Bölüm 96: Gerçekten de Aziz Ailesini mi Harekete Geçirmek İstiyorsun?

avatar
4255 4

Tales of Demons & Gods - Bölüm 96: Gerçekten de Aziz Ailesini mi Harekete Geçirmek İstiyorsun?


 

Çeviri: Nameless Customer Düzenleme: Kharsmi

 

   

Nie Li, Yei Ziyun'u görmek için geldiğinde şansının yaver gideceğini düşünmüştü. Yei Ziyun'u ilk kez görmeye geldiğinde Şehir lorduna yakalanacağını hayal bile edemezdi.

 

Bununla birlikte muhtemelen Simyacılar birliğinin desteği sayesinde Ye Zong onu öldürmemişti. Simyacılar Birliğinin desteği arkasında olduğu için korkacak bir şeyi yoktu. Zaten çok uzun süre beklemesine gerek kalmayacaktı. Yakında Ye Zong'u bastıracak ve Ye Zong Yei Ziyun'u kendi elleriyle teslim edecekti.

 

Bunu düşününce Nie Li hafifçe gülümsedi. Ancak bu güzel hedef için çok çalışmalıydı.

 

Nie Li birkaç iksir içti ve bağdaş kurarak pratik yapmaya başladı. O Göksel Tanrı geliştirme tekniğini çalışarak 4 yıldızlı Gümüş seviyeye çıkmaya çalıştı.

 

Bahçede ;

 

Yei Ziyun'un 9 Yaşamlı Anka geliştirme tekniği ile mükemmel uyum içinde olan Kar kralicesi birleştikten sonra gelişme hızı oldukça arttı. Seviyesi Nie Li'den aşağı değildi. 3 yıldızlı gümüş seviyeye yükselmişti. Nihayetinde onun geliştirme tekniği Nie Li'nin Göksel Tanrı geliştirme tekniğine göre daha hızlıydı. Tabi Göksel Tanrı geliştirme tekniğinin asıl farkı daha sonraki seviyelerde ortaya çıkacaktı.

 

Nie Li'nin sağa sola dağıttığı geliştirme teknikleri arasında Göksel Tanrı geliştirme tekniği en yavaş teknikti. Yetiştirmede karşılaşılan zorluklar diğerlerinin bir kaç katıydı. Ancak Göksel Tanrı geliştirme tekniği tamamlandığında, aynı seviyedeki yedi kişi bile onunla başa çıkamazdı. Geliştirme tekniğindeki zorluklar oldukça fazlaydı lakin Nie Li'nin yeniden doğuştan gelen avantajı vardı.

 

"Bilge imparator, Göksel Tanrı tekniği zirve noktasına gelmesini ve 7 tanrı seviye gelişime sahip Şeytan ruhunu ele geçirmemi bekle, bu kez kimin kazanacağını göreceğiz" diye düşündü. Nie Li nin önceki hayatında Bilge İmparatora karşı kaybetmesinin nedenlerinden biri geliştirme rütbesinin yeterli olmamasıydı. Diğeri ise Bilge İmparatoruna saldırmak için yanında sadece bir kaç tane Şeytan ruhu canavarı bulunmasıydı. Bu yüzden hızlıca yenilmişti. Bu hayatta kesinlikle aynı şekilde kaybetmeyecekti. Aynı zamanda bu sefer bir çok güçlü arkadaşı da arkasında duracaktı. Geçen sefer ki gibi yanlız olmayacaktı.

 

Nie Li birkaç saat boyunca pratik yaptı. Yaraları neredeyse iyileşmişti.

 

Yei Ziyun , Nie Li'ye gözlerini kısarak baktı ve "Nie Li iyileşmen nasıl gidiyor?" diye sordu.

 

Yei Ziyun'nin sözlerini duyan Nie Li, Yei Ziyun'nin kendisi için endişelendiğini düşündü. Başını sallayarak "Neredeyse iyileştim." dedi.

 

Yei Ziyun yüzünde sert bir bakışla "Artık iyileştiğine göre buradan gidebilirsin. Eğer burada kalmaya devam etmek istersen kabalaşacağım." dedi.

 

"Yei Ziyun bunu yapamazsın. Ben seninle kalmayı çok seviyorum. Hem yaralarım tam olarak iyileşmedi. En az iki gün daha kımıldamadan burada kalmalıyım. Ahhh yaralarım gene kanamaya başladı." diye sızlanmaya başladı Nie Li.

 

Yei Ziyun, Nie Li'nin bu dolandırıcılık kokan davranışları karşısında dişlerini sıkarak "Sana bir daha inanmayacağım. Eğer kendi isteğinle çıkmayacaksan seni sürükleyerek dışarı atarım." dedi.

 

Nie Li, Yei Ziyun'ye dik dik bakarak "Bu biraz acımasızca değil mi?" diye sordu.

 

Yei Ziyun ellerini kalçasına koyarak homurdandı ve "İstersen yapıp yapmayacağımı deneyebilirsin." dedi. Ve Nie Li ye müdahale etmek için hazırlandı.

 

"Tamam tamam gideceğim ancak yarın tekrar seni görmeye geleceğim."

(D.N: Beyne kan gitmiyor çocukta :D)

 

Yei Ziyun Nie Li'yi bahçenin dışına çıkardı. "Eğer yarın gelmeye cürret edersen seni çok pis benzeteceğim." dedi.

 

Nie Li gülümseyerek Yei Ziyun'ye baktı "Yani seni görmeye gelebilirim değil mi ?" diye sordu.

 

Banng !!

 

Yei Ziyun avlusunun kapısını sertçe kapadı.

 

Nie Li "Peki yarından sonraki gün geleceğim." dedi. Nie Li, Yei Ziyun tarafından kovulmasına rağmen ruh hali kötü değildi. İki elini arkasında bağlayıp bir şarkı tutturdu ve yaşadığı avluya doğru yürümeye başladı.

 

Yei Ziyun kapıyı kapadıktan sonra bir süre ayakta bekleyip dişlerini sıktı. Ancak birşeyler hatırladı ve güldü. Gülümsemesi oldukça güzeldi. Nie Li gibi bir utanmaz karşısında ne kadar çaresiz olduğunu düşündü. Ancak geldiği bu noktayı düşündüğünde Nie Li'yi dinlemekten başka şansı yoktu.

 

Aniden birşeyler hatırladı ve yanakları kızardı.

 

Nie Li yürüken geçmişten birşeyler hatırladı. Gerçek şu ki Nie Li bir kıza nasıl kur yapacağını bilmiyordu. Yei Ziyun ve Nie Li ölümle burun buruna oldukları bir zamanda bir araya gelidiler. Yei Ziyun öldürüldükten sonra karşı cinsle temasları olmuştu ancak hiç derin bir ilişki içine girmemişti. Yei Ziyun sürekli Nie Li'nin kalbindeydi ve başkasının onun yerine geçmesine izin vermiyordu.

 

Yei Ziyun'u tekrar görmek bile ona inanılmaz bir mutluluk katıyordu. Bununla birlikte bu yaşamda onunla nasıl bir ilişki içince olacaklarını merak ediyordu. Onun yapabileceği tek şey aralıksız onun yanında olmak . O istemese bile Yei Ziyun'u her daim onu korumak için yanında olacaktı. Nie Li bir daha Yei Ziyun'u kaybetmek istemiyordu.

 

Nie Li ‘En azından hiç birşey yapmamaktan daha iyi‘ diye kendi kendine düşündü. Yei Ziyun'un ona nasıl davrandığı önemli değildi. Nie Li onu her daim koruyacaktı.

 

Nie Li avlusunda döndüğünde Nie Yu sıkı bir şekilde pratik yapıyordu. Nie Li'yi gördüğünde yüzünde sevinç ifadesi belirdi.

 

Nei Yu aceleyle yanına geldi "Abi döndün mü?" diye sordu. Nie Li gittiğinde bu yana sürekli endişeliydi.

 

Nie Li, Nei Yu'nun küçük kafasını okşayarak "Xiao Yu sıkı çalışıyorsun değil mi?" diye sordu.

 

Nie Yu ,Nie Li ye hayranlık dolu bakışlarla "Evet ben çok sıkı çalışıyorum. Şimdiden 2 yıldızlı bronz seviyeye yükseldim bile." dedi.

 

Ni Lie başını sallayarak "Oldukça iyi" dedi. Nie Yu'nun gelişme hızı oldukça iyiydi.

 

Nie Li ve Nei Yu sohbet ederken kapı çaldı.

 

Nie Li kapıyı açtığında karşısında Du Ze, Lu Piao ve üç kişi gördü. Şok olmuş bir şekilde "Burada ne yapıyorsunuz?" diye sordu.

 

Lu Pao gülümseyerek "Lordun konağına taşındığını duyunca gelip seni görmek istedik lakin bizi içeri almadılar. Ama sonra başkan Gu Yan'a giderek bize geçiş için bir mektup yazmasını rica ettik. Ve buraya kadar geldik. Sen gerçekten çakalsın Yei Ziyun'un peşinden lordun konağına kadar geldin. Seni takdir ediyorum." dedi.

(D.N: Yaptıklarını bilsen daha fazla duyardın :D)

 

Du Ze bir süre Nie Li'ye bakarak "Sen gerçekten de Aziz ailesinin dahisi Shen Xiao'yu yendin mi? Kasten bütün gücünü kullandın değil mi? Aksi takdirde bu iş senin karakterine hiç uymuyor" dedi.

 

Nie Li hafiçe gülümsedi ve "Daha önce gücüm zayıf olduğu için bunu bunu yapmıyordum. Ancak Şeytan ruhuyla birleştikten sonra gücüm yükseldi ve karşımda ki Karanlık Lonca bile olsan kendimi savunabilecek noktaya geldim. Aynı zamanda Aziz Ailesinden bir parça koparma fırsatım varken neden yapmayayım ki?" dedi.

 

Nie Li'nin sözlerini duyunca grup kendilerini gülmekten alıkoyamadılar.

 

"Bu sefer harbiden Aziz ailesini perişan ettin. Tam 450 milyon iblis parası kopardın onlardan."

"Evet, Aziz ailesinin patriği muhtemelen kahrından kan kusmuştur."

Nie Li başını salladı ve "450 milyon iblis parası Aziz Ailesini sarsmak için yeterli değil." dedi.

 

Lu Piao gözlerini büyük bir şekilde açarak Nie Li'ye baktı ve "Gerçekten Aziz ailesine bulaşmak istediğine emin misin? Aziz ailesi 3 büyük aileden biri sana oldukça büyük sıkıntılar yaratacaklardır." dedi.

 

Nie Li alaylı bir şekilde "Elbette. Aziz ailesini kandırdım. Er yada geç bana bunu ödetmeye gelecekler. Onlar benim peşimden gelmese bile ben onların peşini bırakmayı düşünmüyorum." dedi.

 

Nie Li'nin sözlerini duyunca şok oldular. Nie Li şaka yapıyor gibi görünmüyordu. Nie Li gerçekten de Aziz ailesine karşı tek başına mı savaşmaya çalışıyor? Bu bütün turnuvalardan bile zor diye düşündüler.

 

Du Ze "Ne yapacağın önemli değil . Kardeşlerin seni her zaman destekleyecekler." Eğer Nie Li olmasaydı şu anki güçlerine sahip olamazlardı. Nie Li'yi, ne kadar zor olduğuna bakmaksızın, hayatlarını kaybetme anlamına gelse bile bir saniye bile düşünmeden takip edeceklerdi.

 

Lu Piao "Böyle bir eğlenceyi nasıl kaçırabilirm ki?" diye sonuna kadar desteğini esirgemeyeceğini belitti.

 

Nie Li, Du Ze'nin göğsüne hafif bi yumruk vurdu ve "Güzel kardeşlerim" dedi. Bu gruptaki herkes birbirleri için bıçak dağlarına tırmanıp, yanan denizleri geçebilir. İşte bir insanın sahip olabileceği en büyük hazine bu diye düşündü.

 

Nie Li, Du Ze'nin ve Lu Piao'nun geçmişte Şanlı Şehri savunurken öldüklerini hatırladı ve soğuk bir göz yaşı döktü. Bu hayatta Şanlı Şehirde tekrar böyle bir trajedi yaşanmasına izin vermeyecekti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr