Swallowed Star - SS 373: Luo Feng Ve Bai Kaluo

---

 

 

Çevirmen: 我吃小说 ( I Eat Novels)

 

 

 

“Nuolan Shan ailesi mi?” Luo Feng gülümsedi, “Onları uzun zamandır bekliyordum.”

 

2 yıl 8 ay önce zaten Nuolan Shan ailesinin solucan deliğinden geçerek dünyaya ilerlediğini biliyorlardı!

 

Bu kadar fazla zamanla Luo Feng bolca hazırlık yapmıştı.

 

“Güven dolu!”

 

Babata’nın alay eden sesi evren gemisinde yankılandı, “Doğru, Luo Feng, dünyaya dönme zamanı.”

 

“Acelesi yok.” Luo Feng başını salladı, “Altın Boynuzlu Yaratık Dünyanın Dünyası tekniğini çalışıyor, bu süre içinde durduramam, biraz daha zaman geçsin. Biraz gidip öldürme sahası arenasında eğitim yapacağım, oraya uğramayalı uzun süre oldu.”

 

“Öldürme sahası savaş alanı mı? Senin için meydan okuyan bir unsur yok.”

 

“Daha yüksek seviyelere karşı, biraz çekişmeli olacaktır.” Luo Feng gülümseyerek bağdaş kurup oturdu ve gözlerini kapattı, bilinci sanal evren ağına girdi.

 

Sanal Evren Ağı Kara Ejder Dağı adasında öldürme sahasının savaş arenalarından birinde.

 

Sınırsız bir çölün ortasında…

 

2 adam duruyordu. Biri yüzünde koyu yeşil pullarla alnında tek boynuzu ve sırtında iki savaş bıçağı olan soğuk bakışlı bir rakipti. Karşısındaki kişi beyaz savaş cübbesi kuşanmış gümüş uzun saçlı gümüş gözleriyle yakışıklı bir adamdı.

 

“100 bıçak?” Gümüş saçlı adam kıkırdadı, “Gerçekten daha yüksek seviye biriyle savaşmaya mı cüret ediyorsun, sana ne fark olduğunu göstereceğim….evren seviye 8 ve 9 arasında!”

 

“Hmph.” yeşil pullu adam homurdandı ve bu gümüş saçlı adamın ifadesinin değişmesine neden oldu.

 

Gümbür! Gümbür!

 

Yeşil pullu adam ve gümüş saçlı adam bir anda iki ışık demetine dönüşerek çarpıştılar.

 

......

 

Öldürme sahasında sessiz odalardan birisinde…

 

Koyu yeşil savaş üniformasını kuşanmış Nuolan Shan başka gri uzun cübbeli biriyle konuşuyordu.Bir ekran önlerinde belirdi ve yeşil pullu adamla gümüş saçlı adamın savaşını görüntüledi.

 

“Bai Kaluo’nun gücü öncekinden çok daha fazla arttı.” uzun gri cübbeli adam iltifat etti, uzun ve dar gözleri söylerken gülümsüyordu.

 

“Bai Kaluo’nun yeteneği, iradesi ve idrak seviyesi tüm öğrencilerim arasında en iyisi.” Nuolan Shan gururla söyledi, “Savaş Baltası Cengaveri unvanına sahip olsam bile önceden evren seviye 8 düzeyindeyken muhtemelen şu anki gücüne erişemeyebilirdim.”

 

“Böylesine yüksek bir değerlendirme?” Gri cübbeli adam şaşkınlıkla söyledi, “O halde bu savaşı kazanacağını düşünüyorsun?”

 

“Kazanabilir!” Nuolan Shan onayladı.

 

“Rakibi Evren Seviye 9 birisi.” gri cübbeli adam söyledi.

 

“Sadece izle!” Nuolan Shan güvenle söyledi.

 

Ekranda yeşil pullu Bai Kaluo rakibiyle aşırı çetin bir savaşa tutulmuştu.

 

Güçlü yeşil rüzgarlar etrafta daireler çiziyordu. Bai Kaluo adeta rüzgarın çocuğu misali tüm bedeni dönen bir topaca benziyordu. Sürekli olarak dönerken elinde bıçaklar ışık parıltıları saçarak gümüş saçlı adamı kesiyordu. Gümüş saçlı adamın şekli aşırı zarifti, beyaz ışık bedeni etrafını sararken tüm varlığı adeta güneş gibiydi. İplik gibi ruhsal silahını kontrol ederek sürekli olarak Bai Kaluo’nun etrafını sarıyordu.

 

“10 bıçak!”

 

Yeşil pullu adamın ifadesi görkemli bir şekilde bağırdı.

 

Bıçaklar bir anda 10 ışık demetine dönüştü!

 

“50 bıçak!” bir defa daha haykırdı.

 

Kar beyazı bıçakların ışıkları çok daha katlanarak bıçaklardan parlayan ışıklar nilüfer çiçeği gibi biçimlendirirken her bıçak ve yansıması nilüferin yaprakları gibiydi.

 

Hiss...

 

İplik misali etrafta dans eden silah Bai Kaluo’ya tekrar tekrar saldırıyordu.

 

“100 bıçak!!!”

 

Bai Kaluo bağırdı.

 

“Gümbüür…” son derece parlak bir bıçak parıltısı bir anda biçimlenerek adeta tsunami misali 100 bıçağın ışığını yansıtarak gümüş saçlı adamı anında yutuverdi. Gözleri korku ve şaşkınlıkla doluydu, bunun olduğuna inanamıyor gibiydi. Tüm bedeni yok edilmişti.

 

Bai Kaluo, yeşil pullarla kaplı adam soğuk bir şekilde homurdanarak savaş arenasından kayboldu.

 

…..

 

“Güzel!” gümüş uzun cübbeli adam keyifli bir ifade ile birlikte neşeyle bağırdı.

 

“Ne düşünüyorsun, abartmamışım değil mi.” Nuolan Shan gülümsedi.

 

“Gerçekten güzel. Öğrencin çok güçlü.” adamın yüzü heyecandan kıpkırmızı kesilmişti, “Bıçak yetenekleri ve rüzgar alanını çoktan mükemmel şekilde birleştirdim. Ayrıca bıçaklarının hızı zaman geçtikçe daha da hızlanıyor! Vakit geçtikçe saldırıları daha da güçlenerek sonunda hep birlikte Evren Seviye 9’a yarıp geçecek!”

 

“Doğru.”

 

Nuolan Shan onayladı, “Bai Kaluo’nun güçlü noktası bu tekniği sergilediği sürece ve zaman geçtikçe daha da güçlenmesi! Diğer yandan zayıflığı çok belli… tam gücüne ulaşması için geçen sürede gücü o kadar fazla değil. Eğer rakibi bu fırsatı değerlendirirse onu ezip geçmek konusunda yüksek şansı olabilir!”

 

“Haha, acele etme! Öğrencin sürekli dönerken iki bıçak kullanıyor. Ve kendi rüzgar alanının çevikliğiyle…. ona başlangıçta saldırmak zor olacaktır. Ve bıçak tekniği bırakıldığında bitecektir.” gri cübbeli adam güldü, “Fena değil, hiç fena değil.”

 

“Geçebilir mi?” Nuolan Shan ona doğru baktı.

 

“Sıkıntı değil! Döndüğümde bu görüntüyü efendiye vereceğim. İnanıyorum ki… Bai Kaluo’yu Yüz Kaplan Yapısındaki özel seçkinler arasına yerleştirmekte sorun olmayacaktır.” gri cübbeli adam gülümsedi.

 

Nuolan Shan’ın gülümsemesi derinleşti.

 

Bir süre sonra..

 

Odada sadece Nuolan Shan kaldı, “Tak! Tak! Tak!”  kapı çalındı.

 

“Girin.” Nuolan Shan bağırdı.

 

Kapı açıldı, siyah cübbeli Bai Kaluoyla birlikte sivri kulaklı De Wen girdi.

 

“Kurucu.” De Wen ve Bai Kaluo saygıyla eğildi.

 

“Hm.”

 

Nuolan Shan önündeki ikisine baktı, siyah cübbeli Bai Kaluo’nun suratı yeşil pullarla kaplıydı, tüm dış görüntüsü soğuk bir izlenim bırakıyordu. Diğer yandan Nuolan Shan baktıkça daha da alışmıştı, “Bai Kaluo, az önce yetiştirilmen için Yüz Kaplan Yapısında bir özel seçkin konumu ayarladım.”

 

“Sağ olun hocam.” Bai Kaluo hafifçe eğildi.

 

“Evet.

 

Nuolan Shan De Wen’e bakmak için döndü, “De Wen, sen ve Bai Kaluo dünyaya ulaşmak üzere olmalısınız.”

 

“Kurucu, dünyaya şu anda gerçekten çok yakınız, tahminime göre 3 gün içerisinde ulaşacağız.” De Wen’in gözleri beklentiyle doluydu, 2 yıl 8 ay kadar seyahat ettikten sonra doğal olarak endişeliydi.

 

“Çok iyi.” Nuolan Shan heyecanlanmıştı.

 

“Bai Kaluo.” Nuolan Shan ona baktı.

 

“Hocam.” Bai Kaluo saygıyla söyledi.

 

“Unutma, dünyadaki ilk hedefiniz… robot gemisini elde etmek! Dünyadaki orduları uyandırıp rahatsız etmeyin, hatta Luo Feng’i de. İlk önce gemiyi ele geçirin! Gemi birinci öncelikte!” Nuolan Shan’ın ifadesi ciddiydi, “Gemiyi ele geçirdiğinizde fırsatınız olursa Luo Feng’den kurtulun.”

 

“Evet!”

 

Bai Kaluo ve De Wen saygıyla cevapladı.

 

“Devam edin, iyi haberlerinizi bekliyorum.” Nuolan Shan gülümsedi.

 

Bai Kaluo ve De Wen hemen ayrıldı.

 

Aynı anda Bai Kaluo öldürme sahasındaki savaşına başlamıştı.

 

“Kır!”

 

Luo Feng rakibine baktı, altın kılıç balığı güzel bir eğri oluşturarak, insanı hayran bırakan şok edici bir güzellik sergiledi, altın kılıç balığı çoktan rakibinin başını delip geçmişti.

 

Çılgın, zafer!

 

“Kır!”

 

Altın alanla kaplı altın kılıç balığı son derece heyecanlı bir şekilde etrafta zıplayarak kuyruğunu sallayarak derhal güzel bir eğri çizerek kolaylıkla delinmez görünen savunmayı tam rakibinin alın kısmından yarıp geçti.

 

Çılgın, zafer!

 

“Parçala!”

 

“Parçala!”

 

“Parçala!”

 

……

 

Çılgın’ın itibarı Kara Ejder Dağı adası öldürme sahasında duyuldu.

 

“Çılgın, güçlü dokuz yıldız derecesinde dövüşçü, her savaşında daha yüksek seviyelere karşı dövüşüyor!”

 

“Önceden kendisi sadece Yıldız Seviye 6 ruh okuyucuydu, her nasılsa çoktan bu seviyeyi paramparça ederek Yıldız Seviye 7 ‘ye adımını atmış, hızlıca 9 yıldız rütbesine ulaşarak kendi seviyesinde yenilmez olmuş. Daha yüksek seviyelerle dövüştüğünde bile %99 kazanma oranı var.”

 

Gerçekten dehşet verici!

 

Kara Ejder Dağı yıldız alanında çoktan bu dahiyi not alan birçok güç bulunuyordu! 4 süper güç olsun veya 2 kutsal toprak olsun hepsi ellerini ve davetlerini bu mutlak dehaya uzatıyordu…

 

Diğer yandan Çılgın olarak anılan bu dahi onlarla hiçbir şekilde uğraşmıyordu.

 

“Bitti, burada duracağım.” Luo Feng gülümseyerek savaş alanından ayrıldı.

 

Mars.

 

Gemide bağdaş kurarak oturmuş Luo Feng gözlerini açtı.

 

“Kara Ejder Dağı yıldız alanı öldürme sahası o kadar tehdit oluşturmuyor.” Luo Feng vurguladı.

 

“Neden gururlanıyorsun? Altın Boynuzlu Yaratığı kullandın, 4 katman alanı ve altın evren yasalarını idrak yeteneğiyle. Biliyor olmalısın… devasa balta dojosunda bile evren seviye ölümüne savaşlarda bile, her hangi birisi evren yasalarını idrak etmeye başlarsa anında kazanıyor!”

 

“Yasları idrak becerisine ve 4 katman alana sahipsin!”

 

“Çok daha önemlisi zihin seviyen inanılmaz güçlü. Kara Ejder Dağı yıldız alanında aynı seviyede yenilmez olmanın neresi bu kadar tuhaf?”

 

“Eğer rekabet etmek istiyorsan, Ganwu imparatorluğundaki dahilerle rekabet et, tüm evrendeki dahileri rakibin belle!”

 

Babata Luo Feng’in kibirine dayanamıyordu, bu yüzden tekrar tekrar üzerine atlayıp tekmeliyordu.

 

Luo Feng sırıtarak derhal evren gemisinden çıkarak Mars yüzeyine kondu.

 

“Gümbüüür…”

 

Uzakta inanılmaz devasa, sonu görülemeyecek kadar uzun bir yaratık, siyah pullarla kaplı bir şekilde yeri yararak çıkıyordu! Gözleri soğuk ve acımasızdı, Luo Feng’e bakarken altın göz bebekleri parlıyordu. Sonrasında uzay yaratığı kaybolarak Luo Feng’in iç dünyasına girdi.

 

“Dünyanın Dünyası eğitimi gerçekten zor!”

 

“Şansıma dünyanın içinde dünyada şaşırtıcı miktarda servet elde ederek tüm bu değerli materyalleri elde ettim. Altın Boynuzlu Yaratıların çoğunun tüm yaşam ömrü boyunca  birinci aşamayı tamamlayamamasına şaşmamak gerek.” Luo Feng vurgulayarak başını salladıktan sonra hızlıca gemiye geri uçtu.

 

Gümbür….

 

Evren gemisi havalanarak Mars’tan ayrıldı ve Dünya’ya doğru ilerledi.