Swallowed Star - Bölüm 499: Saf Tüy Tao

---

 

 

 Çevirmen: I Eat Novels  Düzenleyici: Asile 

 

Saf Tüy ailesi Kaya Rüzgarı ailesinden çok daha eskiye dayanıyordu. Kırlangıç Tepesi bölgesindeki en güçlü savaşçı da tesadüfen Saf Tüy ailesindendi!

 

Saf Tüy Tao!

 

Alan Lordu seviye 6, şu anda şehrin en eski ailesiydi. Ayrıca en güçlüsü ve aileyi gölgelerden kontrol eden gerçek kişiydi. Gerçek bir insan gücüydü! Tıpkı Kara Ejder Dağı imparatorluğunun imparatorunun ardışık imparatorlar olmasıyla aynıydı. Diğer yandan doğrusu Kara Ejder Dağı imparatorluğunun gerçek gücü kutsal toprakların göksel lideriydi.

 

Saf Tüy Tao gerçek kontrolde olan adamdı!

 

….

 

Tamamen ağaç merdivenleri mora boyanmış 3 katlı tamamen mor bir köşktü. Sadece bu yapının maliyeti tüm Saf Tüy ailesinin diğer bölgelerinden daha pahalıydı.

 

Üçüncü katta…

 

Siyah sakallı gevşek bir cübbe kuşanmış orta yaşlı adam sessizce gözlerini kapatarak yatağına oturdu. Aniden güçlü bir enerji dalgası kuzey doğu yönünden yayıldı( Kan nehri dünyası diğer yönlere sahipti. Doğu, güney, batı ve kuzey ortaktı. Diğer yandan kesin yön tayinleri Dünya’dan farklıydı.)

 

“Hm?” Saf Tüy tao’nun ifadesi ciddileşti, derhal ruhsal enerjisini yayarak alanı kapladı.

 

Dövüşçü olduğundan ruh okuyucu ile kıyaslandığında çok daha zayıftı. Diğer yandan alan lordu seviyesine ulaştığında ruhsal enerjisini yayması yine bile yapması kolay bir işti.

 

Gümbür!

 

Köşk merkezde olmak üzere ruhsal enerji dalgası tüm yönlere dağılarak bir anda tüm köşkü ve belirli bir bölgeyi sardı. Kontrol ettiği gibi ifadesi derhal değişti. Sou, yatağından fırlayarak kayboldu.

 

Aile liderinin bulunduğu sarayda havayı kan kokusu sarmışken 300 ceset yerlere serilmişti. Yerdeki kırmızı ve beyaz izler iğrenç görünüyordu. Ve 300’ün üzerinde kişi aynı anda düşmüş gibiydi, orta yaşlı sakallı gevşek gri cübbeli adam sarayın gökyüzünde süzüldü. Gözleri aşağıya bakarken öfkeyle doluydu.

 

Sarayın İkinci katının penceresinden güzel bir kadın sarkıyordu. “Ah!” kanın nehir misali aktığını görünce sahne çığlık atmasına neden oldu.

 

“Hmph!”

 

Havada Saf Tüy Tao’nun ifadesi değişti.

 

Gümbür!

 

Çamur sarısı enerji derhal mekanı kapladı. Aynı anda dalgalar beyaz cübbeli Yu Ke Qi ve sarayda saklanan hatunun etrafını sararken onları havaya kaldırdı.

 

“Konuşun, ne oldu?” Saf Tüy Tao ikisine bakarken öfkeyle doluydu.

 

“Bu, bu, bu…” Güzel hatunun ifadesi solmuştu. Diğer yandan Yu Ke Qi sadece başını sallıyordu. “Bilmiyorum. Sadece bir anda siyah bir silüetin belirdiğini ve sonrasında 300 kişinin silahlarını kullanarak kendilerini öldürdüklerini gördüm. Ve aile lideri alınıp götürülmüştü.”

 

Saf Tüy Tao hatuna baktı.

 

“Evet, evet, Yu Ke Qi idi. Liderle görüşmesi için birini getirdi, lider yalnızca bu nedenle dışarı çıktı. Başka hiçbir şey bilmiyorum.” Güzel hatun başını salladı.

 

“Hm?” Saf Tüy Tao Yu Ke Qi’ye baktı. Yu Ke Qi ise belirgin bir gülümseme bıraktı.

 

Peng!

 

Bedeni şiddetlice patladı, kemikleri ve diğer şeyleri yanındaki hatunun üzerine patladı. Gözlerini kocaman açarak göğsündeki 3 büyük deliğe baktı. Bağırarak, “Kurtar beni!” neredeyse Kan Nehri dünyasındaki herkes en az yıldız gezgini seviyesindeydi, bu hatun da öyleydi, bu nedenle göğsündeki deliklerle bile henüz ölmemişti.

 

Sou! Sou! Sou!...

 

Uzaktan birçok silüet süzülerek geldi. Bunlar ailenin en güçlü savaşçıları ve önemli figürleriydi.

 

“Ata.”

 

“Ata, neler oluyor?”

 

“Büyük baba, ne, bu nedir?” ailenin yetiştirme üst kademelerinin hepsi sarayın içindeki büyük grup cesedi gördüğünde sersemlemişlerdi. Tanrım, aralarında 9 gölge muhafızı bile vardı… bunlar 9 büyük gölge muhafızlarıydı, Saf Tüy ailesinin muazzam bir gücü olan 9 bulut seviyeydi!

 

“Gidin ve aile liderini arayıp bana getirin!” Saf Tüy Tao öfkelendi. Aynı anda enerji dalgası patladı, neredeyse biçimsiz bir enerji hatunu delercesine ondan geriye hiçbir şey kalmamıştı.

 

“Evet!”

 

“Evet!”

 

Grup boyun eğdi. Aslında 300 muhafızın hepsinin öldüğünü gördüklerinde aile liderinin durumunun zaten iyi olmadığını tahmin etmişlerdi. Hikayeden duyduklarına göre… götürülmüş olmalıydı.

 

“Piç!” Çamur yeşili enerji dalgaları etrafını sararken göklerdeki bir kral gibi havada süzülüyordu. Saf Tüy Tao ruhsal enerjisiyle delice alanı tarıyordu. Bir dövüşçüydü bu nedenle ruh enerjisi çok yüzeysel ve nazikti.Kontrolü ve miktarı bir ruh okuyucunun karşısında soluk kalıyordu.

 

Ancak!

 

Basitçe taramak hiç sıkıntı değildi. Kan nehri dünyasındaki yer çekimi son derece kuvvetli olduğundan Saf Tüy Tao da sadece 80 km kadar tarayabiliyordu.

 

“Nerede?”

 

“Nerede o?”

 

Enerjiyle sarılırken 100 km civarında uçtu. Kırlangıç Tepesi şehrinin karanlık gecesinde gökyüzünde çamur yeşili bir ışık hızlıca parıldıyordu, aniden başka bir yere parlıyor, oradan oraya gidiyordu. Açıkça tüm Kırlangıç Tepesi şehrini arıyordu!

 

….

 

Kırlangıç Tepesi şehri, şehir liderinin konağında…

 

Alnında koyu yeşil bir desen bulunan orta yaşlı uzun sağlam adam saray korkulukları boyunca yürüdü. Kan kırmızı pullu bir zırh kuşanmıştı. Soğuk gözleriyle gökyüzüne Saf Tüy Tao’nun kırlangıç tepesi şehrinde arandığını görünce usulca söyledi, “Bu yaşlı çöp, ne için öfkeleniyor?”

 

“Hmph.”

 

“Bu yaşlı çöp bu kadar sinirlendiyse Saf Tüy Ailesi devasa bir kayıp yaşamış olmalı.” Dudakları bükülerek soğuk bir gülümseme bıraktı.

 

Kırlangıç tepesi şehrinde en yüksek yetkiye sahip olanlardan biriydi… Kaya Rüzgarı Xiong!

 

Diğer yandan güç bakımından yine de Saf Tüy Tao’dan hafifçe zayıf kalıyordu. Neden Kırlangıç Tepesi şehrinin lideri olabildiği konusuna gelinecek olursa iki nedeni vardı. Birisi bir kan nehri kristali özümsemesinden kaynaklanıyordu. İkinci nedeni bu bölgedeki dünya şehir lideriyle özel bir bağlantısının bulunmasıydı.

 

Saf Tüy Tao ise diğer yandan daha güçlü olmasına rağmen kan nehri kristali özümseyememişti. Bu nedenle lider olmaya hakkı yoktu.

 

“Ölene kadar kudur. Bu en iyisi olur.” Kaya Rüzgarı soğukça gülerek bunu takiben astlarına bir emir verdi, “Gidin ve Saf Tüy ailesine ne olduğunu kontrol edin.”

 

“Evet!”

 

Kısık bir ses duyuldu.

 

Saf Tüy ailesinin kökleri şehirde son derece derinlere gidiyordu. Bu katliam ve aile liderlerinin kaçırılması olayı ise, ne düzeyde bir aptallıktı? Yaşlı Saf Tüy Tao’yu tüm şehri arayacağı kadar kızdırmak ve tüm ailenin bütün departmanlarıyla aktif şekilde olaya dahil olmasını sağlamak çılgınca bir şeydi.

 

Aynı zamanda şehir liderinin Kaya Rüzgarı ailesi, bazı diğer güçlerle birlikte aramaya başladı. Tüm Kırlangıç Şehrinde bir dip akıntısı akmaya başlamıştı.

 

……

 

Yu Ailesinin Yu Yan Ta’sı yıldız seviye 9 idi, kaçma hızı maksimum saniyede 8 km kadardı.

 

Ve Evren seviye 9 olan Luo Feng, alan seviye 9 ile birlikte uzay kaynak yasalarını kullandığında anında en yüksek hızına ulaşabilirdi. Ani artışı kan nehri dünyası yer çekiminde bile saniyede 300 kmye kadar yükselebiliyordu.

 

Luo Feng önceden aile liderini yakaladığında ruhsal enerjisini sararak derhal gökyüzüne fırlayarak dümdüz bulut katmanlarına uçmaya başladı.

 

….

 

Kırlangıç Tepesi şehrinden 30,000 km uzakta 15’inci katmanda…

 

Aile liderini yakalayan Luo Feng sonunda durdu.

 

“Ne istiyorsun?” Saf Tüy Chong’un ifadesi solgundu. Dantianı yakalandığı anda yok edildiğinden ruhu şuan Luo Feng’in güçlü ruhsal enerjisinin ağır baskısı altındaydı.

 

“Neden bana soruyorsun?” Luo Feng Saf Tüy Chong’un uzay bilekliğini yakaladı. Doğal olarak uzay bilekliğinde ruh damgası vardı. Lakin Luo Feng’in ruhsal enerjisi uzun bir mızrak misali zorlayarak ruh damgası mührünü kırarak Saf Tüy Chong’un yüzünün daha da solmasına neden oldu.

 

“Epey servet sahibisin.” Luo Feng bilekliği tutarken dikkatlice içindekileri inceledi.

“Para mı istiyorsun? Sıkıntı değil. Ne kadar istersen iste fark etmez alacaksın. Sadece beni öldürme.” Saf Tüy Chong söyledi. “Sen bir ruh okuyucusun, buradaki her şeyi bana unutturabilir ve görüntünü bile hatırlamamamı sağlayabilirsin.”

 

Luo Feng somurttu.

 

Uzay bilekliğinde… kan nehri kristalleri yoktu!

 

“Saf Tüy Chong.” Luo Feng ona baktı.

 

“Hm?” Aile lideri Saf Tüy Chong Na Ailesi gibi terbiyeli olma noktasında bile değildi. Aniden siyah cübbeli gencin bakışlarıyla hipnotize oldu. Bir saniye sonra bakışları karardı ve Luo Feng’e tutkulu bir saygıyla baktı, “Usta!”

 

“Hm.” Luo Feng bulutlarda durdu.Önündeki Saf Tüy Chong’a bakarak söyledi. “Sana sorayım, kan nehri kristalleri kimde var biliyor musun? Saf Tüy Ailesinde hiç var mı?”

 

“Evet!” Saf Tüy Chon tereddüt etmeden söyledi.

 

“Neredeler?” Luo Feng’in gözleri parladı.

 

“Ailemin atasında.” Saf Tüy Chong saygıyla cevapladı.

 

“Ata?” Luo Feng somurttu. Aile içinde güçlü bir alan lordu bulunduğunu biliyordu lakin bunu önceden gerçek anlamda doğrulamamıştı.

 

“Saf Tüy Chong.” Luo Feng ona baktı.

 

“Evet, Saf Tüy ailesindeki en güçlü kişi, ayrıca Kırlangıç tepesi şehrindeki en güçlü kişi.” Saf Tüy Chong söyledi, “Kan Nehri kristali onda. Diğer yandan bir tane elde etmiş olmasına rağmen ne kadar denerse denesin özümseyemedi. Bu nedenle şehir lideri pozisyonu Kaya Rüzgarı ailesinin ellerinde.”

 

“Ailenin atası şehir liderinden daha mı güçlü?” Luo Feng bunu ondan duymuştu.

 

“Evet.” Saf Tüy Chong saygıyla söyledi. “Şehir lideri henüz yüz sene önce alan seviye oldu. Ataya göre alan seviyesinin yalnızca erken aşamalarında sayılabilir! Diğer yandan ailemin atası çoktan daha yüksek aşamalara ulaştı!”

 

Luo Feng’in kalbi tekledi.

 

Görünüşe göre şehir lideri alan lordu seviye iki üç civarındaydı. Sonuçta yalnızca yüz sene önce yarıp geçmişti. Normal kişilerin yarıp geçmesi için yavaşça enerji özümsemeyi beklemesi gerekiyordu. Seviye 1’den 9’a gitmek için çok uzun zaman gerekiyordu. Evrende bile Luo Feng gibi yetiştirmeye tabii tutulan en seçkin dahilerin böylesine bir eğitim sıklığına tabii  olarak zaman harcamasına gerek yoktu.

 

“Ailenin atası dışında başka kimde kristaller var?” Luo Feng sordu.

 

“Doğrulayabileceklerim sadece ata. Diğeri Kırlangıç Tepesi ordusu generali Kaya Rüzgarı Zan.” Saf Tüy Chong söyledi, “Kaya Rüzgarı Zan şehir lideri Kaya Rüzgarı Xiong’un genç kardeşi, benimle arası iyi. Önceden kristali göstermek için çıkardığı bile oldu, büyük kardeşinin ona özümsemesi için verdiği bir şey olduğunu söylüyordu.”

 

“Ah? Biri ailenin atasında, diğeri de Kaya Rüzgarı Zan’da?” Luo Feng gülümseyerek onayladı.