Bölüm 325: Erkek Kardeş ve Kız Kardeş

avatar
11825 30

Tales of Demons & Gods - Bölüm 325: Erkek Kardeş ve Kız Kardeş


 

Çevirmen: AllenWalker Düzenleyen: Asile

 

Arenada her biri kendi gözlemcisine sahip altmış civarı küçük arena bulunuyordu. Bu olaya 'seçkin' toplantı demek yanlış olmazdı.

 

Kül Alevi Ailesi, Gu Klanı ve Ejderha Mührü Ailesi’nin bu tipteki arenaları vardı. Bu kapışmaların aileye yeni katılanların gücünü ölçme amacıyla düzenlendiğini varsaymak yanlış olmazdı.

 

"Oraya gidelim." dedi Gu Lan gülümseyerek.

 

"Tamam." dedi Gu Bei. Dışarıdan çok sakin görünüyordu ama içinde hiç sakin değildi.

 

Grup Gu Heng'in bulunduğu tarafa bakmaya başladı. Gu Bei gücünü topladı ve hafifçe Gu Lan'ı oturduğu sandalyeden kaldırdı.

 

Gu Lan ve Gu Bei'nin geldiğini gören Gu Klanı sakinleri kendi aralarında kısık sesle konuşmaya başladılar.
"Gu Lan ve Gu Bei de gelmiş."

 

"Gu Lan sakatlığından bu yana ilk defa kendini gösterdi."

 

Gu Klanı sakinleri üzgün bir şekilde iç çekmişlerdi. Gu Klanı’nda Gu Lan'ı destekleyen bir çok güç vardı. Gu Lan sakatlanmadan önce Gu Klanı’nda oldukça önemli bir konuma sahipti. Her ne kadar sakatlansa da hala Gu Lan'a oldukça fazla saygı duyuyorlardı.

 

"Dün olanları duydunuz mu? Gu Bei dünkü açık arttırmada çok fazla para harcamış. Yaklaşık olarak dört yüz bin Ruhani Taş harcamış. Dört yüz bin!! Bu parayı nereden buldu acaba?"

 

"Gu Bei henüz dış dünyaya çıkmadı. Orada ne bir gücü var ne de bir Tanrı Gölü. Bu kadar fazla Ruhani Taşı nereden buldu acaba?"

 

"Emin değilim. Sadece para harcamak bir yetenek değildir. Büyük ihtimal harcadığı paralar Gu Lan'ın parasıdır."

 

Klan üyeleri kendi aralarında kısık sesle konuşmaya devam etti. Gu Lan sakatlandıktan sonra klan üyeleri Gu Bei'den bir şeyler beklemişlerdi fakat Gu Bei'nin aylak, serseri birisi olduğu ortaya çıkınca hepsi hayal kırıklığına uğramıştı. Bu kadar genç yaşta yirmi tane eş almıştı kendisine. Her ne kadar onun Ruhani Kökü Yedinci Seviye Cennet Ruhani Kökü olsa da gelişim seviyesi hiç artmıyordu.

 

Gu Bei'yi her zaman çöp olarak görmüşlerdi, Dünya Kader Alemi uzmanları bile ona çöp muamelesi yapıyordu.

 

Fakat onun dünkü gösterdiği performans herkesi biraz da olsa şaşırtmıştı. Sonuçta bu kadar fazla miktardaki parayı sıradan hiçbir insan elde edemezdi. Bundan dolayı Gu Bei hakkındaki düşüncelerini tekrar gözden geçirmişlerdi.

 

Bugün Gu Bei ve Gu Lan birlikte gözükmüştü. Onların bir planı var gibi duruyordu.

 

Gu Heng'de Gu Bei ve Gu Lan'a bakamaya başladı. Gülerek "Gu Lan, Gu Bei sizde mi bu toplantıya geldiniz." dedi.

 

Sözlerini bitirdikten sonra gözlerinde kimsenin fark edemeyeceği bir parıltı oluştu. Gu Bei'nin dünkü performansını o da duymuştu.

 

Gu Bei'nin dünkü hareketi Gu Heng'i biraz endişelendirmişti. Bu iki kardeşten birisi sakatlanmıştı diğer ise rahat durmamaya başlamıştı.

 

'Fakat ne kadar çabalarsanız çabalayın sizin bir başarı elde etmenize izin vermeyeceğim.'

 

Gu Bei gülerek "Sana da iyi günler Kıdemli Kuzen Gu Heng. Sadece takılmaya geldik. Bu akşamki atmosfer çok iyi değil mi sence de?" dedi.

 

Birkaç kıdemli Gu Lan'a bakmaya başladı.

 

"Gu Lan, nasılsın?" dedi altın sarısı bir cüppe giyen kıdemli. Bu kıdemli Gu Klanı’nın birinci kıdemlisi Gu Ya idi.

 

"Teşekkür ederim Birinci Kıdemli. Daha iyi hissediyorum."  dedi Gu Lan. Şu anda çok özel bir teknik kullanarak gelişim seviyesini bastırıyordu. Bundan dolayı Gu Ya bile onun gelişim seviyesini göremiyordu.

 

"İyi." dedi birinci kıdemli. Gu Lan'ın meridyenleri tıkanmıştı ve bundan dolayı kendisini sakatlamıştı. Cennetler gerçekten de Gu Klanı’nı kutsamamıştı. Bu kızın yeteneği yüz yılda bir ortaya çıkabilecek bir yetenekti. Gu Heng'in yeteneğinden çok çok daha iyi bir yeteneğe sahipti.

 

Gu Heng iç çekti ve "Yazık! Gu Lan'ın yüzü eskisine göre daha canlı gözüküyor. Tıkanmış meridyenleri tedavi edebilecek bir yöntemin olmaması çok kötü."  dedi.

 

Gu Hen her ne kadar içten konuşuyormuş gibi görünse de Gu Lan onun sözlerinde alaycı ifadeyi hissedebilmişti. Eğer bu sözleri önceden duymuş olsaydı kesinlikle kalp kırıklığı yaşardı. Fakat şu anda oldukça sakin karşılamıştı. Gu Heng, Gu Lan'ın eskisinden daha güçlü olduğunu öğrenseydi nasıl bir yüz ifadesine sahip olurdu acaba?

 

Gu Bei konuyu değiştirmek için "Bugün oldukça güzel bir gün. Bugün Klanımızın yeni gelenlerinin yeteneklerini göstereceğini duyduğum zaman bende gelip izlemek istedim." dedi. Her ne kadar Gu Heng'in söyledikleri onunda canını sıksa da Gu Bei bir şey dememişti.

 

Şu anda Gu Heng, Gu Klanı’nın birinci sıradaki halefiydi. Gu Bei her ne kadar Gu Heng'i alaşağı etmek istese de şu anın uygun bir zaman olmadığının farkındaydı.

 

Nie Li ve grubu yan tarafta duruyorlardı. Nie Li orada bulunan insanların ifadelerini gözlemliyordu. Gördüğü kadarıyla klanın içinde hala Gu Bei ve Gu Lan'dan endişelenen bir kaç kişi vardı.

 

"Ah! Demek Küçük Kuzen Gu Bei'nin ilgisini çekti? Neden sende katılmıyorsun?" dedi Gu Heng.

 

Gu Ya ve diğerleri de Gu Bei'ye bakmaya başladı. Gu Bei aylaklığıyla ünlenmişti. Gelişimine hiç önem vermiyordu. Fakat dün yaptıkları buradakilerin kafasını karıştırmıştı. Sonuçta dört yüz bin Ruhani Taş kimsenin bir anda ortaya çıkarabileceği bir miktar değildi. Onlar gibi güçlü kıdemliler bile bir seferde dört yüz bin Ruhani Taş harcayamazlardı. Bu olaydan sonra kıdemliler Gu Bei'ye biraz daha fazla dikkat etmeye başlamıştı. Sonuçta Gu Bei, Gu Lan'ın küçük kardeşiydi.

 

Gu Bei'nin yeteneği oldukça iyiydi. Eğer gelişimine odaklanır ve çok sıkı çalışırsa Gu Klanı’nın en önemli güçlerinden birisi olmayı başarabilirdi.

 

Gu Ya ve diğer kıdemlilerde Gu Bei'nin gücünü merak ediyorlardı. Fakat şu anda ona bakan kıdemliler onun hala Dünya Kader Aleminde olduğunu hissetmişlerdi. Bir Kader bile değildi. Bundan dolayı biraz hayal kırıklığına uğramışlardı. Onun yaşıtı olan Long Yuyin çoktan Göksel Kader Alemine girmeyi başarmıştı.

 

Gu Heng, Gu Ya ve diğer kıdemlilerin yüz ifadelerinin ciddileştiğini görünce ufak bir kötü niyet yaydı. Gu Bei kendini göstermeye mi karar vermişti? Görünüşe göre Gu Bei'yi bastıracak birisini bulması lazımdı!

 

"Gu Bei madem bu kadar çok ilgileniyorsun senin karşına Gu Kuan'ın çıkmasını ister misin?" diye sordu Gu Heng ve devam etti "Gu Kuan, Dünya Kader Aleminin zirvesinde bir uzmandır." dedi.

 

Gu Bei bir an içinde tereddüt ediyormuş gibi yaptı ve "Bu çokta iyi görünmüyor." dedi.

 

Gu Heng Gu Bei'nin korktuğunu düşünmüştü. Gülümseyerek "Sonuçta genç nesiller arasında yapılan bir karşılaşma bu. Endişelenmene gerek yok. Gu Kuan'a kendisini tutmasını söylerim." dedi.

 

Gu Bei bir süre düşündükten sonra sanki çok zor bir karar vermiş gibi "Tamam o zaman." dedi.

 

Xiao Ning'er onun bu yaptıklarını gördüğü zaman gülümsemişti. Gu Bei'nin ne kadar güçlü olduğunu bilmese de onun kolaylıkla Dünya Kader Aleminin zirvesinde yer alan birini yenebileceğini biliyordu. Fakat Gu Bei çok zor bir karar vermiş gibi davranıyordu. Aynı Nie Li gibiydi.

 

Gu Bei'nin de kapışacağını duyan Gu Klanı üyeleri bir anda heyecanlanmışlardı.

 

"Duydunuz mu? Yirmiye yakın eşi olan aylakta bugün kapışacakmış."

 

"Onun gelişiminin Dünya Kader Aleminin en altında olduğunu duymuştum. Kendisini hiç gelişime vermemiş. Kendi aleminde bulunan uzmanlara karşı her zaman ağır bir şekilde kaybediyormuş. O basitçe çöp!"

 

"Ama onun Ruhani Kökü Yedinci Seviye Cennet Ruhani Kökü!"

 

"Kullanmadıktan sonra Yedinci Seviye Cennet Ruhani Kökü ne işe yarar ki?"

 

"Ben Gu Bei'nin çöp olduğunu inanmıyorum. Sonuçta O, Gu Lan'ın kardeşi!"

 

"İkisi arasındaki fark Cennet ve Dünya kadar. Onların gerçekten kardeş olduklarına bile inanmıyorum ben!"

 

Gu Klanı üyeleri kendi aralarında muhabbet ederken bir yandan da Gu Bei'nin kapışmasını izlemek için bekliyorlardı.

 

Bu muhabbetleri duyan Gu Heng, sesini Gu Kuan'a aktardı ve "Gu Kuan, onu doğduğuna pişman et! Bir daha gelişim yapmayacağına yemin etsin!" dedi.

 

Gu Kuan, Gu Bei'ye bir bakış attı. Gözlerinde kötü bir parıltı vardı. Gu Bei gibi bir çöpe ders vermek çok kolay olacak diye düşünüyordu. Daha sonra arenaya atladı.

 

Gu Bei'de arenaya atladı. Sanki bir tüy gibiydi. Herhangi bir güç açığa çıkartmamıştı.

 

Onun bu hareketini göre seyirciler hayal kırıklığına uğramış gibi başlarını sallamaya başlamıştı. Gu Bei büyük ihtimalle buraya gelmeden önce kızlarla vakit geçirmişti. Çok çelimsizdi! Gu Bei'nin savaşabileceğini bile düşünmüyorlardı.

 

Nie Li gülümsüyordu. Gu Bei rol yapmada çok iyiydi.

 

Xiao Ning'er de gülümsüyordu. Daha sonra Nie Li'ye baktı ve "Nie Li, Gu Bei bunları senden öğrendi değil mi?" dedi.

 

Nie Li burnunu kaşımaya başladı. Garip bir ifadeyle "Benle ne alakası var? Daha önce ben hiç böyle bir şey yaptım mı?" dedi.

 

Xiao Yu'da gülümsüyordu. Gu Bei'nin gücünden onunda haberi vardı. Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip bir şeytan ruhuyla birleştiğinden dolayı kendisinden güçlü uzmanlarla rahat bir şekilde kapışabilirdi.

 

Gu Klanı üyeleri tezahürat yapmaya başladı.

 

"Gu Kuan o çöpe haddini bildir!"

 

"Gu Bei, yen onu!"

 

Tezahürat sesleri gitgide yükselmeye başladı.

 

"Gu Bei, senin gibi aylakları hiç sevmem. Senin gibi çöpler Gu Klanı’nda bulunmamalı. Yedinci Seviye Cennet Ruhani Kökünü piç ediyorsun! Bugün klanım adına sana güzel bir ders vereceğim!" dedi Gu Kuan soğuk bir ses tonuyla. Gu Bei'ye doğru zıpladı!!

 

Dağlardan yeni inmiş vahşi bir kaplan gibi Gu Bei'nin üzerine atıldı. Havadayken bedeni dönüşüm geçirmeye başladı ve hızlı bir şekilde Demir Pençeli Atmacayla birleşti.

 

Gu Kuan her ne kadar Gu Bei'yi küçük görse de gücünün hepsini bu saldırı için kullanmıştı.

 

Gu Bei'nin bu saldırıdan kaçamayacağını düşünüyordu. Birkaç Kıdemli bu sahneyi gördüğü zaman başlarını iki yana sallamışlardı. Onlar Gu Bei'nin gücünün ne kadar olduğunu biliyorlardı. Onun gibi bir aylak büyük ihtimalle hiç gelişim yapmamıştı.

 

Gu Kuan demir pençelerini Gu Bei'nin kafasına doğru savurdu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44250 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr