Swallowed Star - SS 345: Hazinenin 312 Parçası

---

 

 

Çevirmen: 我吃小说 ( I Eat Novels)

 

 

10 binin üzerinde kaşif oraya baktı, hepsi alaşımlı zırhlar kuşanmış beş büyük gruba ayrılmış adeta bir arada metal bir ordu gibiydi! Kalenin aras sıra yeşil ışık parıltıları, yıldırım ve elektrikle çevrilen parıltıları altında adeta herkesin gözleri kaleye sabitlenmiş yanıyordu.

 

Bu dünyanın içindeki dünyanın hazinesiydi!

 

“Ah? Neler oluyor?” Dokuzuncu prens Brolin kaşlarını çatarak baktı.

 

“Majesteleri, dışarıdan gelen kaşif orduları hala buradan uzaktalar. Hala çok erken, yeterli vaktimiz var!” dokuz korumadan yeşil saçlı bir bayan usulca söyledi, “Şu anda kesin bir avantaja sahibiz, bunu yavaşça inceleyebiliriz. Dünyanın içindeki dünyanın hazinesi kesinlikle size ait.”

 

Brolin kasvetle ileri baktı. Yüce kale yıldırım koruması altındaydı.

 

Bir anda…

 

“Kakakkaka…” Kale düşük bir ses çıkarttı, kalenin devasa kapısı yavaşça açılmaya başladı.

 

“Kapı açılıyor!” Dokuzuncu prens Brolin’in etrafı korumalarıyla çevriliyken gözleri parladı, adeta vahşi bir köpeğin kemik buluşunu andırıyordu, “%99 ihtimalle hazine içeride!”

 

Kaka…

 

Devasa kale kapıları yavaşça açılarak dışarıdaki insanların bulanık iç kısmı görmesini sağladı. Bu dışarıda toplanmış herkesin gözlerini kocaman açarak, dürbünleriyle içeriyi dikizlerken bir şeyler görebilme umuduna kapılmasına neden olmuştu.

 

Yıldız Seviye 9 savaşçılar belki Bai Lan Yıldızı gibi normal yaşam gezegenlerinde güçlü ve tiran kabul edilebilirlerdi.

 

Diğer yandan tüm galakside, Kara Ejder Dağı yıldız alanında bile sadece normal askerler, fasulyeler, korumalardı!

 

Bu grup fasulye sadece bayan Rania’nın güçlü arka planı sayesinde dünyanın içindeki dünyayı keşfetme fırsatını elde etmişti! Bu gruptaki kişilerin %99’unun hayatlarındaki en ihtişamlı sahneye tanıklık etmesini sağlamıştı.

 

“Kapılar açıldı.” kalabalığın arasında Yıldırım Tanrısı uzaktaki muazzam kaleye baktı, “Hazineler alınmak üzere.”

 

“Her şekilde bizim için kalan bir şey yok.” Hong usulca söyledi.

 

Luo Feng hafifçe kıkırdadı, “Bu sahipsiz hazine fazla şaşırtıcı. Dahası orada şu dokuzuncu prens var. Kara Ejder Dağı İmparatorluğundan gelen ihtişamı da bir yanda tabii! Ayrıca şu C2 derece lazer topları…zayıf Evren Seviye savaşçıları bile öldürebilir! Sadece gösteriyi izleyebileceğiz. Mutsuz olan gerçek kişiler muhtemelen diğer dört grubun liderleri.”

 

Luo Feng çok sakindi.

 

Bu dünyanın içindeki dünyanın hazinesiydi, doğal olarak o da bunu istiyordu. Hırs iyi bir şeydi lakin işler kızıştığında biri kendi gücünün farkında olmadan kolaylıkla hayatını kaybedebilirdi!

 

Lazer topunun sadece bir atışı yeterliydi… kimse ona karşı koyamazdı.

 

“Kaos.”

 

“Sadece kaos veya bazı diğer durumların patlak vermesiyle karışıklıktan bir şeyler aşırmayı başarabiliriz. Şu anda hiçbir umut yok.” Luo Feng önünde dört grubun liderlerinin bulunduğu kalabalığa baktı.

 

......

 

Kara Bulut Loncası, Yüz Kaplan Yapısı, Kuzey Ejder Şehri, Buz Neptünü kutsal toprağı, dört büyük grubun Yıldız seviye kaşifleri ve seçkin liderlerinin hepsi dokuzuncu prensten çekiniyor gibi görünmek zorundaydı. Kimse zıt düşüp ona rahatsızlık vermeye cesaret edemezdi. Sadece sessizce mevzuları izleyebilirlerdi.

 

“Ka!”

 

Kale kapısı tamamen açıldı.

 

Sessizlik.

 

Tamamen açılmış kaleye kimse ilk girmeye cüret etmedi. Dokuzuncu prens sadece sessizce başka bir şeyin olmasını beklerken izliyordu.

 

“Majesteleri?” arkasından bayan koruması ciddiyetle bağırdı.

 

“Gerilmeyin.” Brolin usulca söyledi, gözleri önündeki yıldırım kalesine kitlenmişti.

 

......

 

Kalabalığın arasında Luo Feng de uzaktaki kaleye bakıyordu.

 

Bir anda….

 

Kale yüzeyindeki elektrik ve şimşekler hızlıca kayboldu. Diğer yandan eski ve antik kale tamamen yenilenmiş göründü. “Tıs! Tıs! Tıs!” kaleden bir ses duyuldu, tüm kale bir ışıkla aydınlanırken bu ışık hızlıca tüm kaleyi kapladı.

 

“Haha, hahaha….”

 

Kayıtsız bir ses kaleden yankılanarak tüm alanda aksoldu.

 

“Hepiniz dünyanın içindeki dünyaya hoş geldiniz. 10 milyon yıldır bu günü bekliyordum!” Kalın bir ses yer ve gök arasında yankılandı.

 

......

 

On binin üzerinde kaşifin hepsi şaşkına döndü.

 

“Bu ses de ne, kim konuşuyor?”

 

“Bilmem.”

 

“Dünyanın içindeki dünyanın kurucusunun ölmediğini söylemeyin sakın?”

 

“Rüyanda görürsün, Yıldırım Dünyası on milyon yıl önce keşfedildi, Sektör Lordları bile Ölümsüz olmadıkça bu kadar uzun yaşayamaz.”

 

“Önceki Sektör Lordunun bir Ölümsüz olarak kendisini on milyon yıl dünyanın içinde dünyada gizlemesi mümkün mü? Sapık olabilir.”

 

Kalenin dışında on binin üzerinde kaşif tartışmaya dalmışken Luo Feng ve iki kardeşi sadece şaşkınlıkla bakıyordu.

 

“Bu?” Luo Feng, Hong ve Yıldırım Tanrısı bakıştılar.

 

“Bu da ne?” Luo Feng usulca söyledi.

 

“Sormana gerek var mı, o kadar uzun yaşadıktan sonra ölü Sektör Lordu kesinlikle ona yardımcı olan bir Ark’a sahiptir.” Zihinsel bir ses Luo Feng’in zihninde yankılandı, “On milyon yıldır yalnız olan bir Ark’ın yaşayan bir Ark’a dönüşmeyi başarabildi mi merak ediyorum, eğer yaptıysa, on milyon yıllık yalnızlık muhtemelen ona kafayı yedirmiştir!”

 

“Deli?” Luo Feng kaşlarını çattı.

 

......

 

Beş büyük grup dahil olmak üzere dokuzuncu prens kaleye baktı.

 

Kalenin semalarında ışık demetleri toplanarak sonunda sanal bir insan silüeti oluşturdu. Bu şişman tıknaz yaşlı beyaz bir adamdı. Bu yaşlı adam gözlerini kısarak on bin kişiyi inceledi. Bu tüm kaşifleri şaşkına çevirdi. Oradakiler çoğunlukla deneyim sahibiydi.

 

Işık insan silüetleri normalde ARklar veya teknoloji oluşumu olurdu.

 

“Küçük çöpler, sizin için buraya gelmeniz, dünyanın içindeki dünyadaki hazineleri elde etmeyi istemek fazla değil mi?” beyaz sakallı yaşlı adam aşağıya baktı, “Doğru, usta sahipsiz hazinesini dünyanın içindeki dünyaya koydu ve ben onu koruyorum.”

 

“Usta birçok hazineye sahip.”

 

“Bakın!”

 

Beyaz sakallı adam yanını işaret etti, kalenin gökyüzünde ışıklar toplandı ve büyük bir ekran belirdi. Üzerinde birçok objenin , farklı hazinelerin, birinin kendisini kaybedeceği kadar fazla resmi vardı. En merkez bölgede tuhaf renkli kristal bir top vardı.

 

“Miras kristal top!” Dokuzuncu prensin gözleri parladı.

 

“Bu bir miras kristal top.” diğer grupların liderlerinin hepsi umutla haykırdı.

 

Kalabalığın arasında…

 

Luo Feng de dahil olmak üzere on binin üzerinde kişi birçok hazine resmini izledi.

 

“Usta birçok hazineye sahip.”

 

“Eğer belirtmem gerekirse, toplamda 68 farklı tür hazine var. Hepsi toplandığında 312 taneler.” beyaz sakallı yaşlı adam ekranı işaret etti, derhal ekran emri ayarladı.

 

“No.1 Tüm uzaysal eğitim kılavuzlarının miras kristal topu (üç hesap)

 

No.2 Ustanın banka hesabı.

 

No.3 Alan lordu kan dönüşüm iksiri(bir porsiyon)

 

No.4…

 

…..

 

No.68 seviye 5 genetik enerji silahı Ateş Tekeri”

 

Sessizlik.

 

Herkes ekrana sertçe baktı. Fazla muhteşemdi. Hazinelerin bazılarından üç veya dört tane hatta altı yedi tane vardı. Toplamda 312 parça eşya vardı!

 

“Bu fazla, fazla…”

 

“Delilik, delilik.”

 

“En kötü eşya bile seviye 5 genetik enerji silahı.Tanrım!”

 

“Bir hazine elde ederek Kuna Yıldızında başı çeken zengin biri olabilirim.” 10 bin kişinin üzerindeki kaşif çıldırmak üzereyken gözleri parlıyordu.

 

Luo Feng ve takımı da heyecanlanmıştı. Gözleri öyle sert bakıyordu ki yerinden fırlayacak gibiydiler.

 

“Bu fazla…” Yıldırım Tanrısının ağzı bir karış açık kaldı.

 

“Dört büyük organizasyonun ve iki kutsal toprağın evren kristallerini takmamasına şaşmamak gerek! Evren kristalleri bir araya getirildiğinde bu hazineler kadar etmez. Hazine No.2  banka hesabı. Bir Sektör Lordunun tasarrufu ne kadar fazladır kim bilir? Kesinlikle dünyanın içindeki dünyadaki tüm evren kristallerinin maliyetinden çok daha fazladır!” Luo Feng de heyecanını bastırmakta zorlanıyordu.

 

“Bu Sektör Lordu gerçekten çok zengin!”

 

Babata’nın sesi Luo Feng’in zihninde yankılandı, “Bu çok çılgın. Bu Sektör Lordu kesinlikle bazı Ölümsüz Varlıkların mirasına sahip. Aksi halde bu kadar çılgın olamazdı! Tüm uzay teknikleri seti mirası, tüm gizli tekniklerinin çökmesi anlamına geliyor. Ve 3 numaralı hazine kan dönüşüm iksiri bir soyun yetişkinliğinde Alan Lorduna dönüşmesini mümkün kılıyor! Manka insanları gibi.

 

“Kullanıldığında birinin kanı tamamen değişecektir.”

 

“Ayrıca dokuzuncu hazine yaşam meyvesinden üç tane var! Eğer bir Sektör Lordu ağır yaralar alırsa bunu kullandığında tamamen iyileşecektir. Sektör Lordları için bu bir yaşam hakkı daha demektir. Kim bilir bu Sektör Lordu nasıl öldü, asla yaşam meyvelerini alma fırsatı elde edememiş olmalı.”

 

“Gerçekten zengin, gerçekten de öyle. Fukara Ölümsüz Varlıklarla kıyaslanabilir.” Babata da heyecanlanmıştı.

 

Cang Lan Yıldızında, göl kenarında ahşap bir yapıda…

 

Evin önünde iki adam oturmuştu. Orada oturuyor olmalarına rağmen biri büyük bir dağın aurasını yayarken diğeri dondurucu buzlu bir hava yayıyordu. İkisi savaş zırhlarını kuşanmış, ayaklarında botları ve sırtlarında siyah pelerinleri vardı.

 

İkisi en yüksek kaliteli şaraplarını yudumluyordu.

 

“Hm?”

 

“Hm?”

 

İkisi hafif bir şaşkınlık ifadesi takındı.

 

“Bu Kabu Sektör Lordu etrafı sarılarak düşmanları tarafından öldürülmüş, hazineleri gerçekten şaşkınlık verici.” buzlu adam elinde olmadan vurguladı.

 

Uzun sağlam adam hafifçe onayladı, “Bir Alan Lordu kan dönüşüm iksiri bile var, hangi ırktan merak ediyorum.”

 

İnsan ırkları arasında yetişkinliğinde Alan Lordu seviyesine ulaşan birkaç ırk vardı.

 

Ve sadece birkaç ırk vardı.

 

Örneğin bir Manka kan dönüşüm serumu oluşturmak için birinin altı ila yedi Manka insanını öldürmesi gerekiyordu! Bu yüzden bu tür şeyler güçlü ırktan insanları muazzam ölçüde kızdırırdı. İnsanları doğal olarak az nüfuslu olduğundan bu serumlara sahip olanları öldürebilirlerdi.

 

“Hadi üsse gidelim.”

 

“Aynen.”

 

İki adam ayaklandı, shua! İki silüet kayboldu, gerçek benlikleri çoktan on bin km ötedeki Evren Paralı Asker üssüne ulaşmıştı. Etkileyici hızları etraflarına en ufak zarar vermemişti.

 

Dünyanın içindeki dünyada.

 

Kalenin gökyüzünde ışık demetleri parladı, beyaz sakallı yaşlı adam gülümseyerek ekranı işaret etti, “Yeterince yakından baktınız mı, bu hazineler ustamın arkasında bıraktıkları.”

 

On binin üzerinde kaşif heyecanla baktı.

 

Kim onları elde etmek istemezdi?

 

Her hangi bir hazine tek başına Nuolan Shan ailesinin tüm servetinden on bin kat daha değerliydi.