "Beni rahatsız etme! Bugün bu çocuğu öldüreceğim ve vücudunu parçalara ayıracağım beni sakın durdurma!"

 

Ye Xiu içinden 'Gerçektende Nie Li'yi öldürmek isteseydin şimdiye kadar yapmış olurdun. Niye şimdiye kadar bekledin? Kurucu Lord seni engellediyse ben ne yapabilirim?' diye mırıldandı.

 

Ye Xiu aceleyle atıldı "Lordum lütfen sakin olun. Şu an sahip olduğunuz güçle Nie Li'yi öldürmek sizin için oldukça basit lakin sonradan bu yaptığınıza pişmanlık duyabilirsiniz." dedi.

 

Ye Zong "Hmph. Bu çocuk kızıma karşı çarpık düşünceler besliyor. Kızımdan vazgeçmediği sürece ona karşı beslediğim bu öfke bitmeyecek." dedi.

 

Ye Xiu pes etmiş bir şekilde "Lordum tamam o zaman neden On Bin İblis Canavarı düzeninden vageçmiyoruz?" dedi.

 

Ye Xiu'nun sözlerini duyunca Ye Zong hayretini saklayamadı. On Bin İblis Canavarı düzeninin bu kadar büyük bir gücü varsa zor günlerde Şanlı Şehir'i kurtarabilirdi. Nie Li'nin Ye Ziyun'a karşı çarpık düşüncelere sahip olmasına ve kendisini inanılmaz derecede kızdırmasına rağmen sözü hala güvenilirdi.

 

Ye Xiu iç geçirdi ve "Yanlızca bir oğlumun olması üzücü. Eğer bir kızım olsaydı belki Lord Ye Zong'un dertlerini dağıtmasına yardımcı olabilirdim." dedi.

 

Ye Zong'un yüzü değişti ve soğukça "Ne olursa olsun kızımı kendi ellerimle teslim etmeyeceğim." dedi.


"Aslında Ye Zong'un endişelenmesine gerek yok bir çözümüm var."


"Oh ! Ne demek istiyorsun?"

 

Ye Xiu, Ye Zong'un kulağına bir şeyler fısıldadı. Ye Zong'un yüzünde yavaş yavaş rahatlama belirtileri ortaya çıktı. Hafifçe başını salladı ve "Bu iyi bir fikir. Bu şekilde yapalım." dedi.

 

Ye Xiu sırıttı ve Nie Li'yi görmek için Nie Li'nin avlusuna gitti.

 

Ye Xiu, Nie Li'nin avlusuna girdiğinde Nie Li ona baktı ve hafifçe gülümsedi "Şehir Lordu kabul etti değil mi?" dedi.

 

Ye Xiu şaşırmıştı. Nie Li Ye Zong'un şartlarını kabul edeceğini tahmin etmiş gibi görünüyordu. "Ye Zong şartlarını kabul etti." dedi.

 

Nie Li başını salladı ve Nie Yu'ya "Xio Yu hadi yengenin avlusuna gidiyoruz." dedi.

 

Nie Yu başını salladı ve "Tamam." dedi. Zaten büyük bir bavul taşıyordu.

 

Nie Li çoktan gitmeye hazırlanmış mıydı ?

 

Ye Xiu şaşkındı. Bir yerlerde bir sorun olduğunu hissetti ancak tanımlayamadı. Nie Li ve Nei Yu, Ye Ziyun'un avlusuna doğru yola çıktılar.

 

Ye Ziyun'un avlusu,

 

Ye Ziyun sessizce göletin kenarındaki bir taşın üzerinde oturuyordu. Giydiği ipek elbise onu daha da büyüleyici yapmıştı. Gözlerinde hafif bir üzüntünün belirtileri vardı. Havuza baktığında derin bir iç çekti. Düşünceleri dağınıktı.

 

Nie Li'nin onun yanında olduğunda onunla dalga geçmesi onu çağırmasına engel oluyordu. Ondan nefret edemiyordu, o yokken de bir şeyler eksik hissediyordu. Nie Li yanındayken mutlu hissediyordu.

 

Sonra babasını hatırladı. O gün babası çok sinirlenmişti. Eğer Nie Li babasını kışkırtmaya devam ederse, babasının Nie Li'ye karşı acımasız davranmasından korkuyordu.….

(Ç.N: Leyla bu kız hiçbir şeyden haberi yok)

 

Bu konuyu daha fazla düşünmek istemedi ve derin bir iç çekti. Sonra bir daha Nie Li'yi görmemeye karar verdi. Belki de hiç arkadaşı olmaması onun kaderiydi. Hem arkadaşlar her zaman ayrılırlardı. Bu kaçınılmazdı.

 

Bütün bunları düşünürken aniden göle bir siluet yansıdı. Onun komik yüzüne bakıyordu.

 

Ye Ziyun başını salladı ve "Bu gece iyi uyuyamadım galiba halüsinasyonlar görüyorum." diye mırıldandı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr