Bölüm 207: Ye Mo

avatar
9780 6

Tales of Demons & Gods - Bölüm 207: Ye Mo


 

Çeviri: AllenWalker

 

 Cehennem Bölgesi...

Nie Li ve grubu Cehennem Bölgesinin çıkışına giden yol boyunca karanlıklar içinde ilerlediler.  Yürükleri esnada etraflarında çok hızlı hareket eden bedenleri tamamen siyah yaratıklar görüyorlardı, bu yaratıklara Korkunç Yarasalar deniliyordu.

Bir kaç günlük yolculuktan sonra çıkışa yaklaştıkları zaman Nie Li uzaklarda bir ovada on binlerce uzmanın kamp yaptıklarını fark etti.

Nie Li'nin bir an kalbi hızlandı bu bölge Cehennem Bölgesinin sınırına çok yakın bir bölgeydi. Eğer buradan çıkarlarsa bu uzmanlar için Şanlı Şehri bulmak çok kolay bir mesele olurdu. Bu uzmanlar burada kamp kurarak ne yapmaya çalışıyorlardı acaba?

"Siz üçünüz bana ilerde kamp yapan insanların kökeni bulmada ve onların bu bölgede neden kamp yaptıklarını araştırmada yardımcı olabilir misiniz?" dedi Nie Li, Luo Ming ve diğer iki uzmana bakarak.

"Genç Efendi Nie Li, ben gidip onları araştırırım, diğer ikisi burada kalıp seni korusunlar." dedi Luo Ming bir süre düşündükten sonra. Eğer Nie Li'yi burada korumasız bırakıp giderse kendisini rahat hissedemezdi.

"Tamam." dedi Nie Li.

Luo Ming diğer iki uzmanı bilgilendirdikten sonra gözden kayboldu.

"Oradaki uzmanlar Wugui Ailesinin uzmanları. Onların Şanlı Şehir adında bir yer keşfettiklerini duydum, kiraladıkları çok sayıda ki uzmanla birlikte bahsettikleri yere doğru ilerlemek için hazırlanıyorlar." dedi Luo Ming kaşlarını çatarak. "Cehennem Bölgesinde bulunan on beş şehrin içinde Şanlı Şehir olarak adlandırılan bir yer var mıydı?"

Luo Ming'in söylediklerini duyduğu zaman Nie Li'nin kalbi tekledi. Çok korktuğu olay başına gelmişti. Şanlı Şehir, Wugui adında bir Aile tarafından keşfedilmişti!!

İçinde sürekli büyüyen bir sıkıntı oluştu. Cehennem Bölgesinde toplamda on beş şehir vardı ve bu şehirlerde çok fazla uzman bulunuyordu. Fakat Cehennem Bölgesinin toprakları çok verimsizdi. Buradaki uzmanlar Şanlı Şehir adındaki verimli topraklar barındıran yeri keşfettikleri zaman bu durum tıpkı günlerce aç kalmış kurt sürüsünün önüne bir koyun atmayla benzer bir durum olarak görülebilirdi. Nie Li, Şanlı Şehrin geride hiç bir şey kalmayana kadar yağmalanacağından korkuyordu. Çıkış yolu engellense bile başka bir tünel kazabilirlerdi.

Yeşim Mühür Ailesi yardım etse bile bu kurt sürüsünü durduramayacağından korkuyordu.

Kara Lonca, Şanlı Şehrin varlığını bir kaç yüz yıldır biliyordu fakat Şanlı Şehri Cehennem Bölgesinde bulunan on beş şehrin uzmanlarına anlatmamışlardı. Bu konuyu düşününce Kara Loncanın Şanlı Şehri çoktandır ceplerinde olarak gördükleri varsayılabilinirdi. Bundan dolayı da Şanlı Şehrin varlığını ortaya çıkarmak istememişlerdi.

Çok uzun yıllar boyunca saklamaya çalıştıkları bilgi sonun açığa çıkmıştı....

Bir anda Nie Li'nin aklına bir şeyler geldi. Ye Han!! Ye Han Wugui Ailesine katılmıştı. Muhtemelen bunların hepsini o yapmıştı. Kara Lonca üyelerinin bu kadar zamandan sonra bu bilgiyi yaymaları pek mantıklı gelmiyordu.

Cehennem Bölgesini görmeden önce Nie Li bu bölgenin bu kadar geniş olacağını düşünmüyordu. Kara Loncanın karmaşık güçlerini bir kenara atıp Ye Han'ın yeteneğini düşündüğü zaman Kara Loncayı destekçisi olarak alsa bile onun Şanlı Şehri tehdit edebileceğini düşünmemişti. Fakat olaylar tamamen onun beklediğinden ters bir şekilde gelişmişti. Mevcut duruma bakarak Nie Li'nin tek seçeneği olabildiğince hızlı bir şekilde bir şeyler bulması gerekiyordu.

Cehennem Bölgesinde bulunan on beş şehirde çok sayıda uzman bulunuyordu üstüne çok sayıda Yarı Tanrı Seviyesine ulaşmış uzmanlarda vardı. Ayrıca Wugui Ailesinin gücü Yeşim Mühür Ailesinin gücünden fazlaydı bundan dolayı onlarla uğraşmak sıkıntılı bir durumdu.

Nie Li'nin şu anki gücüyle On Bin Şeytan Canavarı Düzenini kullansa bile Şanlı Şehrin güvenliğini sağlaması mümkün olmayabilirdi.

"Wugui Ailesinde kaç tane çok güçlü uzman bulunuyor?" diye sordu Nie Li, Luo Ming'e bakarak.

"Wugui Ailesinde üç tane Yarı Tanrı Seviye Uzman ve Yirmi Beş Tane Efsane Seviye uzman bulunuyor." dedi Luo Ming herhangi bir şey saklamamıştı. Yolculuğa çıkmadan önce Luo Xiao, Luo Ming'i Nie Li'ye karşı çok saygılı olmasını konusunda tembihlemişti. Luo Ming her ne kadar Luo Xiao'nun Nie Li'ye karşı bu kadar fazla önem vermesini bir türlü anlayamasa da direkt olarak Patrikten gelen emre itaatsizlik yapmaya cesaret edemiyordu.

"Eğer Wugui Ailesi, Şanlı Şehre saldırmak isterse ne kadar uzmanı görevlendirebilirler?" diye sordu Nie Li. Farklı durumlar farklı eylemler gerektirirdi, bu durum hakkında önlem alabilmesi için Wugui Ailesi hakkında bilgiler alması gerekiyordu. Wugui Ailesi saldıracaksa onlarla uğraşacak yöntemi bulması için çok daha dikkatli davranması lazımdı.

"Wugui Ailesine düşman aileler olduğundan dolayı Yarı Tanrı Uzmanlarını Ana Merkezlerinde tutmaları gerekir bundan dolayı onlar çok sayıda Efsane Seviye Uzman göndereceklerdir. Onların hala Şanlı Şehrin nasıl bir yer olduğunu çözmeleri gerekiyor, eğer ki Wugui Ailesi şu anki yerinden vazgeçerse o zaman tüm kuvvetlerini saldırmak için görevlendirirler."

Luo Ming'in söylediklerini duyunca Nie Li'nin kalbi hızlandı. Wugui Ailesi muhtemelen Şanlı Şehrin sadece yerini öğrenmiştir. Bu kadar çok sayıda uzmanı görevlendirdiklerinden dolayı onların Şanlı Şehre ulaşmaları onlarca günü bulacaktır. Nie Li en yüksek hızıyla harekete ederse Şanlı Şehre ulaşması yedi veya sekiz günü geçmezdi. Wugui Ailesinin Şanlı Şehre ulaşması aşağı yukarı bir ayı bulur gibi duruyordu. Üstelik Wugui Ailesi bu kadar dikkatsiz davranmayı göze alamazlardı. Sonuçta onların Şanlı Şehir hakkında bilgileri kısıtlıydı, bundan dolayı onlar şu anda sadece durum öğrenmek için bilgi toplamak için gidiyorlardı.

Ne olursa olsun Nie Li şu anda çok hızlı bir şekilde geri dönmek zorundaydı.

Nie Li, Luo Ming ve diğer iki uzmanı çağırdı ve en hızlı şekilde Şanlı Şehre doğru ilerlemeye başladı.

Luo Ming ve diğer iki uzman Nie Li'nin Şanlı Şehirden geldiğini öğrendikleri zaman çok şaşırdılar. Onlar asla ana dünyada İnsan Irkına ait yıkılmamış bir şehrin olacağını düşünmemişlerdi. Bu basitçe inanılmaz bir olaydı. Onların kurucu Cehennem Bölgesine kaçtıktan sonra dış dünyaya bir daha hiç çıkmamışlardı. Onların düşüncesine göre dış dünyada İnsan Irkının yaşaması için hiç güzel bir alan kalmamıştı.

"Eğer Lord Patrik dış dünyada insanların yaşayabileceği bir yerin varlığını öğrenirse çok heyecanlanacaktır. Biz sonunda dış dünyaya geri dönebiliriz." dedi Luo Ming. O kadar duygulanmıştı ki gözlerinden yaşlar gelemeye başlamıştı.

Nie Li kafasını kaldırdı ve "Her ne kadar Şanlı Şehir şu anda yaşanacak bir yer olarak gözükse de her an Şeytan Canavarlarının saldırısı tarafından yol edilebilir. Üstelik Cehennem Bölgesinde ki güçlerde kaplanın avına baktığı gibi buraya bakıyorlar. Uzun süre geçmeden Şanlı Şehir tamamen ortadan kalkabilir." dedi.

Nie Li'nin Şanlı Şehir hakkında ki bilgileri Luo Xiao'ya söylememesinin sebebi ona daha sonra söylemek istemesiydi. O Kara Taş Şehrine geri döndüğü zaman muhtemelen onun gücü şu anki gücünden farklı olacaktı. Karanlığın ve Işığın güçlerini kullanması üstüne birde İlahi Tanrı Tekniğiyle eğitim yapmasından dolayı geri döndüğü zaman kendine güveni daha fazla olacaktı.

Fakat şu anda, Wugui Ailesinin ortaya çıkması Nie Li'yi çok fazla baskı altında bırakmıştı. Sonuçta Wugui Ailesi üç tane Yarı Tanrı Seviye uzmanın da aralarında bulunduğu bir süper güçtü.

Aniden Nie Li güçlü bir aura hissetti. Gözlerini auranın geldiği tarafa çevirdi ve soğuk bir ses tonuyla "Kimsen sen?" dedi.

Luo Ming gözlerinde bulunan şaşkınlıkla beraber Nie Li'ye baktı. Daha sonra Nie Li'nin baktığı karanlık tarafa doğru döndü. Onun dikkati bir anda yükseldi, bu üçlünün hepsi Efsane Seviye uzman olmalarına rağmen hiç bir şey hissedememişlerdi. Acaba Nie Li biraz fazla mı paranoyaklaşmıştı?

O anda Nie Li'nin baktığı karanlık taraftan birisi yavaşça yürüyerek kendilerine doğru gelmeye başladı.

Karanlıkların içinden gelen kişi bir insandı beyaz saçları ve sakalı vardı. Etrafa olağanüstü bir varlıkmış gibi bir his yayıyordu. Ayrıca aurasında hafif bir prestij ve zalimlik de vardı. Tamamen açığa çıktığı zaman aura tüm bölgeyi etkisi altına almıştı. Bu adamdan yayılan ürkütücü aura Nie Li ve grubunun tüylerinin ürpermesine sebep olmuştu.

Luo Ming ve diğer iki uzman şok geçirmişlerdi. Bu yaşlı adam kendilerinin bir kaç yüz metre yakınlarına kadar fark ettirmeden gelmeyi başarmıştı. Bu yaşlı adamın gücü kesinlikle olağanüstüydü bundan dolayı bu üç uzman temkinli davranmaya başladılar. Karşılarında ki bu adam Yarı Tanrı Seviye Uzman olamazdı değil mi?

"Siz kimsiniz efendim? Neden bizi takip ediyorsunuz?" diye sordu Luo Ming sesi çok soğuk bir tonda çıkmıştı. Luo Ming yaşlı adamın savaşma niyetinde olduğunu düşününce aralarında çıkan savaşın çok şiddetli geçeceğini hissetmişti.

Yaşlı adamı iyice inceledikten sonra Nie Li "Büyükbaba Ye Mo neden buradasın?" dedi.

Nie Li'nin söylediklerini duyan yaşlı adam bir an için durdu ve şaşırmış bir ses tonuyla "Benim Ye Mo olduğunu nasıl anladın? Sen kimsin?" dedi.

"Ben senin damadınım." dedi Nie Li gülümseyerek.

Nie Li'nin dediğini duyan Ye Mo'nun bir anda alnı kırışmıştı. Bu damat nereden gelmişti? Bir torunu olmasına rağmen, Ziyun, her ne kadar evlilik çağına gelse de Ye Zong nasıl olurda kendinin izni olmadan Ziyun'u başka birisiyle nişanlandırırdı ki? Üstüne bir de Ye Mo'nun karşısında ki veledin arka planı hakkında hiçbir fikri yoktu.

"Bu meseleyi Şanlı Şehre döndükten sonra konuşalım." dedi Nie Li gülerek. Nie Li burada Ye Mo ila karşılaşacağını hiç düşünmemişti. Görünüşe göre Ye Mo Cehennem Bölgesini çoktan keşfetmişti.

Ye Mo'dan yayılan Kar Rüzgarı aurasını hisseden Nie Li, Ye Mo'nun çok zengin bir seviyeye ulaştığını hissetti. Şu anda her ne kadar Yarı Tanrı Seviyeye ulaşamasa da Yarı Tanrı Seviyeye ulaşmaya çok uzakta değil gibi duruyordu. Ayrıca Ye Mo'dan yayılan iki garip aura daha vardı. Kara Loncanın her ne kadar Şanlı Şehri ceplerinde görseler de Şanlı Şehre saldırmamalarına şaşmamak lazımdı. Şeytan Lordunun gücü Büyükbaba Ye Mo'nun gücünden fazla olmayabilirdi.

Önceki hayatında Ye Mo'nun kumpasa düşmesinden dolayı Şanlı Şehir düşmanların eline geçmişti. Aksi taktirde yüz milyon tane Şeytan Canavarı bir anda saldırsa bile Şanlı Şehri bu kadar kolay bir şekilde ele geçiremezlerdi.

Ye Mo'nun aklı şu anda biraz karışsa da Nie Li'nin Şanlı Şehirden geldiğine emin olmuştu. Aksi halde kendisinin bir kız toruna sahip olduklarını bilemezlerdi. Ye Mo, Nie Li'nin yanında duran üç uzmanı incelediği zaman bu üç uzmanında Efsane Seviye Uzmanlar olduğunu fark etti. Her ne kadar bu üçlünün gücü kendisine kıyasla biraz düşük olsa da yine güçlü sayılırlardı.

Ye Mo'nun bakışlarını gören Nie Li gülümseyerek "Bu üç uzman Yeşim Mühür Ailesine ait uzmanlar. Beni korumak için burada bulunuyorlar! Ben Yeşim Mühür Ailesiyle bir ittifak kurdum." dedi.

Nie Li'nin sözlerini duyan Ye Mo'nun gözlerine bir şaşkınlık parıltısı yerleşti. On Beş Şehirdeki güçleri göz önüne aldığı zaman Yeşim Mühür Ailesinin gücü ortalamanın üstündeydi. Sonuçta Yeşim Mühür Ailesi Kara Taş Şehrinde güç bakımından üçüncü sırada bulunuyordu. Onlar Ye Mo'yu dikkate bile almayabilirlerdi.

Fakat Nie Li az önce Yeşim Mühür Ailesiyle ittifak kurduğunu mu söylemişti? Ye Mo'nun kafası biraz karışmıştı. Nie Li'den yayılan aurayı incelediği zaman onun çoktan Beş Yıldız Altın Seviye bir uzman olduğunu hissetti. On dört yaşında bu seviyeye ulaşmayı başarmıştı. Ye Mo böyle dahi bir çocuğun hangi aileden geldiğini çözememişti.

"Az öne rahatsızlık verdiğim için kusura bakmayın." dedi Ye Mo aynı zamanda aurasını geri çekti ve Luo Ming ve diğer iki uzmana bakarak kafasını salladı.

"Genç Efendi Nie Li'nin kıdemlisi olduğunuzdan dolayı böyle kibar davranmanıza gerek yok." dedi Luo Ming ve diğer iki uzman. Hemen ardından ellerini ortada birleştirip selam verdiler.

Ye Mo bu durum karşısında biraz meraklanmıştı. Nie Li'ye karşı bu üç uzman neden bu kadar saygılı davranıyordu acaba? Onları Nie Li ile aralarında nasıl bir ilişki var? Nie Li bu kadar fazla saygılı davranılmayı nasıl başardı acaba?

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44224 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr