Bölüm 103: Yol Kesme

avatar
4047 3

Tales of Demons & Gods - Bölüm 103: Yol Kesme


 

Çeviri: Nameless Customer Düzenleme: Kharsmi

 

Tamamen siyah giyinmiş adamlar iki kişi tarafından yönetiliyordu. Bunlardan biri altın diğeri ise gümüş seviyedeydi. Arkalarında 3 tane altın seviye vardı ve geri kalanların hepsi gümüş seviyedeydiler.

 

Siyah giyinimli liderlerden biri soğukkanlılıkla öne çıktı ve "Görünüşe göre seni küçümsemişim. Ruh algılama kabiliyetinin bizi algılayabilecek kadar kuvvetli olduğunu düşünmemiştim." dedi.

 

Nie Li hafifçe gülümsedi ve "Beni gerçekten küçümsediğini mi söylüyorsun? Haaa yaşlı Shen Ming? Peki beni durdurmak için bu kadar adam getirmenin anlamı ne?" dedi.

 

Bu gruba liderlik edenlerden gümüş seviyeli olan adam Shen Ming'di.

 

Shen Ming hafifçe titredi. Açıkçası Nie Li'nin kimliğini bu kadar hızlı saptamasını beklemiyordu. 'Bu çocuğu kesinlikle yakalamalıyız. Eğer kaçarsa sıkıntılarımız hiç bitmeyecek.' diye düşündü.

 

Nie Li onları nefeslerinden bile ayırt edebilirdi. Sheng Ming'in yanında bulunan diğer lider uzun boylu bir yapıya sahipti. Bu daha önce Nie Li'nin elinden yaralı olarak kaçan Deacon Yun Hua'dan başkası değildi.

 

Bu karşılarındakiler Aziz Aile'nin ve Karanlık Lonca'nın insanlarıydılar.

 

Nie Li ruh gücünü hazırlayarak her an saldırmaya hazır bir hâl aldı ve "Ning Er, Du Ze ve Lu Piao dikkat edin." dedi.

 

Shen Ming soğuk bakışlarla "Velet, kimliklerimizi biliyorsun itaatkar bir şekilde teslim ol, belki yaşama şansın olur. Aksi taktirde hepiniz öleceksiniz!" dedi.

 

Nie Li aniden öne doğru bir adım attı ve Shen Ming'e "Yaşlı Sheng Ming gerçekten inatçısın. Bu kadar insanı zaten beni öldürmek için getirdin. Şanlı Şehir'in kanunlarına göre bunun cezasının ölüm olduğu biliyor musun? Eğer itaatkar bir şekilde teslim olursanız sizi Şehir Lorduna götürüp yaşamanız için bir şans vermesini rica edeceğim. Aksi takdirde olacaklardan beni sorumlu tutma." dedi.

 

Nie Li'nin sözlerini duyunca gruptakiler şaşkınlık içinde Nie Li'ye baktılar.

 

Bir anda kahkaha kopardılar.

 

"Hahahahah. Çok komik."

"Bu veletin beyni kızarmış."

Deacon Yun Hua çılgınca güldü. Nie Li'yi işaret etti ve kibirli bir biçimde "Bücür ne yapabileceğini görmek isterim." dedi.

 

Kara kıyafetli insanlar gülmekten kendilerinden geçmişken Nie Li omuzundaki ruh kuklasına "Xiao Fei Fei işte paslarını atman için sana bir fırsat." dedi.

 

Ye Yan pek istekli değildi lakin artık Nie Li'nin kontrolü altındaydı. Ruh kuklası iki çığlık attı ve siyah giyinimli insanlardan birine doğru uçtu.

 

"Bir grup aşağılık hain torun. Ben bunlar için bu şehri kurmadım." diye kendi kendine söylendi. Ye Yan ruh kuklasının içindeyken Nie Li'ye bir şey yapamayacağını biliyordu. Ruh kuklasının pençeleri Altın Seviye Şeytan Ruhçularından birini kesti.

 

"Arghhhh!"

Siyah giyinimli adam keskin bir çığlık attı. Ruh kuklasının içinde mühürlenen Ye Yan Efsane Seviye Şeytan Ruhçu idi. Gelişme seviyesi hala gelmemiş olmasına rağmen halihazırda Altın seviyedeydi. Ye Yan'ın korkunç bir savaş tecrübesi vardı bu yüzden saldırıları basit ve keskindi.

 

"Tuhaf kuşu yakalayın!"

"Onu yok edin."

Boom! Boom! Bomm!

 

Muhteşem bir dövüş yeteneği. Bir grup siyahlı adam ruh kuklasını kuşatmak istediler ancak Xiao Fei Fei onlara izin vermedi.

 

Çok hızlı!

 

Ayrıca hareketleri belli bir kalıpta değil!

 

Onu yakalamak imkansız!

 

Bu sahneyi gören Shen Ming ve Deacon Yun Hua'nın yüzleri koyulaştı. Nie Li'nin böyle bir kuşun üstünde kontrolü olabileceğini düşünemezlerdi. Tuhaf kuşun bedeni metalden yapılmıştı ve gelen saldırılar ona zarar veremiyordu. Dahası saldırıları keskin ve ölümcüldü. Gözlere, boyuna yada diğer hayati noktalara saldırıyordu.

 

Shen Ming Nie Li'yi göstererek "Tuhaf kuşla uğraşmayın. İlk önce şu köpeği yakalayın." dedi.

 

Deacon Yun Hua,  Nie Li'ye doğru zıpladı ve havadayken Kara Yıldız Kaplanına dönüştü.


"Aç Kaplanın Parçalayıcısı."
Deacon Yun Hua'nın pençelerinin Nie Li'ye doğru savurdu.

 

Nie Li sakin bir şekilde "İyi zamanlama." dedi ve Uzun Dişli Panda ile birleşti. Uzun Dişli Panda seviye açısından Deacon Yun Hua'dan düşük olsa da aura bakımından ondan yüksekti. Nie Li, Deacon Yun Hua'ya şiddetli bir şekilde saldırdı.

 

Yayılan Aurayı hisseden Ning Er, Lu Piao ve Du Ze şaşırdılar.

 

"Nie Li dikkatli ol!"

Boom!

 

Büyük bir ses patladı.

 

Uzun Dişli Pandanın figürü Kara Yıldız Kaplanla çarpıştı. Ortaya çok güçlü bir aura çıktı ve etraftaki insanlar bir kaç adım gerilediler.

 

Ne onu engelledi mi?

 

Herkes şaşakalmıştı.

 

Kara Yıldız Kaplanı'nın korkunç aurasına rağmen, Nie Li'nin Uzun Dişli Pandası Kara Yıldız Kaplan'ın saldırısını bloklamıştı.

 

Nie Li yanlızca Gümüş Seviye Şeytan Ruhçusuydu ama yinede Altın Seviye Şeytan Ruhçusundan doğrudan gelen bir saldırıyı bloklamayı başardı. Deacon Yun Hua,  Nie Li'nin gücünün bu kadar yüksek olabileceğini hiç düşünmemişti. 'Ancak beni bu kadarıyla yenmek imkansız' diye düşündü. Kara Yıldız Kaplanı ağzını açıp kükredi ve Nie Li'ye doğru atıldı.

 

'Ölümcül Kaplan Yutuşu'

Kara Yıldız Kaplanı büyük ağzını açtı, keskin dişleri oldukça korkutucuydu.

 

Kükreme!

 

Kara Yıldız Kaplanı, Nie Li'yi yutmak istercesine saldırdı.

 

Bu sahneyi gören Shen Ming şaşkına döndü ve derhal "Onu öldürme! Onu canlı yakalamalıyız." dedi.

 

Beni öldürmek mi istiyorsun?

 

Nie Li hafifçe gülümsedi. Kara Yıldız Kaplanın ona saldırışını izledi. Uzun Dİşli Panda aniden ağzını açtı. Siyah ve beyaz bir top hizla oluştu ve Kara Yıldız Kaplanın ağzına doğru ateşlendiler.

 

Ying – Yang patlaması!

 

Siyah ve beyaz toplar Kara Yıldız Kaplanı nın ağzına girip orada birleşip patladılar.

(Ç.N: Deacon Yun Hua'nın ağzına patladı :D)

 

Korkunç bir enerji patlaması yaşandı.

 

Kara Yıldız Kaplanı bile ağzında patlayan Ying –Yang patlamasına karşı dayanamazdı. Patlamanın yarattığı etki çok büyüktü. Deacon Yun Hua'nın vücudu birkaç yüz metre havaya uçtu ve ölü gibi yere yığıldı. Ağzından kan geliyordu.

 

Ying – Yang patlaması Kara Yıldız Kaplanı'nın vücudunun dışında bir yerine isabet etseydi. Bu kadar büyük zarar veremezdi.

 

Ancak Ying-Yang patlaması onun ağzının içinde patladı.

 

Verdiği zarar son derece büyüktü.

 

Deacon Yun Hua ve muhtemelen herkes çöp olarak sayılan Uzun Dişli Panda tarafından bir Ying – Yang saldırısıyla bu kadar hızlı yenileceğini düşünmemişti. Eğer bilseydi Deacon Yun Hua ağzını böyle açmazdı.

 

Ancak zaten çok geçti.

 

Deacon Yun Hua yere düştüğünde Shen Ming'i bir titreme aldı. Deacon Yun Hua gibi bir Altın Seviye Şeytan Ruhçusunun Nie Li tarafından yenileceğini hiç düşünmemişti.

 

Ning Er, Lu Piao ve Du Ze şeytan ruhlarını çağırdılar ve düşmanlarla savaşmaya başladılar. Gelişim seviyeleri Gümüş olmasına rağmen Tanrı seviyesi gelişim hızına sahip şeytan ruhlarına sahiptiler. Pratik yaptıkları geliştirme tekniklerinin oldukça güçlü olduğunu da eklersek eğer düşmanla giriştikleri bu mücadelede tehlike altında değillerdi.

 

Bu çocuklar gerçekten 13-14 yaşlarındalar mı?

 

Uçurum kaplanının kocaman siyah bedenininde bir sürü sivri uçlu diken vardı. Kırmızı Şeytani Leopar gövdesinin yanlarının örtecek kadar büyük kanatları vardı. Gövdesi yıldırımlarla örtülmüş Göksel Yıldırım Serçesinden bahsetmiyorum bile ...

 

Böyle bir grubun nereden geldiğini kestiremeyen Shen Ming'in başına ağrılar girmeye başladı.

 

Sayı çoğunluğu bakımından avantajlı olsalar da sadece bu kadardı. Bir Altın Seviye Şeytan Ruhçusu Ying – Yang patlaması yüzünden baygın yatıyordu. Bir tanesi Ruh kuklası tarafından kör edildi. Diğer ikisi ruh kuklasıyla uğraşıyorlardı. Geri kalan herkes Gümüş Seviye Şeytan Ruhçuydu.

 

Gümüş Seviye Şeytan Ruhçusu  Nie Li karşısında hiç birşey yapamazlardı.

 

Yerçekimi Alanı!

 

Görkemli bir güç yukarıdan aşağıya doğru bastırıyordu. Bu Gümüş Seviye Şeytan Ruhçusu düşmanlar aniden vücutlarının birkaç kat daha ağırlaştığını hissettiler. Bir adım bile atmak onlar çok zor geliyordu.

 

Nie Li Yerçekimi alanını yanlızca düşmanlarını etkilemesi için ayarladı. Ning Er Lu Piao ve Du Ze'yi etkilemedi.

 

Du Ze'nin Uçurum Kaplanı korkunç bir biçimde kükredi ve bu kükreme düşmanların titremesine sebep oldu.

 

Lu Piao'nun Kırmızı Şeytan Leoparı öne atıldı. Hızı hayal gücünün ötesindeydi. Keskin pençelerinin karşısında hiçbir şey duramıyordu. Düşmanları birer birer kesip atıyordu.

 

Ning Er'in Göksel Yıldırım Serçesine gelince vücudunda çıkardığı yıldırımlarla düşmana saldırıyordu. Yıldırımla çarpılan düşmanlar felç olmuş bir şekilde yere düşüyorlardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr