Bölüm 319: Başpapaz Gökyüzü Bulutu

avatar
12128 35

Tales of Demons & Gods - Bölüm 319: Başpapaz Gökyüzü Bulutu


 

Çevirmen: AllenWalker Düzenleyen: Asile

 

Nie Li ve Xiao Ning'er konuşmaya devam ediyordu, konu Ye Ziyun'dan da açılmıştı.

 

Görünüşe göre Ye Ziyun'un uyumlu bir kan soyu vardı ve bundan dolayı onun İlahi İşaret Tarikatı’nın gizli eğitim alanına girmesine izin verilmişti. Şu anki gelişim seviyesi Xiao Ning'er'in gelişim seviyesinden daha yüksekti.

 

Ye Ziyun ve Xiao Ning'er'in olağanüstü yetenekleri vardı. Yeni gelenlerin İkiz Yıldızı olarak ün salmışlardı.

 

Nie Li, Ye Ziyun ve Xiao Ning'er'in orada rahat bir şekilde gelişim yaptıklarını öğrenince rahatlamıştı. Güç elde etme konusunda Nie Li onlardan herhangi bir yardım istememeye karar vermişti.

 

Bölmenin ardından Ning'er Nie Li'yi puslu olarak görebiliyordu. Ona her baktığında kalbi huzurla doluyordu. Şu anda kendisini Nie Li'ye verse dahi herhangi bir şikayeti olmazdı.

 

"Nie Li, dış dünyaya gitmeyi düşünüyor musun?" diye sordu Xiao Ning'er.

 

"Düşünüyorum." dedi Nie Li uzaklara dalmış bir şekilde gülümsedi ve "Şu anda daha yeni Göksel Kader Alemine girmeyi başardım. İki Kader olana kadar dış dünyaya çıkmayı planlamıyorum. Çıkarsam nasıl olduğunu anlamadan ölebilirim."  dedi.

 

"En." dedi Xiao Ning'er kafasını onaylama anlamında sallayarak. Nie Li'nin söylediklerini kendisi de mantıklı bulmuştu. Nie Li hakkında fazla endişelenmiyordu Xiao Nin'er. Nie Li şu ana kadar tanıdığı en zeki insandı. Düşünmeden asla hareket etmeyen biriydi.

 

Nie Li, şeytan ruhu rafine etmeye devam ediyordu bu sırada. Gu Bei ona çok fazla şeytan ruhu bulmuştu. Bundan dolayı Nie Li hiç durmadan rafine işlemine devam edebiliyordu.

 

İkinci Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhunu da elde etmeyi başarmıştı. Cennet Enerjisinin şeytan ruhlarının birleşimi üzerindeki etkisini fark ettiğinden bu yana ne zaman rafine işlemine başlasa kendi Cennet Enerjisini başarılı bir şekilde Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhu elde etmek için kullanıyordu.

 

İkinci şeytan ruhu da Yıldırım Rüzgarı tipinde bir şeytan ruhu değildi. Fakat saf Yıldırım Tipindeki İlahi Kızıl Gök Gürültüsü Kuşuydu.* Üstüne birde mutasyona uğramıştı. Ning'er için oldukça iyi sayılabilirdi.

Allen:* Kuzey Amerika mitolojisinde geçen bir kuştur.

 

İlk elde ettiği şeytan ruhunu da Xiao Xue'ye vermeye karar vermişti. Nie Li bir tane de Ye Ziyun için rafine etmeye başladı.

 

Kısa bir süre sonra Xiao Ning'er küvetten çıktı ve kendisini bir brokar ile sardı.*
Allen:* Brokar bir çeşit sırmalı ipek kumaşmış.

 

Nie Li kafasını kaldırdı ve Xiao Ning'er'e baktı. Hafiften şok olmuştu. Saçı hala ıslaktı ve su damlaları biraz kızıl olan teninden akıyordu. Şehvetli bedeni seçilebiliyordu. Zarif omuzları ve uzun ince bacakları Nie Li'nin başka yöne bakmasına izin vermiyordu.

 

Xiao Ning'er'in yüzü kızarmıştı. Bir şeyler söylemek istedi fakat çok utandığından dolayı kelimeler ağzından çıkmadı. Daha sonra beyaz eğitim kıyafetini giydi.

 

Nie Li ortamın garipliğini almak için "Ning'er, senin için Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu Şeytan ruhu hazırladım. İlk olarak bu şeytan ruhuyla birleşmelisin." dedi.

 

"Tamam." dedi Xiao Ning'er, yüzü hala kırmızıydı. Nie Li'nin yanına doğru yürümeye başladı.

 

Nie Li'den şeytan ruhunu aldıktan sonra gözlerini kapattı ve birleşmeye başladı. Şeytan Ruhu taşının içindeki Şeytan Ruhunu hissediyordu.

 

Ning'er üstüne giydiği kıyafetle şu anda çok güzel görünüyordu. Nie Li, Xiao Ning'er'in aklından geçenleri tahmin edebiliyordu. Fakat şu anda zamanı değildi.

 

Xiao Ning'er, Nie Li'nin kendisine baktığını hissettiğinden dolayı biraz rahatsız hissediyordu. Kısa bir süre sonra gözlerini açtı ve Nie Li'ye bakarak utangaç bir ses tonuyla "Nie Li eğer bana böyle bakmaya devam edersen kendimi sakinleştiremem. Şeytan ruhuyla birleşmemi zora sokuyorsun." dedi.

 

Nie Li ellerini iki yana açarak gülümsedi ve "Beni baştan çıkardın. İki dakka baksam ne olur yani?" dedi.

 

Nie Li'nin sözlerini duyunca Xiao Ning'er çok utanmıştı. Nie Li'nin kendisiyle dalga geçtiğini bildiği için dudak bükmüştü. Nie Li çok kötüydü!

 

Ning'er'in yüz ifadesini gördüğü zaman Nie Li gülümseyerek "Birleşme işlemine devam et hadi." dedi.

 

Ning'er Gök Gürültüsü Kuşu ile birleşmeye başlayınca Nie Li'de Ye Ziyun için şeytan ruhu rafine etmeye başladı.

 

İlahi Tüyler Tarikatı, Gökyüzü Bulutu Salonu.

 

Gri saçları olan yaşlı bir adam oturuyordu. Zayıf bir bedene sahip bilge görünüşlü bir adamdı. Etrafında beş tane mum yanıyordu.

 

"Usta." dedi Kutsal Kırmızı Ruh ellerini önünde birleştirip biraz da eğilmişti.

 

Bu yaşlı adam İlahi Tüyler Tarikatı’ndaki en güçlü beş uzmandan biri olan Başpapaz Gökyüzü Bulutu’ydu. Gökyüzü Bulutu diğer dört uzmana nazaran İlahi Tüyler Tarikatı’nın iç işlerine çok karışmayan tarafsız görüşe sahip birisiydi. Sadece Tarikat Efendisi’ne sadıktı ve o koltukta kimin oturduğunu umursamıyordu. Gökyüzü Bulutu’nun herhangi bir gücü yoktu, sadece altı tane öğrencisi vardı. Böyle bile olsa kimse onu güçsüz olarak değerlendirmiyordu.

 

Başpapaz Gökyüzü Bulutu gözlerini açtı ve Kutsal Kırmızı Ruh’a bakarak "Öğrencim, benim yanıma gelmende ki sebep nedir?" dedi.

 

Kutsal Kırmızı Ruh gülümseyerek "Önemli bir şey yok. Bu seneki yeni gelen öğrenciler arasında bir kaç tane iyi öğrenci var. Bunlardan bir tanesi Sekizinci Seviye Cennet Ruhani Köküne sahip. Ayrıca olağanüstü bir yeteneğe de sahip. Gelişim tekniğinin ne olduğunu ben bile çözemedim." dedi.

 

"Hmm." bu anlatılan çocuk Gökyüzü Bulutu’nun ilgisini çekmiş gibiydi.

 

"Bunların yanı sıra bugünkü buluşmada onunla ilgili ilginç bir olay yaşandı. Etkinlik dört sanatın içine Yol Niyeti katarak gösteri yapma üzerineydi. Etkinlikte, Gökyüzü Alevi Tarikatı’ndan Yan Yang, İlahi İşaret Tarikatı’ndan Mingyue Wushuang ve bizim tarikattan Long Tianming de gösteri yaptı. Bahsettiğim öğrenci onlarsan sonra çıkıp tek bir kelime yazdı. Bu söz oldukça derindi. Etkinlik alanında bulunan öğrencilerin çoğu, buna Long Tianming de dahil, bu sözün içindeki niyeti hissetmekte başarısız oldu. Sadece Yan Yang ve Mingyue bu kelimenin içindeki niyeti hissettiler ve yenilgiyi kabul ettiler."

 

Başpapaz Gökyüzü Bulutu, Kutsal Kırmızı Ruh’un söylediklerini duyunca birazda olsa etkilenmişti. 'Yan Yang'ın ve Mingyue Wushuang'ın yenilgilerini kabul etmelerine sebep olan kelime neydi?'

 

Yan Yang ve Mingyue Wushuang, Başpapaz Gökyüzü Bulutu’nun daha önce duymuş olduğu kişilerdi. Bu ikisi Gökyüzü Alevi Tarikatı ve İlahi İşaret Tarikatı’nın genç nesilleri arasında en çok tanınan kişilerdi özellikle de Yan Yang. O, Gökyüzü Alevi Tarikatı’nda son yüz yılda ortaya çıkan en iyi dahiydi.

 

"Bu bahsettiğin öğrenci hangi aileden?" diye sordu Gökyüzü Bulutu. Gökyüzü Bulutu, İlahi Tüyler Tarikatı’nın iç işlerine girmek istememişti. Çünkü buradaki çekişmeler çok yoğundu. Gu Klanı ve Ejderha Mührü Ailesi tarikatı kendi başlarına yönetmek istiyorlardı ve bundan dolayı çok fazla sıkıntı çıkmıştı. Kül Alevi Ailesi bu iki aileye nazaran biraz sessiz kalmıştı. Fakat onlarında kendilerine göre planları vardı. Gökyüzü Bulutu, İlahi Tüyler Tarikatı’nın bu düşüşünü sadece izleyebilirdi. Bu düşüşe karşı yapabileceği herhangi bir şey yoktu. Nie Li hangi aileden olursa olsun bu kargaşanın tam ortasına düşecekti.

 

"Bahsetmiş olduğum öğrenci Minik Dünya’dan geldi ve şu anda herhangi bir güce katılmadı. Üstüne birde Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’nden mezun olmadan önce herhangi bir güce katılmak istemediğini de açıkladı. Fakat onun bu şekilde güçlenebileceğinden emin değilim." dedi Kutsal Kırmızı Ruh. Kutsal Kırmızı Ruh, Gökyüzü Bulutu’nun nasıl bir insan olduğunu çok iyi biliyordu ve bundan dolayı Nie Li'yi gelip ona anlatıyordu. Gökyüzü Bulutu, herhangi bir güce katılmamış öğrencilere oldukça düşkün birisiydi.

 

"Demek Minik Dünya!" dedi Gökyüzü Bulutu içinde şaşırmıştı. Minik Dünya'yı duyunca aklına tanıdığı birisi gelmişti. Bir süre sessiz kaldıktan sonra "Bir güce katılmazsa üzerinde büyük bir baskı olacaktır. Üç büyük aileye selamlarımı götür ve onlara bu çocuğun bundan sonra benim korumamda olduğunu söyle. Onu rahatsız etmesinler! Bu çocuğun nasıl güçleneceğini yakından izleyeceğim." dedi.

 

"Tamam." dedi Kutsal Kırmızı Ruh saygılı bir şekilde.

 

Gökyüzü Bulutu her ne kadar tarikatın iç işlerine uzun bir süredir karışmamış olsa da hala tarikatın en güçlü beş uzmanından biriydi. Üstüne birde tarafsız olduğu için üç büyük aile ona biraz tavizkâr davranıyordu. Üç ailede böyle güçlü birini kışkırtmak istemiyordu.

 

Kutsal Kırmızı Ruh salondan ayrılmak üzereydi ki Gökyüzü Bulutu "Ayrıca, ondan gidip benim için bir kelime yazmasını iste. Bu çocuğun yazdığı kelimenin ne kadar derin bir niyete sahip olduğunu kendi gözlerimle görmek istiyorum." dedi.

 

Gökyüzü Bulutu da mı Nie Li ile ilgileniyordu?

 

Kutsal Kırmızı Ruh çok şaşırmıştı bu durum karşısında. Sonuçta Gökyüzü Bulutu Dövüş Atası Alemindeydi. Nie Li'nin yazdığı kelimeyi isteyecek kadar meraklı olması...

Allen: Amacın bu değil miydi zaten?

 

"Tamam, Usta." dedi Kutsal Kırmızı Ruh saygılı bir şekilde. Daha sonra salondan ayrıldı.

 

Gece çok hızlı bir şekilde bitmişti ve şafak vakti gelmişti.

 

Nie Li ve Xiao Ning'er odadan dışarı çıktı. Xiao Ning'er çoktan şeytan ruhuyla birleşmişti ve onun ne kadar güçlü olduğunu hissetmişti.

 

Lu Piao'da odasından çıkmıştı. Nie Li'yi gördüğü zaman çok heyecanlı bir şekilde onun yanına koşarak geldi ve "Nie Li, Xiao Xue, O..."

 

"Ne olmuş Xiao Xue'ya." dedi Nie Li, Lu Piao'ya bakarak. Lu Piao'nun yüzünde bir morluk vardı. Her ne kadar şifalı bitki ile iyileştirmeye çalışsalar da tamamen geçirememişlerdi.

 

"Xiao Xue dokunma izin verdi..." dedi Lu Piao çok heyecanlıydı.

 

Lu Piao'nun sözlerinden sonra Xiao Ning'er'in yüzü kızarmıştı.

 

"Nereye dokundun. Dokunduysan dokundun." dedi Nie Li acı bir ifadeyle gülümseyerek. Sadece dokunmayla bu kadar heyecanlandıysa...

 

Lu Piao biraz utangaç bir şekilde "O, eline dokunmama izin verdi." dedi.

 

Lu Piao'nun son söylediğini duyduğu zaman Nie Li garip bir şekilde ona bakmaya başladı. Lu Piao'nun bu kadar heyecanlanmasının sebebi Xiao Xue'nun eline dokunmasına izin vermesi miydi? Nie Li, Lu Piao'nun kafasına vurdu ve "Aptal! Bunda bu kadar heyecanlanacak ne var? Sadece eline dokunmuşsun!" dedi.

 

Xiao Ning'er olan biteni izledikçe gülmeye devam ediyordu.

 

Nie Li, Lu Piao'yu kolundan tutarak kendisine çekti ve onun kulağına bir şeyler fısıldadı.

 

"Gerçekten mi?" diye bağırdı Lu Piao Nie Li'nin söylediklerinden sonra. "Dalga geçme benimle!"

 

Nie Li ciddi bir ifadeyle "Dalga geçmiyorum. Söylediklerimin hepsi gerçek." dedi.

 

Lu Piao bir anlığına tereddütte kalmış gibiydi. Daha sonra ciddileşmişti. Odasına doğru giderken tüm canlılığını kaybetmiş bir şekilde yürüyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr