Bölüm 320: Tamamen İçten

avatar
13708 35

Tales of Demons & Gods - Bölüm 320: Tamamen İçten


 

Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

Lu Piao odaya girdikten sonra odadan acı dolu çığlıklar yükselmeye başladı. Ayrıca Xiao Xue'nun ahlaksız, pislik şeklinde söylenişleri geliyordu. Ortam sakinleşene kadar Lu Piao bir ton dayak yemişti galiba.

 

Xiao Ning'er Nie Li'ye baktı ve "Lu Piao'ya ne söyledin?" diye sordu.

 

Nie Li kötü bir şekilde sırıtarak "Pek bir şey söylemedim." dedi.

 

Xiao Ning'er dudağını ısırdı. Nie Li, Lu Piao'nun kanına girerek onu kötü bir yola düşürmüştü. Aksi takdirde Xiao Xue ona bu kadar kötü vurmazdı.

 

Nie Li ve Xiao Ning'er sohbet ederken avlunun dış kapısı çalmaya başladı.

 

"Muhtemelen Xiao Yu dönmüştür." dedi Nie Li ve kapının oraya doğru yürümeye başladı. Kapıyı açtığı zaman orada üç tane öğrencinin durduğunu gördü. Onlardan çok güçlü bir aura yayılıyordu.

 

Üç öğrenci yirmili yaşlarında gibi duruyorlardı ve aynı zamanda gelişim seviyeleri Göksel Kader Aleminden daha yüksek gibiydi. Bu üçlünün lideri gibi duran genç kesinlikle Göksel Yıldız Alemindeydi. Ondan yayılan yoğun ölüm niyeti içeren aurayı Nie Li net bir şekilde hissedebiliyordu.

 

Bu genç Nie Li'ye bakarak "Sen Nie Li misin?" dedi.

 

Genç daha sonra Xiao Ning'er'i gördü, ufak bir şaşkınlıktan sonra kendisini toparladı.

 

"Evet." dedi Nie Li. Onların neden geldiklerini ve kim olduklarını bilmiyordu.

 

"Benim adım Long You. Ejderha Mührü Ailesindenim. Birileri senden bir kelime almamı istedi." dedi Long You sıradan bir şekilde. Her ne kadar rica ediyormuş gibi konuşsa da hiçte rica etmediği aurasından belliydi.

 

Long You'nun Göksel Yıldız Alemi aurası Nie Li'yi ufaktan baskı altına almıştı.

 

Long You muhtemelen Long Tianming'in bir adamıydı. Onların buraya gelmesinin iki amacı vardı. Birincisi ondan kelime almaktı. İkincisi bu kadar iyi yeteneğe sahip olduğun için kibirlenecek olursan yoluna çıkarız demekti.

 

"Kelimenin yanında genç efendi senin Ejderha Mührü Ailesi’nin Göksel Ejderha Muhafızları’na katılmak isteyip istemeyeceğini de merak ediyor." dedi Long You, Nie Li'ye bakarak. Long You'ya göre Nie Li Göksel Ejderha Muhafızları’na katılmak için gerekli niteliklere sahip değildi. Efendisinin Nie Li'yi muhafız yapma isteğine bir türlü anlam verememişti.

 

"Muhafızlık konusu için daha öncede söylediğim gibi herhangi bir aileye şimdilik katılmak istemiyorum. Kelime konusu için de bir kaç tane yazıp size getireceğim." dedi Nie Li. Gözlerinde kimsenin fark edemeyeceği bir parıltı vardı.

 

Açıkçası bunun olacağını tahmin etmişti.

 

Ayrıca Long Tianming'in yüz elli bin Ruhani Taş vermeyeceğinin de farkındaydı. Sonuçta yüz elli bin Ruhani Taş az bir miktar değildi. Long Tianming'in meselelerle ilgilenme yöntemi Yan Yang ve Mingyue Wushuang'ın yöntemlerinden farklıydı.

 

O sahip olduğu güçlü insanları baskı altına almayı tercih ediyordu. Aynısını Nie Li'den kelime almak içinde yapıyordu. Herhangi bir ücret ödemeden bedavaya kelimelere sahip olacaktı.

 

Nie Li, her zaman Long Tianming'e ihtiyatla bakıyordu. Bundan dolayı kelimelerinin Long Tianming'in eline bu kadar kolay geçmesine izin vermek istemiyordu.

 

Long You normalde Nie Li'nin karşı çıkacağını düşünüyordu. Sonuçta onun bir kelimesi yüz elli bin Ruhani Taşa alıcı buluyordu. Fakat Nie Li hiç karşı çıkmamıştı. Görünüşe göre Nie Li oldukça uyanık bir insandı. Nasıl davranması gerektiğinin farkındaydı.

 

"Lütfen burada bekleyin. Kelimeleri yazıp geliyorum." dedi Nie Li.

 

"Tamam. Seni burada bekliyoruz." dedi Long You. Long Tianming onlara Nie Li kelimeleri sıkıntı çıkartmadan verirse Nie Li'ye dokunmamalarını söylemişti. Her ne kadar Nie Li'nin onunla rakip olma ihtimali olsa da kelimeleri verdiği sürece Long Tianming ona dokunmamaya karar vermişti. Şimdilik.

 

Sonuçta Nie Li'ye enstitünün içerisinde bir şey yapamazdı.

 

Nie Li ve Ning'er odaya geri dönmüşlerdi.

 

Ning'er, Nie Li'ye bakarak "Bu üçü senin kelimelerini herhangi bir ücret ödemeden almak istiyor ve sende onlara kelimeleri vereceğini söylüyorsun öyle mi?" dedi.

 

Ning'er biraz gücenmiş gibiydi. Bu tür olaylar İlahi İşaret Tarikatı’nda asla olmazdı. Ning'er üçlüden biraz nefret etmeye başlamıştı. Bir şeyi beleşe almak istiyorlardı ve bunun gayet sıradan bir şey olduğunu düşünüyorlardı.

 

"Güç, bir insandan daha güçlüdür. Elbette onlara istediklerini vereceğim. Sonuçta onlardan birisi Göksel Yıldız Aleminde!" dedi Nie Li gülerek. Daha sonra masasına doğru yürümeye başladı. Beyaz bir kağıt çıkardı ve fırçayı eline aldı.

 

Xiao Ning'er Nie Li'ye baktığı zaman ondan yayılan kavurucu bir aura hissetti. Üstüne bir de Karanlığın ve Işığın Yasalarının enerjileri de yayılıyordu.

 

Nie Li, Yol Niyeti'ni fırçanın ucuna odakladı ve yazmaya başladı.

 

Xiao Ning'er bu olanlar karşısında biraz şaşırmıştı. Nie Li etkinlikte kelime yazarken herhangi bir Yol Niyeti kullanmamıştı. Fakat şu anda Yol Niyeti kullanıyordu.

 

Xiao Ning'er, Nie Li'nin bir şeyler karıştırdığını fark etmişti.

 

"Minik Dünya’dayken Karanlığın ve Işığın Yasasını kavradığım zaman bunların içinde gizli bir Yol Niyeti olduğunu fark etmiştim. Karanlık soğuktu ve Işık sıcaktı. Bu benim kavradığım Yol Niyetidir. Zirvede duran bir uzmanın kavradığı Yol Niyeti ile benim kavradığım Yol Niyeti arasında büyük bir fark olması gayet normaldir. Long Tianming benden beleşe kelime istiyor ha? Bu ‘kullanışlı mallar elde edemeyeceksin’ söyleyişinin nereden geldiğini gösteriyor!” Nie Li hafifçe güldü. Yazdığı kelimenin içerisine Karanlığın ve Işığın Yasalarının Yol Niyetini gizledi. Bundan dolayı bu kelimenin içerdiği Yol Niyeti, önceki yazmış olduğu kelimenin içerdiği yol niyetinden çok, çok daha azdı.

 

Eğer önceki yazdığı kelimeyi kendi Yol Niyetiyle yazmak isteseydi aklının mucizevi bir duruma girmesi gerekiyordu.

 

Nie Li'nin söylediklerini duyduğu zaman Ning'er gülümsemişti. Nie Li sopanın küçük tarafını asla kabul etmeyen bir kişiliğe sahipti. Bu üç öğrenci için kelimeleri yazmayı direkt kabul etmesinin sebebi buydu demek. Üstüne bir de bu kelimeleri yazmak için uzun bir süre uğraşmasına gerek yoktu.

 

'Kılıç' kelimesini bitirdiği zaman Nie Li gülümseyerek "Bu oldukça samimi olmadı. Ben Long Tianming'e samimiyetimi göstermek için iki tane kelime daha yazayım." dedi.

 

Nie Li, Long Tianming'e toplamda üç kelime yazmıştı. "Yan Yang ve Mingyue Wushuang'a verdiğim kelimelerden bir tane daha fazla. Long Tianming benim içten samimiyetimi hissetmekte başarılı olur inşallah." dedi.

 

Nie Li söylediklerini duyduğu zaman Xiao Ning'er bir kere daha gülümsemişti. Nie Li çok kurnazdı! Her ne kadar Nie Li'nin çok kurnaz bir insan olabileceğini bilse de Ning'er bu hayatta en çok Nie Li'ye güveniyordu! Onun bütün kurnazlığı düşmanlarınaydı. Sevdiği insanlarla birlikte olduğu zaman Nie Li çok dürüst bir insandı.

 

Nie Li kelimeleri katladı ve kapıya gitti. Kelimeleri Long You'ya göstererek "Bitti." dedi.

 

Long You kelimeleri Nie Li'den aldı ve incelemeye başladı. Kelimelerin içinde çokta derin olmayan bir yol niyeti hissetmişti. Çok etkilenmemişti. Nie Li'nin kendilerini kandırıp kandırmadığın emin değildi. Kaşlarını çattı. Fakat daha önce Nie Li'nin yazdığı kelimenin içindeki Yol Niyetini sıradan insanların hissedemeyeceğini duymuştu. Bu tüm tarikatta yayılan bir gerçek olmuştu.

 

Long You'nun kalbinde bir şüphe yer edinmişti. Sonuçta kendisi Göksel Ejderha Muhafızları’nın elit bir üyesiydi. Üstelik Göksel Yıldız Alemindeydi. Kendisi de mi bu kelimenin içindeki niyeti hissedememişti? Long You, kelimeleri bir yüzüğün içine koydu ve Nie Li'ye bakarak "Kelimeleri aldık. Biz gidiyoruz." dedi.

 

Üçlü avluyu terk etmişti.

 

Xiao Ning'er hafifçe kaşlarını çattı. Bu üç öğrencinin çok kaba insanlar olduğuna karar vermişti. Kelimeleri herhangi bir zorluk yaşamadan almasına rağmen 'Teşekkür ederim.' bile dememişti.

 

Nie Li bu durumu çok umursamıyordu. Sonuçta onlara verdiği kelimeler sahteydi.

 

Long You gittikten kısa bir süre sonra kapı bir kere daha çalınmıştı. Nie Li kapıyı açtığı zaman Kutsal Kırmızı Ruh’u gördü.

 

"Kutsal'ı kapıma kadar getirecek meselede nedir?" dedi Nie Li saygılı bir ses tonuyla. Her ne kadar ismiyle hitap etse de karşısında onun öğretmeni olduğu için saygıda kusur etmiyordu.

 

Kutsal Kırmızı Ruh’un ifadesi ve tavrı bir bahar esintisi gibi mütevaziydi. Gülümseyerek Nie Li'ye baktı ve "Seni ders dışında rahatsız ettiğim için kusuruma bakma. Bir Lord tarafından senden bir kelime almam istendi. Bedavaya vermek istemezsen sana yüz elli bin Ruhani Taş verebilirim." dedi.

 

"Kutsal'ın sözleri çok kırıcı. Öğretmenimden gelen bir isteği nasıl geri çevirebilirim. Sizin için bir kaç tane kelime yazabilirim. Bu kelimeleri kimin istediğini sorabilir miyim peki?" dedi Nie Li çok kibar bir şekilde.

 

Kutsal Kırmızı Ruh, enstitünün bir öğretmeniydi. Onun çok fazla öğrencisi olduğu için tarikat içinde çok fazla bağlantısı vardı. Kutsal Kırmızı Ruh’un 'Lord' olarak bahsettiği kişi kesinlikle sıradan birisi olamazdı. Nie Li karşısına çıkan böyle güzel bir durumdan nasıl faydalanmazdı ki? Sonuçta bir kaç kelime yazacaktı. Kaybedeceği herhangi bir şey yoktu.

 

"Lord kendisini her zaman gizlemiş birisidir. Sana onun ismini söylesem bile onun kim olduğunu bilmezsin. Dış dünyada ona Başpapaz Gökyüzü Bulutu derler." dedi Kutsal Kırmızı Ruh. Başpapaz Gökyüzü Bulutu kendisini uzun bir süredir inzivaya çekilmişti bundan dolayı yeni gelen öğrenciler onu tanımıyorlardı.

 

Nie Li bu ismi duyduğu zaman şok geçirmişti. Başpapaz Gökyüzü Bulutu, İlahi Tüyler Tarikatı’nın en güçlü beş uzmanından birisiydi. Nie Li nasıl böyle bir kişinin kim olduğunu bilmezdi ki? Başpapaz Gökyüzü Bulutu beş kişi arasında herhangi bir güce katılmamış tek uzmandı. Fakat önceki hayatında İlahi Tüyler Tarikatı parçalandığı zaman Gökyüzü Bulutu bunu engelleyememişti. Üstüne bir de çok yaşlı olduğundan dolayı gelişim seviyesi de düşmeye başlamıştı.

 

Şu anda Gökyüzü Bulutu, tarikatta oldukça önemli bir konuma sahipti.

 

"Madem Lord benim kelimelerimi beğenmiş, ona yazacağım kelimelerde elimden gelenin en iyisini yapacağıma emin olabilirsiniz." dedi Nie Li ve devam etti "Bu kelimeleri yazarken çok fazla zaman harcamadığımdan dolayı size bu kelimeleri hediye edeceğim."

 

Kutsal Kırmızı Ruh, Nie Li'ye minnet dolu bir ifadeyle baktı ve "Çok teşekkürler. Yazdığın kelimeleri Gökyüzü Bulutu’na götüreceğim." dedi. Kutsal Kırmızı Ruh, Gökyüzü Bulutu’nun isteğini geri çevirecek bir konuma sahip değildi. Öğrencisinden kelimeleri beleşe de isteyemezdi. Kutsal Kırmızı Ruh her ne kadar üzülse de Nie Li'ye bir kelime için yüz elli bin Ruhani Taş vermeye niyetliydi. Fakat Nie Li'nin kelimelere bedava vereceğini duyduğu zaman şaşırmıştı.

 

Kutsal Kırmızı Ruh bir süre düşündükten sonra "Bu kelimeleri beleşe almak istemem. Gökyüzü Bulutu’nun koruması altına girdin artık. Bundan sonra hiçbir aile sana baskı yapamaz." dedi.

 

Kutsal Kırmızı Ruh’un söylediklerini duyduğu zaman Nie Li içinden sevinmişti. Onun için bu iyilik yüz elli bin Ruhani Taştan daha değerliydi.

 

"Kutsal'a yardımları için çok teşekkür ederim."

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr