Swallowed Star - Bölüm 474: Heyecan

---

 

 Çevirmen: I Eat Novels  Düzenleyici: Asile 

 

Ping Hai Şirketi 86’ıncı kat toplantı odası.

 

“Kız kardeş Xu, iyi değil mi?” kısa saçlı hatun Xu Xin’e baktı.

 

“Sıkıntı değil.” Xu Xin sakince oturdu.

 

Luo Feng 30 yıldır İlkel Kaos şehrindeydi lakin asıl evrende 100 yıl kadar geçmişti, uzun zaman gibi görünüyor olabilirdi ancak engin evrende basitçe bir parıltıyla geçiyordu. Özellikle ebedi vücuda sahip Xu Xin’in görüntüsü 100 sene içerisinde hiç değişmemişti, sadece bakışı ve aurası… belli ki öncekinden daha olgundu, tıpkı ışığın keskinleşerek mücevher biçimini alışı gibi güzelliğini sergiliyordu.

 

“Zamanında başarabilir miyiz bilmiyorum.” Xu Xin gözlerini kapatarak içinden mırıldandı, “Luo Feng İlkel Kaos şehrinden ayrılmak üzere, umarım teftişi birkaç gün içerisinde geçeriz.”

 

“Pa! Pa! Pa!” kapı birkaç kere çaldı.

 

“Girin.” Xu Xin gözlerini açarken bakışları derin ve bilgeydi, bu büyük bir şirket yönetmekten gelen alışkanlığıydı, uzun zaman sürecinde doğal olarak kendi şeklini almıştı.

 

Kapı itilerek açıldı ve çok resmi giyimli Bo Te Lai büro şefiyle birlikte ona eşlik eden orta yaşlı, gümüş saçlı, yeşil gözlü bir bayan toplantı odasına girdi. 8 diğer çalışan arkalarından takip etti.

 

“Teftiş nasıldı?” Xu Xin gülümseyerek ayağa kalktı.

 

“Haha, Bayan Luo’nun beni yüzüstü bırakmayacağını biliyordum.” Bo Te Lai yüksek sesle güldü, yanındaki orta yaşlı hatun da gülümsedi, “Bayan Luo, departman teftiş denetimine göre son yarım yıllık raporunuz tamamen doğru, marjinal hata sadece %0.01.”

 

Xu Xin aniden heyecanlandı.

 

“Kız kardeş Xu, başardık.” Yanında kısa saçlı hatun heyecanla haykırdı.

 

“Tebrikler Bayan Luo!” Orta yaşlı hatun gülümsedi ve kolunu uzattı, “El sıkışmak Dünya’nın formalitelerinden değil mi?”

 

“Sağ olun, sağ olun.” Xu Xin elini sıkarken heyecanını bastırmak için sıkı bir mücadele veriyordu, diğer yandan gözleri neşe gözyaşlarıyla dolmuştu, sıkı çalışmasının hepsi bu gün içindi… sonunda… sonunda tam vakti sonuna yaklaşırken ulaşmayı başarmıştı.

 

“Bayan Luo.”

 

Büro şefi Bo Te Lai gülümsedi, “Son yarı yıllık rapora göre Ping Hai Şirketi’nin şu an ki sermaye değeri 100,012 karışık element, sanal evren şirketinin altındaki şirketlere verilen seviyelere göre Ping Hai şirketinin sermayesi çoktan  İkinci katman düzeyine ulaştı, bu yüzden… hemen bir gün içerisinde Ping Hai Şirketi içerisindeki değişiklikleri talep edeceğim, Bayan Luo siz de saygıdeğer bir güç ile ödüllendirileceksiniz.”

 

“Evet.” Gümüş saçlı yeşil gözlü hatun onayladı, “Bir süre içinde ana departman Bayan Luo’nun çekirdeğe girme durumunu ayarlamak üzere birilerini gönderecek.”

 

“Tebrik ederim, tebrikler.” Büro Şefi Bo Te Lai yüksek sesle güldü, “Bayan Luo çekirdeğe Son Faz üyesi olarak girdiniz, Bay Luo çekirdeğin Mutlak Başlangıç bölgesinde. Koca ve karı, ikisi de sanal evren şirketinin çekirdeğine girdi, bu kesinlikle bir peri masalı.”

 

Xu Xin heyecanını ve neşesini zorlukla bastırıyordu.

 

“Sağ olun, şirketim çoktan herkes için bir ziyafet hazırlamıştı…” Xu Xin söyledi.

 

“Bayan Luo.” Gümüş saçlı, yeşil gözlü hatun başını sallayarak gülümsedi, “Derhal sonuçları yönetime bildirmek üzere ayrılmam gerekiyor, ayrıca sizin şirket katmanınızın yükseltilmesi talebinde bulunacağım, dolayısıyla kalamayacağım.”

 

“Evet, şirketin katmanını değiştirmek son derece önemlidir, kalmaya cüret edemeyiz.” Büro Şefi Bo Te Lai de söyledi.

 

Bir süre sonra…

 

Sanal Evren Şirketi’nden gelen grup hızlıca ayrıldı, sadece Xu Xin ve yardımcısı kaldı.

 

“Kız kardeş Xu, kız kardeş Xu.” kısa saçlı hatun heyecanla haykırdı, “Yaptık, başardık, gerçekten… gerçekten Bay Luo Feng dönmeden başardık, şirketi büyüterek 2. katman şirket olduk. Tanrım, bu öyle inanılmaz ki, fazla inanılmaz!”

 

“Hm.” Xu Xin onayladı, yüzü heyecan doluydu, “Sıkı çalıştığımız sürece her şeyi başarabiliriz.”

 

“Başardık.”

 

“Gerçekten başardık.” Xu Xin döndü, devasa cam pencereden baktı. Camda yansıması görünüyordu… Dünya’da yutan yaratık faciası olduğundan beri görünümü hiç değişmemişti, hala güzeldi, figürü zarifti, yüz yıllık değişimin ardından zorlukla heyecanlanıyordu artık.

 

Bu sefer her nasılsa…

 

Tam boyutlu pencereden yansıyan hatun adeta ilk defa aşık olan genç bir kız misali heyecan ve beklentiyle doluydu.

 

“Bilmiyorum, beni Yu Xiang Dağında gördüğünde ifadesi kim bilir nasıl olacak.” Xu Xin usulca söyledi, gözleri beklentiyle doluydu.

 

…..

 

Luo Feng İlkel Kaos şehrinde 20 yıla yakın dururken asıl evrende 60 sene geçmişti.

 

60 yıl içinde Xu Xin 30 bin karışık element başlangıç sermayesini devasa işlere sokarak 100,000 karışık elemente yükseltmişti! Luo Hua da işin içindeydi lakin Xu Xin kritik rolü oynayan ana kişi sayılabilirdi.

 

60 yıl içinde 60,000 karışık element kazanmak!

 

Bu hızda kâr elde etmek Yun Mo Gezegeni ustasıyla bile kıyaslanamazdı. Tabii ki Xu Xin’in böyle bir şey yapabilmesinin tek nedeni… başlangıçta elinde olan sermayeydi. Luo Feng kardeşi ve eşine büyük miktarda servet verdiğinde Ping Hai Şirketi’nin başlangıç oluşumu çoktan 600 karışık element düzeyine ulaşmıştı.

 

600 karışık element!

 

Servet sahibi bir sektör lordu ile kıyaslanabilirdi, fakir bir ölümsüz ile de tabii… Bu seviyedeki servet Kara Ejder Dağı İmparatorluğu imparatorunun bile anında çıkartıp masaya koyabileceği bir miktar değildi.

 

Başlangıç sermayesi devasaydı!

 

Doğal olarak işlem ölçekleri de büyük başlamıştı, eğer biri sadece yüz milyon evren dolarıyla yeni bir şirkete başlarsa ( Bu Kara Ejder Dağı İmparatorluğu’nda son derece zengin kabul edilir), bu küçük sermaye en fazla birkaç yüz yaşam gezegeni alabilirdi, ancak on milyon yıllık mücadeleyle servetini bin katına çıkartarak… 1 trilyon evren dolarına yani 1 karışık elemente ulaşabilirdi!

 

Bu yüzden başlangıç sermayesi çok önemliydi.

 

Luo Feng sayesinde Ping Hai’nin başlangıç sermayesi 600 karışık element kadardı. Sonrasında Xu Xin’in liderliği ve yetenekleri, Luo Hua’nın yatırım becerileriyle… çok büyük ölçekte büyümüşlerdi, bu doğru dürüst döngüyle Sanal Evren Şirketi’nin yatırımlarını çekerek ölçeklerinin devasa bir zıplama daha yaparak ilerlemesini sağlamıştı.

 

Sonunda!

 

Yüz yıllık süre içerisinde Ping Hai Şirketi sonunda 100,000 karışık element sınırını geçmişti. Bu birçok ölümsüzün nefesini kesecek devasa bir meblağdı.

 

İlkel Kaos Şehri…

 

Enerjiler döndü, Luo Feng kendi konutunun balkonunda bağdaş kurmuş oturuyordu, diğer balkonlarda da savaşçılar duruyor veya oturuyordu, bir bakışta on binlerce savaşçı zamanlarını hazine görmüşçesine gökyüzüne bakarak geçiriyordu, görünen kaynak yasaları dönen dişliler gibiydi, eğitimlerine dönmeden önce onlara baktılar.

 

Luo Feng ise göründüğü üzere çalışıyordu.

 

Doğrusu zihni sanal evren ağı eğitim bölgesine girmişti ve simülasyonda çalışıyordu.

 

“9 Evren Levhası gizli odası yarın öğleden sonra bir başka yığın savaşçının girmesi için yeniden açılacak.” Luo Feng önceden kontrol etmişti, “O vakit göksel köprüye yarın tekrar gideceğim, şu an için… eğitim için son şansım, geçen üç yılda öğrendiğim her şeyi Nan Shen Donanımını sınırlarına ulaştırmak için kullanmalıyım.”

 

Çalışmak çok önemliydi.

 

Çalıştığını sergilemek de önemliydi.

 

“Hm?”

 

Balkonda Luo Feng gözlerini açtı.

 

“Gel benimle buluş!” Bir ses aniden zihninde yankılandı, “Gel benimle buluş!” “Gel benimle buluş!” “Gel benimle buluş!” ses tekrar tekrar yankılandığında balkonlarında eğitim yapan 1000 savaşçıdan hayatta kalan 816’sının kulaklarında yankılandı.

 

“Bu kral mı?” Luo Feng hemen gökyüzüne fırladı.

 

Shua! Shua! Shua! Shua!

 

Çorak arazinin, İlkel Kaos şehrinin farklı köşelerinden silüetler gökyüzüne fırladı toplamda 900’ün üzerinde silüet aynı yöne doğru ilerledi.

 

Şehrin gökyüzünde koyu mavi 1000 metre uzunluğunda bir balık, kuyruğunu sallayarak neredeyse ilkel kaos uzayını parçalayan tuhaf bir yaratık gibi uçuyordu, şu güçlü enerji insanın boyun eymesini sağlıyordu.

 

Ka!

 

Kabin kapısı açıldı ve 10 silüet dışarı uçtu, onlara yeşil zırhlı mor pullu adam liderlik ediyordu. Havada süzülen büyük balık anında kayboldu.

 

Aynı zamanda Luo Feng ve kalan 816 dahi ile 100’e yakın ölümsüzün hepsi havada toplanmış saygıyla bekliyordu.

 

“Selam olsun kral!” Bir grup ölümsüz eğildi.

 

“Selam olsun kral!” Luo Feng ve geniş dahi grubu da havada saygıyla eğildi.

 

“Hmph!”

 

Bir homurtu grubun kalbine ağır bir çekiç gibi düştü, yeşil pullu mor zırhlı adam göksel bir varlık misali soğukça aşağıda süzülen gruba bakıyordu ve İlkel Kaos şehrinde bu baskıyı hisseden on binlerce savaşçı ona bakmaya cüret edemiyordu bile.

 

“Korkutucu.” Luo Feng alnından dökülen soğuk terlere engel olamadı.

 

Adeta!

 

Adeta bir karıncanın güçlü ve devasa bir ejderhanın karşısında durmasına benziyordu!

 

“Kralın öfkesinin bu kadar korkutucu olmasını beklemiyordum.” Luo Feng nefesini tuttu, “Önceden sanal evrende 9 Bıçak Kralı’yla ilk karşılaştığımızda belki sanal evren ağı birinin zihnini bastırabildiğinden baskı bu denli güçlü değildi. Son sefer geldiğinde aurasını kontrol etmişti, sadece biraz bırakmasının böyle olacağını ummazdım…”

 

Sessizlik.

 

100’e yakın Ölümsüz ve 800’ün üzerindeki dahi en ufak ses çıkartmadı.

 

“İlkel Kaos şehri sizler için ayarladığımız en güvenli yer.” Yeşil zırhlı mor pullu adam havada dururken aşağıdaki grubu süzüyordu, “Ve 1000 kişiden beşte biri burada öldü, tamamen hayal kırıklığı!”

 

Sessizlik.

 

Şehrin gökyüzündeydi ve grup sadece itaatkar şekilde dinleyebiliyor ve hiç ses çıkartamıyordu.

 

“İlkel Kaos şehrinden ayrılmadan önce 10 gününüz var.” Adam soğukça söyledi, “Bu olduğunda, önceki kadar güvenli olmadığını fark edeceksiniz, eğer İlkel Kaos şehri gibi güvenli bir yerde beşte birinizi kaybediyorsanız, asıl evrene döndüğünüzde korkarım yüz yıl içinde sadece 500 taneniz hayatta kalacak.”

 

“Hmph.”

 

“Son 10 gününüzü değerlendirin, göksel köprüyü denemesi gereken kim varsa denesin, kim levhayı çalışması gerekiyorsa çalışsın. İlkel Kaos şehrinden ayrıldığınızda… tekrar buraya dönüşünüz uzun zaman sonra olacak.” Yeşil zırhlı mor pullu adam elini salladı ve emretti, “Gidin.”

 

“Evet!”

 

Büyük grup cevapladı.

 

Bununla birlikte grup dağıldı ve şehirde farklı yönlere doğru ilerledi. Kralın uyguladığı baskı öylesine fazlaydı ki...