Bölüm 166: Bir Kaza!

avatar
7370 4

Tales of Demons & Gods - Bölüm 166: Bir Kaza!


 

Çeviri: Allenwalker Düzenleme: Dunklesplatz

 

"Bu durumun farkındayım. Çoktan bu durumla ilgili ayarlamaları yaptım." dedi Ye Zong kafasını onaylama anlamında sallayarak. Nasıl olurda böyle önemli bir durumun farkına varmazdı ki?

 

"O zaman her şey yolunda." dedi Nie Li.

 

"Ah, bir konu daha var." dedi Ye Zong ve devam etti "Ben Kar Rüzgarı Dev Maymunuyla savaşırken gizemli bir uzman yasak bir teknik kullanarak beni kurtardı. Bu gizemli uzmanın senin ustan olduğunu tahmin ediyorum."

 

"Benim ustam mı?" Nie Li bir anlığına şaşırmıştı. O bu konuyu nerdeyse unutmuştu. Kafasıyla onayladı ve "Benim ustamdı. Ne oldu?"

 

"Ustana benim adıma teşekkür et. Ayrıca, Kar Rüzgarı Dev Maymunun şeytan ruhunu yakaladım. Bu bilgeliğini açmış Kara Altın Seviye bir şeytan ruhu olduğu için değeri çok yüksek. Bu şeytan ruhunu ustana geri verir misin?" dedi ve uzaysal yüzüğündeki Şeytan Ruhunu çıkarıp Nie Li'ye doğru uzattı.

 

Nie Li gülümsedi ve "Ustam, Kar Rüzgarı Dev Maymunun kendisinin işine yaramayacağını bana önceden söyledi. Kayınbabam olarak sana ne hediye edeceğini çok uzun zamandır düşünüyordu. Bundan dolayı bu şeytan ruhunu çeyizim olarak kabul edebilirsin."

Ç.N: Al işte :)

 

"Çeyiz mi?" Ye Zong olduğu yerde donmuştu. Nie Li ve Ye Ziyun'un nişan töreni daha yapılmamıştı ve şimdiden çeyizini mi sunuyordu? Onun yüzü karardı ve "Nie Li tüm bunlar senin uyduruğun şeyler olamaz değil mi?" diye sordu.

 

Nie Li aniden ciddi bir ifade takındı ve "Benim ustam babam gibidir. Ustama olan saygımı sadece cennetler dünya yargılayabilir. Onun izni olmadan bu kadar değerli bir şeyi sana nasıl verebilirim?" dedi.

Ç.N: Senin yalanlarını ....

 

Ye Zong, Nie Li'nin takındığı ifade karşısında şaşırmıştı. Bu şeytan ruhu gizemli uzman tarafından gerçekten çeyiz olarak mı hediye ediliyordu? Kabul etmeli mi etmemeli mi? Eğer kabul ederse bu uzmana karşı  ayıp bir hareket olarak değerlendirilebilinirdi. Kabul ederse de kızını Nie Li ile evlendirmiş olarak düşüneceklerdi.

 

Fakat, Ye Zong'un daha önce kabul ettiği şeylerin bundan aşağı kalır yanı da yoktu. On Bin Şeytan Canavarı Düzeni, Kan Kristalleri şimdi de Kar Rüzgarı Dev Maymunun Şeytan Ruhu. Bu yolun geri dönüşü çok zordu. Tüm bunların hepsini kabul etmek ne kadar kolay olsa da geri ödemesi bir o kadar zordu. Ye Zong açıkça içinden ağlıyordu şu anda. Eğer bu evliliğe karşı çıkmaya devam edecek olursa nasıl karşı çıkacağını bulamıyordu.

 

Eğer Dev Maymunun şeytan ruhuyla birleşirse büyük ihtimal Efsane Seviye olacaktı. Kabul etmeli ki bu tür bir ayartma çok etkili bir yöntemdi. Eğer Ye Zong Efsane Seviyeye ulaşırsa Şeytan Canavarı sürülerinin sebep olduğu tehlike hissi bir nebze azalmış olacaktı.

 

Kabul et veya etme. Ye Zong bu iki düşünce arasında bir süre gidip geldi. Dişlerini sıktı ve kabul etti. Bu kadar çok şey kabul ettikten sonra bunu kabul etmekte çok büyük bir mesele olmazdı.

Ç.N: Ye Zong elini bir kere kaptırdı. Nie Li ruhunu bile elinden alacak bu gidişle.

 

"Öhöm.. öhöm.. Nie Li, Kar Rüzgarı Dev Maymununu kabul ediyorum. Ye Ziyun evliliği kabul ettiği sürece tek kelime dahi etmeyeceğim. Fakat eğer olurda kabul etmezse... "

 

"Ortada anlaşmazlık olmadığı sürece her şey iyi olacaktır." dedi ve güldü Nie Li. "Ye Ziyun kabul ederse hiçbir zaman onu mutsuz etmeyeceğim!"

 

Ye Zong'un yüzü kızarmıştı fakat bu konu hakkında hiçbir şeyde yapamıyordu.

 

"İlk ben ayrılacağım!" dedi Nie Li.

 

Nie Li'nin ayrılışını izledikten sonra Ye Zong gülümsedi ve hemen bağdaş kurup yere oturdu ve Dev Maymunun şeytan ruhuyla birleşmeye başladı. Ye Zong'un Siyah Pullu Yeryüzü Ejderi her ne kadar Ejderha kanı taşısa da Dev Maymunla kıyaslanın güçsüz kalıyordu. Bilgeliğini açmış şeytan ruhu sayısı çok azdı hatta Efsane Seviye olmuş şeytan canavarları bile açamıyordu bilgeliğini. Bilgeliğini açan şeytan canavarları Efsane Seviye olmuş sayılabiliniyordu. Sonuçta Ye Zong, hiç tereddüt etmeden Siyah Pullu Yeryüzü Ejderinden ayrılıp, Dev Maymunla birleşmeye başladı.

 

Aziz Ailede;


Her çeşit değerli eşya yerin altına taşınmıştı. Eve döndükten sonra Shen Hong sinirden kudurmuş gibiydi ve eline ne geçse parçalamaya başlamıştı.

 

Uzun yıllar sonra bile gelişimi Ye Zong'un altına kalmaya devam ediyordu. İkisinin de gelişimi Kara Altın seviye olsa da Ye Zong'u yenmeye gücü yetmezdi. Shen Hong bu gerçeği hiçbir zaman kabullenememişti. Bu seferde Ye Zong çok değerli bir Kar Rüzgarı Dev Maymunun şeytan ruhunu elde etmişti. Bu durum onu çileden çıkartmıştı.

 

Ye Zong, Dev Maymunla birleştiği zaman Efsane Seviye bile olabilirdi.

 

"Neden benim böyle güzel bir hayatım olmadı?" Shen Hong çok öfkeliydi. "Ye Zong, biz ikimiz birlikte büyümüş olsak bile, senin gelişimin her zaman benimkinden iyi olmuştur. Beni her konuda geçmeyi başarıyordun ve Şanlı Şehrin Lordu pozisyonunu bile elde ettin. Sen Şanlı Şehirdeki en güzel kişiyle bile evlendin. Ben senden nasıl olurda daha kötü olabilirim? Tek sebep benim gelişimim her zaman senin gelişimine karşı daha kötüydü. Bunun sebebi de senin Kar Rüzgarı Ailesinin saf torunu olmadır.

 

Shen Hong çok sinirliydi, yüzü seğirmeye bile başlamıştı.

 

"Bir gün, elindeki her şeyi alacağım. Tıpkı eşini zehirlediğim gibi. Sahip olduğun her şeyi elinden alacağım!" Shen Hong yumruklarını o kadar sıkıyordu ki ellerinden çatlama sesleri geliyordu.

Ç.N: De amk de. Kadının ne suçu vardı o.. cocu

 

Uzun zaman geçtikten sonra Shen Hong biraz sakinleşmişti, gözlerindeki kıskançlık belirtileri yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştı.

 

Ye Zong dışında, Shen Hong'un en nefret ettiği ikinci kişi ise Nie Li idi. Nie Li'nin ortaya çıkmasından sonra, Aziz Aile, Kar Rüzgarı Ailesinin dikkatini üstüne çekti ve şimdiki konumuna geriledi. Yavaş yavaş Şanlı Şehrin merkez aile konumlarını kaybetmeye başlamışlardı.

 

Normalde, bir veya iki yıl içerisin de Aziz Ailenin hazırlıkları tamamiyle bitmiş olacaktı. O zaman Kar Rüzgarı Ailesi harekete geçse bile Aziz Aileye karşı kendilerini savunamayacaklardı. Fakat şu anda, Aziz Aile izleniyordu ve bundan dolayı herhangi bir şey yapamıyorlardı.

 

"Ye Zong, sen benim Aziz Ailemin hiç bir şey yapamayacağını mı düşünüyorsun? Aziz Ailemi çok yanlış değerlendirmişsin. Çok geçemeden sana acı meyveleri tattıracağım!"

 

Bir muhafız koşarak içeri girdi, Shen Hong'un önünde diz çöktü ve "Lord Patrik, Şehir Lordundan yeni haberler aldık. Şehir Lordu on gün içerisinde tüm ailelerin uzmanlarını şeytan canavarlarına karşı savunma konusunda tartışmak için çağırıyor." dedi.

 

"Şeytan canavarı sürüsüne karşı Şehri savunmak için kullanılabilecek yöntemler hakkında tartışmak mı istiyor?" Shen Hong derin düşüncelere dalmıştı. Şeytan Canavar Sürüsünün baskını yeni bitmişti ve diğer ailelerin uzmanlarını çağırması mantıklı fakat Aziz Ailenin durumu şu anda muallakta. Shen Hong, Ye Zong'un başka planlarının olmasından korkuyordu. Bu pozisyondayken katılmazsa büyük ihtimalle diğer uzmanların tartışma konusu olacaktı.

 

"Görünüşe göre bende katılacağım." diye düşündü Shen Hong. Fakat önlem olarak bazı hazırlıklar yapması lazımdı.

 

Ye Ziyun'un odasının içinde;

 

Ye Ziyun, Xiao Ning'er'e yaralarını tedavi etmesi konusunda yardım ediyordu. Bir havlu aldı ve dikkatli bir şekilde bedenini sildi.

 

İkisi de sessiz bir şekilde uzun bir süre durdular. Bu ikili çocukken en yakın arkadaştılar. Fakat zaman geçtikçe araları açılmıştı. İkisi Nie Li ile tanışana kadar da bir araya gelmemişti. Onların büyümesinden dolayı bazı şeyler değişse de bazı şeyler aynı kalmıştı.

 

"Ning'er konuşmayalı baya zaman oldu." dedi Ye Ziyun üzgün bir şekilde.

 

"Evet." dedi Xiao Ning'er.

 

Ye Ziyun çocukluk anılarına daldı. O zamanlar masumlardı ve kahkahaları Şehir Lordunun Konağının her tarafında yankılanıyordu. Fakat Ning'er daha sonra buradan ayrıldı ve Ye Ziyun bu soğuk duvarlar arasında sonsuz yalnızlığıyla baş başa kaldı.

 

Ziyun, Xiao Ning'er'in öfke nöbetine girdiği zamanı hatırladı ve Ning'er ağlayarak kendisine "Ziyun senden nefret ediyorum! Sen Şehir Lordunun kızısın ben ise bir hiçim. Sen hep iyi bir şekilde yaşıyorsun ve benim duygularımı hiç bir zaman önemsemiyorsun!"

 

O zamandan sonra Xiao Ning'er bir daha hiç Konağa gelmemişti. Ye Ziyun'da kendisinden nefret ediyordu ve her zaman pişmandı bu konu hakkında. En yakın arkadaşını kendi elleriyle kovalamıştı. Enstitüye girdiği zaman, Dahiler Sınıfına gitmemişti, Xiao Ning'er'in bulunduğu Çırak Savaşçılar sınıfına gitmişti.

 

Sınıfa girdiği zaman Xiao Ning'er'le karşılaşmıştı fakat Ning'er'in yüzünde soğuk bir ifade vardı. O, Ning'er'le yakınlaşmaya çalıştı fakat Ning'er tarafından soğuk bir şekilde ret edildi.

 

"Biz aynı dünyaların insanı değiliz."

 

Ning'er bir kere daha Ziyun'a bunları söylemişti.

 

O zaman Ye Ziyun hıçkıra hıçkıra ağlamak istemişti. O Şehir Lordunun kızı olmamayı diliyordu. O, Şehir Lordunun kızı olduğundan dolayı hiç bir zaman mutlu hissetmemişti.

 

Çok geçmeden Ye Ziyun, Ning'er'i bir kere daha gülümserken görmüştü. Ne zaman Nie Li ile konuşsa yüzünde çiçekler açıyordu. İşte o zaman Ye Ziyun, Nie Li'nin nasıl birisi olduğunu merak etmeye başlamıştı. Nie Li tam olarak ne yaptı da Xiao Ning'er'in dikkatini üstüne çekmişti?

 

Daha sonraları her ne kadar Nie Li tarafından rahatsız edilmesine rağmen Nie Li'den hiç nefret etmemişti. Aksine ona dair iyi izlenimlere sahipti. Fakat ona hiçbir zaman Ning'er kadar sevgi beslememişti.

 

"Endişelenme, Onu senden çalmayacağım. Tüm gün ahlaksız olan Nie Li gibi birisi olmayacağım." dedi Ye Ziyun Xiao Ning'er'e bakarak. Fakat o bu kelimeleri söylediği zaman kalbinin ağrımasına engel olamıyordu. Nie Li, Ning'er seni bu kadar çok severken neden ben rahatsız etmeye devam ediyorsun.

 

"Ye Ziyun... ben..." Ye Ziyun'un söylediklerini duyan Xiao Ning'er birşeyler söylemek istiyordu.

 

Ye Ziyun gülümseyerek kafasını kaldırdı ve "Şu anda bu konu hakkında tartışmayalım." dedi ve Ning'er'e vücudundaki kanları temizlemede yardım etmeye devam etti.

 

Yaralarından dolayı Ning'er'in vücudunda kan izleri vardı. Vücudunda ki bütün kanları temizledikten sonra bu pürüzsüz ve narin, yeşim gibi teni, bir kez daha kristal berraklığına kavuşmuştu. Şu anda göğsünün bir kısmı kapalıydı. Kıvrılmış figürü açık bir şekilde belli oluyordu.

 

Ye Ziyun'un da üstünde sadece ince bir kıyafet vardı. Onun narin bir şekli çok belli olmasa da bu kıyafetin altında belli oluyordu.

 

Eğer odada başka birisi olsaydı bu ikilinin güzelliği karşısında şok geçirirlerdi. Bunun kesinlikle bir büyü olduğunu düşünürdü.

 

Tam Ye Ziyun, Xiao Ning'er'in kirli olan yerlerini temizlemeye yardım ederken, dış kapı gıcırdayarak açıldı ve içeri birisi atıldı. İçeri giren kişi Nie Li idi.

Ç.N: Bilerek yapmadıysa... :)

 

"Ziyun Ning'er nasıl oldunuz......" Nie Li'nin bakışları Ye Ziyun ve Ning'er'in üstüne kitlendi ve olduğu yerde donup kaldı.

 

Nie Li'nin aniden içeri girmesinden dolayı Ning'er ve Ziyun'da donup kalmışlardı. Onlar kimsenin aniden içeri girmesini beklemiyordu. O kadar hızlı buraya gelmişti ki ikisi de üstlerine daha düzenli bir şey giyme fırsatı bulamamıştı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr