Bölüm 339: Çevrelenmek

avatar
11514 30

Tales of Demons & Gods - Bölüm 339: Çevrelenmek


 

Çevirmen: Allenwalker Düzenleme: Asile

 

On Bin Nehirler ve Dağlar resminin içinde baya bir Tanrı Gölü olmuştu. Düşük Kalite Tanrı Gölleri aylık yaklaşık olarak on bin Ruhani Taş üretiyordu. Orta Kalite Tanrı Gölü ise çok daha fazla Ruhani Taş üretiyordu. Tek bir ayda altmış bine yakın Ruhani taş ve yüzlerce Ruhani Taş Özü üretiyordu.

 

Bu göllerin bir kaç tanesinin ürettiği Ruhani Taş miktarı tüm Şeytan Birliğine yetiyordu zaten.
Bundan dolayı Nie Li, Gu Bei'ye daha fazla adam bul demişti. Ne kadar fazla o kadar iyi.

 

Şeytan Birliği üyelerinin güçleri çok fazla olmasa da Nie Li'nin onlara verdiği Ruhani Taşlardan dolayı İlahi Tüyler Tarikatı’nın diğer öğrencilerine göre daha hızlı gelişiyorlardı.

 

Diğer birlikler Gu Bei'nin birliğinin bu kadar hızlı büyümesini gördükleri zaman biraz korkmuşlardı.

 

Birkaç tane öğrenci Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’nün bir yerinde bir araya gelmişti.

 

Bu öğrencilerin arasında Gu Heng, Murong Yu ve birkaç birliğin daha Patronları vardı.

 

Gu Heng burada toplanan kişilere baktı ve "Evet, sizi neden burada topladığımı merak ediyor musunuz? Gu Bei'nin kurmuş olduğu birlik bu kadar kısa sürede üç bin üyeye ulaşmayı başardı. Eğer onların bu büyümesini durduramazsak gelecekte onlara rakip olamayız." dedi.

 

"Patron Gu Heng, biz onların bir ayda ne kadar harcadıklarını hesapladık. Şu anda Gu Bei aylık yüz binden fazla Ruhani Taş dağıtıyor. Böyle bir harcamayla çok uzun süre ayakta duramaz. Eğer hala genişlemeye çalışmak isterse aylık dağıtacağı Ruhani Taşları bulmakta zorluk çekecektir. Kısa zamanda onların kendiliğinden dağılacağını düşünüyorum."

 

"Bende öyle düşünüyorum. Aylık yüz binden fazla Ruhani Taş elde etmek hiçte kolay değil. Gu Bei bunu devam ettiremez!"

 

Birliklerin çoğu Gu Bei'nin bu birliği çok uzun süre bir arada tutamayacağını düşünüyorlardı. Elindeki Ruhani Taşlar bittiği zaman birlik zaten kendiliğinden dağılacaktı. Onların bir şey yapmasına gerek bile yoktu.

 

Gu Heng soğuk bir ifadeyle etrafına bakındıktan sonra ciddi bir ses tonuyla "Sizin bu düşünceniz hatalı. Onlar şu anda İki Kader'in üzerindeki herkesi alacaklarını duyurdular." dedi.

 

"Bu nasıl olabilir?"

 

"Ben bu olayı araştırdım. Gu Heng doğru söylüyor." dedi Murong Yu ciddi bir ses tonuyla ve devam etti "Onların bu kadar fazla Ruhani Taşı nereden bulduklarını bilmiyorum ama Ruhani Taşları hiçte bitecekmiş gibi durmuyor. Gu Bei tek bir açık arttırmada dört yüz bine yakın Ruhani Taş harcadı. Benim tahminlerim onun Antik bir süper hazine elde ettiği yönünde. Bu hazine sayesinde bu kadar abartılı hareket ediyor."

 

Antik bir süper hazine mi?

 

Murong Yu'nun söylediklerini duyan diğer birlik patronları çok şaşırmışlardı.

 

Yazık olmuştu. Gu Bei'nin elinde böyle bir hazine olsa bile bu hazineyi dış dünyaya asla getirmezdi. Bundan dolayı bu hazineyi çalma fikrini düşünmemişlerdi bile.

 

Murong Yu burada bulunan herkesi süzdükten sonra gülümseyerek "Onların sınırsız sayıda Ruhani Taşı varsa ne olacak? Şeytan Birliği bu kadar iyi maaş vermeye devam ederse sizin adamlarınız ne düşünecek acaba? Böyle giderse adamlarınızın size karşı olan sadakati ne olur? Öncesi kadar istekli çalışırlar mı? Sizler Şeytan Birliğiyle aynı miktarda maaş verebilir misiniz?" dedi.

 

Bu sırada Gu Heng söze atladı ve "Murong Yu'nun söyledikleri doğru. Şeytan Birliği kuralları ihlal ediyor. Eğer gelişmeye bu şekilde devam ederlerse Gu Bei'nin de yeteneğiyle birlikte Gu Klanı Patrik Pozisyonu onların olur. Eğer bu olursa hepimiz biteriz!" dedi Gu Heng. Daha sonra "Bu konuyla ilgili birisinin yardımı aldım. Sizleri bunun için burada topladım." dedi.

 

"Patron Gu Heng lütfen söyleyin."

 

Burada bulunanlar Gu Heng'in ne söyleyeceğini bilmeseler de onun yardımını aldığı kişi kesinlikle basit birisi olamazdı. Sonuçta Gu Heng bu kişiden bahsederken çok saygılıydı.

 

"Eğer hepimiz birlik olursa elimizde on beş bin kişilik bir ordu olacaktır. O zaman Şeytan Birliğini ezer geçeriz. Eğer Şeytan Birliğinin güçlenmesini engellersek onları dağıtmak çok daha kolay olur." dedi Gu Heng.

 

Burada bulunan birlik patronlarının yüzünde tereddüt vardı.

 

"Patron Gu Heng, Gu Bei şu anda Gu Klanı’nın birinci sıradan halefi. Senin ne demek istediğini anladık fakat biz senin gibi değiliz. Bizler Gu Klanı’nın birinci sıradan halefiyle uğraşamayız."

 

Burada bulunan insanlar dış dünyada belli bir güce ulaşmayı başaran akıllı insanlardı. Gu Heng'in neyin peşinde olduğunu anlamışlardı. Gu Bei'yi aradan çıkarmak için onların gücünü kullanmak istiyordu. Fakat şu anda Gu Heng'in aile içi konumu sallantıdaydı bundan dolayı birlik patronları bu meseleye bulaşmak istemiyorlardı.

 

Gu Heng'in gözlerinde ürpertici bir parıltı oluştu. Burada bulunan insanların çıkar elde etmeden hiçbir şey yapmayacaklarını anlamıştı. Ciddi bir ifadeyle "Bu mesele tek benim meselem değil. Eğer Şeytan Birliği büyümeye devam ederse ilerde hiçbiriniz şu anki kadar rahat olamazsınız. Şeytan Birliği tehdidini ortadan kaldırmama yardım ederseniz hepinize 'Dharani' tekniğini vereceğim." dedi.

 

Gu Heng'in söylediklerini duyan birlik patronları şok olmuşlardı.

 

"Patron Gu Heng siz ciddi misiniz?"

 

"Ciddiyim." dedi Gu Heng ve devam etti "Sözümden asla dönmem."

 

"Tamamdır. Ben yardım edeceğim."

 

"Bende!"

 

'Dharani' Tekniği Gu Klanı’nın gizli tekniğiydi. Söylentilere göre bu tekniği öğrenebilmek için son derece yetenekli olmak lazımdı. Eğer bu teknik dışarı sızarsa Gu Klanı kesinlikle onu atardı. Burada bulunan birlik patronları Gu Heng'in bu kadar ileri gideceğini düşünmüyorlardı.

 

Gu Heng'in gözünde bir kere daha ürpertici parıltı oluştu. Gu Heng'in burada bulunan adamları kandırması için elindeki kozdu bu teknik. Zamanı geldiği zaman Gu Heng onlara sahte bir teknik verecekti. Sonuçta burada bulunanların hiçbiri bu tekniği daha önce görmemişlerdi.

 

Gu Heng bu adamlara para verecek birisi değildi. Bu yöntemle tek bir taş bile harcamadan burada bulunanları kendisi için çalışmaya ikna etmişti.

 

"Patron Gu Heng sözleşme yaparsak sizinle anlaşırız." dedi Patronlardan birisi.

 

"Sizinle sözleşme yapabilirim ama sözleşmeyi yazıt desenle mühürleyeceğim. Zamanı geldiğinde mührü açarız sözleşmeyi yerine getiririm." dedi Gu Heng.

 

"Tamam." dedi birlik patronları. Sözleşme yaptıkları sürece Gu Heng'e güvenebilirlerdi.

 

Birlik Patronları da Şeytan Birliğinin kendileri için büyük bir tehdit olduğunun farkındaydılar. Aksi halde Gu Heng'in bu toplantısına katılmazlardı zaten.

 

Gu Heng'in onları kandırmaya çalıştığını düşündükleri için onların elinde koz vardı artık. Eğer Gu Heng aralarındaki köprüyü yıkmaya çalışırsa sonuçlarına katlanırdı. Burada çok fazla adam vardı eğer Gu Heng'e karşı bir savaş başlatırlarsa onun Patrik Konumu için yarışında ona zarar verebilirlerdi.

 

Zamanı geldiğinde Gu Heng bunlarla ilgilenecekti. Şu anda Gu Bei'yi halletmesi lazımdı. Bu konuya kıyasla diğer konular önemsizdi.

 

Hızlıca Gu Heng birlik patronlarına Şeytan Birliği ile nasıl uğraşacaklarını anlatmaya başladı. Şeytan Birliğini yok etmek için on beş bin uzman yeterde artardı.

 

Bir grup uzman enstitüden dış dünyaya çıktı.

 

Bir Tanrı Gölünde.

 

Tanrı Gölü kurumak üzereydi. Fakat Nie Li bu gölün kökünü almak için zaman bulamamıştı. Bundan dolayı burası Şeytan Birliğinin toplanma noktası olmuştu. Binlerce adam burada toplanmıştı. Diğerleri şeytan canavarı avına çıkmıştı.

 

Gu Bei ve Lu Piao birliğe yeni katılan üyeleri eğitiyorlardı. Standartları öğrenmeleri gerekiyordu. Sadece sıkı ve adil bir disiplinle güç elde edebilirdin. Adil olma konusuna gelince Li Xingyun onlara neler yapmaları gerektiğini anlatmıştı.

 

Bir anda Heng Yan yaralanmış bir şekilde yanlarına geldi.

 

"Efendi Bei, pusuya düşürüldük. Yüzlerce adamımız öldü." dedi acı bir ifadeyle. Onun yaralarından hala kanlar akıyordu.

 

"Yaraların için Ruhani İlaç. Al çabuk." dedi Gu Bei ve devam etti "Olanları sakince anlat bakim şimdi."

 

Heng Yan ilacı içtikten sonra bir nefes aldı ve "Bir grup uzman tarafından pusuya düşürüldük. Düşmanların hepsi Göksel Yıldız Alemi gücündeydiler. Onlara karşı kazanma imkanımız yoktu. Bizde kaçtık." dedi.

 

Bir grup Göksel Yıldız Alemi gücünde uzman mı?

 

Gu Bei kaşlarını çatmıştı. Onların düşman olduğu insanlar Gu Heng ve Murong Yu idi. Şeytan Birliğine karşı savaşabilecek tek kişi de Gu Heng'di.

 

Gu Heng sonunda harekete geçmişti demek.

 

"Herkesi geri çağır. Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’ne geri dönüyoruz." dedi Gu Bei. Şu anda sahip olduğu güç seviyesi Gu Heng'le kapışacak kadar iyi değildi.

 

Gu Bei tam Şeytan Birliğini geri çekiyordu ki gökyüzünde bir anda uzmanlar ortaya çıktı.

 

On binin üzerindeki uzman Şeytan Birliğinin etrafını sarmıştı. Onlara liderlik eden kişi ise Gu Heng'di!

 

"Küçük Kuzen Gu Bei, uzun zaman oldu." dedi Gu Heng, Gu Bei'ye bakarak.

 

Gu Bei sakin bir ifadeyle "Son karılaşmamızdan bu yana oldukça iyi olduğunu düşünüyorum kuzen Gu Heng. Buraya çok fazla adamla gelmişsin. Ben bunun bir ziyaret olduğunu düşünmüyorum. Haksız mıyım?" dedi.

 

"Buraya birkaç konu hakkında konuşmak için geldim." dedi Gu Heng.

 

"Konu neymiş? Merak ettim." dedi Gu Bei. Gu Heng'in buraya getirdiği adamların sayısı çok fazlaydı. Buradan kaçmak kolay değildi. Şeytan Birliği bugün büyük bir katliama maruz kalacaktı galiba.

 

Gu Heng gözlerini kıstı ve "Eğer Küçük Kuzen Gu Bei, Patrik Pozisyonu için yarışmaktan vazgeçer ve Şeytan Birliğini dağıtırsa aramızda olanları unuturum. Ben senin benimle birlikte Gu Klanı’nı yönetmene izin vereceğime söz veriyorum. Ne dersin?" dedi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44260 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr