Bölüm 234: Ejderha Kalıntıları Bölgesi

avatar
9154 5

Tales of Demons & Gods - Bölüm 234: Ejderha Kalıntıları Bölgesi


Bölüm Başlığı: Ejderha Kalıntıları Bölgesi

 

 Nie Li ve Xiao Yu aşağı doğru merdivenleri takip ederek ilerlediler. Merdivenler çamurluydu ve bazı yerleri yosun tutmuştu ve ortamdaki karanlıktan dolayı insanda klostrofobi hissi oluşturuyordu. Dondurucu bir aura geçit boyunca yayılmaya başladı.

Xiao Yu önde  yavaş bir şekilde kısa adımlar atarak ilerliyordu.

Nie Li, Xiao Yu'nun son derece temkinli davrandığını söyleyebilirdi. Attığı her adımdan sonra etrafına bakıyordu ve bundan dolayı da kurulu olan tuzakları atlatmayı başarıyorlardı.

Daha önceki yazıt desenler insanları tuzağa düşürmek için bir çok tuzak içeriyordu. Sadece yazıt desenler üstünde çok fazla bilgisi olan uzmanlar bir bakışta tuzakları görebilirlerdi. Xiao Yu'nun şu anda sahip olduğu bilgi oldukça iyiydi. Onun sahip olduğu yeteneklerden dolayı normal tuzaklar bir işe yaramıyordu.

Bir, bir buçuk saat yürüdükten sonra, nereye geldiklerine dair hiç bir fikri yoktu bu ikilinin.

Ölüm aurası burada çok daha fazlaydı. Aynı zamanda yürüdükleri yolun her tarafında kemikler bulunuyordu. Dikkatsiz bir şekilde yürüdüklerinden dolayı kemiklere bastıklarından dolayı çıtırdama sesleri yankılanmıştı.

Aniden, keski tiz bir ses yankılandı ve çirkin bir yaratık havada ortaya çıktı, çevrelerindeki duvarların dibinden ilerleyerek Xiao Yu ve Nie Li'ye doğru atıldı.

Bu yaratığın bedeninden ölüm aurası yayılıyordu. Örümcek benzeri dört uzva sahip sinsi bir görünüşü vardı.

"Hayaletler! Onların bedenlerinde zehir var dikkat et!" dedi Nie Li.

Bu yaratıkları gördüğü zaman Xiao Yu biraz tiksinmiş bir şekilde kaşlarını çattı. Sağ elini açtı ve birden ışıklar içinde kalkan belirdi. Kalkan yıldırımlardan oluşuyor gibiydi. Hayaletler kalkanla temas ettikleri anda yeşil macuna benzer şekilde patlıyorlardı.

 

Hayaletler Xiao Yu'nun kalkanını geçemiyorlardı.

Xiao Yu'nun hareketini gördüğü zaman Nie Li gizlice gülümsedi. Bu elemanda gerçekten de misofobi varmış. İlahi Yıldırımın Koruyucu Taşlarını sadece bu hayaletler için kullandığını düşününce karar vermişti Nie Li.

Xiao Yu tek kelime bile etmeden aşağıya doğru ilerlemeye başladı, merdivenlerin sonu belli olmuştu artık.

Aniden, keski tiz bir ses arkalarından yankılanmaya başladı. Bir çok Yarı Tanrı Seviyesindeki Uzmanların auralarını hissetmişlerdi.

Onları hissettiği zaman Xiao Yu hızlı bir şekilde "Çabuk, gitmemiz lazım." dedi.

Yarı Tanrı Seviyesinde ki uzmanlar onların hemen arkalarındaydılar.

Koşmaya başlamalarının ardından bir kaç tane tuzağı aktif hale getirmişlerdi. Onlara doğru bir çok ok ateşlenmişti.

Ding! Ding! Ding!

Oklar kalkana çarptıktan sonra yere düştüler.

Oklarda Xiao Yu'nun kalkanını geçmeyi başaramamışlardı.

Fakat ışık kalkanının süresi sınırlıydı. Xiao Yu kalkan aktfi halde olduğu için hızlı bir şekilde ilerlemek istiyordu.

Çılgınca koşarlarken merdivenlerin sonundaki geçiş aniden bükülmeye başladı.

"Tehlike!" Nie Li boyut bükülmesini hissettiği anda bağırdı. Hızlı bir şekilde Xiao Yu'yu tutup geriye doğru çekti.

Fakat zamanında harekete geçemediğinden dolayı Xiao Yu çoktan boyut bükülmesine dalmıştı. Nie Li kısa bir süre düşüncelere daldı. Her ne kadar Xiao Yu farklı biri olsa da kötü birine benzemiyordu. Birisinin önünde ölüşünü izlemek Nie Li'ye göre bir şey değildi. Xiao Yu'nun elbisesinden tutarak ilerlemeye başladı.

Boyut bükülmesi devam ederken ikili sonsuz bir uçurumdan düşüyorlarmış gibi hissediyorlardı.

"Neler Oluyor" dedi Xiao Yu. Gözleri açık olmasına rağmen hiçbir şey göremiyordu.

Nie Li sağ eliyle sıkı bir şekilde Xiao Yu'nun elbisesini tutuyordu. Onu kaybetmek istemiyordu.

Fakat boyut bükülmesi çok güçlü olduğundan dolayı sağ elinde daha fazla güç kalmamıştı.

Riiiiiip!!

Nie Li'nin tuttuğu elbiseden yırtılma sesleri gelmeye başladı. İkili tam ayrılmak üzerelerken Nie Li zorla da olsa gözlerini açtı ve sol eliyle Xiao Yu'nun yakasından tuttu. Daha sonra sağ eliyle Xiao Yu'nun beline sarıldı.

Xiao Yu düşüşünü durdurmak için çabaladı fakat en sonunda hiç bir şey yapamayacağını fark etti. Birisinin elbisesini çekiştirdiğini hissetti ve bunun Nie Li olabileceğini düşündü. Fakat hemen sonrasında yırtılma sesiyle birlikte elbisesinin bel tarafı yırtıldı.

Hemen sonrasında birisi yakasından tuttu ve onu ileri doğru çektikten sonra beline sarıldı. Üzerinde büyük bir bakı hissetti.

Nie Li kaşlarını kaldırdı. Xiao Yu ne yapıyordu? Nie Li onu kurtarmaya çalışırken Xiao Yu debeleniyordu.

Xiao Yu'nun serbest kalacağını hissettiği zaman Nie Li, soğuk bir ses tonuyla bağırarak "Hareket etme artık! Ölmek mi istiyorsun?" dedi.

Nie Li'nin öfkeli sesini duyduğu zaman Xiao Yu hareket etmeyi kesti.

Nie Li kaşlarını çattı ve aşağı düşerken etraflarının çarpıklaştığını hissetti. Onlar tam olarak nereye doğru düşüyorlardı? Bu alanda tüm bölge Ölüm Yasası tarafından ele geçirilmişti. Aniden Nie Li'nin aklına bir  fikir geldi. Uzun Dişli Panda ile hızlı bir şekilde birleşmeye başladı.

Yin-Yang Patlaması!

Nie Li ağzını açtı ve bir siyah bir beyaz olmak üzere iki küre oluşmaya başladı Yin-Yang Patlaması x10!!

Siyah ve beyaz küreler karanlığın dibine doğru fırladı.

Sonsuz boşlukta göz kamaştıran bir ışık parlamaya başladı.

Çevrelerinde ki yırtılma sesleri anında kayboldu. Nie Li ve Xiao Yu suya düştüler ve akıntıyla birlikte ilerlemeye başladılar.

Nie Li insan formuna geri döndü ve derin bir nefes aldı. Çevresini incelemeye başladı ve mezarın derinliklerinde olduğunu fark etti. Taş duvarların üstünde gökyüzünde savaşan uzmanlar olan her türden gizemli duvar resimleri vardı. Resimde çizili olan resimler çok şiddetli bir savaşı tarif ediyordu.

Bu Savaş Çok Şiddetliydi!!!

Resmedilen geniş gökyüzü uzak bir alana doğru ilerleyen bir tünele benziyordu. Tünelin sonunda ise durumu gözlemleyen bir kaç tane uzman bulunuyordu. Bu görüntünün hemen ardından muhteşem dağlar, nehirler ve dev yüzen adalar lan başka bir gizemli ve güzel bir gözükmeye başladı.Yıkılmış bir saray kalıntısına benzeyen bu yer çok görkemli ve ihtişamlı gözüküyordu.

Nie Li bu ikinci sahne karşısında çok şaşırmıştı. Bu resim Nie Li'nin önceki hayatında gittiği bir yerdi. Bu yerin adı Ejderha Kalıntıları Bölgesiydi.

Demek bu bölgenin varlığını bilen Ruhani Tanrılar vardı ha!

Ejderha Kalıntıları Bölgesi, İlahı Kıtadan bile daha yüksek seviyedeki bir bölgeydi.

Gelişim Dao'sunu takip eden uzmanların Ruh Gücü en fazla Efsane Seviyeye ulaşabiliyordu. Gelişim bakımından Ruhani Tanrılar Göksel Kader Alemindeki uzmanlardan daha düşük seviyede bulunuyorlardı. Fakat Ruhani Tanrılar Göksel Kader Aleminin güçlerini kullanabilirlerdi ve ölümsüz olmayı başarabilirlerdi.

Bu İlahi Kıta, bazı çok güçlü uzmanların yaratmış olduğu bir bölgeydi. Ruhani Tanrılar oraya ait olan yasaların ruhlarıydılar.

Başka bir deyişle Ruhani Tanrılar olan uzmanların fiziksel bedenleri olmadığından dolayı sonsuz yaşama sahip olabiliyorlardı.İlahi Kıvılcımları parçalansa bile yasası ele geçirilmediği sürece ölmüyorlardı.

Bu Duvar Resmine bakıldığı zaman Ejderha Kalıntıları Bölgesinde ki uzmanlar İlahi Kıtanın varlığı uzun bir zaman önce fark etmişlerdi ve Ruhani Tanrılar arasında olan savaşları izliyorlardı. Ama neden bu savaşa karışmamışlardı? Belki de bu bölgeye giremiyorlardı.. Nie Li bunun cevabını sadece Efsane Seviye duvarını kırıp Göksel Kadar Alemine girdiği zaman bulabilirdi. Bu seviyeye ulaştıktan sonra Ejderha Kalıntıları Bölgesine girebilirdi.

Nie Li ve Xiao Yu ayakları yere değene kadar akım tarafından sürüklendiler. Ayakları yere değmeye başlayınca sudan çıktılar.

Nie Li arkasını döndüğü zaman Xiao Yu'nun çoktan kıyafetlerini değiştirdiğini fark etti. Az önce yırtılan kıyafeti hemen yanındaydı.

Nie Li'ye bakarken Xiao Yu'nun yüzü solgun bir hal almıştı. O, Nie Li'nin kendisini kurtardığını biliyordu. Onun Yin-Yang Patlaması Xiao Yu'nun şaşırmasına sebep olmuştu. Fakat Xiao Yu elbisesinin yırtılmasını hatırladığı zaman üzülmesine engel olamamıştı.

Nie Li, Xiao Yu'nun bu ifadesini görünce omuzlarını silkti. Xiao Yu gerçekten de iyi ile kötüyü ayırt edemiyordu. Eğer Nie Li'nin Yün-Yang Patlaması olmasaydı şu anda ne durumda olacaklarını kim bilebilirdi ki?

"Gidelim hadi." dedi Xiao Yu. Mutsuz bir şekilde mezarın derinliklerine doğru yürümeye başladı.

"Nankör Piç." diye mırıldandı Nie Li.

İkili karanlığın içinde gözden kayboldular.

Bu sıralarda Mezarın Dışında.

Ye Ziyun ve Xiao Ning'er, Nie Li'nin söylediği yerde beklemeye devam ediyorlardı. İkisi de Nie Li için oldukça fazla endişelenmişlerdi ve şu anda sakinleşmeye çalışıyorlardı. Nie Li'nin kendisini korumak için bir planı olmasaydı buraya gireceğini düşünmüyorlardı.

Bu ikili garip bir şekilde çok sessizlerdi. Bu iki çocukluk arkadaşının şu anki ilişkileri çok karmaşık bir hal almıştı.

Ye Ziyun bir süre sessiz kaldıktan sonra Ning'er'e döndü ve "Ning'er üzgünüm." dedi.

Ye Ziyun'un sözlerinin duyduktan sonra Xiao Ning'er'in kalbine hafif bir acı girdi. Ye Ziyun'a baktı ve "Ye Ziyun, bana acıyor olabilir misin?"

"Benim amacım o değildi." dedi Ye Ziyun kafasını iki yana sallayarak. "Sonuçta Nie Li artık senin oldu ve ben..."

Ye Ziyun'un üzgün yüz ifadesini görünce Xiao Ning'er kafasını iki yana salladı ve "Nie Li'nin sevdiği kişi sensin, Bu onun seçimiydi. Ama bende ona aşığım ve bu da benim seçimim. Bunların hiç biri senin hatan değil. Her ne kadar ikiniz nişanlanmış olsanız da hala evlenmediniz. Shen Fei ve bende nişanlanmıştık fakat hiç evlenmedik. Ye Ziyun seninle Nie Li için hala savaşacağımı bilmeni istiyorum." dedi.

Ye Ziyun sessizliğe büründü. Bu konu hakkında doğru ve yanlış diye bir şey yoktu.

Sohbetleri sona erdiği zaman etraflarını bir grup uzman çevirmişti. Bu gruba Kuzey Cehennem  Ailesinden Tian Lian ve Wugui Ailesinden, Wu Yu liderlik ediyordu. Arkalarında ise otuza yakın uzman bulunuyordu.

Bu sahneyi gördükten sonra Ye Ziyun ve Xiao Ning'er'in yüz ifadeleri değişti.

"Ahaha, Sevimli bayanlar, Bir kere daha karşılaşacağımızı hiç düşünmemiştim. Ve yanında ki de kim? O da senin kadar güzelmiş! Tsk Tsk! Neden o kötü çocuk sizinle birlikte değil?" dedi Wu Yu gülerek. Gözleri kötü niyet parıltılarıyla dolup taşıyordu.

Ye Ziyun bir adım öne attı ve Xiao Ning'er'in önüne geçti. Soğuk bir şekilde Wu Yu'ya baktı ve "Siz ne planlıyorsunuz? Hemen kaybolun gözümün önünden, aksi halde size karşı kaba olacağım işin beni suçlamayın." dedi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr