Çeviri: AllenWalker Düzenleme: bebebiskuvisi

Boom!! Booom!! Booom!!

Nie Li, ruh bölgesinde ortaya çıkan gel git dalgalarından dolayı, kendini patlayacakmış gibi hissetti.

Zaman geçtikçe Nie Li'nin ruh bölgesi baskıdan dolayı genişlemeye başladı. Birkaç sefer genişledikten sonra ruh bölgesi sonunda değişim geçirmeye başladı. Her değişim sonucu ortaya şok edici bir sonuç çıkıyordu.

Booom!!!

Nie Li'nin vücudunun etrafını saran aura bir anda genişledi ve Beş Yıldız Altın Seviye'den Bir Yıldız Kara Altın Seviye'ye geçti, fakat bu sadece başlangıçtı. Nie Li durmadı ve etrafındaki enerjiyi deliler gibi özümsemeye devam ederek kendisini bir üst seviyeye geçmeye zorladı. Uzun Dişli Panda'nın gücü, Nie Li'nin gücünden bile daha hızlı artıyordu. İki Yıldız oldu...Üç Yıldız Altın Seviye oldu ve  hala da güçlenmeye devam etti. Nie Li onu zorla bastırmasına rağmen yine de deliler gibi güçlenmeye devam etti. Nie Li şu anda Uzun Dişli Panda'nın bu kadar hızlı gelişmesinden dolayı biraz endişeleniyordu. Çünkü eğer Uzun Dişli Panda çok fazla güçlenirse onu kontrol edemeyebilirdi.

Uzun Dişli Panda, Tanrı Seviye Gelişim Kapasitesi'ne sahip bir şeytan ruhuydu ve gücü de çok fazlaydı. Bir de çılgınlar gibi her türden şeytan ruhunu yemesini sayarsak, ki bu şeytan ruhları arasında Kara Altın Seviye Şeytan Ruhları da vardı, onun büyüme hızının ne kadar korkutucu olduğunu tahmin etmek zor olmazdı.

Diğerleri de Nie Li gibiydi. Zengin Ruh Gücü ile yasaların gücünü sürekli olarak özümsüyorlardı. İçinde bulundukları düzenin toplama etkisinden dolayı düzenin içinde bulunan ruh gücü ve yasaların gücü dış dünyada bulunandan birkaç yüz kat daha fazlaydı. Dahası bu güçlerin hepsi Nie Li'nin bedeni tarafından dağıtıldığı için bu güçler üstünde bir kere özümseme işlemi yapılmıştı ve bundan dolayı diğerlerinin özümsemesini daha da kolay bir hale getiriyordu.

Ellerinden gelen en iyi şekilde çevrelerindeki ruh gücü ve yasaların gücü özümsüyorlardı ve bundan dolayı gelişim hızları çok fazla artmıştı.

İlk gün çok hızlı bir şekilde geçmişti ve onlar gelişimlerini en az Bir Yıldız arttırmışlardı ve üstüne, durmak nedir bilmiyorlardı.

Ye Mo ve Ye Zong, Şehir Lordu Konağı'nın içinde dalgalanan tuhaf enerjiyi hissetti. Hızlı bir şekilde Ye Ziyun'un avlusuna geldiler. İçinde çok fazla miktarda ve bir o kadar da görkemli aura barındıran düzeni gördükleri zaman gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

"Bu çocuklar ne yapıyor?" Ye Mo, düzenden yayılan fazla miktardaki enerjiyi hissedince kaşlarını çattı.

Ye Zong, Nie Li ve diğerlerine baktı ve kalbinde şok olmuştu. "Nie Li muhtemelen bir yerlerden gizemli bir düzen bulmuştur. Bu enerjinin ne kadar ağır olduğuna bakarsak pratik yapıyor olmalılar." dedi.

Bu yazıt desen düzeni çok gizemliydi. Ye Mo bile bu yazıt desen düzenini anlamayı başaramamıştı. Bazı zamanlarda Ye Mo, Nie Li'nin çok gizemli bir çocuk olduğunu düşünüyordu. Fakat Ye Zong'dan Nie Li'nin sahip olduğu Gizemli Usta'nın varlığını duyduğu zaman biraz rahatlamıştı. Ye Mo'nun sahip olduğu güçlü algılama yeteneğiyle bile Nie Li'nin ustasını bulmayı başaramamışlardı. Nie Li'nin Ustası kesinlikle yüce bir uzmandı.

Bir gün, iki gün, üç gün.....

Nie Li ve diğerleri düzenin içinde hiç durmadan pratik yapıyorlardı ve herhangi bir durma belirtisi bile göstermiyorlardı. Ruh Gücü ve Yasaların Gücü'nden sağladıkları enerjiden dolayı herhangi bir açlık hissi oluşmamıştı.

Beşinci gün Nie Li, Bir Yıldız Kara Altın Seviye'den İki Yıldız Kara Altın Seviye'ye yükselmişti. Uzun Dişli Panda'nın gelişim hızı daha fazlaydı, şimdiden Beş Yıldız Kara Altın Seviye bir Şeytan Ruhu olmuştu.

Uzun Dişli Panda şu ana kadar yüzlerce Şeytan Ruhu'nu yemeyi başarmıştı.

Nie Li belirsiz bir şekilde Uzun Dişli Panda'nın daha fazla kendisini dinlemediğini hissetmişti.

Eğer Şeytan Ruhu birleştiği uzmandan güçlü bir duruma gelirse o zaman birleştiği Şeytan Ruhçusu'ndan ayrılmayı başarıp özgürlüğüne kavuşabilirdi.

Eğer daha fazla şeytan ruhu yemeye devam ederse, olumsuz bir yan etkisi olabilirdi. Fakat Nie Li, tüm bunlara rağmen durmak istemedi. Kara Altın Seviye bir Uzun Dişli Panda gelecek olan tehlike için yeterli değildi. Nie Li aniden ruh bölgesinin derinliklerinde var olan asmayı hatırladı.

Asma, Uzun Dişli Panda ve Gölge İblisi ile bağlantılıydı ve acaba aralarında ki bağlantıyı güçlendirip Uzun Dişli Panda'yı bastırabilir miydi? Eğer bastırabilirse Uzun Dişli Panda'nın daha fazla şeytan ruhu yemesine izin verip Efsane Seviye'ye ulaşmasını sağlayabilir miydi?

Bir kaç dakika düşündükten sonra Nie Li anında harekete geçti. Dışarıdan özümsediği ruh gücünü ve yasaların gücünü asmanın içine doğru gönderdi ve asmanın bu iki gücü de deliler gibi özümsediği fark etti. Git gide kalınlaştı ve daha sonra itaatsizleşmeye başlayan Uzun Dişli Panda'nın etrafını sardı.

Uzun Dişli Panda durmadan çabalamaya başladı, kısıtlamalardan kurtulmaya çalıştı fakat ne kadar çabalarsa çabalasın  kısıtlamalarından kurtulamadı. Kendisini kısıtlayan asma çok güçlüydü.

Uzun Dişli Panda sonunda vazgeçti ve daha fazla şeytan ruhu bekleyerek kısıtlamalarından kurtulmak için doğru anı beklemeye başladı.

Şu an için Nie Li, Uzun Dişli Panda'yı kontrol edebiliyordu fakat gelecekte çok dikkatli olması lazımdı. İtaatsiz bir şeytan ruhu çok tehlikeliydi.

On binlerce şeytan ruhu yedikten sonra ve her ne kadar yediği şeytan ruhlarının az bir kısmını özümsese de bu miktar bile onun onlarca kat güçlenmesini sağlamıştı ve Beş Yıldız Kara Altın Seviye'nin sınırlarına ulaşmasını sağlamıştı. Fakat Efsane Seviye'ye girmek için atılacak adım hiçte kolay değildi.

Nie Li ve diğerleri gelişime devam etti, kurulu olan düzen, yaklaşık iki ay boyunca varlığını devam ettirebilirdi.

Nie Li ve diğerlerinin gelişime odaklandığı zamanlarda Şanlı Şehir'in üstünde birden kara bulutlar gözükmeye başlamıştı.

İnsanların üstünde büyük bir baskı oluşturan bir duygu tüm Şanlı Şehir'i sarmıştı.

Görünüş olarak normal insanlardan biraz farklı gözüken onlarca uzman gökyüzünde sabit bir şekilde süzülmeye başladı.

Sırtlarında kül karası renginde kanatları vardı ve görünüş olarak çok çirkin gözüküyorlardı.

"Burası Ye Han veledinin bahsettiği Şanlı Şehir mi? Gelişi yeterince iyi, bizim Kara Taş Şehrimiz'den daha iyi en azından. Çok güzel bir yer olmasına rağmen burayı koruyan hiç uzman göremiyorum, cennet gerçekten de bana yardım ediyor gibi. Görünüşe göre bu yer artık Wugui Ailesi'nin himayesi altında olacak." dedi uzmanların lideri olan Wu Man gülerek. Onun dondurucu bir his yayan kahkahası tüm gökyüzüne yayılmıştı.

Woooosh!! Wooooosh!! Woosh!!!

Bir kaç kişi Ye Mo'nun önderliğinde uçarak geldi. Onların yaydığı aura Wugui Ailesi'nden gelen uzmanların yaydığı auradan az değildi. Özelliklede Ye Mo, çoktan yasaların gücünü bedeninde döndürmeye başlamıştı.

"Wugui Ailesi'nden gelen arkadaşlar, Eğer Şanlı Şehrim'in bir misafiri olmak isterseniz sizi içtenlikle misafir edebilirim. Yok ben yavşağım sorun çıkarmaya geldim derseniz, beni size karşı kibar olmadığım için suçlayamazsınız. Size geri dönmek için şans bile vermeyeceğim." dedi Ye Mo. Sesi tüm gökyüzünde bir tsunami gibi yayıldı.

Ye Mo gelen insanların auralarını sezdi ve aralarında sadece bir tane Efsane Seviye Uzman olduğunu fark etti. Muhtemelen gözcülük yapmak için gelmişlerdi. Wugui Ailesi'nin gerçek ordusu hala buraya doğru geliyor olmalıydı.

Wu Man kaşlarını çatmıştı, Ye Han'ın söylediklerine göre Şanlı Şehir'de sadece iki tane Efsane Seviye uzmanın olması gerekiyordu. Efsane Seviye olanlardan birisi daha Efsane Seviye olmayı başarmıştı ve diğeri ise kendisini halkın içinde çok zor gösteren gizemli bir kişiydi. Önünde duran yaşlı adam gizemli uzman olmalıydı fakat onun yasaların gücünü kullanabildiğini bilmiyordu.

Wu Man da Efsane Seviye'nin doruklarında olan bir uzmandı ve üstüne Yarı Tanrı Uzman olmaya bir adım uzakta sayılırdı. Bundan dolayı doğal olarak Şanlı Şehir'deki kimseden korkmuyordu.

"Eğer bizi misafir olarak ağırlamak istiyorsanız öncelikle sizde bunu yapabilecek kapasitesinin olup olmadığını kontrol etmek zorundayım. Size bir gelişim testi yapmama ne dersiniz?" Soğuk bir ses tonuyla bağırdı Wu Man ve daha sonra sağ elini kaldırdı. Karanlık bir aura elinde topladı. Onu siyah bir kılıç haline getirdikten sonra Ye Mo'nun olduğu yere doğru savurdu.

Ye Mo'nun bedeni hızlı bir değişime uğradı. Onun birleştiği şeytan ruhu Göksel Aziz Kuş'tu. Sırtında bir çift altın kanat ortaya çıktı ve Wu Man'a doğru uçtu.

Boom!!! Boom!! booom!!!

Siyah kılıcı parçalamıştı ve havada oluşan çarpışmadan dolayı korkunç bir patlama ortaya çıkmıştı. Siyah ve Altın renginde iki beden sürekli olarak birbirleriyle çarpıştı ve hızları bu sürede sürekli artarak bir süre sonra ardıl görüntü oluşturmaya başladı. Güçlü enerji dalgaları gökyüzünde yayılmaya başladı ve sanki bu enerjiden dolayı gökyüzü bile gözyaşı dökmemek için sallanmaya başlamıştı.

Bu savaş, Efsane Seviye'nin zirvesine ulaşmış uzmanlar arasındaki bir savaştı.

Bu karşılaşmada iki tarafta da yasaların gücünü kullandığına dair bir iz vardı. Wu Man'ın yasaların gücünü kavramamasına ve Yarı Tanrı Seviyesi'ne girememesine rağmen ucundan biraz kavramıştı. Ayrıca Ye Mo da, Yarı Tanrı Seviye'den bir adım uzaktaydı.

Booom!!!

Güçlü bir patlama oluştu ve Wu Man geriye doğru ağzından kanlar sızarak uçmaya başladı. Ye Mo ise sadece birkaç adım geriye doğru gitti. Hızlıca nefes alması dışında bir sıkıntısı yoktu.

"İkimiz de Efsane Seviye'nin zirvesinde yer almamıza rağmen senin gücünün benim gücümden çok daha fazla olacağını hayal etmemiştim." dedi Wu Man. Soğukkanlı bir şekilde Ye Mo'ya bakıyordu. "Böyle olsa bile sadece iki tane Efsane Seviye uzmanla birlikte benim Wugui Ailem'e karşı hiç bir şey yapamazsınız. Wugui Ailem'de üç tane Yarı Tanrı Seviye uzman ve on tane Efsane Seviye uzman bulunuyor. Ordumuz buraya geldiği zaman tüm Şanlı Şehir'i yerin dibine gömeceğiz. Şimdi sizlere bir şans daha vereceğim. Wugui Ailem'in önünde diz çökün ve biat edin. Şanlı Şehir'in kontrolünü Wugui Ailem'in ellerine verin ve sizin o sefil hayatlarınızı bağışlayalım." dedi Wu Man.

"Hmph! Şanlı Şehrim'i yok etmek düşündüğünden daha zordur. Wugui Ailesi saldırmak istiyorsa buyursunlar." dedi Ye Mo soğuk bir ses tonuyla. Ye Mo'nun aurası az öncekinden daha güçlü bir hale gelmişti ve Wu Man'a baskı yapan enerji dalgaları yaymaya başladı.

"Böyle diyorsan, size karşı kaba davranacağımız için bizi suçlamamalısınız." Wu Man ıslık çaldı.

Ormanın içindeki dağdan sayısız uzman Şanlı Şehir'e doğru gelmeye başladı. Bu kara gölgeler gökyüzünü bir çekirge sürüsü gibi kaplamıştı.

Bu sahneyi gören Ye Mo kaşlarını çattı ve Ye Zong'un olduğu tarafa doğru baktı. Ye Zong hızlıca kafasını onaylama anlamında salladı ve direkt olarak On Bin Şeytan Canavarı Düzeni'nin olduğu tarafa doğru gitti. Ye Mo'nun Kar Rüzgarı Ruhani Tanrısı'nı kullandığı süre boyunca On Bin Şeytan Canavarı Düzeni'ni hazır hale getirecekti.

Ye Mo, Wu Man'a karşı olan saldırılarını durmadan devam ettirdi. Bir kar fırtınası tüm gökyüzünü etkisi altına alarak gökyüzünü kül grisine dönüştürdü.

"Sadece  sen varsın ve yine de benim Wugui Ailem'e karşı gelmeye cesaret ediyorsun ha? Senin gücün çok düşük." Arkadaşlarının kendisine doğru geldiklerini bildiği için götü biraz kalkmıştı. Bedeninden güçlü bir enerji dalgası ortaya çıktı ve Ye Mo'ya doğru yumruk attı.

Ye Mo'nun içindeki yasaların gücü harekete geçmişti, bundan dolayı gözlerinde bir ışık parlaması gerçekleşti. Az önce Wu Man ile savaşırken tüm gücünü açığa çıkarmamıştı. Wu Man'ın yardımı gelmek üzere olduğundan dolayı eğer Wu Man'ı şimdi öldüremezse ikinci bir şansa hiç sahip olmayabilirdi.

Ye Mo soğuk bir ses tonuyla hırladı ve kar fırtınasının içindeki sayısız buz saçağı Wu Man'a doğru ilerlemeye başladı.

Bu sahneyi gördüğünde bile, Wu Man korkmamıştı. Wugui Ailesi'nin bir üyesi olduğu için bedeninin fiziksel gücüne çok fazla inanıyordu.Kavga esnasında oluşan güç yarışında nasıl olur da bir insanın gücünden korkabilirdi ki?

Bommm!! Booom!!! booommmm!!!

Soğuk buz saçakları Wu Man'ın bedenine çarptıktan sonra kar tanelerine dönüşmüştü.

"Yaşlı adam, bana karşı gerçekten de bu kadar zayıf bir saldırıyla mı geliyorsun?"  dedi Wu Man ve Ye Mo'ya doğru bir yumruk salladı.